redcrow

yeni kanuna göre artık daha ciddi boyutlarda yapılacaktır.kişin istiği doğrultusunda, tüm kimlik bilgileri,işi,okulu,tüm kamu işlem sicilleri,yaşadığı şehir ve hatta hatta yüz şekli devlet tarafından değiştirilecektir.tabi burda kişinin ve taniklik ettiği olayın önemi ve büyüklüğü baz alınacak.

flaş flaş flaş karşı komşunun evine giren hırsızı deşifre eden ceyda hanım tanık koruma programı dahilinde kendisine bodrum’dan bir ev, yeni bir iş,yeni bir koca,köpeği maximus fucker’a yüz kilo mama ve tanınmamak amacı ile kaş kaldırtma operasyonu istedi.
konunun yetkilisi olan başkomser reşat bey ise ceyda hanıma şöyle dedi; bi siktir git..

yüze buhar banyosu yapmak inanılmaz rahatlatıyor bünyeyi..

kokteyllerin üzerine konulan minyatür şemsiyelerden olsa gerek..

defin işlemi sırasında çekilen görüntülerde saddam hüseyin’in yüzünde yara izleri görünmektedir.anlaşılan adamı idam sırasında ağlatmayı başaramayan hayvansı zihniyet ölümünden sonra cesede darp uygulamış.
bu kadar şerefsizce hareketin üzerine saddam hüseyin’nin halk kahramanı ve haksızlığa uğramış devrik lider olarak tarih sayfalarındaki yerini alması sanırım işten bile değildir.

olmaması gerekendir, acı verendir en acılısından.zamansız gelir hep.
olur ve sen bir bok yapamazsın zayıflığından ..

simdi seni düsünüyorum biliyorsun
aklima ellerin geliyor önce
yagmurlu bir gün hatirliyorum
islanmis bir serçe kusu hatirliyorum
durup durup ölümü hatirliyorum
alnima bir isik vuruyor karanlikta...
sonra alabildigine bir sessizlik basliyor
alabildigine bir deniz
alabildigine kum.
içim ürpertilerle dolu
karanlik denizlerin ortasinda seni düsünüyorum
hani denizin insani deli eden maviligi
nerde o günes pariltilari nerde?
göremiyorum ama duyuyorum
yaklasan firtina sen olmalisin.
bu rüzgar senin hayallerin olmali
senin ümitlerin senin arzularin olmali
bütün karanliklara raziyim
yalniz çok uzaklarda bir gemici feneri yanmali
bu korkunç agirliklari kim koydu basima
bu marsandiz trenleri nereye gidiyor
ben bir katran deniziyim artik
dalgalarim iri kayaliklari döver durur
bütün yaratiklar derinliklerimde kapkara
ne bir seven var beni
ne bir anlayan bulunur
içimde çalkalanir bir dünya
kulaklarimda karanligin ugultusu
ve gözbebeklerimde korkunun en büyügü
bir büyük dünyada yalniz kalma korkusu
ölürsem korkudan ölecegim.
düsen yildizlar gibi batan gemiler gibi yanizligim
sisli safaklar dogar ufkumda
kör biçaklar bilenir düslerimde hergece
kirli bir günes kahreder dalgalarimi
bir çamur yigini sivanir yüzüme
gitgide artar yalnizligim
sonra duyarim iliklerimde sabahin oldugunu.
bir yosun parçasi kimildanir gerinir.
bittigi yerde baslar yalnizligim.
pusulalar islemiyor artik
yildizlar yol göstermiyor.
rüzgar bile ihanet etti bize.
bir saçlarin vardi deli divane oldugumuz
bir saçlarin vardi bir saçlarin vardi...
alnina düserdi aksamlari
hiç degilse yasadigimizi bilirdik hayal meyal
nefes aldigimizi insan oldugumuzu bilirdik.
saçlarin bizi kurtarirdi düstügümüz girdaplardan
bizi bir derinlerden
yeryüzüne çikarirdi.
her telinde mevsimleri seyrettigimiz
varligini en büyük mutluluk bildigimiz
bir saçlarin vardi deli divane oldugumuz.
simdi bütün gün üstüme yagmur yagiyor
bütün gece kar.
yalnizligin tam ortasindayim artik
yalnizlik kadar.
bilsen nasil üsüyorum
al su ellerimi isit biraz
ya da al götür bu soguklari bu yagmurlari
görmüyor musun beni öldürecekler artik
beni öldürecekler diyorum sana
geçmis gelecek bütün yillarim
bütün umutlarim senin olsun
beni bu karanlik denizlerde birakma.

(bkz: ümit yasar oguzcan )

sözlükte dönen yarak-kürek muhabbetine anlam veremeyen yazar tepkisi de olabiliyor mubarek..

(bkz: biri bana anlatsın)

şarabı da içeriz esrarı da çekeriz
bize beşiktaş derler biz adamı zükeriz

tarihi de sikeriz fiziği de zükeriz
bize beşiktaş derler kaçar maça gideriz.

çarşı grubundan esinlenerek uydurduğumuz bu dizeleri söylerken sanrım lisedeydik ve sanrım biz 1993-1996 yılları arasında lisedeydik.

the bridge on the river kwai filminde askerlerin çaldığı river kwai ıslığını kapalı tribünde icra edecek kadar hırsızdır bu adamlar..o denli yani.
kapasite meselesi olsa gerek.

(bkz: çarşı kendi de karşı) diyoruz arkadaşım...

efsane dizinin efsane kadrosu şöyle ;

hal : bryan cranston
lois : jane kaczmarek
malcolm : frankie muniz
dewey : erik per sullivan
francis : christopher masterson
reese : justin berfield

lois : ceza olarak reese’e matematik çalıştıracaksın.
malcolm : sen benim annemsin bana bunu yapacak kadar acımasız olamazsın.
lois :malcolm odana git ve evleninceye kadar oradan çıkma.
malcolm : tamam çalıştırıcam.

malcolm : evet reese matematik kitabını getir.
reese : benim matematik kitabım yok çünkü ben matematik dersi almıyorum.
malcolm : tabiki alıyorsun sersem öğretmenin sana not vermiş.
reese : !!!???

(bkz: lanet olsun ) diye çevrilir.

(bkz: fenerbahce ye opera )

ali kırca, konulu porno filmde oynayacak
ajdar anık, ekşi sözlük’e yazar olacak
ajda pekkan, estetik operasyon la yaşlandırılacak
baki mercimek, real madrid’e transfer olacak.
tayip erdoğan, istanbul belediye başkanı olacak
mehmet ali erbil seda sayan ile evlenecek

(bkz: istanbul için imsak vakitleri)

nur cemaati okularını gezerek sapkınlıklarla dolu bir hayat tarzından, hidayete ulaşarak nasıl kurtulduğunu anlatan enteresan adam..
ilginç mi? evet.komik mi? evet.

şöyle diyor kendileri;

bir senenin kiymetini sinifta kalan bilir.
bir ayin kiymetini erken doguran kadin bilir.
bir haftanin kiymetini dergi cikartan bilir.
bir saatin kiymetini sevgilisini ugurlamak uzere peronda oturan bilir.
bir dakikanin kiymetini ucagini kaciran,
bir saniyenin kiymetini olumden son anda kurtulan,
bir salisenin kiymetini gumus madalya alan bilir.

büyük olasıkla jediye ait bir entry olacaktır.o yüzdendir ki kafadan kaybedilecek yarışa girmenin pek bir anlamı yoktur.
kronometre adamın elinde, yapacak birşey yok..

(bkz: dolmuş şöförünün kredi kartını bıçak gibi kullanabilme yetisi)

gördüğüm an istemsiz olarak başımı sağ tarafa doğru hafifce sallayıp "eyvallah ya" dediğim hötüröt..

az önce telefonla evi arayan babam ;

baba - alooo annene sor bakalım bir şey lazım mıymış?
oğul - anneee, babam bişey lazım mı diye soruyooo.
anne - yoğurt alsın yoğurt.
oğul - ha baba yoğurt getirecekmişsin.
baba - elim dolu valla getiremem şimdi.
oğul - .... e baba niye arıyon o zaman bi şey lazım mı diye?
baba - konuşmaaaaa hıyar.
oğul - tam süper oldu şimdi.
baba - çaaaattt
oğul - wışşşşş

(bkz: ucube sincap)

su gibi akıp geçen yılların ardından kurulan serzeniş cümlesi.