akıl yürütme.
hayatı:
moiz kohen, diğer adıyla tekin alp, türk ulusçuluğunun evrimine katkıda bulunmuş bir düşünce adamıdır. aslen yahudidir. gerçek ismi moiz kohen’dir; ancak yazılarında tekin alp takma adını kullanır. ileride ise tekin alp’i gerçek ismi olarak almıştır.
gençliği de dâhil olmak üzere hayatının çok büyük bölümü istanbul’da ve selanik’te geçmiştir. bu iki şehrin ulusalcılık ideolojilerinin yoğun olduğu şehirler olduğuna dikkat edersek görüşlerinin kaynağı hakkında da bir fikrimiz olabilir.
öncelikle kısaca hayatını anlatmak istiyorum:
1883 yılında, bir hahamın oğlu olarak, selanik’te dünyaya gelmiştir.
selanik’te hahamlık öğrenimi görmüş ve diploma almıştır. daha sonradan 1907 yılında ecole imperiale de droit’da ve sonra da istanbul’da hukuk öğrenimi almıştır.
1905’ten başlayarak 5 yıl boyunca asır gazetesi başta olmak üzere çeşitli yayın organlarında yazdı, bu gazetede yazı işleri müdürü görevi de aldı.
aynı dönemde tamim-i lisan-ı osmani cemiyeti’ni(osmanlıcayı yayma derneği) kurarak başına geçti.
1907 yılında masonların faaliyetlerine katıldı ve 1909 yılında ise hamburg dünya siyonist kongre’sine selanik temsilcisi olarak gitti; ancak görüşleri sebebiyle bu akımdan koptu.
1908’de ve daha sonrasında ittihat ve terakki cemiyeti’ne katılarak aktif bir üye olmuştur.
1910’da meclis-i umumi-yi vilayet’in bir üyesi olmuştur; ancak politikada bu denli aktif olmasına rağmen parti içinde yönetim kısmında yer almıyordu.
1912’de selanik’in yunanlılar tarafından alınmasından sonra önce viyana’ya ve daha sonra da istanbul’a yerleşmiştir.
1914-1918 yılları arasından tütün ihracatçılığının yanında ek iş olarak üniversitede hukuk ve politik ekonomi dersleri vermiştir.
1916 yılına kadar istanbul’da türk yurdu, türk derneği ve yeni mecmua gibi dergilere yazmıştır. bu senede ise iktisat mecmuası isimli, kısmen devlet tarafından desteklenen dergisini çıkardı ve 1918’e kadar başyazarlığını yaptı.
1916-1930 yılları yazın ve düşünce hayatının yanısıra ticaret ile uğraşmış ve kimi şirketlerde üst düzey görevlerde bulunmuştur.
birinci dünya savaşından sonra (1918’den sonra) munis tekin alp adını almıştır. bu dönemde kemalizmi ateşli bir şekilde benimsemiştir ve kemalizm üzerine yazılar yazmıştır.
tekin alp’in hayatını en çok etkileyen gelişmelerden birisi 1942 yılında konulan ve azınlıklara özgü bir vergi olan “varlık vergisi’dir”. kendisine ekonomik anlamda çok büyük darbeler vurmuş olan bu vergiye rağmen düşüncelerinden, rejime olan inancından vazgeçmedi.
1945-1950 arası istanbul belediye meclisi üyeliği görevindeydi.
1948-1956 yılları arasında ise dergisi olan iktisat mecmuası başta olmak üzere cumhuriyet, akşam, vatan ve hürriyet gibi gazetelere yazılar yazmıştır.
1956’da emekli olduktan sonra fransa’ya gitmiştir. türkiye ile olan ilişkilerini sürdürebilmek adına fahri konsolosluk ünvanı istemiştir; ancak bu isteği kabul edilmemiştir.
1961 yılına kadar ailesi ile birlikte yaşamıştır ve 1961’de hayatını kaybetmiştir. yahudi mezarlığına gömülmüştür.
ps: ablanın ödevinden aşırmadır.
moiz kohen, diğer adıyla tekin alp, türk ulusçuluğunun evrimine katkıda bulunmuş bir düşünce adamıdır. aslen yahudidir. gerçek ismi moiz kohen’dir; ancak yazılarında tekin alp takma adını kullanır. ileride ise tekin alp’i gerçek ismi olarak almıştır.
gençliği de dâhil olmak üzere hayatının çok büyük bölümü istanbul’da ve selanik’te geçmiştir. bu iki şehrin ulusalcılık ideolojilerinin yoğun olduğu şehirler olduğuna dikkat edersek görüşlerinin kaynağı hakkında da bir fikrimiz olabilir.
öncelikle kısaca hayatını anlatmak istiyorum:
1883 yılında, bir hahamın oğlu olarak, selanik’te dünyaya gelmiştir.
selanik’te hahamlık öğrenimi görmüş ve diploma almıştır. daha sonradan 1907 yılında ecole imperiale de droit’da ve sonra da istanbul’da hukuk öğrenimi almıştır.
1905’ten başlayarak 5 yıl boyunca asır gazetesi başta olmak üzere çeşitli yayın organlarında yazdı, bu gazetede yazı işleri müdürü görevi de aldı.
aynı dönemde tamim-i lisan-ı osmani cemiyeti’ni(osmanlıcayı yayma derneği) kurarak başına geçti.
1907 yılında masonların faaliyetlerine katıldı ve 1909 yılında ise hamburg dünya siyonist kongre’sine selanik temsilcisi olarak gitti; ancak görüşleri sebebiyle bu akımdan koptu.
1908’de ve daha sonrasında ittihat ve terakki cemiyeti’ne katılarak aktif bir üye olmuştur.
1910’da meclis-i umumi-yi vilayet’in bir üyesi olmuştur; ancak politikada bu denli aktif olmasına rağmen parti içinde yönetim kısmında yer almıyordu.
1912’de selanik’in yunanlılar tarafından alınmasından sonra önce viyana’ya ve daha sonra da istanbul’a yerleşmiştir.
1914-1918 yılları arasından tütün ihracatçılığının yanında ek iş olarak üniversitede hukuk ve politik ekonomi dersleri vermiştir.
1916 yılına kadar istanbul’da türk yurdu, türk derneği ve yeni mecmua gibi dergilere yazmıştır. bu senede ise iktisat mecmuası isimli, kısmen devlet tarafından desteklenen dergisini çıkardı ve 1918’e kadar başyazarlığını yaptı.
1916-1930 yılları yazın ve düşünce hayatının yanısıra ticaret ile uğraşmış ve kimi şirketlerde üst düzey görevlerde bulunmuştur.
birinci dünya savaşından sonra (1918’den sonra) munis tekin alp adını almıştır. bu dönemde kemalizmi ateşli bir şekilde benimsemiştir ve kemalizm üzerine yazılar yazmıştır.
tekin alp’in hayatını en çok etkileyen gelişmelerden birisi 1942 yılında konulan ve azınlıklara özgü bir vergi olan “varlık vergisi’dir”. kendisine ekonomik anlamda çok büyük darbeler vurmuş olan bu vergiye rağmen düşüncelerinden, rejime olan inancından vazgeçmedi.
1945-1950 arası istanbul belediye meclisi üyeliği görevindeydi.
1948-1956 yılları arasında ise dergisi olan iktisat mecmuası başta olmak üzere cumhuriyet, akşam, vatan ve hürriyet gibi gazetelere yazılar yazmıştır.
1956’da emekli olduktan sonra fransa’ya gitmiştir. türkiye ile olan ilişkilerini sürdürebilmek adına fahri konsolosluk ünvanı istemiştir; ancak bu isteği kabul edilmemiştir.
1961 yılına kadar ailesi ile birlikte yaşamıştır ve 1961’de hayatını kaybetmiştir. yahudi mezarlığına gömülmüştür.
ps: ablanın ödevinden aşırmadır.
yalnızca bir efsanedir ve öyle kalacaktır çünkü;
http://www.komikaze.net/sitebocugu/karikaturler/5943567_411_04.jpg
http://www.komikaze.net/sitebocugu/karikaturler/5943567_411_04.jpg
(bkz: kamikaze)
(bkz: gelen gideni aratır)
bir joe dassin klasiği.
et si tu nexistais pas
dis-moi pourquoi jexisterais?
pour traîner dans un monde sans toi
sans espoir et sans regret
et si tu nexistais pas
jessayerais dinventer lamour
comme un peintre qui voit sous ses doigts
naître les couleurs du jour
et qui nen revient pas
et si tu nexistais pas
dis-moi pour qui jexisterais?
