şu aralar ve her zaman çok moda olan "homoseksüellikle dalga geçme, eşcinsellerle alay etme" olayını layığıyla yerine getiren varlık.
kristal gece; 10 kasım 1938, almanya ve avusturya’da yahudi işyerlerinin, hanelerinin ve sinagogların yerle bir edildiği gecenin tarihte anıldığı ad. bu ad, saldırıdan sonra sokakları kaplayan cam kırıklarının ışıltılarından esinlenilerek verilmiştir. fransız yahudisi herschel grynszpan’ın ernst vom rath’ı karnından vurmasına -tepki olarak- gerçekleştirilen bir toplu saldırıdır.
(bkz: kristallnacht)
büyük harfle, kırmızı yazılan ve daire içine alınan hali anarşizmin sembolüdür.
bir charles aznavour şarkısı. her dinlediğimde daha basmadığım bir yaşı geçmişte düşleyerek ağlarım.
sözleri de şöyle:
hier encore javais 20 ans
je caressais le temps
et je jouais de la vie
comme on joue de lamour
et je vivais la nuit
sans compter sur mes jours
qui fuyaient dans le temps
jai fait tant de projets qui sont restés en lair
jai fondé tant despoirs qui se sont envolés
que je reste perdu ne sachant où aller
les yeux cherchant le ciel mais le coeur mis en terre
hier encore javais 20 ans
je gaspillais le temps
en croyant larrêter
et pour le retenir
même le devancer
je nai fait que courir
et me suis essoufflé
ignorant le passé conjuguant au futur
je précédais de moi toutes conversations
et donnais mon avis que je voulais le bon
pour critiquer le monde avec désinvolture
hier encore javais 20 ans
mais jai perdu mon temps
a faire des folies
qui ne me laissent au fond
rien de vraiment précis
que quelques rides au front
et la peur de lennui
car mes amours sont mortes avant que dexister
mes amies sont partis et ne reviendront pas
par ma faute jai fait le vide autour de moi
et jai gâché ma vie et mes jeunes années
du meilleur et du pire
en jetant le meilleur
jai figé mes sourires
et jai glacé mes pleurs
ou sont-ils à présent mes 20 ans
sözleri de şöyle:
hier encore javais 20 ans
je caressais le temps
et je jouais de la vie
comme on joue de lamour
et je vivais la nuit
sans compter sur mes jours
qui fuyaient dans le temps
jai fait tant de projets qui sont restés en lair
jai fondé tant despoirs qui se sont envolés
que je reste perdu ne sachant où aller
les yeux cherchant le ciel mais le coeur mis en terre
hier encore javais 20 ans
je gaspillais le temps
en croyant larrêter
et pour le retenir
même le devancer
je nai fait que courir
et me suis essoufflé
ignorant le passé conjuguant au futur
je précédais de moi toutes conversations
et donnais mon avis que je voulais le bon
pour critiquer le monde avec désinvolture
hier encore javais 20 ans
mais jai perdu mon temps
a faire des folies
qui ne me laissent au fond
rien de vraiment précis
que quelques rides au front
et la peur de lennui
car mes amours sont mortes avant que dexister
mes amies sont partis et ne reviendront pas
par ma faute jai fait le vide autour de moi
et jai gâché ma vie et mes jeunes années
du meilleur et du pire
en jetant le meilleur
jai figé mes sourires
et jai glacé mes pleurs
ou sont-ils à présent mes 20 ans
albert camus’nün tanımlanmama isteği bir fikir-insan olmasındandır. bazı yazarlar öylesine bir hikaye yazar, hikaye bir anlam doğurur. fakat camus tarafından yazılan hikaye ve oyunlar, bir fikrin vitrinidir. daha doğrusu anlaşılabilmesi için onları süsleyerek, belirterek, örneklendirerek yazmıştır, düşünceye hayat vermiştir. sürekli jean-paul sartre ile anılmasına karşın, varoluşçuluktan çıkardıkları sonuçlarda ayrılırlar.
