confessions

utopya

- Yazar -

  1. toplam entry 280
  2. takipçi 1
  3. puan 48774

çiftlesmeyi reddeden panda

utopya
20. yuzyilin sonlari... panda nesli tukenmekte. cin’de care bulunuyor ki bulunmasina gerek yok zaten olabilecek en iyi care budur herkes bilir. pandalari acilen ciftlestirmek lazim fikri gelip catiyor. biri erkek biri disi iki panda kafese konuyor hadi ciftlesin mevzusuna dokuluyor olay. elektriklenme duygusu pek cok canlinin dogasinda var. bizim pandalar birbirlerinden elektrik alamiyorlar, kafeste kose kapmaca oynamaya basliyorlar arada bir birbirlerini hirpaliyorlar. abes bir benzetme olabilir: yeryuzunde sadece kucuk bir kiz ve yasli bir de dedemiz vardir. bizim soyumuzun devami onlarin birbirleriyle olan yakin iliskileriyle saglanacaktir. fakat kiz dedeyi begenmez, dede kizi begenir ama subyanci degildir, kabul edemez. ve bir guc tarafindan zoraki soyumuz devam ettirilir. panda gibi masum canlilar da iste dusunen varlik insanin gucuyle bu iliskiye zorlanir... pandalar bir sure daha hatta hala bu ciftlesmeyle devamliliklarini saglamislardir. bir veteriner arkadasin bu duruma cevabi: "kendi neslinin devami icin ciftlesmeyi reddeden pandalari oldurmek istiyorum."dur. bu durumda ciftlestirmesindeki mantik nedir tartisilir...

bilgiçlere fikirlerinden dolayı eksi vermek

utopya
insanlarin fikirlerinden dolayi yargilandigi bir ortamda -ki yargilansin- fikirlerinden dolayi eksi ya da arti oy almasi gayet dogaldir. bu butonlarda kullanilmak icin vardir sonucta. fakat bu buton bizim guzel ya da cirkin yazdigimizi ifade etmez. bizim fikrimizi benimseyen ya da benimsemeyen kisi sayisini gosterir. bu durumda eksi oy aldim diye uzulup, suskunlasmaya hic gerek yoktur. ayni sekilde eksi oy veren hakkinda da "adamin fikrine saygisizlik yapti." diye dusunulmesi sacmaliktir. yani denilebilecekler; kisi fikirlerinden dolayi oylanabilir fakat kisi bilimsel olarak ispatlanmis bir gercekligi yazmissa ve bu eksi oylanmissa o zaman durup dusunulmeli. ornegin; elinizdeki kalem beyazdir ve karsinizdaki kisi bunun beyaz oldugunu cok iyi gorup, bilmektedir fakat sirf muhalefet olmak adina “hayir, o kalem beyaz degil, saridir.” demesi kara cahillikten baska bir sey degildir. bu gibi bir konuyu sozlukte oylayan yazara tabii ki kara cahil demek hakaret etmektir fakat aklini hice saydigi kesinlikle bir gercektir...

büyük ve küçük yazar farkı

utopya
buyuk yazar ile kucuk yazar arasindaki en buyuk fark dusunce yapilaridir. birisi buyuk dusunur digeri kucuk. bu da buyukluk, kucukluk siniflandirmasini olusturur... dusunce yapilarindaki bu zitliksa yasanmisliklarindaki azlik ya da cokluktan dolayidir. veya gozlem yeteneklerindeki gucluluk-zayifliktan dolayi...

hiç yoktan iyidir

utopya
"sen hicsin" ile "sen yoksun" arasindaki farki anlatan guzel bir sozdur. biri size "sen yoksun" dese cok koymaz ama biri size "hicsin" dese koyar ki bu da kelimenin ses ozelliklerinden olsa gerek. fakat "hic" kelimesi, "yok" kelimesine gore iltifat niteligindedir. sen bu dunyadaydin ama bir hictin diyerek iltifat anlami tasiyabilir. fakat "yok" apayridir. senin bu dunyada yerin bile yoktur anlamindadir. bu durumda yok olmaktansa hic olmayi tercih edebiliriz...

girilen entryi daha sonra kucaklamak

utopya
genellikle sorumluluk duygusuyla yazan yazarlarin entrysini acip okumasi, anlamini, imlasini kontrol etmesi ve inci gibi oldugunu fark edince entrysi ile sicak bir iliskiye girmesidir. kucaklama derken tabii ki maddi bir yakinlik soz konusudur. o da saniyorsam soyle olabilir: iyi entry yazdigina inanan yazarimizin yazdiklarini dosyalayip cd veya diskete yazmasi daha sonra bunlarla sarmas dolas olmasidir. bu onun narsistligini gostermez, yazilarina deger verdigini gosterir herhalde. insan bazen kendi yaptiklariyla da gurur duymali...