des passantes endormies dans mes bras
que je naimerais jamais
et si tu nexistais pas
je ne serais quun point de plus
dans ce monde qui vient et qui va
je me sentirais perdu
jaurais besoin de toi
et si tu nexistais pas
dis-moi comment jexisterais?
je pourrais faire semblant dêtre moi
mais je ne serais pas vrai
et si tu nexistais pas
je crois que je laurais trouvé
le secret de la vie, le pourquoi
simplement pour te créer
et pour te regarder
et si tu nexistais pas
dis-moi pourquoi jexisterais?
pour traîner dans un monde sans toi
sans espoir et sans regret
et si tu nexistais pas
jessayerais dinventer lamour
comme un peintre qui voit sous ses doigts
naître les couleurs du jour
et qui nen revient pas
et si tu nexistais pas
dis-moi pourquoi jexisterais?
pour traîner dans un monde sans toi
sans espoir et sans regret
et si tu nexistais pas
jessayerais dinventer lamour
comme un peintre qui voit sous ses doigts
naître les couleurs du jour
et qui nen revient pas
et si tu nexistais pas
dis-moi pour qui jexisterais?
des passantes endormies dans mes bras
que je naimerais jamais
et si tu nexistais pas
je ne serais quun point de plus
dans ce monde qui vient et qui va
je me sentirais perdu
jaurais besoin de toi
et si tu nexistais pas
dis-moi comment jexisterais?
je pourrais faire semblant dêtre moi
mais je ne serais pas vrai
et si tu nexistais pas
je crois que je laurais trouvé
le secret de la vie, le pourquoi
simplement pour te créer
et pour te regarder
et si tu nexistais pas
dis-moi pourquoi jexisterais?
pour traîner dans un monde sans toi
sans espoir et sans regret
et si tu nexistais pas
jessayerais dinventer lamour
comme un peintre qui voit sous ses doigts
naître les couleurs du jour
et qui nen revient pas
eski sevgiliden beklenip de alınamayanlar.
sugababes’in bir şarkısı:
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
sooner or later this drunken elevator
is gonna stop where i’m supposed to be
it’s ten past eleven, i’m half way up to heaven
but i’m stuck in reality
night’s kind of funny
not in it for the money
but i know that i’ve gotta pay
love’s gonna getcha
but only when i letcha
and i don’t wanna turn away
why can’t the boys be the toys
that the girls want the boys to be
and why can’t the girls see the world
that the boys want the girls to see, yeah
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
midnight is on the low
no front just sing the flow
we’re speaking all in code
to get to the place we know
sweat running down my back
i’m wearing leather, black
falling into a trap
there is no turning back
i got my ladies with me
fellas get cool and freaky
but we’ve gotta keep them tamed
cos we don’t wanna play that game
everybody from the block
needs to break free tonight
it ain’t no weakest party
buckle up enjoy the ride
what you see and what you hear
can never be exposed
acting out of character
is everything we know
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
sooner or later this drunken elevator
is gonna stop where i’m supposed to be
it’s ten past eleven, i’m half way up to heaven
but i’m stuck in reality
night’s kind of funny
not in it for the money
but i know that i’ve gotta pay
love’s gonna getcha
but only when i letcha
and i don’t wanna turn away
why can’t the boys be the toys
that the girls want the boys to be
and why can’t the girls see the world
that the boys want the girls to see, yeah
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
midnight is on the low
no front just sing the flow
we’re speaking all in code
to get to the place we know
sweat running down my back
i’m wearing leather, black
falling into a trap
there is no turning back
i got my ladies with me
fellas get cool and freaky
but we’ve gotta keep them tamed
cos we don’t wanna play that game
everybody from the block
needs to break free tonight
it ain’t no weakest party
buckle up enjoy the ride
what you see and what you hear
can never be exposed
acting out of character
is everything we know
i’m caught up in the middle
jumping through the riddle
i’m falling just a little tonight (uh uh)
cos everybody’s making trouble
someone’s burst their bubble
but we’ll be getting by alright (uh uh uh)
gerek çevirileri, gerek kendi eserleriyle türk edebiyatına çok şey katmış büyük insan.
ataol behramoğlunun her okunduğunda yürek burkan şiiri.
annem yok artık.b eni düşünen kalbi yok. bitti.
umutsuz olmak istemiyorum.
umutsuzluğun bir çıkar yol olmadığını biliyorum.
annem yok artık, yeryüzü çok gördü onu,
kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını
çok gördü
dalgın yüreğini çok gördü
bizim için çarpan, kaygılarla dolu yüreğini.
annem yok artık. bu kesin. gelinecek bir yere gitmedi.
işte geldim çocuklar demeyecek
nasılsın yavrum demeyecek
sobanın yanında oturup uzatmayacak yorgun ayaklarını,
sabah kahvaltılarının masası olmayacak artık,
yine gel demeyecek,
çıkarken ben kapıdan, çıkıp karanlığa karışırken
yeni bir dönemi başladı ömrümün,
annemin olmadığı dönemi,
onu yüreğimin üstüne nasıl bastırmak
istediğimi bilemeyecek artık.
gençlik dönemleri bir şey anlatmıyor bana,
aklımda hep son dönemlerinin annemi
hayatım sürüp gidecek, annem olmadan,
çocuklarım olduğunda onlara annemi anlatabileceğim
sadece.
fotoğraflarına bakacaklar,
ufarak, biraz mahsunca bir kadın
küçücük tozlu pabuçlarıyla merdivenleri tırmanıp
kapımı açıp girmeyecek
yüreği dopdolu, trafikten, insanlardan şaşkın
kocasına sığınan biraz bütün fotoğraflarında
hayatım rüzgar gibi akıp geçiyor,
uğultulu bir rüzgar gibi akıp geçiyor hayatım..
annem yok artık.b eni düşünen kalbi yok. bitti.
umutsuz olmak istemiyorum.
umutsuzluğun bir çıkar yol olmadığını biliyorum.
annem yok artık, yeryüzü çok gördü onu,
kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını
çok gördü
dalgın yüreğini çok gördü
bizim için çarpan, kaygılarla dolu yüreğini.
annem yok artık. bu kesin. gelinecek bir yere gitmedi.
işte geldim çocuklar demeyecek
nasılsın yavrum demeyecek
sobanın yanında oturup uzatmayacak yorgun ayaklarını,
sabah kahvaltılarının masası olmayacak artık,
yine gel demeyecek,
çıkarken ben kapıdan, çıkıp karanlığa karışırken
yeni bir dönemi başladı ömrümün,
annemin olmadığı dönemi,
onu yüreğimin üstüne nasıl bastırmak
istediğimi bilemeyecek artık.
gençlik dönemleri bir şey anlatmıyor bana,
aklımda hep son dönemlerinin annemi
hayatım sürüp gidecek, annem olmadan,
çocuklarım olduğunda onlara annemi anlatabileceğim
sadece.
fotoğraflarına bakacaklar,
ufarak, biraz mahsunca bir kadın
küçücük tozlu pabuçlarıyla merdivenleri tırmanıp
kapımı açıp girmeyecek
yüreği dopdolu, trafikten, insanlardan şaşkın
kocasına sığınan biraz bütün fotoğraflarında
hayatım rüzgar gibi akıp geçiyor,
uğultulu bir rüzgar gibi akıp geçiyor hayatım..
insan düşüncesinin düştüğü büyük yanılgılara bir tepki olarak doğan, duyumcu sofistlerin temelini attığı öğreti.
italyancada da anne anlamına gelen sözcük.
kozmik bir renktir, sonsuzluğu ve verimliliği çağrıştırır.
geçiciliğin ve dikkat çekiciliğin ifadesidir; bu sebepten dolayı taksiler sarıdır.
gerçekçi olursak, farklı ton ve uzatmalarda (bkz: ah).
(bkz: sıcak su torbası)
klibinde obezimsi kızın göbek piercingine yapılan zoomlarla beni benden almış şarkıdır.
davranışları, bir zamanlar tanıdığım bir insana inanılmaz şekilde benzeyen kişidir. sonradan öğrenilmiştir ki bu iki kişi zamanında arkadaşmış.. her neyse, çok sevimlidir, uçuk kaçıktır, tvden görmek bile benim için ufak çaplı bir sevinçlilik durumu yaratır.
seks yapsa da aktif olamayacağı için zayıflayamayacak olan şişkodur.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?