confessions

pixie

- Yazar -

  1. toplam entry 2124
  2. takipçi 1
  3. puan 72950

staind

pixie
1995 yılında kurulmuş amerikalı gruptur, vokal-gitar-bas gitar-bateri olarak 4 erkekten oluşur. şimdiye dek 6 adet albüm çıkarmışlardır, bunlardan asıl 14 shades of grey ile popülerite kazanmışlardır.

so far away ve outside şarkıları kendilerini zirveye taşımıştır. hele bir de outside’ın klibi vardır ki tapılır. youtube’a "staind outside" yazılarak izlenebilir.

nikaragua milli futbol takımı

pixie
ukdeyi doldurmaya karar verdikten sonraki 20 dakika boyunca, tüm arama motorlarını telef etmiş olmanıza rağmen hakkında neredeyse hiçbirşey bulamayacağınız sınırlı sayıdaki hedelerden biridir. var mıdır? vardır. gitmesek de görmesek de orda vardır öyle bir takım. lakin sanırım sadece nikaragua halkı tarafından tanınmaktadır, hatta bundan dahi şüpheliyim.

araştırmalarım sonucunda bu çok değerli ve hayati önem taşıyan bilgileri yazarlarla paylaşmak için can atmaktayım : 1950’de kurulmuştur. nikaragualı futbolcular 94 ve 98 dünya kupalarında ön elemelerde 10-1 ve 3-1 skorlarıyla kupadan elenmişlerdir. şimdiye dek kazanmayı başardıkları tek puan 2-2’lik bir beraberlik sonucudur.

götünden haberi olmayan insan modeli

pixie
kendi götünün bilincinde olmayan insandır. olmaz olsundur böyle insan. insan dediğin nasıl elinden ayağından haberdarsa götünden de haberdar olmalıdır. hatta asıl götünden haberdar olmalıdır. nitekim göt dediğin insanın en önemli organlarından biridir, en önemlisidir hatta. götümüzden haberimizin olmaması demek eyvah demektir, yakında çok acaip şeyler olabilir demektir, götün çok vahim olaylara, çok kötü deneyimlere gebe olması demektir. götün gebe olması şeklinde bir başka kavram yaratırım burdan ki, o bambaşka bir kavramdır dediğim gibi.

efendim aynı zamanda incelenmesi gereken bir nokta da şudur. atalarımız demiştir ki "nereye dönersen dön götün hep arkandadır." yani gözümüzün önünde olmadığından götümüzü görmemiz haliyle zorlaşmaktadır. görmediğimiz için de götümüzden haberimizin olması iyicene zordur. gözden uzak olan gönülden ıraklaşmaktadır. lakin önemli olan görmek değil hissetmektir. önemli olan kalpten bağlı olmaktır. götümüz oradadır, her bir lobunu bilmek, sevmek ve arada bir kontrol etmek gerekir.

velhasıl, göt haberi olunası bir organdır. aksi takdirde başına çok boktan olaylar gelebilir.

dipnot: bu yazıda 11 adet göt kelimesi kullanılmıştır , yazım aşaması boyunca hiçbir göte zarar verilmemiştir.

oya oya yagli boya

pixie
her türk çocuğunun ilkokula başladığı an bünyesinde start alan "her şeyden tekerleme üretme" huyunun ürünlerinden birisidir. bütün oyalar, ersinler, ayşeler ve bilimum zavallılar bu illetten nasiplerini almışlardır.

oysa ki sevinç’le kaya’nın, neşe’yle oya’nın bu durumda ne suçu vardır değil mi..

sergey

pixie
içim elvermeden canım istemeden gidişine seyirci kaldığım, ve ayrılmasına izin vermek zorunda kaldığım eski yazardır sergey.

artık yazarlığı eski de olsa, dostluğu asla eskimeyecek..

pixie henüz mini mini bir çömezken sergey’in onu sözlükte ilk karşıladığı anı, saatler süren muhabbetlerini, ortaköy’de karga bokunu yemeden yapılan kahvaltının tadını, iyi niyetini ve samimiyetini hiç unutmayacak..

gitmiş olsa da pixie peşini bırakmayacak.

disulfiram

pixie
alkolle problemi olanlara kesin çözüm veren kimyasal. disülfiram alındıktan sonra alkol alınması durumunda alkoliği canından bezdirecek etkiler görülür, alkolik tövbe eder, gökten 3 elma düşer.

aldehit

pixie
alkoliklere uygulanan bir tedavinin başrol kahramanı.

disülfiram adında bir ilaç verilen şahıs, alkol aldığı an kanındaki aldehit seviyesi tavan yapmakta, bu yüzden mide bulantısı, karın ağrısı, zonklayıcı baş ağrısı gibi şikayetler yaşamaktadır. bir iki üç dört derken alkolik "öeeeh aq ben bu alkolün" der ve alkolü bırakır.