(bkz: selpak)
sarışın dışında hepsinin vücudu güzeldir, ama sadece vücudu.
tiyatronun ilk halidir. manzum halinde ve şiirsel bir dille yazılır. argo sözcük geçmez. karakterler yönetici, soylu veya kraldır. iki kültün (apollon-akılcı, dionysos-uçarı) karşılaşmasıyla meydana gelir.
latince facticius gelen, büyülü veya doğaüstü güçler kaynağı olduğuna inanılan tılsımlara antropolojide verilen ad.
ölçülü uyaklı söz.
yiddish dilinde hz. davutun 6 köşeli yıldızı.
mac kozmetik markasının yeni koleksiyonu.
modeller gerçekten barbie gibilerdir;http://img509.imageshack.us/img509/9215/macbarbie2uo9.jpg
modeller gerçekten barbie gibilerdir;http://img509.imageshack.us/img509/9215/macbarbie2uo9.jpg
(bkz: hitler ta maman t appelle)
(bkz: eti cin)
annesinin, yaramazlıklarına kızınca "hitler" diye bağırdığı moişe’nin küçük bedeninde yeni bir ruh, hitlercik gelişmeye başlar. bu hitlercik dudağı üzerine renkli kalemle dikdörtgen bir bıyık çizilmiş, alnına bir perçem indirilmiş moişe’ye benzemektedir. hitlercik, evlerini işgal eden spiegellerden, iftiracı kuzeni froym’dan nefret eder, onlar yüzünden tüm yahudileri öldürmek ister. sokakta gördüğü yazıları küçük odanın duvarlarına yazar: "kahrolsun yahudiler", yaşasın hitler". bu duvar yazıları ancak bir zaman sonra, eskici şloime’nin eşya seçmek için küçük odaya girmesiyle fark edilir. okuma yazma bilmeyen ev halkı, eskicinin ağzında çıkan faşist sloganları duyunca şok geçirir. böyle yazıların bir yahudi evinde ne işi vardır?
moişe, hitlercik yüzünden hayatının en sıkı dayağını yer. bu dayakla daha da güçlenen gözü dönmüş hitlercik, ertesi gün moişe’nin okula gitmesine engel olur, yüzünün her yerine gamalı haç çizdirip sokaklarda "sieg heil!", "yahudilere ölüm" diye bağırtır. ortalık birbirine karışır, küçük çocuklar onu taklit eder. mahallenin delikanlı yahudi gençleri birleşip moişe’yi aramaya koyulur. neyse ki moişe, ihtiyar leibich sayesinde yakayı sıyırır. moişe’nin babası anlayışlı bir adamdır, çocuğa ceza vermez yarattığı skandal yüzünden. annesiyse kendini suçlar günlerce.
kriz atlatıldıktan sonra, moişe, her gün yeni dostu leibich’i görmeye, kunduracıya gider. bu görüşmelerin birinde leibich küçük dostuna, hitler’i bir zamanlar tanıdığı sırrını açar. büyük ihtimalle uydurma olan bu anılar, moişe’yi çok etkiler. moişe de ona hitlercik’i anlatır.. bir gün, okulda yahudi karşıtı ailelerin çocukları moişe’ye saldırır. moişe, birden uyanan hitlercik’in yardımıyla hepsini pataklar. hitlercik, artık yahudilerin safındadır. ailesi olayı duyunca, koltukları kabarır. tabii hitlercik’ten haberleri yoktur. hitlercik’in ona yardım ettiğini bir tek leibich bilir; ama o da moişe’yi kandırmak için böyle göründüğünü düşünür. bundan sonra zaten hitlercik meydana çıkmayacaktır.
moişe, artık hitlercik’i düşünmemektedir. hem işgalci spiegeller gitmektedir, ona sevinmekten zaman mı kalmıştır. ne var ki, leibich’in kafasındaki hitler giderek daha fazla eziyet çektirmektedir ihtiyara. kısa zaman sonra leibich akıl sağlığını yitirir, önce hitler’e ait olduğunu ileri sürdüğü, içinde kitaplarının, kırık saatinin, bir çift eldiven ve atkının bulunduğu sarı valizi yakar. çünkü, hitler’in bu valizi geri almak için fransa’ya savaş açacağını düşünmektedir. uzun zaman ortalarda görünmez leibich, küçük moişe onu çok özlemektedir ve onun için üzülmektedir. sonra bir gün ortaya çıkar yüzünde kocaman bir gamalı haçla. 5 katlı bir apartmanın çatısına tırmanır, "hitler hepinizi öldürecek pis yarnehler" diye bağırır ve boşluğa düşer.
bu günü hiçbir zaman unutamayacaktır moişe. hitlercik’e, leibich’in kafasındaki hitler’e ve hepsinin başı, ’karşısında tüm almanya’nın büyülenmiş gibi sieg heil diye bağırdığı ve yahudilerin önceleri neberr, neberr diye, sonraları da oye vay, oye vay diye bağırdıkları ve en sonunda da guevald! diye bağıracakları adama karşı ölümsüz nefretinin doğum günüdür. leibich’in intikamını almaya yemin etmiştir.
39’da sovyet-alman paktının imzalanmasıyla (pamuk prensesin kötü kraliçeyle dost olması, laurel’in hardy’i öldürmesi gibi olan bu anlaşmayla) moişe, sokaklarda daha çok hitler adını duymaya başlar. neden bu adamdan bu kadar korkmaktadırlar?
seferberliğin ilan edildiğini öğrenince, moişe "keşke daha büyük olsam da savaşa katılsam" der, leibich’in öcünü almak istemektedir. ve o da kendilerinin alman ordusundan daha güçlü olduğunu sanan kırk milyon fransız gibi safça savaşı kazanacaklarını düşünüyordur.
’16 temmuz 1942.. saat sabahın yedisi. passage dieu sessizce uykudan uyanıyor. sokaklar boş. serçeler ve güvercinler kaldırım taşları arasında rahat rahat rızklarını arıyorlar, kediler uykuda. birden bir ayak sesi. iki ayak sesi. uygun adımla geliyorlar, serçeler, güvercinler ürküyor, kaçışıyorlar. gelenlerden birisi resmi polis, öbürü sivil. korkmayın güzel kuşlar, size dokunan yok, bugün yahudilerin göğüslerinde sarı bir yıldız, yiddiş dilindeki adı ile lateh bulunanların korkacağı gün.’
iki polis, sziloviçlerin (moişe’nin ailesi) kapısını çalıyor; "açınız polis!". moişe, annesi sayesinde kaçıp kurtulacak, ama tateh ve mameh tıpkı diğer bahtsızlar gibi gaz odalı, fırınlı kamplarda adolf hitler’le buluşmaya gidiyor. ve o gün, moişe’nin güzel çocukluğu sona eriyor.
’yeryüzünün tüm picassoları. fırçalarınıza davranınız, biz unutulması olanaksız guernica’nın resmini yapınız. boğazlanan, derisi yüzülen, bağırsakları deşilen, ayaklar altında çiğnenen, ezilen, öldürülen, yakılan milyonlarca hayvanı birden bağırtınız. çocuk, büyük, genç, yaşlı hepsi de ölüme giderken "mameh!" diye bağıracak, sonra "mamöh! möh! möh!". işte oldu, son bir fırça darbesi daha, tamam, içinde bir ananın çocuklarını bile tanıyamayacağı bir sığır sürüsü.’
ve gelecekteki moişe’nin, leibich’in intihar gününde, küçük moişe’ye yaptığı ziyaretin son sözlerini de yazmak isterim;
"bir bilge o leibich. doğru söylüyordu. insanların gözlerine baktığım zaman, çoğunlukla, kendilerinin olmayan bir bakış görüyorsun. kafalarının içinde bir hitlercik var; öylesine kalın, cıvık bir sağduyu tabakası altında saklı ki, varlığından kendilerinin bile haberi yok. biz hepimiz alman hitlercikleri miyiz, pimpf’leri miyiz? doğru insan kendi şeytanını, kendi seçemiyor.
uyumadın mı hâlâ, oğlum imiş gibi tıpkı bana benzeyen küçük alter ego! gelecekte yitip gitmeden önce, zira abuk sabuk laflar eden çenesi düşük bir moruk gibi ömrümü passage dieu’de geçiremem.. evet gitmeden önce sana bir öğüt vereyim. herkese açma şu hitlercik işini. insan ruhu müze değildir, önüne gelene açılmaz, tehlikelidir.
bu konu ancak, hitlercik’in başka bir adla da olsa, içlerinde bulunduğunu bilenlerle konuşulabilir. bilenlerin sayısı fazla değildir. öbürlerine gelince, bir de bakarsın, enayinin biri çıkar, arkanı döner dönmez peşinden bağırıverir:
-hitler, annen seni çağırıyor!"
moişe, hitlercik yüzünden hayatının en sıkı dayağını yer. bu dayakla daha da güçlenen gözü dönmüş hitlercik, ertesi gün moişe’nin okula gitmesine engel olur, yüzünün her yerine gamalı haç çizdirip sokaklarda "sieg heil!", "yahudilere ölüm" diye bağırtır. ortalık birbirine karışır, küçük çocuklar onu taklit eder. mahallenin delikanlı yahudi gençleri birleşip moişe’yi aramaya koyulur. neyse ki moişe, ihtiyar leibich sayesinde yakayı sıyırır. moişe’nin babası anlayışlı bir adamdır, çocuğa ceza vermez yarattığı skandal yüzünden. annesiyse kendini suçlar günlerce.
kriz atlatıldıktan sonra, moişe, her gün yeni dostu leibich’i görmeye, kunduracıya gider. bu görüşmelerin birinde leibich küçük dostuna, hitler’i bir zamanlar tanıdığı sırrını açar. büyük ihtimalle uydurma olan bu anılar, moişe’yi çok etkiler. moişe de ona hitlercik’i anlatır.. bir gün, okulda yahudi karşıtı ailelerin çocukları moişe’ye saldırır. moişe, birden uyanan hitlercik’in yardımıyla hepsini pataklar. hitlercik, artık yahudilerin safındadır. ailesi olayı duyunca, koltukları kabarır. tabii hitlercik’ten haberleri yoktur. hitlercik’in ona yardım ettiğini bir tek leibich bilir; ama o da moişe’yi kandırmak için böyle göründüğünü düşünür. bundan sonra zaten hitlercik meydana çıkmayacaktır.
moişe, artık hitlercik’i düşünmemektedir. hem işgalci spiegeller gitmektedir, ona sevinmekten zaman mı kalmıştır. ne var ki, leibich’in kafasındaki hitler giderek daha fazla eziyet çektirmektedir ihtiyara. kısa zaman sonra leibich akıl sağlığını yitirir, önce hitler’e ait olduğunu ileri sürdüğü, içinde kitaplarının, kırık saatinin, bir çift eldiven ve atkının bulunduğu sarı valizi yakar. çünkü, hitler’in bu valizi geri almak için fransa’ya savaş açacağını düşünmektedir. uzun zaman ortalarda görünmez leibich, küçük moişe onu çok özlemektedir ve onun için üzülmektedir. sonra bir gün ortaya çıkar yüzünde kocaman bir gamalı haçla. 5 katlı bir apartmanın çatısına tırmanır, "hitler hepinizi öldürecek pis yarnehler" diye bağırır ve boşluğa düşer.
bu günü hiçbir zaman unutamayacaktır moişe. hitlercik’e, leibich’in kafasındaki hitler’e ve hepsinin başı, ’karşısında tüm almanya’nın büyülenmiş gibi sieg heil diye bağırdığı ve yahudilerin önceleri neberr, neberr diye, sonraları da oye vay, oye vay diye bağırdıkları ve en sonunda da guevald! diye bağıracakları adama karşı ölümsüz nefretinin doğum günüdür. leibich’in intikamını almaya yemin etmiştir.
