bir güvercin türü.
fincan takımı gibi bir şey, biri kırılınca, diğerleri bir anlam ifade etmemeye başlıyor.
kadınlar tarafından başarı ile kullanılan ama kullanıldığı yer ve zaman ayarlaması mükemmel değilse, elimizdeki tek mermilik silahı heba etmemize sebep olan tuzlu su.
chp izmir eski milletvekili sabri ergülün, yurtdışına kaçan rize eski milletvekili şevki yılmaza deyyus-u ekber demesi ve de mecliste pankart açması ile daha da popüler olan, anlamı peso olan kelime. deyyus-u ekber, dışarı!
isveçli iki genç bir müzik grubu kurmaya karar verirler björn ve bennyo. o esnada iki kadınla tanışırlar agnetha ve anni karı-koca dört kişilik müzik grubu olurlar bir süre sonra. en ünlü şarkıları dancing queendir.
dudak ve diş olarak doğsa daha iyi olurdu dediğim oyuncu.
john forbes nashin hayatını konu alan filmde, ortaya attığı teori 45 yıl sonra kendisine nobel ekonomi ödülü kazandırmıştır. nash hala princaton ünv.de profesörlük görevini sürdürüyor. fakat filmde,dünyanın kendisine muhtaç olduğu düşüncesi ile çeşitli sanrılar görmekteydi hala da görüyormuş.
gıda güvenliği kontrol sistemi de diyebiliriz. tehlike analizi ve kritik kontrol noktaları olarak çevirebileceğimiz bu yönetim sistemi ilk kez astronotların gıda güvenliğini sağlamak amacı ile 1973de nasa tarafından oluşturulmuştur. gıda üretiminde sıfır hatayı baz almışlardır. zamanla gelişme gösteren bu sistem 2003’de ts 13001 standardı ile son halini almıştır.
1630-52, tam 22 yılda bitmiş devasa aşk yapıtı. iyi de niye ölğümünü bekledi ki bunun için? kadın sağ iken görse daha güzel bir jest olurdu. 4 minaresi olup, 75 metre yüksekliğindedir.
içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazların çalışmadığı, kimilerine göre ezoterik bilgileri bilenler, kimilerine göre ise uzaylılar tarafından yapılmış mısır krallarına ait yapılar.
jameikada ganja ismiyle içilen, kafa yapan ot.
hümanist filozof. şapkaları ile ünlüdür bir de yaşlandıkça bırakmış olduğu karışık sakalları.
w ile h yanyana gelince w okunmaz diyen ingilizlere ait kelimlerden biri ama iyi de which derken niçin okuyoruz, o da ayrı bir muamma
onunla değil, onsuz olmayacak kurum.
düşündüğünüz,
söylemek istediğiniz,
söylediğinizi sandığınız,
söylediğiniz,
karşınızdakinin duymak istediği
duyduğu
anlamak istediği
anladığı
...arasında farklar vardır. dolayısıyla insanlarn birbirini yanlış anlaması için en az sekiz ihtimal var diye bir laf duyömuştum, kimden bilmem.
söylemek istediğiniz,
söylediğinizi sandığınız,
söylediğiniz,
karşınızdakinin duymak istediği
duyduğu
anlamak istediği
anladığı
...arasında farklar vardır. dolayısıyla insanlarn birbirini yanlış anlaması için en az sekiz ihtimal var diye bir laf duyömuştum, kimden bilmem.
allahım önce senden, sonra da kimse ile dalga geçme, ismiyle de! diyen annemden özür diliyorum ama kaşgarlı mahmut diyince aklıma, rizede mıhlama yapılan imansız peyniri ile, domates çorbasının üzerinde rendelenmiş halde bulunan kaşar peyniri geliyor.
iki kurbağa, french kiss yaparken ne düşünür acaba. dili diğernin bağırsağında falan: ince barsağında iltahap var sevgilim, bir doktora gitsek diyorum.
yönetim kurulu toplantısında otel lobisinde günde 3 kez tarkandan şımarık / kiss kiss çalsak hiç de fena olmaz, avrupalılar hasta oluyor hem diye bir cümle sarfedip, genel müdürümün olmaz öyle şey hayır! diye cevap verdiği an benim g.t olmama sebep olan şarkıcı.
isveçli ünlü soprano.
minik kutudaki çokokrem, altın rengi kaplaması olan, para şeklindeki yassı çikolata.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?