(bkz: yan babilon)
-senin baban bir inekti yavrum.
%öküz olmasın o.
-öküzdü de aynı zamanda.
%saçmalama anne.
-anne değil mö de bana.
%öküz olmasın o.
-öküzdü de aynı zamanda.
%saçmalama anne.
-anne değil mö de bana.
kapının açılmasına şaşıran beti, "oha oraya ne zaman geldim" diye düşündü. en yakındaki kitabın sayfasını açtı ve şu paragrafı okudu "betinin babasının şirketinden haberi olmadığını bilen zenci, durumu jediye bildirdi. beti için "100-140 kilo verse aramızda bir şeyler olabilirdi ama gitti yine yemeğin peşine" diye eklemeyi de unutmadı. bunu duyan usta jedi ona bilinç gücüyle kilo verdirebilirim. ama siktir et gel hacı içelim bir şeyler. karı kız keseriz arada diye cevap verdi. gün ağarmaya dünya uyanmaya başlıyordu. içiecek yeri nereden bulacaklardı bu saatte. yine de açık bi tekel mekel buluruz fikriyatıyla hareket eden ikili, bir çığlık sesiyle irkildi. arkalarını döndüklerinde betinin, bolulu ustanın üzerine düşmek suretiyle onu öldürdüğünü gördüler."...
herkesin uzun saçlı güzel bir hatun sandığı kişi mind trick yapan jedi independencedan başkası değildi.soluk benizli zeneciyi kurtarmak için gelmiş, arada tarağı da kaparsak hosting parası çıkar diye düşünmekteydi. oysa tamamen yanılıyordu. betinin babasından kalan hosting firması ekşi sözlüğü bile kaldıracak kapasiteye sahipti. olanları uzaktan seyreden zenci, eytara beea diye bağırarak öne çıktı.
kara murat benim.
kara murat benim.
-"kal orada aazuu, burnuu dağuturum, bekmezünü akuturum ha".
beti kendisine bağıran sesi tanımıştı. yıllar önce yanında çalıştığı bolulu usta. beti o zamanlar bir lokantada komi olarak çalışıyordu. kendisine bağıran sesin sahibi olduğu lokanta. ama bolulu usta 53 kere kızartmada kullandığı yağı betinin içtiğini anlayınca onu kovmuştu. beti o zamanlar sadece 143 kilo genç bir hanımdı. şimdi bolulu usta ona "dur yoksa gebertürüm" diye tehditler savunuyor, muhtemelen mendilini istiyordu. eski günleri düşününce, elinde pipetle hala damacanadan nutella çeken zenciyi lokantada gördüğünü hatırladı. bu nasıl bir fil hafızası, yuh bana diye geçirdi aklından. ama önemli olan bu değildi. önemli olan bu soluk benizli zencinin o lokantanın daimi müşterisi olduğunu ve her geldiğinde portakallı pekin ördeği yediğini ve yanında yarra yering şarap içtiğini hatırlamasıydı.
beti kendisine bağıran sesi tanımıştı. yıllar önce yanında çalıştığı bolulu usta. beti o zamanlar bir lokantada komi olarak çalışıyordu. kendisine bağıran sesin sahibi olduğu lokanta. ama bolulu usta 53 kere kızartmada kullandığı yağı betinin içtiğini anlayınca onu kovmuştu. beti o zamanlar sadece 143 kilo genç bir hanımdı. şimdi bolulu usta ona "dur yoksa gebertürüm" diye tehditler savunuyor, muhtemelen mendilini istiyordu. eski günleri düşününce, elinde pipetle hala damacanadan nutella çeken zenciyi lokantada gördüğünü hatırladı. bu nasıl bir fil hafızası, yuh bana diye geçirdi aklından. ama önemli olan bu değildi. önemli olan bu soluk benizli zencinin o lokantanın daimi müşterisi olduğunu ve her geldiğinde portakallı pekin ördeği yediğini ve yanında yarra yering şarap içtiğini hatırlamasıydı.
beti jelibon yemekten jelibona dönmüş koca poposuyla olduğu yere yığıldı. öptüğü kuşlar geldi aklına, bir açıklaması vardı elbet söverken hayatına. zenci, karanlığı teniyle aydınlatırken, cebinden çıkardığı pipeti mendiliyle temizleyip damacanaya daldırdı. bu damacana sihirli bir damacanaydı. içinde ne olmasını arzu ederseniz içi onla doluyor ve pipetle içiliyordu.soluk benizli zenci bu sırrı biliyor, sırf ibnelik olsun diye betiye söylemiyordu. bu sefer cebinden bir tarak çıkardı. saçlarına sürdüğünde taraktan altın paralar dökülmeye başlamıştı. en son ise cebinden beyaz bir mendil çıkardı. ve mendili betiye uzatırken vakur bir sesle şöyle söyledi:
- al burnunu sil, sümüğün ağzına girecek.
- al burnunu sil, sümüğün ağzına girecek.
kalacak yeri ve parası olmayan birinin, kurabiyelerini de satamadığını düşününce insanın aklına nereden geliyor bu değirmenin suyu, o kurabiyeleri nasıl alıyor bu velet gibi soruların geleceğini düşünen beti,bir an kurabiyelerini koklayıp yemekten vazgeçti. hikayenin kurgusuna ters olan bu hareketi yapması mantıksızdı. 180 kiloluk cüssesinin verdiği sıcaklık şimdi onu rahatlatıyordu. bunca zaman yediği jelibon adındaki plastik madde, tüm vücudunu ele geçirmiş ve onu plastik bir topa çevirmişti. siyah çarşafının üzerindeki kames markası ise duruma tuz biber oluyor ve gündüz vakti küçük oğlan çocuklarının kendisini tekmelemesine sebep oluyordu.
gecenin kucağına kendini bırakmaya hazırlanırken, gecenin karanlığında yaklaşan ayak seslerinin kanat çırpma sesine döndüğünü fark etmedi bile. elinde 25 litrelik damacanasıyla bir yarasaya dönüşen siyah bir vampir insanı kendisine doğru uçmaktaydı. bir anda..
gecenin kucağına kendini bırakmaya hazırlanırken, gecenin karanlığında yaklaşan ayak seslerinin kanat çırpma sesine döndüğünü fark etmedi bile. elinde 25 litrelik damacanasıyla bir yarasaya dönüşen siyah bir vampir insanı kendisine doğru uçmaktaydı. bir anda..
-senin baban bir melekti yavrum.
_şimdi ne nerede peki?
-ispanyada yavrum..
-kimdi o anne, neden ispanyada?
_onun adı jose angel alfredo manuel garcia gimenez costa.
-neden ayrıldınız annecim, neden, neden?
_adını ezberleyemedim bi türlü. ne dedim ben?
_şimdi ne nerede peki?
-ispanyada yavrum..
-kimdi o anne, neden ispanyada?
_onun adı jose angel alfredo manuel garcia gimenez costa.
-neden ayrıldınız annecim, neden, neden?
_adını ezberleyemedim bi türlü. ne dedim ben?
kış ayının bu kuzeye özgü sıkıcı ve bohem havasında, yolunu kaybetmiş bir çocuk gibi kapı kapı dolaşıp elindeki kurabiyeleri satmaya çalışıyordu beti. her çaldığı kapı yüzüne kapanıyor, sanki herkes ondan kaçıyordu. gece için sığınacak bir yer bulmalıydı üstelik. hem usul usul yağan kardan saklanmak, hem de kurabiyelerini ve cüzzamlılara özgü siyah çarşafını kuru tutmak zorundaydı. parka doğru seyirtti ve mutlu prens heykelinin altına sığındı. ağır ağır yaklaşan ayak sesleri onu hem korkutuyor hem de bu havada yanlız olmadığını bilmenin huzuruyla uykusunu getiriyordu. ta ki ...
-senin baban bir melekti yavrum.
_neden şimdi yanımızda değil peki anne?
-çok uzakta değil aslında yavrum.
_nerede peki?
-diğer omuzda.
_neden şimdi yanımızda değil peki anne?
-çok uzakta değil aslında yavrum.
_nerede peki?
-diğer omuzda.
sıcak havalarda ortaya çıkan sıvı eksikliği neticesinde oluşan baş ağrısı şikayetini, %90’ı su olan güzide meyve karpuz ile ortadan kaldıran tatlı su zencisi.
zaytungdaki yorumu beni kıran burçtur.
"değişikliği pek sevmeyen ve hayatta istikrara önem veren biri olarak size güzel haberlerimiz var: mahkeme, tutukluluk halinizin devamına karar verecek..."
"değişikliği pek sevmeyen ve hayatta istikrara önem veren biri olarak size güzel haberlerimiz var: mahkeme, tutukluluk halinizin devamına karar verecek..."
sabah sabah canımızı yakan haberdir.
"hakkarinin irak sınırındaki ilçesi şemdinlinin dağlıca kesimindeki birliklere bu sabah ağır silahlarla saldıran pkklı teröristlerle çıkan çatışmada 7 asker şehit oldu, 15 asker yaralandı."
"hakkarinin irak sınırındaki ilçesi şemdinlinin dağlıca kesimindeki birliklere bu sabah ağır silahlarla saldıran pkklı teröristlerle çıkan çatışmada 7 asker şehit oldu, 15 asker yaralandı."
diziyi pazartesileri internetten takip eden bünyeleri üzmüş dizidir. zira her yerde spoiler göze çarpıyor. hadis sözlük neyse, hala açılır kapanır spoiler olmamasına rağmen en azından spoiler ifadesi var. istemezsen başlığa tıklamazsın bile. ama bu kadar olmaz arkadaş. hürriyetin internet sayfası bile anlatmış herşeyi. ulan git doğru düzgün haber yapsana. dizi izleyen öğrendi, izlemeyen ama bilmek isteyen zaten izleyecek. bela mısın ibne, demek isterdim kendilerine.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20783201.asp
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20783201.asp
gün itibariyle eski sevgili familyasından iki insan yavrusunun gerçekleştirdiği eylem. bir anda "acaba, yok canım, mümkün, yok canım, ha siktir" gibi iç seslerin kafada yankılanmasına sebebiyet verir.
babasını kaybedenler için ağır bir gün.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?