39’da sovyet-alman paktının imzalanmasıyla (pamuk prensesin kötü kraliçeyle dost olması, laurel’in hardy’i öldürmesi gibi olan bu anlaşmayla) moişe, sokaklarda daha çok hitler adını duymaya başlar. neden bu adamdan bu kadar korkmaktadırlar?
seferberliğin ilan edildiğini öğrenince, moişe "keşke daha büyük olsam da savaşa katılsam" der, leibich’in öcünü almak istemektedir. ve o da kendilerinin alman ordusundan daha güçlü olduğunu sanan kırk milyon fransız gibi safça savaşı kazanacaklarını düşünüyordur.
’16 temmuz 1942.. saat sabahın yedisi. passage dieu sessizce uykudan uyanıyor. sokaklar boş. serçeler ve güvercinler kaldırım taşları arasında rahat rahat rızklarını arıyorlar, kediler uykuda. birden bir ayak sesi. iki ayak sesi. uygun adımla geliyorlar, serçeler, güvercinler ürküyor, kaçışıyorlar. gelenlerden birisi resmi polis, öbürü sivil. korkmayın güzel kuşlar, size dokunan yok, bugün yahudilerin göğüslerinde sarı bir yıldız, yiddiş dilindeki adı ile lateh bulunanların korkacağı gün.’
iki polis, sziloviçlerin (moişe’nin ailesi) kapısını çalıyor; "açınız polis!". moişe, annesi sayesinde kaçıp kurtulacak, ama tateh ve mameh tıpkı diğer bahtsızlar gibi gaz odalı, fırınlı kamplarda adolf hitler’le buluşmaya gidiyor. ve o gün, moişe’nin güzel çocukluğu sona eriyor.
’yeryüzünün tüm picassoları. fırçalarınıza davranınız, biz unutulması olanaksız guernica’nın resmini yapınız. boğazlanan, derisi yüzülen, bağırsakları deşilen, ayaklar altında çiğnenen, ezilen, öldürülen, yakılan milyonlarca hayvanı birden bağırtınız. çocuk, büyük, genç, yaşlı hepsi de ölüme giderken "mameh!" diye bağıracak, sonra "mamöh! möh! möh!". işte oldu, son bir fırça darbesi daha, tamam, içinde bir ananın çocuklarını bile tanıyamayacağı bir sığır sürüsü.’
ve gelecekteki moişe’nin, leibich’in intihar gününde, küçük moişe’ye yaptığı ziyaretin son sözlerini de yazmak isterim;
"bir bilge o leibich. doğru söylüyordu. insanların gözlerine baktığım zaman, çoğunlukla, kendilerinin olmayan bir bakış görüyorsun. kafalarının içinde bir hitlercik var; öylesine kalın, cıvık bir sağduyu tabakası altında saklı ki, varlığından kendilerinin bile haberi yok. biz hepimiz alman hitlercikleri miyiz, pimpf’leri miyiz? doğru insan kendi şeytanını, kendi seçemiyor.
uyumadın mı hâlâ, oğlum imiş gibi tıpkı bana benzeyen küçük alter ego! gelecekte yitip gitmeden önce, zira abuk sabuk laflar eden çenesi düşük bir moruk gibi ömrümü passage dieu’de geçiremem.. evet gitmeden önce sana bir öğüt vereyim. herkese açma şu hitlercik işini. insan ruhu müze değildir, önüne gelene açılmaz, tehlikelidir.
bu konu ancak, hitlercik’in başka bir adla da olsa, içlerinde bulunduğunu bilenlerle konuşulabilir. bilenlerin sayısı fazla değildir. öbürlerine gelince, bir de bakarsın, enayinin biri çıkar, arkanı döner dönmez peşinden bağırıverir:
-hitler, annen seni çağırıyor!"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?