sitare

bir sivaslı olarak hala anlayamadığım sebeplerden dolayı sivasta büyük çapta olayların olmasına zemin hazırlayan yıllar boyunca unutulmayacak ama herşeye rağmen; bu ülkede değeri asla bilinmememiş mükemmel mizah anlayışı olan usta kalem.

(bkz: gariplerin kitabı)

"kitapları kullanıyorsun.
ama bilgi sahibi değilsin.
şimdi bilgiyi bulacaksın.
seni onun yanına götüreceğim.
senin aradığını içeren bir kitap var.
adı gariplerin kitabı.
içinde bu dünya ve sonrasında bilmek istediğin herşey var."
"gariplerin kitabı mı?"
hemencecik
birçok soruya hazırlandığımı anlayıp elini dudaklarına götürdü.
"bulmak ister misin onu?"

abdulkadir es-sufi ( daha sonra el-murabıt) adı ile islam dünyasında tanınan ian dallasın yazdığı ismet özel tarafından çevirisi yapılan muhteşem bir kitap.
kitaptan bazı alıntılar;

’’yalnızca çalışma masasının arkasındaki duvarda çerçeveli, garip giriftlikte bir desen asılıydı, tantric-tarzı bir labirenti andırıyordu. bu nesne beni celbetmekte, çalışma odama girdiğimden itibaren dikkatimi üzerinde toplamamı istercesine bana işaret etmekteydi, ben ya kalın kafalı olduğumdan yahut inatçılığımdan bu işaretleri görmezlikten geliyordum... gözlerimi yumdum. ’’onu aşağı indir ve öbür yüzünde yazılanı oku" nefesim kesildi. nereden gelmişti bu zorlayıcı istek? resmin sırtında birşeyler yazılıydı, alıp ışığa tuttum. şöyle diyordu: "bu bilgiyi arayarak elde edemezsin, ne var ki onu bulanlar yalnızca aramış olanlardır. bistam’lı bayezid... sanki gövdem aldığım her nefeste yenileniyor gibiydi.

27 aralık 1978 deki tercuman gazetesinde yazılanlara göre, o günlerde enerji bakanı olan baykal:’türkiye bir an evvel nükleer enerjiye geçmelidir’ demiş. bu günlerde ise baykal nükleer enerji konusunda sert açıklamalarıyla gündemde.
bu gün itibariyle chpnin başkanı olan, solculuğu bile akpnin yapmasına fırsat veren sözüm ona sosyal demokrat; muhalefet yapmayı bile eline yüzüne bulaştıran; faşist parti başkanı. zaten bu ülkede adam gibi bir sol olsaydı bu ülke çok daha iyi konumda olurdu dememize sebep ayıca erdoğanın her gün şu sekilde dua ettiği kişidir.
allahım baykalı solun başından alma. almaki biz de iztediğimiz gibi at koşturalım. baykal kadar kimse sola zarar veremezdi...

küçük çocukların veya gençlerin kendilerine örnek olarak seçtikleri, genel olarakta toplumu etkileyecek karizmaya ve hitabet gücüne sahip olan kimselerin duruşuna denir. örnek alınan kişinin yaptıkları, hayat tarzı, kiyafet tercihleri bire bir kopyalanarak onları model alan topluluk tarafından uygulanır.

bir tartışma programında başbakanın eşi 450 avroluk kırmızı topuklu çizme giyiyor ben neden o ayakkabıdan giyemiyorum kardeşim deyip beni dumura uğratan; fikir tartışmanın ne kadar ayağa düştüğünü ve kalitesizleştiğini gösteren yazar.

ben bond. james bond.

