ahmet marankinin, programına konuk olduğu seda sayanda kullandığı ucubik tabir. çok rahatsız edici, aşırı derecede gülünç. denk gelirseniz hak verirsiniz bana.
abicim tamam profesörsün iyisin hoşsun ama şu kainat ve eczane kalıplarını birleştirerek komiklik yapma gözünü seveyim.
(bkz: kainat eczanesi)
dünya de yeryüzü de. sanki uzayın sırrını çözmüş de dünya gibi nimetlerin saklandığı bi ton gezegen bulmuş da adam kendi kendine eğliyo zevkini. senin "necip" milletin lafı başka tarafından anlamaya meyilli hoca! yarın gelir "hocam o eczanenin adresini ver hele" diye dumura uğratır seni, sen de arkana bakmadan kaçarsın valla. yapma öyle şeyler.
(bkz: kainat eczanesi)
dünya de yeryüzü de. sanki uzayın sırrını çözmüş de dünya gibi nimetlerin saklandığı bi ton gezegen bulmuş da adam kendi kendine eğliyo zevkini. senin "necip" milletin lafı başka tarafından anlamaya meyilli hoca! yarın gelir "hocam o eczanenin adresini ver hele" diye dumura uğratır seni, sen de arkana bakmadan kaçarsın valla. yapma öyle şeyler.
ahmet marankiyle uzun zamandır seda sayanın yayınına müdavim olmuş, aynı zamanda kuranın şifresini çözmekten bir hal olmuş doktor kişi.
arka sıradakiler izlemek, izin gününüzde ebeveynin izdivac izleyerek kafanızı ütülemesi; seda sayanla karşılaşmak.
nejat yavaşoğullarının 1975te çıkardığı kırkbeşliktir. daha sonra nejat abi bulutsuzluk özlemini kurunca, şarkıyı yeniden düzenlenmiştir.
(bkz: yalnız kalma bu dünyada)
askerdeyseniz, öss mağduruysanız; bunalım takılıyorsanız ve kafa yapmaya ihtiyacınız varsa arka sıradakileri izleyerek sizi "yetmişlik açsanıza lan" konumuna getirecek sendromun genel açılımıdır.
bu diziyle bir nesil bedava kafa yaptı abi. senaristleri tebrik etmek istiyorum.
(bkz: beni bu güzel kafalar mahvetti)
(bkz: beni bu güzel kafalar mahvetti)
askerlik zamanımda günde en az üç kez yayınladıkları arka sıradakiler yüzünden bunalıma girmeme sebep olmuş kanaldır. haberleri sunan elemanları da hayli "politik" konuşmaktadırlar yorum yaparken. hani ne etliye ne sütlüye havası hakimdir kanalda. çok tavsiye etmem izlemenizi.
popüler kültür karşısında eğilip bükülmeyen, en fazla iş yaptığı dönemde tası tarağı toplayıp amerikaya gitmiş ve birçoğumuzun -haliyle- cesaret edemeyeceği cesarete sahip kadın solisttir. sesi çok güzel olmakla, şarkılara değişik eğlenceli yorumlar katmasıyla da bilinir. hep içimizdendir, asidir; söyleyemediklerimizin avazıdır özi. seviyoruz seni.
bir çok sanatçıdan dinlenir ama kesinlikle murat göğebakandan dinlemeyin derim. abi türkünün ruhunu hiç etmiş.
(bkz: kendim ettim kendim buldum)
sevişken yapılı insan evladı için bulunmaz nimetlerin ve sahnelerin olduğu film türüdür.
özlem tekinin, bundan tam 3 sene önce kral tvde sunduğu müzik programının ismi. hayli de eğlenceliydi. onur baştürkün de konuk olmuşluğu vardır.
ilk baştaki yazılarından tutun da bugüne kadar gelen tüm boşlukları dolduramama mantıksızlığıyla magazinin geniş kitlelerce yanlış anlaşılmasına sebep olmuş kişidir. magazin demek "süslü püslü" yaşamların afişe edildiği, parlak şöhretlerin daha da parlatıldığı bir alan değildir çünkü.
maalesef kelebek gibi bir gazete ekinde yazma şansı bulmuş bu arkadaş, fikirlerini artık empoze etme kıvamına getirdi. kendisi gibi düşünmeyen, kendi zevkinde giyinmeyen; kendi beğendiği müzikleri dinlemeyen insanlar bu arkadaşın gazabından nasiplenir oldular.
hangar diye bir yayın vardı zamanında kral tvde. özlem tekin sunardı. bir akşam bu arkadaşı çağırmışlar, mıymıntının teki bilader. iki lafı bir araya getiremez mi insan? sen nasıl gazetecisin. üstelik gazeteciliğin en fazla prim yaptığı ve hep yapacağı alanda köşe yazarısın sen. işte sevgili bilgiç böyle yazar görünümlü kan emiciler sayesinde ülkemde magazin nasıl anlaşılıyor biraz olsun anlamış oldun. onurdu, oraydı, ayşeydi bu türden yazan elemanlar, magazini sütyen kopçasından topuklu ayakkabı mecrasında piç edenler oldukça medeni olamayız, sadece ve sadece o "büyülü" hayatı hiçbir zaman göremeyecek insanların düşmanımız olmasını sağlarız.
maalesef kelebek gibi bir gazete ekinde yazma şansı bulmuş bu arkadaş, fikirlerini artık empoze etme kıvamına getirdi. kendisi gibi düşünmeyen, kendi zevkinde giyinmeyen; kendi beğendiği müzikleri dinlemeyen insanlar bu arkadaşın gazabından nasiplenir oldular.
hangar diye bir yayın vardı zamanında kral tvde. özlem tekin sunardı. bir akşam bu arkadaşı çağırmışlar, mıymıntının teki bilader. iki lafı bir araya getiremez mi insan? sen nasıl gazetecisin. üstelik gazeteciliğin en fazla prim yaptığı ve hep yapacağı alanda köşe yazarısın sen. işte sevgili bilgiç böyle yazar görünümlü kan emiciler sayesinde ülkemde magazin nasıl anlaşılıyor biraz olsun anlamış oldun. onurdu, oraydı, ayşeydi bu türden yazan elemanlar, magazini sütyen kopçasından topuklu ayakkabı mecrasında piç edenler oldukça medeni olamayız, sadece ve sadece o "büyülü" hayatı hiçbir zaman göremeyecek insanların düşmanımız olmasını sağlarız.
umut ederek vardığım dikenlerin kendsiiydi senin kucağın, hiç ses etmedim.
acı çekme özgürlüğüydü göğsünde açan çiçekler, bana aitti artık dikenlerin.
kanarken hayal ettim, çünkü umut olmasaydı yaşanmazdı hayaller, gerçek olmazdı.
senden yana düşlenenler bilirim ki yarım kalacaktı.
umutla bekledim, seni düşledim. seni düşlerken, başlı başına sen demekti o zaten.
acı çekme özgürlüğüydü göğsünde açan çiçekler, bana aitti artık dikenlerin.
kanarken hayal ettim, çünkü umut olmasaydı yaşanmazdı hayaller, gerçek olmazdı.
senden yana düşlenenler bilirim ki yarım kalacaktı.
umutla bekledim, seni düşledim. seni düşlerken, başlı başına sen demekti o zaten.
gülü sevdim dikeni battı, seni sevdim götün kalktı.
ankaradaysanız çözüm diğer illerimize göre daha karmaşık. özellikle mimli semtlerinize gönderilen hurda ikaruslarda balık istifi kıvamına gelmek istemiyorsanız bir iki durak geriye yürüyüp öyle bineceksiniz.
daha yaratıcı bir çözüm istiyorsak, genelde balık istifi haline gelinmiş otobüse son bir gayretle nokta atış yapıp orta ve arka kapılardaki o milimetrik boşluğu göreceksiniz. gördünüz mü? hemen atlayın oraya, elalem ön kapıyı beklerken siz hinlik yapıp gideceğiniz yere geç kalmaktan kurtulacaksınız.
bu hamlenizin ardından otobüsteki uykulu kızların mahmurluğuna ilaç gibi gelecek, atik oluşunuzun semeresini -en azından hayalgücünzü zorlayarak- alacaksınız.
daha yaratıcı bir çözüm istiyorsak, genelde balık istifi haline gelinmiş otobüse son bir gayretle nokta atış yapıp orta ve arka kapılardaki o milimetrik boşluğu göreceksiniz. gördünüz mü? hemen atlayın oraya, elalem ön kapıyı beklerken siz hinlik yapıp gideceğiniz yere geç kalmaktan kurtulacaksınız.
bu hamlenizin ardından otobüsteki uykulu kızların mahmurluğuna ilaç gibi gelecek, atik oluşunuzun semeresini -en azından hayalgücünzü zorlayarak- alacaksınız.
geç de olsa adalet yerini -ve kendisini- buldu. umarım bir daha böyle yol "kaza"ları başına gelmez. büyük geçmiş olsun.
panic roomda kendisini seslendiren ablamız beni hayal kırıklığına uğrattı. kadının daha tok bir ses tonu var, oluyo mu şimdi öyle?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?