confessions

thewall

- Yazar -

  1. toplam entry 98
  2. takipçi 1
  3. puan 46469

necip fazıl kısakürek

thewall
şiir konusunda bir üstaddır. diğeri için (bkz: nazım hikmet ran) evet bu iki üstadın ikisi de aynı yere yazılmalıdır, yazılması gereklidir. hayat bakış açıları çok farklı olabilir. ama ikisi de inançları uğruna sıkıntılar çekmiştir, zulumlere uğramışlardır. galiba anlamamız gereken tek nokta bu. gerisi farazi.

cnbc e

thewall
aslında cnbc e izliyerek usa kültürünün bir parçası oluyoruz. işin yanı bunu yaparken olayın farkında bile değiliz... ülkedeki tv kanallarının seviyesi yüzünden, usa da çekilmiş ne kadar dizi var hepsini el ezber etmek durumuda kalıyoruz... birçoğu kaliteli yapımlar kesinlikle farkındayım, ama itiraf edelim bir süre sonra bişeye benzemeyen dizileri de takip etmeye başlıyoruz... ya da en iyisi mastürbatif bir dürtüyle kendimizi kandıralım, canım arada sırada dünya sinemasından örnekler de veriyor...

takıldığım bi konu da, si en bi si e olarak okumamamız.. (bkz: emperyalizmin dünyanı getirdiği son nokta ) yani ya si en bi si i olarak okuyalım şu meredi, ya da c n b c e olarak. o sonundaki e -kanal e nin "e" siydi bilindiği üzre- niye türkçe okunmaktadır, ben hala türk topraklarında yayın yapan bir kanalım imajı mı vermektedir... anlayamadım...

not: yazar, yazıyı yazarken, kendini kaybetmiş haldeydi. yazdıkları kesinlikle hükümsüzdür.
yaşasın si en bi si e

abdullah gül

thewall
"nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi hikmet.
nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
bir ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında amiral vilyamson’un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, amerikan amirali
amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi hikmet
nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."


evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt hainiyim, ben vatan hainiyim.
vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, amerikan üsleri, amerikan bombası, amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.

yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
nâzım hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ....



edit: burda eleştirilen gül ün inançları değildir. onun ve partisinin politikalarıdır. 5 yılda yaptıkları dış borçlardır. her taşı özelleştirmeleridir.

thewall

thewall
"söz vermiştim kendi kendime: yazı bile yazmayacaktım. yazı yazmak da hırstan başka ne idi ? burada namuslu insanlar arasında sakin, ölümü bekleyecektim. hırs hiddet neme gerekti?

yapamadım. koştum tütüncüye, kağıt kalem aldım, oturdum. ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım. kalemi yonttum. yonttuktan sonra tuttum öptüm. yazmasam deli olacaktım."

rock n coke

thewall
show tv ana haber bülteninden:

-sizin için rock müzik ne demek?
-eelence (eğlence deniyor burda)

midesinde ve bağırsaklarında mcdonald s ve coca cola; kocaman pembe gözlükleriyle sevişecek birini arayan zavallı, keşke sana ne yaptıklarını bi bilseydin...

evet, rock ın felsesinde yatan özgürlüktür. herşeye ve herkese özgürlük... fakat bu aynı zamanda bişeylerin farkına vararak özgür olmaktır. bu bişeylerin farkında olmamak ve rock ı bir eğlence zannetmek insanı çok zavallıca yerlere sürükler. (bkz: fake rocker)

mastürbasyon yaparken ezan okunması

thewall
masturbasyon yapmak bilindiği üzere günah falan değildir. hatta mihrapta mahali olacak bir olay bile değildir, yani çok normal bir olaydır. dolayısıyla olayın yemek yerken ezan okunmasından hiçbir farkı yoktur. ya da sevişirken ezanın okunmasından... tanrı insanlara organları verdiği zaman insanların o organlarla ne yapacaklarını biliyordu zaten.

six feet under

thewall
sonuyla içime eden dizi. içime etmekle kalmamıştır, yanında hediye olarak sabaha kadar uykumu kaçırmıştır. birgün hepimiz öleceğiz, herkes biliyor. bu gerçek için geliyoruz dünyaya... ama bu gerçek yokmuş gibi yapıyoruz. ama mesela bu yazıyı okuyanlardan birine araba çarpacak, diğeri kalp kirizinden gidecek vs. vs. ama sonuçta ne olacak, biz imamın 4 kollu kayığına bineceğiz ki, ki bu iyi ihtimal...

anlatmak istediğim, diziyi hiç izlememiş olabilirsiniz, ama son bikaç bölümü bulun buldurun, izleyin izletin... neden veya zaman önemli değil, öleceğiz... bunu hazmedebilirsek birçok şeyin önemi kalmıyor... bu önemsizlik, hayattan bıkkınlık şeklinde bir olay şeklinde gerçekleşmiyor ama, insana garip bi huzur ve mutluluk veriyor...

memnun olmak

thewall
biriyle tanışınca söylenen sevgi pıtırcığı. henüz neden olduğunu çözememişimdir. bir insanla tanıştıktan sonra söylense daha manalı olmaz mı mesela? yani daha ilk sözde memnun oldum denilir. ya karşıdaki manyaksa? ya hayata 180 derece ters bi noktadan bakıyorsa? bunları bilmeden nasıl memnun olunur, bilemem.

bülent ersoy

thewall
insanoğlunun ne kadar başa kakıcı bir varlık olduğunu gözümüze soka soka kanıtlamış kişidir. bu insan 25 kusür yıl önce cinsiyet değiştirmiştir. ama bin yıl önce olmuş olay olmasına rağmen, hala herkes tarafından dalga geçilmektedir. insanlar beğenirler ya da iğrenirler, o herkesin kendi subjektif yargısıdır. ama yargıları veri zannetmek daima yanlış sonuçlar doğurur. (bkz: ey özgürlük)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol