tokalon

hep en güzel moladır.

kürt açılım paketi patladı...

devletin dar gelirliler üzerinde uyguladığı adil olmayan vergi türüdür.

(bkz: enflasyon)

hiçbir vakit yeri ve zamanını ayarlayamayanlar vardır. bunlar yalnızken birden kahkaha atmaya başlayabilip, çok eğlenceli bir ortamda çatık kaşlı durabilmektedirler.işin bu kısmına dahil biri olarak,bu durum neyle açıklanır bilemem, fakat düzeleceğini ümit eder aynı durumu yaşayanları gözlerinden öperim.

inan temelkuran’ ın yazıp yönettiği ’uluslararası antalya altın portakal film festivali ulusal uzun metrajlı film yarışması’nda,ödülü’kosmos’la paylaşan film.

lewis carroll’ un neredeyde bütün uyuşturucu maddelerini alt metin olarak sunduğu, ortaya çok iyi birşeyler çıkardığı güzel masal.

(bkz: magic mushroom)

hangi türlü şey olursa olsun hep başkasını isteyebileceğimi meşrulaştıp, kandıran ve yatıştıran şarkıdır.harikadır.

durum aslında şöyle başlar, önce din temelli ayaklanmalar başlar. cumhuriyet döneminden sonra modadır çünkü. sonra yetmişlerde kolektivizm ve sosyalizm kavramları gelişir. bu dönem sosyalist bütün platformlarda ’lan bu türk/çerkes/ermeni/arap’ demeden omuz omuza emperyalizme karşı savaş verilir. sonra 80 sonrası özellikle 90’ larda ulus-devlet sorunsalı gündeme gelir. artık sınırları çizilmiş bir devlet zamanı gelmiştir. çünkü böyle bir zihniyete göre devlet olmak üst düzey bir homojenliği gerektirir.

bu kadar sistematik hareket eden, bütün dönem ’koşullarını’ yerine getirmiş bir topluluğun,sadece kendi kimliklerini korumak adına, kıyıma gitmesi, karşılarında kıyama duracak adamların bulunması için tek sebep değildir.kürt miliyetçiliği terör’ ün belki başlangıcının değil ama süreğenliğinin önemli bir aygıtıdır.

bu yazı hiçbir şekilde kürt karşıtlığı içermemektedir. lütfen alçak bir yerde ya da munzur’ un kıyısında bir gölgelikte saklayınız... çünkü hepimiz biriliz efendim ’kürt’ eşittir ’tu kaka’ değildir.kürt merttir hatta. fakat sistem azınlıkları bu kadar kavramışken bir yerden başlayıp ayılmak gerekir.
artık...

kimlik aidiyet ve tanınma kavramlarını içinde barındırır. birçok paradigma gibi 70’li yıllarda kullanılmaya başlanmıştır. kimlik oluşturamamak, kimliksiz kalmak ırkçılığı da beraberinde getirir.oysa ırk bir kimlik değildir.
(bkz: turklugunden nefret eden insan )

iran devriminin oluşumu sırasında, ayetullah humeyni’ nin yanında yer almış bir sosyologtur. ayetullah humeyni daha çok halkın sesiyken, şeriati aydınları bilinçlendirmiştir. ülkesinde sık sık batı yanlısı olmakla suçlanmıştır. sanırım bunun nedeni, adamın avrupa’ da aldığı sosyoloji temellerini iran’ atmaya çalışmasıdır.

işkenceciler de insan psikolojisini iyi bilir. geçmiş döneme göre tabi ki bir iyileşme söz konusudur. aslında memur olduklarından ve memurun kelime anlamı emre itaat eden olduğundan, hukuk devleti dönemini beklemek gerekir. bu bekleyiş uzun süreceğinden, polis memuru genellikle negatif imgelem yaratır. negatif imgelem nedir, bunu bir polise bir ara sormak lazımdır.

akdeniz’ de yetişen bir ağaçtır. fakat karadeniz’ in güzide belediye peyzaj mimarları, ısrarla bu bitkiyi yol kenarlarına, oraya buraya ekerler ve palmiyenin insanın beline falan gelen birşey olduğunu düşündürtürler. oysa kocamandır. uzar gider...

bütün ambalajlarından sıyrılacaktır. çünkü güzellik öyle gizlenecek birşey değildir.

sözlük okuyarak anlamaya çalıştığım birşey.

nurullah ataç’ ın fetişidir zanlamca.. çünkü kendileri ’ve’ ve ’ile’ bağlaçlarını kullanırken, çokça düşünür taşınır.benim gibi ha deyince ikisini birbirinin yerine kullanmaz.

adı her ne kadar alakasız bir şekilde virginia woolf’u anımsatmış olsa da -ki kendisi akıp giden giderken can titreten bir nehirde intihar etmiştir- etrafının betonla çevrili olması yüzünden çok da bir şeye benzemeyen, manavgat’ ta bir gölün adıdır.

tadı çok güzeldir. nikotin mi onu bu kadar güzel yapar bilinmez ama uzun ara verildiğinde insanın çiğneyesi gelir.ayrıca kolonyası da yapılır. fakat bu kolonya, oldukça ağır bir kokuya sahiptir.

meslek, toplumda iyi kötü bir statü edinmemizi sağlayan sistem aygıtıdır. genellikle çalışılanan meslek grubu, kişinin karakterindendir gibi çok yalnış bir inanış vardır. mesela her sosyoloğun sosyal konulara duyarlı, her anaokulu öğretmeninin şirin olmak zorunda olduğunu düşünen gözardı edilemeyecek geniş bir kitle vardır.
meslek edinmek insan hayatında üniversite eğitiminden sonra toplumun dayattığı bir başka konudur.hemen ardından evlilik gelir. mor koyun olmayı seçen bizler, ne kadar karşı görüşte olsakta, artık birşeyler yapsam da millette sussa diye hayıflanır dururuz.sonra artık birşeyler yaparız. o kadar çok şey yaparız ki kavramları unutur, yabancılaşmayı ne yazık ki sadece düz anlamıyla ’ülke elden gidiyor, çok toprak satıldı bu senede’ gibi ’eylemsiz’ ve kesinlikle yüzeysel tartışmalara başlarız.
not: bu hayıflanma tabi yersiz değildir. fakat oturan boğa olmak da mor koyun olmaktan iyi bir şey değildir.