bir televizyon programında yayınlanan görüntülerinde
’hakkın takdirlerini takdirlerimize tercih etmemiz lazımdır’ diyerek kader anlayışını ve teslimiyet boyutunu muhteşem bir şekilde özetleyen;
kim ne derse desin bir sohbetinde de
’insan olmak; çok parası olmak, okumuş olmak, makem mevki sahibi olmak değildir. insan olmak vasıflı olmaktır. vasıf ise erdemdir, ahlaktır, anlayıştır, akli selim olmaktır. insan-i kamil ise hedeftir.’ diyerek onu tanımayan insanların inandıklarının tersine çevresindekilere güzel ögütler veren kişi. varlığı herşeye rağmen bu ülke için büyük şans olan tek hedefinin insanların mutlu, huzurlu bir dünyada yaşamasını bir gün dahi olsa görmek olan şu sıralar sağlık problemleri olan allah şifa versin denilen büyük insan.

hangi sosyal gruba ait olunursa olunsun yaşanılan, yaşatılan ve asla bitmayecek olan baskı türüdür. insan hayatında değişim kaçınılmazdır ve insan çevresinide değişime zorlamaktadır bunu kötü yapan asla bu baskıyı zorlamaya dönüştürmektir.

(bkz: ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim).

sivas

bir beyin anaforu

sana son bir kez o eski koltuğun üzerinde sarılabilme ihtimali için, ömrümün sensiz kalan yarısını vermeye hazırdım. dedirten yürek olayı.

her gece dönüşünü bekledim,
sokak lambalarının değdiği kar tanelerinin ıslattığı saçlarınla gelişini
bıkıp usanmadan son kez ellerinin sıcaklığında ısıtmayı yüreğimi
şehir sustu
karanlıklar aydınlığa dönüştü
ben, yüreğim başkalaşım yaşarken gözlerinde
seni sevdim küçük bir çocuğun sevmesi gibi
ben hep seni sevdim
ben senin beni sevebilme ihtimalini sevdim

okulu bitireli bir sene bile olmadan torpille, siyasetle asistan olmayı başarıp bir yerlere gelen ve öğrencilere karşı aciz, ezik tiplerdir. hocalarına kahve taşımaktan arta kalan zamanlarda ayna karşısında profesor taklidi yaparak zaman geçiren sidiklilerdir.

cumhuriyet üniversitesinin başbelası olan bölümlerindendir. zavallı öğrencilerin saçlarıyla girip saçsız olarak mezun oldukları, geçerken bile uğranılmaması gereken, profesorü olmayan ama kendini profesor sanan asistanlarla dolu, askeriye düzeninden bile daha sıkı kuralları olan 4 yılda bitirmek için ya çok sağlam torpilinin olduğu yada milka ineği gibi çalışmak zorunda olduğun bölüm. eğer dilin çok kahverengi olursa da bir çok dersten haybeye geçebileceğin ama ders çalışmadan asla mezun olamayacağın bölümdür. ne olursa olsun torpilin işlemediği, yalakalığın yetmedi hocalarda mevcuttur ve onlar senin diğer hocalara yaptığın yalakalığı görüp kızabilirler.
bir insanın başına gelebilecek en kötü şey kazara burayı kazanmasıdır. kazıktır ve o kazık mutlaka bir yerlerinize girecektir. siz üçüncü sınıfa geldiğinizde okulunuz çoktan altı olmuş olacaktır.(bu arada bütünleme geldiği için bölüm biraz kolaylaşmıştır.) şemsettin çimeni tanımadan ve ondan kaynak tekniği, döküm tekniği ve takım tezgahları derslerini vermek için kıçınızı yırtmadan mezun olamazsınız.
bölüm öğrencileri arasındaki jargona göre;
1-6 sınıflara: makina çömez
6-9 sınıflara: makina forever
9-11 sınıflara: makina eternal
11 ve yukarısına da makina farewell denmektedir.

1984 yılında kurulan makine mühendisliği bölümü 1985-1986 eğitim-öğretim yılında 30 öğrenci ile öğretime başlamıştır. bölümün amacı, öğrencilere teknolojik gelişmelere uygun olarak makine mühendisliğine ait temel bilgileri, genel model ve yöntemleri, mühendislik kültürünü vererek onların bu meslek dalında yetişmelerini sağlamaktır.
makine mühendisliği bölümünde, şu anda ikisi azerbeycan’lı olmak üzere 5 doçent, 6 yardımcı doçent ve 8 araştırma görevlisi, 1 öğretim görevlisi ile toplam 20 öğretim elemanı bulunmaktadır. bölümün halen 552 öğrencisi vardır. bölümümüz ilk mezunlarını 1988-1989 eğitim-öğretim yılında vermiştir. bölüm, konstrüksiyon ve imalat, termodinamik, enerji, makine teorisi ve dinamiği, mekanik anabilim dallarından oluşmuştur.
bölümün eğitim felsefesi, günümüz teknolojik gelişimlerine cevap verebilecek, temel bilgilere sahip, sadece analiz değil sentez de yapabilen, araştırma becerisine sahip mühendisler yetiştirmektir. bu çerçevede bölüm eğitim programı tekrar gözden geçirilerek değiştirilmiştir. uzmanlaşma dalları içeren yeni ders planları 2006-2007 eğitim-öğretim yılından başlayarak uygulamaya konulmuştur. uzmanlaşma dalı olarak zorunlu seçmeli üç kol belirlenmiş olup son sınıfta öğrenciler bu kollardan birini seçmek durumundadır. bu kollar termo-enerji, tasarım-imalat ve makina teorisidir.
hızla değişen dünyamızda, bilgisayar, mikroişlemci ve robotların oynadığı rol gittikçe artmaktadır. bu nedenle günümüzde makine mühendisliği geçmişe göre daha geniş bir uygulama alanına hitap etmektedir. bölümümüzde mezunlarımızın gelişen teknolojiye ayak uydurabilmesi, mekanik, isı transferi, akışkanlar mekaniği gibi konularda öğrencilerin kendilerini geliştirebilmeleri için öğrenci bilgisayar laboratuarı ve ayrıca ansys ve fluent paket programı bulunan bilgisayarlarla donatılmış bir araştırma laboratuarı kurulmuştur.

sivasta olan ve içine girdiğiniz anda yöneticilerin ve öğretim görevlilerinin sonsuz egolarını çekmek zorunda olduğunuz, gençlik sölenlerinde bile önce öğretim görevlilerinin düşünüldüğü, öğrencilere yaptıkları kötülüklerle masturbasyon yapan hocaların bulunduğu yaşamsal olarak çok rahat, güzel öğrencilik yapmaya uygun sivas halkının bilinenenin tam tersi olarak öğrenciye yakın olduğu , herşeye rağmen okunabilecek universitelerden biridir. güzel bir kampüsü vardır.
meraklısına: kızları güzel , erkekleri yakışıklıdır.

cumhuriyet’in 50. yıldönümünün anısını bilimsel bir anıtla sonsuza dek yaşatabilmek amacıyla 9 şubat 1974 tarihinde sivasta kuruldu. üniversite yerleşkesi ilk merkezinin 7 km. güneyinde kızılırmak kıyısında 11 bin dönüm arazi ürezinde bulunuyor. üniversite yerleşkesinde ve ilçelerde 9 fakülte, 3 yüksek okul, 14 meslek yüksek okulu ve 3 enstütü var. üniversitede yaklaşık 14 öğrenciye bir öğretim elemanı düşüyor.

fakülte ve yüksekokullar bünyesinde 50 adet eğitim ve araştırma laboratuvarı ile malzeme üretimi ve bakım - onarım atölyeleri bulunuyor. 5 bin 850 metre karelik alana sahip olan kültür merkesi içinde 500 kişilik ana konferans salonu, iki adet toplantı salonu, sanat galaresi bulunuyor.

web sayfaları aracılığı ile öğrenci kaydı internet üzerinden yapılıyor. tüm öğrencilere 25 kişilik laboratuvarlarda bilsayara dersi ve e- posta adresi veriliyor. öğrencilerin boş zamanlarını değerlendirebilecekleri spor tesisleri de bulunuyor. kapalı spor salonu, çim futbol sahası, su sporları merkezi, 6 tenis kortu, basketbol, hentbol, golf sahaları öğrencilerin kullanımına açık.

bugün itibariyle çalık grubunun bir milyar yüz milyon ytl vererek satın aldığı gazete.