(bkz: eczacınız açıklıyor)

tupte sarelle

pixie
işte!! gelmiş geçmiş en güzel şeydir bu. tüpün içine doldurulmuş sarelle.. ekmeğe sürülmek için değil, direk mideye indirmek için. çift kaymaklı katmer gibi bişeydir, sürpriz yumurtayı bile sollamıştır icabında.

tüpü zevkle ağzınıza sıkarken yarısında bir yerde hava boşluğu olurdu. bir anlık "bitti mi lan" paniğiyle tüp delice sıkılırdı, bu sebeple havası çıktıktan sonra sarelle yeniden tepeden uzuuun bir silindir şeklinde taşardı.

lakin tüpte sarelle de demode olmuş, çağını kapatmıştır. ülker hala piyasaya sürmesine rağmen kantine sarelle almaya koşan çocuklar artık yoktur.

şeker kolye

pixie
90lı yıllarda çocuk olmuş her kişinin bir zamanlar tattığı bir klasiktir.

bir lastiğin üzerine dizilmiş yuvarlak şeklinde şekerler (ki renkleri mavi, sarı, pembe, turuncu ve beyaz olurdu) kolye gibi boyuna takılır ve tane tane yenirdi. özellikle kızlar hastasıydı bu şekerlerin.

yaratıcılığından dolayı şekercileri kutlamak gerekirdi aslında, ama kıymetini bilemedik şeker kolyenin. kayboldu gitti piyasadan.

(bkz: bi şeker kolye vardı o noldu)

koro sendromu

pixie
gelmiş geçmiş en ilginç hastalıktır.

efendim, koro hastalığından muzdarip beyimiz, örneğin adı hüsamettin olsun, evet bu hüsamettin amcamız penisinin giderek kısalıp kısalıp kısalıp bir gün tamamen içine kaçacağından korkmaktadır. bu onda saplantı haline gelmektedir. her gün boyunu ölçüp kıyaslar ve devamlı içeri kaçıp kaçmadığını kontrol eder. bir gün bu saplantılar ve paranoyalar öyle çok artar ki hüsamettin amca 24 saat eli penisinde gezer. bıraktığı an hürp deyip içeri kaçacağını düşündüğü için bir saniye bile bırakmaz.

hastalık, ilginçtir ki, salgın şeklinde gelişir, yani bir toplumda koro hastalığına yakalanmış bir hüsamettin, giderek toplumun bütün erkeklerine koro hastalığının yayılması anlamına gelmektedir.

özellikle güney afrika kabilelerinde iki hüsamettinin birbirlerinin penislerini tutarak yardımcı oldukları ve böylece beraber sürünüp gittikleri gözlenmiştir.

(bkz: evlerden uzak)

dipnot: bu açıklama sırasında hüsamettin isimli hiçbir şahsa zarar verilmemiştir.

şekerli yoğurt

pixie
bir kanlıca klasiği.

genellikle bir kase yoğurt ve üzerine serpilmiş katman katman pudra şekeri ile gelir bu hede. yoğurdu pilav, kabak dolması, ıspanak gibi tuzlu şeylerle karıştırıp yemeye alışmış bünyede şekerli yoğurt pek bir marjinal kaçar. "damak tadı olaraktan, yeni bişeyler deneyerekten, yahu aslında çok da kötü değilmiş" deseniz de içinizden sürekli "ne diye şekerlemişler ki cillop gibi yoğurdu" diye düşünürsünüz. aklınızdan "çikolatalı kuru fasulye" ve "tuzlu milkshake" gibi dahiyane fikirler geçer, hepsini hemen unutursunuz.

zira bu da çuval değil mide, değil mi ya.

dipnot: zevkler ve renkler tartışılmaz, seven de çıkabilir, afiyet bal şeker olsun efendim.

aklımin iplerini saldım

pixie
herkesin dinlemesi gereken, son zamanlarda yapılmış en güzel türkçe şarkıdır.

şarkıyı dinledikten sonra 5 dakika önceki ruh halinize dönemeyeceğinizi iddia ederim. aklınıza eski sevgiliniz, kaybettiğiniz babanız, bir zamanlar hiç ayrılmadığınız dostunuz gelir ve dağılırsınız.

anneanne ile diyaloglar

pixie
anneanne- piksi bak sana dolma sardım.
pixie- ühühüh...
anneanne- bak piksi bu kazağı da sana ördüm hem de iki ters bi düz.
pixie- ühühüheeeeee...
anneanne- hem bak sen mezun ol mezuniyet resmini çerçeveletip asıcam ben evime.
pixie- üeeeeeeeeeeee...
anneanne- hele bi evlen çocuğuna da ben bakarım sen işlerini yoluna koyana kadar.

dipnot: pixie’nin hiç anneannesi olmadı, nasıl bişey olduğunu bilmiyor, ancak kendi kafasında kurguladığı kadar güzel bişeyse anneanne hayali ile ağlamaya devam edecek.

kişin ortasında kiçimizi donduralim zirvesi

pixie
zirve, jedi ve ahalisinin "lan bu pixie’ye bi oyun yapalım biz finallerinin içine edelim" planlarının yazılı kanıtıdır. istanbul üniversitesi’nin final döneminin tam göbeğinde yapılan zirve, yetmezmiş gibi pixie’nin en mühim ve mühim olduğu kadar da kazık sınavından hemen önce yapılmaktadır.

pixie başı önünde, boynu eğik, yıkık ve bitap bir şekilde, kaşları küçük emrah modunda zirvenin yolunu tutar. yapılacak birşey yoktur.

(bkz: yemişim finalleri)
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol