confessions

schenardi

- Yazar -

  1. toplam entry 948
  2. takipçi 1
  3. puan 56609

sevgiliden geriye kalanlar

schenardi
önce bir bocalama..sonrasında hüsran...hayatı tekrar baştan sorgulamalar...tüm sorgulamaların sonunda sana kız mı yok diye kendi kendini avutmalar...ihtiyacın olanın herhangi biri değil de "o" olduğunu görmezden gelmeler...bitişi kabullenememeler...en sonunda kabullendim sanıp tekrar kendini hayata salıp her bitiş yeni bir başlangıçtır deyip yeni bir sevgili aramaya girişmeler...ite kaka biriyle tekrar bir noktaya gelmek sözkonusuyken o yeni kişiyle önce sanki sevgiliyle konuşuyormuş sevgiliyle berabermiş gibi davranmalar sonrasında o karşındakinin seni geride bırakan sevgili olmadığını farkedip bir şekilde lafı o "sevgili"ye getirmeler hatta bunu karşındaki kişinin başlatması ve bu durumda sözü değiştirmek yerine kendi sevgilinden bahsetme yoluna gitmeler ve olası bir yeni başlangıcı piç etmeler...sonrasında "yalnız birey güçlü birey ulen" diye kendini avutmalar...sonra kendini bir şey sanmaya başlayıp yoldan geçerken bile yoldan geçenin ilgiyle sana baktığını sanmaya başlamalar...daha sonra tanışılan ve hatta karşılaşılan hemen her kızda "sevgili"den bir şeyler bulmalar ve bu sebepten ötürü o kızdan hoşlanmaya başlamalar...bir kızı sevgiliyle aynı boyda diye, bir kızı "sevgili"yle aynı ayakkabı numarasına sahip diye, bir kızı "sevgili"yle saç rengi/uzunluğu aynı diye, bir kızı aynı "sevgili" gibi gülümsüyor diye, bir başkasını ise "sevgili"nin sevdiği yemekleri seviyor diye sevmeye başlamalar...fakat bu yeni sevmelerin hiçbirisinin sevgiliye dönüşememesi, hepsinin içinde patlaması ve bu her yeni platonik aşktan ötürü gerçekleşemeyen sevgililikten ötürü hayıflanmalar hatta üzülmeler...sonra bu üzülmelerin tüm sebebinin aslında o platonik imgelerle birlikte olamamaktan değil "sevgili"den uzak kalmaktan kaynaklandığının anlaşılması ve daha fazla hayata küsmeler...sonra kendine yaklaşımının ters dönmesi ve hiç kimsenin senden hoşlanmadığını, hoşlanmasını gerektirecek bir şeyin de sende olmadığını düşünmeye başlamalar...o "sevgili"yi bir şans olarak görüp o şansı bile değerlendirmekten aciz olunduğu için kendini suçlamalar...karamsarlık ve içine kapanıklık...dışarıya ne kadar gülünse de içinde melankolik bir yapı taşımalar ve bir türlü ne yapılırsa yapılsın gerçek anlamda eğlenememeler... hayatta keyif almak için o "sevgili"ye ihtiyaç duymalar...ve de son olarak fırsatını bulduğunda bu entry de olduğu üzere bütün bu geriye kalanları dışarıya bir şekilde kusma alışkanlığı...
acaba o sevgili bende geriye bu kadar çok şey bıraktığını biliyor muydu terkedip giderken ve acaba benden de onda geriye bir şeyler kaldı mı bunlar ayrı birer merak ve de entry konusudur...

en çok oy kullanan üyelerimiz

schenardi
bu kişilerle seri eksi oy veren ibnelerin aynı kişiler olma ihtimalinin yüksekliği asla gözden kaçırılmamalı; dolayısıyla bu kişiler çok da sevilmemelidir. ve ayrıca bence sevgi pıtırcığı olup da içerisinde ne bilgi ne fikir ne de espri barındıran türden entrylere de "ay ne hoş" deyip muhteşem oyu veren, bu nedenle kişisel bilgi tablosunda yüzlerce muhteşem oyu, bunun karşılığında nerdeyse hiç eksi oyu vermemiş kişiler de benim gözümde seri eksi oy veren ibne kadar tehlikelidir; çünkü bunlar sebebiyle bilgi sunmak, espri üretmek, yorum yapmak gibi düşünsel zahmet gerektiren eylemler yerine kakara kikiri primlendirilmekte, bu karşılıklı al gülüm ver gülüm primlendirme sistemi sebebiyle de ortam kişilerin bildiklerini paylaştığı bir platformdan öte yazlık gazinoya dönmektedir. ayrıca sözlükte en çok oy veren ve de en çok oy alan üyeleri belirleyen bir diğer faktörün de oylama sistemindeki kankalık faktörü olduğunu da unutmamak gerekir.

bir vibrator olarak cep telefonu

schenardi
bu kullanım için sesi kapatip titreşimin açılması gerekir. akabinde bir başka hattan kişi bu kullanacağı telefona takılı olan hattı arar ve kendini olayın akışına bırakır. bu işlem için eski modellerdeki telefonlar boyut bakımından tercij edilesidir. örneğin boyu ve kalınlığıyla dağcı telefonu ericsson r310 bu iş için gayet idealdir.

günün ilk entrysi

schenardi
nedense hemen her gün anlam yoksunu bir entry olarak ortaya çıkan entrylerdir. yazacak bir şey bulamadıkça hadi tam saati 00:00’a ayarlayayım da gümüm ilk entrysi’ni yazayım ben de dikkat çekerim bu yolla belki gibisinden heveslere alet olan başlık haline gelmiştir. bu adetin bu sözlüğe nerden nasıl geldiği bilinmemekle beraber bu başlık altında yazılanların çoğu neye göre sözlük formatına uygun kabul edilmektedir bilinememektedir. ne de olsa sözlük formatı, yazılan entry’de başlığın bir şekilde tanımlanmasını öngörür. bu durumda "budur" ya da bugün benim girdiğim entry’dir" ifadeleri tanım mıdır? şayet tanımsa bunun "... dedirten başlık" ifadesinden farkı nedir? kaldı ki bu entry’dir ifadeleri tekrar değil midir? aynı entry’nin tekrar tekrar girilmesine imkan tanınması niyedir? ya kimse bir şey yazmıyor birileri bir şeyler yazsın da siftah edelim bereketi allah’tan gelir diye mi düşünmektedir moderasyon? iste tüm bunları uzuuuun zamandır düşünmektedir bu günün ilk entrysi’ni yakalama mücadelesi. ha bir de aynı mücadele bilmemkacinci entry safsatasında ortaya çıkar. millet ne yazıldığına değil kaçıncı entry’nin yazıldığına bakaraktan pusuya yatar. sonra da bilmemkacıncı entry başlığına budur diyerek aklısıra tanım girer ve bu da sözlük konseptine uygun olur. bu yapılanma da ilgili kişilerin gözünde forumsallaşma değil kurumsallaşmadır zaten...

cuma namazı

schenardi
cuma kelimesi köken olarak "cem" e yani toplanmaya, bir araya gelmeye dayanır. cuma namazı da aslında islamın sosyal olguları düzenleyici olarak getirdiği normlardan birisidir. amaç müslüman kişilerin haftanın bir günü bir araya gelip ortak bir organizasyona iştirak etmelerini sağlamaktır. fakat gerek zamanın günlük yaşam aşrt ve standartlarını değiştirmesi gerekse din konusundaki şekilci yaklaşım cuma namazını çoğu kimse bakımından zoraki bir vazifeye dönüştürmüştür. benim için anlamıysa hiç olmazsa haftada bir inandığım değerle yüzyüze gelmemi sağlayan bir olgu olmasıdır. cuma namazından beklentilerim ahiret hayatına ilişkin değil doğrudan bu hayata yöneliktir ve her cuma namazından sonra hissettiğim manevi rahatlamayla beklediğim karşılığı da alırım doğrusu. kısacası cuma namazı benim için bir nevi meditasyon aracıdır ve her insanın da ruhunu kendisine uygun yol olarak her neyi seçmişse o şekilde böyle bir oto-terapiden geçirmesi şiddetle tarafımdan tavsiye olunur.
not: bu entry yazar tarafından cuma namazına gitmeden az önce yazılıp kayda geçirilmiştir.

şöförle konuşmak tehlikeli ve yasaktır

schenardi
"kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" atasözünün günümüz pratik hayatına uyarlanmış halidir bu yazının varlık sebebi belediyenin doğrudan şöförlerine yolcularla konuşmayın işinize bakın talimatı verememesinden başka bir şey değildir çünkü şöförler genelde bir bahane üretip kendisine en yakın durumdaki yolcuya sararlar ve bu sarmalamaya yakalanan yolcu da söförün bahsettikleri hiç umrunda olmamasına rağmen kendini şöföre cevap verme mecburiyetinde hisseder halbuki şöförün yolcuyla konuşmayı bırakıp tamamen yoluna ve kullandığı araca konsnatre olması gerekmektedir ama işte şöförünü bu tip muhabbetlerden alıkoyamayacağını bilen belediye hiç olmazsa böyle levhalarla yolcuları şöförden uzaklaştırmayı denemektedir

schenardi

schenardi
bilgi sözlükten kişi olarak maddi bir menfaati olmayan, menfaatinin olmamasının verdiği rahatlıkla da gerek sözlük içerisinde gerekse sözlük sebebiyle gerek isteyerek gerekse istemdışı muhatap olduğu insanlara karşı lafını sakınmayacak olan; bu ilişkilerinde olabildiğince polemikten kaçınan, fakat ne kadar kaçsa da başı beladan kurtulamayan; kişilerle birebir sorunlarını da sevgi paylaşımlarını da sözlüğe yansıtmayan yazardır. bu sebepten ötürü perde arkasında en iyi anlaştığı kişileri de sözlük platformunda eleştiriden çekinmez; keza kişi olarak hiç kanının uyuşmadığı kişilerle de hemfikir olduğunu beyan eder. dolayısıyla en samimi olduğu kişilerin bile yalakalığını yapamamaktadır. kendisiyle anlaşabilen insanlar, onun bu yapısını sindirebilenlerdir. bu yazarın ricası, sindirim problemleri olanların mümkünse kendisinden uzakta hazım sancısı çekmeleridir; çünkü o kişilerin sindirme adına çıkarttıkları gazın sesinden ve kokusundan rahatsız olmaktadır. eleştiride bulunduğu gibi eleştiriye karşı müsamahalı olan bu yazarın tahammül edemediği yegane şey, laubaliliktir. kendisiyle muhatap olmak isteyen kişilerin de bir zahmet laubalilikten uzak bir tavır sergilemesi gerekecektir. çünkü laubali kişiler, istedikleri sonuca ulaşamadığında tepkilerini ya çirkeflikle gösterir ya da bok at izi kalsın felsefesinini özümser. ve de bu sözleri kendi nickinin altına yazan bu kişinin ne mahalle kavgasına girecek enerjisi ne de atılan bokları temizlemeyi göze alacak midesi bulunmaktadır. son olarak kendisini sevene de sevmeyene de saygısını sunar. sevgisini ya da antipatisini ise birebir olarak paylaşmayı tercih eder; yeter ki karşısında o diyalogu kurabilecek olgunlukta birileri olsun.

ali kırca nın sözlükleri dava etmesi

schenardi
sözkonusu dava türünün son örneği değildir. eğer bir ortamda sistematik olarak bir kişi aleyhine o kişiyi küçük düşürücü yazılar yazılırsa ve özellikle de bunun gerçekleştiği yer binlerce hatta milyonlarca insana hitap etmekte ve bu yazılar sebebiyle kişinin imajı iyice ayaklar altına alınıyorsa o kişi de elbette bunun karşılığında mahkemeye başvurarak adli yollardan hakkını arayacaktır. burada bütün mesele, eleştiri ve espri ile hakareti aşağılamayı birbirindne ayırt edebilmektir. umarım yazan bu ayırım konusundaki hassasiyeti gösterir, umarım bu hassasiyetin gösterilmediği zamanlarda biz bunu iş işten geçmeden farkederiz, umarım bizim farkedip de sınırın içinde olduğunu düşündüğümüz bir yazı dönüp dolaşıp yargı mercii önüne hasbelkade rgeldiğinde kararı verecek kişi(ler) de mizah güdüsüne sahip olup her eleştiriyi kişi hakkına bir saldırı olarak görmez.

gammaz

schenardi
son dönemde sayılarının her geçen gün arttığını gördüğüm sözlük görevlileri. bu arttırıma gitme kararını alan yönetimin elbet bir bildiği vardır, bu bir yönetim stratejisidir diyorum ama bir yandan da düşünmeden edemiyor insan bu zamana kadar sınırlı sayıda gammaz dururken ne diye bir anda seri alıma geçmek niyedir diye? hani sözlük üyesi sayısında ani bir artış olur da ona karşılık bir önlem olur diycem pek bir değişiklik gözükmüyor sanki. umarım bu yönetim kadrosu genişletme operasyonu, kişilere rütbe kazandırmaktan başka amaçlara da hizmet etmektedir. gammazların hepsine de burdan sabır dilerim, eğlence amaçlı bulunulan bir yerde hata tarayıcı gözle ne var ne yok her şeyi okumak zorunda kaldıkları için ve de bu genişletme sayesinde buranın da mevcut kalite seviyesinin yukarı çıkması sağlanır diye umut etmekteyim...

4ever

schenardi
(#374987) savaşçı bir arkadaşımız. toplum ve sözlük temizleyicisi ve aynı zamanda da kendisi abazan olmayan, bütün bu özelliklerinden ötürü de takdire şayan bir yazarımız.

ikinci sınıf entry giren yazar

schenardi
buranın varlığını devam ettirmesi bakımından entry girmezi elzem olan yazarlardır. zira o ya da bu sebeple birinci sınıf entry girecek kalibrede kimse buralarda kalmaz olmuştur. hiç entry girilmemesi halinde de sözlük ortamı iflas edeceğinden bu yazarlara entry girme yolu açık tutulmalıdır. sonuçta iktisat biliminin temel kuralı arz-talep dengesidir. okuyanı vardır ki bu yazarlar seri biçimde üretimlerine devam edebilmektedirler. bırakınız geçsinler bırakınız yapsınlar eğlensinler çocuklar durumu sözkonusudur; ne de olsa demokrasinin ana prensibi de çoğunluğun sözünün geçmesine imkan tnımasıdır. ortamdan şikayetçi olan bunu ifade etmekte özgür olduğu kadar birinci sınıf yazarların olduğu yerlerde barınma; bunu yaparken ikinci sınıfların ağırlıkta olan yerleri iplememe özgürlüğüne de sahiptir. kendilerine bu özgürlüklerini kullanmaları tavsiye olunur...

schenardi

schenardi
bir hukuk sektörü insanı olduğu takım elbiseyle adliye koridoru veya avukatlık bürosunda görülmediği sürece dışardan anlaşılamayacak olan, davranışlarının ve ilgi alanlarının standart hukukçu kitlesiyle pek de örtüşmediği, meslek olarak hukuku seçmekten ötürü mutlu ve gururlu olan fakat bu sektörden nasıl para kazanabileceğine dair henüz en ufak bir fikri olmayan ama yine de hala umudu olan, bir arkadaşının popüler olarak tanımladığı () ancak bu popülerliğin sebebinin bu kişinin ortamın geneline aykırı duruşu olmasından başka bir şey olmadığı dolayısıyla bu popülerliğin dönüşünün sevilme,sayılma, takdir edilme, arkadaşlık/dostluk kurulma, toplu organizasyonlarda aranılan kişi olma gibi değil de tek sözle "kalabalığın içinde yalnız kalma" olarak gerçekleştiği, içindekileri dışarı kusma adına bulduğu son ortamın da bilgisözlük olduğu yazarımsı kişi...

kürdistan

schenardi
böyle bir devletin bir üniter devlet bölünerek oluşturulma çabası vardır, bu çaba gerçekleşmek üzeredir; lakin orada bünyesinden yeni bir devlet doğacak devlet türkiye değil ırak tır. ha denebilir mi ki türkiye de kürt kökenli vatandaşlarımızın yoğunlukta olduğu bölgenin de bir gün bir şekilde oraya eklenmesi konusunda kimsenin niyeti yoktur? elbette ki denemez fakat bunları somut olarak ortaya koymak şu an için bizim adımıza mümkün değildir. ırak topraklarının bir kısmının ırak devletinden koparılıp yeni bir devlet kurulması çalışmalarıysa bugünün işi değildir; 1. körfez savaşının peşinden zaten 36.-42. paraleller arasındaki bölgedeki hakimiyetini ırak devleti kaybetmiş durumdaydı. şu anda ise ırak devletinin meşru hükümeti olarak gözüken organ bile doğrudan abd güdümünde kurulmuştur ve orada halen bir fiili işgal sözkonusudur. bu siyasi ortam halinde amerika güdümünde bağımsız bir kürdistan hükümeti de mevcuttur; ancak "henüz" orada devletler hukuku kurallarına göre kurulup tanınmış bir devlet sözkonusu değildir. ayrıca böyle bir devlet olmayacaktır şeklinde ifadeleri de kullanırken dikkatli olmak laızmdır. mesela kktc diye bir devlet de türkiye için vardır ama başka hiçbir devletin gözünde yoktur. olayı bu bakış açısıyla değerlendirmek gerekir. ha olayı kürdistan kelimesinin kelime anlamıyla değil de bu kelimeye onu ortaya atan kişinin ne manalar yüklediğini kendince öngörmekse olayı siyasi tartışmalara taşıyacaktır ki eğer ortada bir "provakatör" varsa onun isteğini bu yaklaşımla farkında olmadan yerine getirmiş olursunuz. sonuçta herkesin kendine özgü düşünceleri olabilir. iş düşünce boyutunda kaldığı sürece biri çıkıp "türkiye tek parça olmasın, konfederasyon olsun, istanbul diğer illerden bağımsız olsun" şeklinde de bir düşünceye sahip olabilir. sorun bir düşüncenin ifade edilmesinde değil o düşüncenin bir şekilde bir başkasına dayatılması çabasına girişildiğinde ortaya çıkacaktır; çünkü (en azından benim bildiğim kadarıyla) burası bir forum değil bilgi ve fikir paylaşım portalıdır, entry lerin de bir başkası ne yazmış olursa olsun diğer kişilerce bu duyarlılılık gözetilerek girmesi en sağlıklı olanı olacaktır. sözlük yapısının sıhhatini bozucu bir durum olduğunda ise bu durumun düzeltilmesi zaten (düşünce özgürlüğünü temelinden sarsıcı bir tutum gözetilmeden) sözlük yönetimince yerine getirilecektir...

aşk

schenardi
aşk kafeinli içecekler gibidir: insanı önce uyarır, uyanık tutar. tadı da pek bir güzeldir; ancak o tada aldanıp da aşk denen şarabı çokca içer ve onun müptelası olursanız sonrasında sizi çarpıntıdan süründürür.

sözlük nicklerine entry yazma çılgınlığı

schenardi
nicklerin sahiplerinin sol frame de ismini görüp "vay be demek burdaki varlığım fardekilebilinmiş başkaları tarafından da iyi bari" deyip entry yazma konusunda daha bir heveslenmesine yol açan bir tutum olması sebebiyle karşı çıkmayacağım, tam tersine destekleyeceğim bir davranıştır sözlük nicklerine entry yazılması. fakat burada dikkat edilmesi gereken husus bana göre bu tutumun "çılgınlık" noktasına gelmesidir. eğer gerçekten kişi nicki altına yazı giren kişi, sözlüğe entry yazma konusundaki tüm enerji ve konsantrasyonunu nicklere yönelttiyse ve de bu salgın halini alıp karşılıklı paslaşmaya dönerse bunun bir sorun olarak ele alınması mümkündür; lakin entry diye sadece ve sadece nick altına yorum yazan bir kişiye bilgiçlerin son entryleri kontrol edildiğinde rastlanmayacağından bence şu aşamada bir sorun yoktur. sonuçta o nick altında yazılan şeyler de birer "bilgi"dir ve her bilgi gibi o bilginin de bilgi sözlükte yerini alması olağan karşılanmalıdır.

niphredil

schenardi
an itibariyle sol frame’de yukarlarda gördüğüm entrylerin saiplerinin kim olduklarını kim butonu aracılığıyla incelerken bu kişiyi de aynı şekilde gördüm ve kendisine ilişkin enteresan bir istatistiğe tanık oldum. bu kişi tam 585 adet entry’in altın imzasını atmış; ancak gelgelelim sadece 20küsür entry sine oy alabilmiştir. bu ciddi anlamda tartışılması gereken bir durumdur. bu kişi 550’den fazla kimsede etkisi olmayan yazı mı yazmıştır şimdi? içimden bir ses bu yazarımızın sözlük içerisinde yeterli kankasının olmaması sebebiyle sözlük içerisindeki kankalık faktöründen nasiplenememiş; dolayısıyla al gülüm ver gülüm oylamaları bu yazrımıza rastlamamıştır. kendisinin son dönemde entry yazımı konusundaki hevezsizliği bundna mıdır başka sebepten midir bilinmez ama bu sayıda entry sahibi birisi olarak son dönemde gün başına bir entry bile yazmadığı istatistiklerden bize yansımaktadır. ben de bu yansıyanları farkedip farketttiğimi dile getirmekten kendimi alıkoyamamışımdır, bu entry’nin yazılmış olmasındaki yegane sebep bu kendimi alıkoyamamış olma durumumdan ibarettir...

seri eksi oy veren ibne

schenardi
bazıları vardır şahsi alıp veremediği şeyler olan kişiler aleyhine bu role soyunur. bunu tespit etmek kolaydır. eğer o kişi sözlükte değilken entryleriniz eksi oy almıyorsa, o sözlüğe geldikten sonra yazdığınız ilk entry ise 10 saniye içinde eksi oyu aldıysa sizi tebrik ederiz; artık sizin de bir seri eksi oy veren ibneniz var demektir. artık onu orda mı yersiniz paket yapıp eve mi götürürsünüz bilemem o sizin seçiminizdir bize yalnızca afiyet olsun demek düşer...

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol