soluk benizli zenci

okulların kapanması ve günlerden cuma olması neticesinde anadolu yakasında oturup avrupa yakasına çalışan benim gibi insanların aklını meşgul eden "akşam trafik berbat olacak yine, ebemizin hörekesini tersten göreceğiz" temalı beklentidir. çünkü cuma akşamları en azından hafta sonunu şehir dışında geçirmek isteyen insanların küçük çaplı kıyametidir.

korelilerin soyadını başta söyleme alışkanlığı yüzünden adı kim sanılan yönetmen. isminin batı standartlarında okunuşu ki duk kim’dir. bir çok yönetmende olduğu gibi ki duk da bazı şeylere takıntılıdır. filmlerinde genelde göl ve göl evi bulunur, her zaman yaşlı bir bilge vardır., tüm filmlerinde vicdan ve pişmanlık göze çarpar. spring summer fall winter and spring filminin sonundaki karda koşan adam bizatihi yönetmenin kendisidir. severiz, candır.

bir eski dost değildir.

euro 2012’de bebek yaşta maça gelmiş irlanda taraftarını rakip ülke bile olsa besleyen hırvat kızını tebrik etmek gerekir.

http://tinyurl.com/bqbck2c

juventus küme düştüğünde takımdan ayrılmayı reddetmiş ve nedenini soranlara şu cevabı vermiştir: "eğer bir takım küme düşerse futbolcular gider, adamlar kalır"

(bkz: genç subaylar rahatsız)

ispanyolların ünlü la tomatina festivalinde ayaklar altına alınan binlerce ton domates yüzünden hristiyanların çarpılması olayı. nimet ezilmez zaten, bir de içinde haç varmış. bir an evvel bu yanlıştan dönülür umarım.
http://alaplancha.files.wordpress.com/2011/07/la-tomatina.jpg

(bkz: genç domatesler rahatsız)

(bkz: misafirlere hoşgeldiniz demeyen isyankar evlat)

(bkz: geldik yoktunuz)

bir orhan veli kanık şiiri

sevdiğim insanlara
kızabilirdim
eğer sevmek bana
mahsun durmayı
öğretmeseydi

gerekli gündem değişikliğinin ardından rafa kalkmış ihtimaldir. sahi bi uludere vardı, ne oldu ona?

(bkz: leyla öldü)

behçet necatigil’in ustalık eseridir.

dua gibi tekrar tekrar okunması gerekendir.

güven kazanmak sadece size bağlı değil, karşıdakinin kendine güveniyle doğru orantılıdır. isterseniz ağzınızla kuş tutun, sizi koyacak başka kefe bulamazsa kalabalığa karıştırır.

nereden aklıma geldi bilinmez, şöyle bir şarkısı vardı kendisinin:

git git durma

yalan sözlerle avutma beni
yakan sözlerle süzme beni
olur olmaz deli tavırlarla
daha fazla incitme beni

bu son olsun
artık gözyaşlarım kurusun
seni unutmak zor olsa da
yollar sana açık olsun

git git durma haydi sana güle güle
olmadı deme üzme beni bile bile
sensizliğe şimdiden alıştım
yokluğunu hiç istemesem bile

hiç karar vermemiş olmaktır.

(bkz: bir çocuk sevdim )

bunalım, hasta zihinlerin aydınlanışıdır.
hochikoma taşiko

elimi yıkadığımda fark ettim, iyi ki kurtulmuşum ondan.