pijamali çekirdek

utopya
hapishaneye girenlerin giydikleri cizgili pijamalarin desenini tasiyan cekirdek oldugundan pijamali cekirdek denmektedir. bu cekirdeginde kendi arasinda cinsi vardir, tombul pijamali cekirdek, zayif pijamali cekirdek, tuzlu pijamali cekirdek, tuzsuz pijamali cekirdek. normal ay cekirdegi duz siyah olarak bilindiginden ayirt edilmek icin boyle bir ad verilmistir. ay cekirdegi dediginizde simsiyah cekirdekten size verirler ve yediginizde disleriniz kapkara olur. iste pijamali cekirdek bu yuzden tercih edilir ve diger cekirdekten ayirt edilmesi icin bu sekilde vurgulanir. ay cekirdeginden bilinen en buyuk farki disteki goruntusudur...

her şeyi pembe olan hatun modeli

utopya
renklerin hepsi ozeldir ve guzeldir. pembeyi bu zamanda sadece kizlar degil erkekler de giymektedir. ve insan diye bakilirsa insana cok yakisan bir renktir her renk gibi. renklerin kisiye gore tabii ki guzeli, cirkini, asili, zarifi olabilir. bu rengi seksi olamayanlarin, boyu kisalarin, sumsuk gibi insanlarin amacli bir sekilde giydiklerini dusunmek kisinin gozunun dunyayi ne amacla gordugunun gostergesi olsa gerek. kisi kendine bu rengi yakistiriyorsa ve ustunde tasiyabiliyorsa o renk guzeldir. pembenin cok yakistigi hatunlar da vardir. morun cok yakistigi hatunlar da. can yucel’in siirinde dedigi gibi “ne renk olursa olsun kasin gozun, karsindakinin gordugudur rengin.” size gore siyahi giyen insan guzel olabilir ama bu size goredir. sizin gozunuzdur ve onlari karalamaya da gerek yoktur. her seyi pembe olan hatun modelinin beraberinde her seyi pembe olan hatun modeline tas atan hatta hakaret eden insan modelini aklima getiren baslik... neyse butun genellemeler yanlissa burada yazilanlarinda asti astari yoktur...

aramaya inanmak

utopya
yazdigim birkac konuda karsima cikmis soz obegi... istahla baslik acarsiniz, kendinizce uzerinde ugrasmissinizdir. altina gelen "ilk" yorum aramaya inanmaktir. bu durumda denilecek, gercekten emek verilerek yazilmissa, nerden biliyorlar ki aramaya inanmadiğimi ya da aramadiğimi? bu durumda karsimdaki de bana klasik su cevabimi verecek: "arasaydin bulurdun kardesim." hayata geldiysek zaten hepimiz arayis icindeyi olmaliyiz ki oyleyiz. aradim belki bulamadim. bulamadim yani otesi yok ki. her arayan aradigini bulsaydi su anda eminim pek cok kisi cok farkli yerde olurdu...
ya da saklambac oyunu ornek olabilir bu konuya. saklananlari ararsiniz, birkac kisi sobelersiniz, bir kisi kalir ararsiniz, ararsiniz bulamazsiniz o da sizi sobeler. oyunu eglenceli yapan da budur zaten... amac aramaktir, amac bulmak degildir. sadece aramak. bulursunuz ya da bulamazsiniz bu sizin inanmadiginizi gostermez... eger ki ayar vermek icinse hic vermiyor aklima sadece bilgi sozlugun yazarlarina guvenmesi geliyor. sen bana guvenirsen ben de sana guvenirim ortada guven olursa inanc kendiliginden gelir zaten... nedense basliklarimin altina aramaya inanmak yazilinca ozur dilemem gerektigini ve bir cocuk gibi bir daha yapmayacagim soz demeyi aklima getiren baslik...

entrylere seri arti oy veren muhterem kişi

utopya
seri eksi oy veren insana uzulmeme sebep olmus baslik. seri eksi oy veren klasikleserek “ibne” oldu. seri arti oy veren insansa muhterem oldu, yuce oldu. seri eksi oy veren kadar seri arti oy veren de, seri eksi oy verene edilen kufurlere layiktir. bos olan bir basliga arti oy vermekte acizliktir. sozlukte bir seyler paylasiliyorsa tabii ki bos olabilecegini kimse dusunemez ama her sozlugun kaderinde vardir; seri eksi oy veren kisi, eksi oy verdiginden nefret ediyordur, seri arti oy veren kisi de oy verdigi kisiyi taniyordur, seviyordur, asiktir ve objektif degildir. bu durumda eksi oy verenle ayni kefede tutulmalidir...

sözlüğe sadece okuyarak katılmak

utopya
yazar sadece yazan insan degil okuyan insandir da. okumasa zaten yazamaz... sozluge sadece okuyarak katılıyorsa eminim bir bildigi vardır. cani yazmak istemez, havasinda degildir, okumak ister bu durumda adami zorlarsan sozluk coplukten oteye gidemez. bos bos basliklar acar. inaniyorum ki okuyarak sozluge katiliyorsa sozlugun gelecegi icindir. gelecekten kastim sozluge vakif olmak icindir, ne konular var, hangi konularda eksiklik var gibi... “aramaya inanmak” basligiyla esdeger de olabilir. belki baslik ariyordur aramaktan yazi yazamiyordur... desteklenmesi gereken bir kitle olarak dusunuyorum. ilk vahiy de “oku” idi. ilmin basi okumaktir...

sözlüklerin efendisi

utopya
herkes kendince efendidir ve kendini efendi hissettigi surece. bu durumda dunya’da pek cok efendi bulunmaktadir. sozluk de insana benzer. kendini efendi hissettigi surece efendidir ve icinde kendini efendi hisseden yazarlar oldugu surece efendidir. bu durumda sozluklerin bir efendisi yoktur. efendileri vardir. bu genellemelere yalan diyip x sozlugu efendidir demek fanatizmden oteye gidemez. fanatizm de fanatikligin aklin onune gecmesidir. bu durumda sozluklerin efendisi budur diyen kisi aklini geri plana atmis kisidir...

parlament film kuşağı

utopya
star tv’nin zamaninda hafta sonlarina koydugu film kusagiydi. mavi bir fon uzerinde parlament film kusagi yazardi. parlament film kusagi sunar seklinde yayina girilirdi. misirlar patlatilir, salon karartilir, ailecek karsisina gecilirdi. cok guzel filmler verirlerdi...

atv

utopya
su siralar gece kusagi sinemasina baslamis gibime gelen kanal. her gece 12-1 arasina film koyarlar, en gec 2.30 gibi biter. fakat bu gece kusagina bir zamanlar star tv’nin pazar gecesi film kusagina taktigi parlement film kusagi ismi gibi isim takmamislardir. bu yuzden reklami hic yapilmamistir. sansa rast gelirsiniz. guzel filmler verirler genelde. arada dandikleri de olmaktadir fakat genel olarak izlenebilir hatta protesto edilebilir filmler koyarlar. protestolar genelde niye bu saate boyle bir film koyarlar seklindedir.

türk askeri lubnan a gidiyor

utopya
onumuzdeki gunlerde askerimiz lubnan’a barisi saglamak icin gidecek. 340 evet, 192 hayir oyu ve 1 cekimser oyla tbmm’de tezkere kabul edildi. sayin basbakanimiz koltugunda guzelce otursun, askerimiz senelerce yan gelip yatmadan hem vatan icinde hem vatan disinda bizi en iyi sekilde savunacak ve temsil edecektir...

9

utopya
basrollerinde fikret kuskan, ozan guven ve daha pek cok sanatcimizin oldugu 2002 ya da 2003 yapımı bir film. cok ses getirmemis hatta sayili sinema salonunda gosterime girmistir. bastan sona sorgulamayla gecen bir filmdi diye hatirliyorum...depresifti sanki.

bon jovi

utopya
my guitar lies bleeding in my arms gibi takdire sayan bir sarkilari vardir. bonjovi cok da iyi soz yazdigini kanitlamistir. ayrica arabesk yapabilmeyi cok iyi basarmistir. insana damardan hitap edebilen bir muzisyen bazi sarkilariyla... suanda eski cizgisinden cok uzaktadir. blaze of glory parcasi da cok iyidir. klibinde sadece jon bonjovi’nin olmasi sadece bu adami goz onune sermistir oysa ki arkasinda mukemmel bir ekip vardir...

toka

utopya
tokanin cesitleri vardir. lastik, kelebek, tel toka gibi... lastikleri genelde saci uzun erkekler takmaktadir cunku kizlar icin pek sade kacar, kelebek tokayi yarmagul’u idol edinenler takmaktadir, tel tokayi da sade ve zeki insanlar takmaktadir. oyle ki tel tokayi pek cok islerine alet etmektedirler. saclarina taktiklari gibi, kagitlari birbirine tutturmak icin de takarlar ki bu onlar icin acayip zeki bir harekettir...kurdan niyetine kullananlar da vardir.

kupe

utopya
erkek kupe takarsa nonos olur yavuz sultan selim takarsa padisah olur. kulagina kupe takan erkeklerin cogu agzına yavuz’u dolamistir. ne yani yavuz da takiyordu derler...
3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol