tiryaki

+emrah kos sozlugun ebesini sikiyorlar!
-e hep anamı becerecek değiller ya...

ferdi tayfur denilince akla ilk gelenlerden...

şimdi hatırlıyorum ,ben daha çok küçükken tınısı kalmış kulağımda,dinleyince bir tuhaf oluyorum...evet.

elazığ doğumlu türkücü.her daim gür duran bıyıkları,olgun,dingin tavırları ve hiçbir zaman eskimeyen o hoş tebessümü ile apayrı bir yeri vardır şahsımda.
bir babacanlık kokusu dağıtır etrafa böyle...

her su grubu burcunda mevcut olduğu üzere kıskançlıktan kafayı yiyip,bütün enerjisini kendi kendine yarattığı içsel hesaplaşmalara veren,çatacak birini bulamadımı da yengeç hayvanına ait bir refleksle kendi kabuğuna çekilip kendini etraftan soyutlayan ilginç bir nevi karakterdir bu.
dikkat çekmek için yapamayacağı şey yoktur bunun.’’bugün dikkat çekmek için ne yaptın’’sorunsalı içerisinde kıvranıp durur böyle adeta.
ilginç bir not da akıl hastahanelerinin %30’unun yengeç burcu bireylerinden çıktığı olgusudur ki tek başına kendilerinden uzak durma sebebidir.
tamam kurnazdır,romantiktir,duygusaldır hatta ve hatta böylesine bir konuda genelleme yapmak yanlıştır bile ancak ne var ki bu ,yengeç burcunun antipatik olmadığı anlamına gelmez.

başak burcu olurlar kendileri...

hareketlerinden açıkça şizofreni olduğu belli olan lennie’nin ya da başka bir deyişle ;zayıf karakterli insanların hayata tutunma çabalarına,ırk ayrımcılığına,alt tabaka ile üst tabaka arasında süregelen çekişmeye ve daha bir çok önemli meseleye el altından göndemeler yapan eşsiz bir john steinbeck eseri.

hezarfen kişisinin yanıklarını iyileştirdiği ecnebi kızı banyoda dikizleyip hemen ardından ’’ahh memeler,ahh memeler ’’diyerek nefis bir şiir tadı veren kudurmuş nağmeleri geldi gözüme birden...evet,öyle...

+işte bu da senin için sakladığım bir ejderha fosili...bunu ben ilk senle tanıştığım zaman dere kenearında bulmuştum...bunu kaybetme lütfen,olur mu...
hem doko’nun sevgilisi ona bir dinazor yumurtası hediye etmiş,sen öyle şeyler vermedin bana hiç...

-sevgilim sen neler diyorsun böyle ben sana kendi ellerimle yonttuğum bir mağara yaptım...daha ne yapıyim...’

söz konusu filmde anlatıldığına göre sadrazamın padişaha :’’derhal öldürün bu faniyi padişahım,sonra ne derler size hazarfan uçabiliyor,padişah uçamıyor demezler mi’’telkini üzerine padişah tarafından eline 9 ytl lik vip biletlerden bir adet uçuş bileti sıkıştırılan bahtsız karakter.

yazanın eline diline sağlık diyorum,başka da bir şey demiyorum...’’malı mülkü sattım zelo verdim şaraba,şarapçının evi de zelo olsun haraba’’...anlayana bir çeşit yaşam felsefesi...budur...

evlerinin önü de zelo tahta daraba
malı mülkü sattım zelo verdim şaraba
şarapçının evi de zelo olsun haraba
evlerinin önü de zelo dardır geçilmez
soğuktur suları da zelo bir tas içilmez
anadan geçilir zelo senden geçilmez

evinin önünden zelo geldim de geçtim
hançer yarasından zelo yerlere düştüm
ben senden geçmedim zelo kendimden geçtim

diğer marketlere nazaran, ürünlerini daha yüksek fiyatlarla satan alışveriş merkezi.

(bkz: bana mazlum u getirin)

1990 yılı çıkışlı bir ibrahim tatlıses albümü.aynı zamanda ibo’nun içindeki çakalı yavaş yavaş gün yüzüne çıkarmaya başladığı bir albüm olur bu.
toplumun her bir kesimine;araplara,çerkezlere,romanlara,kürtlere,azerilere’’ bakın ben sizin şarkılarınızı okuyorum ,ben gibisini bulamazsınız’’demek istiyor sanki. (ya da ben çok kaotik bir yapıya sahibim),bay tatlıses. öyle ki ,sırf bu yüzden bu albümünün satış rakamları diğer bütün albümlerinin toplam cirosuna yaklaşmıştır hemen hemen.
hemen parçadaki şarkıları şöyle az bir inceleyelim,bakalım,neymiş....

gül ali:romanların en bir sevdiği parçadır bu dersek yerinde olur kanımca.sünnetlerinde,düğünlerinde,sokaklarda her bir yerde bu parçayı çalıp söylerler.’’aman gül alim,canım gül alim...’’diye.
ayez hanım:urfa’lı olup da bir urfa türküsü okumadan olmaz tabii,araplar da dinler kürtler de...hem okumazsa hemşolar ne der sonra!
benim naylon tarağım var:hmmm... azeri ezgileriyle dolu bir türkü...ee azerilerdeki ibo hayranlığını unutmamak gerekirdi zaten.

perşembe gününde:uzun hava severler için bulunmaz bir türkü...onlar da yararlansın albümden!
caney caney:kürt halk türküsü...
bu şarkı türkiye’de ve ırak’ta(fanatik hayranlarıdır ibo’nun) yaşamlarını sürdüren tüm kürtlere gitsin!(-bir nevi böyle işte...)
hesabım var:arabesk işte...biçare sevgililer,aşıklar,gençler,acı çekenler,itilmiş,dışlanmış kaç insan var ise hepsi dinlesin diye...
ha bir de ne faydası var diye karagün dostu bir şarkı var ki o güzelim albüme fazla diye aynı albüm içinde 2000 yılında piyasaya sunmuştur ki tek bu şarkı için almaya değerdir.öyle de olmuştur nitekim, ordan da şöyle bir 100.000 adet satmıştır.

ha albüm süper olmuştur o ayrı,kıroyum evet....

romanların pek bir sevdiği türküdür bu.klarnet sesine de çok yakışıyor kanımca.

ibo resmen döktürmüştür bu parçada.içli içli çalan klavyeyle sesini yarıştırıyor adeta bu hınzır yaww!

bir rivayete göre de seri eksi oy veren ibne kendini ele verecek ve tüm bilgiçlerin ortasında kendi kafasına bir el ateş ederek oracıkta hayatına son verecektir.

süperstar isimli bir şakiyla bu sene eurovision’da ülkemiz temsil edecekmiş.
bir de ayrildiği bir eşi var ki o da kim süperstar diye bir şarki yazmiş kendisine cevaben...ne güzel...

(bkz: akvaryum)

beyazıt öztü(-ha hayret!)k....