pixie

kan veremeyeceğim gerçeğine rağmen : b rh +

#293253

"kafası en azından çalışıyormuş" deyip de sevindiğim yazarlardır.

kimler uğruna devamlı ertelenmiştir bu zirve.. biraz daha biraz daha ileri alınmıştır hep. fakat sonu yine aynıdır. . kimse kolundan tutulup 40 gün 40 gece sözlük dedikodusu yapmaya mecbur bırakılmayacaktır. güzel ve güneşli bir pazar gününde birkaç saatimizi konuşup gülüşerek geçirmeyi planlamaktayız, hepsi bu. katılmayanları bilmem ama, katılanların birkaç saat için de olsa çok eğlenecekleri bir buluşmadır bu. zirve demek bile hata olur.

hayatından zaman ayıran herkese buradan ayrı ayrı teşekkür edilir.

pixie
ithilquessir
schenardi
faten
countess

herşeyden önce, gereksizdir.
düşünelim. armağan çağlayansız hayat nasıldı. gayet güzeldi. hangimiz çıkıp "yaaa vakt-i zamanında bir armağan çağlayan vardı nereye kayboldu acaba" demiştir ki. yok. bir allahın kulu da kendisini hatırlayıp özlemle anmamıştır. bize hiçbirşey armağan çağlayan’ı hatırlatmaz. günlük hayatımızda durup da armağan çağlayan’a şükredeceğimiz ya da küfredeceğimiz hiçbişey olmaz. arada sırada popsıtar türksıtar zontasıtar prodüksiyonlarında oturur koltuğuna iki ağlar bir ezer, hepsi bu.
medyatik olmak için girdiği çaba ile "maymunluk top10"de mehmet ali erbil’den sonra ikinci sıradadır.

..yok yok üçüncü sıradadır. ikinci sırada banu alkan vardır.

reklamın sonunda söylediği melodili "iyi uykular" cümlesini duymamak için kumandaya atıldığım karakterimsi.

yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun.

hatalıysam.... şansına küs.

kadınların tuvaletler önünde uzun kuyruklar oluşturduğu ve molaya çıkmış kişilerin yarısından fazlasının ihtiyacını gideremeden yola devam etmek zorunda kaldığı hede.

bir daha karşıma çıkarsa bilgisayarı kaldırıp sabit ivme ile balkondan aşağı fırlatacağım cümledir. an itibariyle sözlüğe musallat olmuştur.

(bkz: neye göre kime göre)

böyle de yavşak bir cümle yoktur.

istemiyor musunuz? yok. köpek gibi istiyorsunuz işte. peki ne akla hizmet istemiyor gibi davranıyorsunuz? karizma falan mı katacak sanki size. kurtarmaz. insanlar bakıp "aman tanrım işte isteyip de istemiyor gibi davranan insan geçiyor" mu diyecekler. yok.

artık "istemiyorum" derseniz aç ve açıkta kalırsınız, bizden uyarması. istediğinizi doğru yer ve zamanda söylemezseniz nah alırsınız.

"istemiyorum" şeklinde yaptığınız nazları koyar yan cebinize gidersiniz.

20sinden 70ine, sağınızda, solunuzda, önünüzde, arkanızda, sağ ayağınızın üstünde, omzunuzun dibinde binlerce insan.. hiçkimse bir kalabalıkta yer almaktan bu kadar mutlu olmamıştır. hepsinin elleri havada. hepsi bir ağızdan bağıra bağıra comfortably numb’ı söylüyor. kendi çığlığını dahi duyamayacak kadar.

insan selinin en ucunda, elinde gitarıyla roger waters görünüyor. hemen arkasındaki ekranda yıllar geçse de belleğimden asla silinmeyecek görüntüler geçiyor. sanki gerçek değil gibi orada olanlar. sanki on bin insan hep beraber aynı hayali görmekteyiz. her saniyesini kazımaya çalışıyorum hafızama. hemen arkamda duran ithilquessir’e dönüp bakıyorum... yok yok kesin hayal bunlar.

artık ses tellerimden tek bir manalı ses dahi çıkaramıyorum..

..ben demiştim. konser öncesi, konser sonrası olarak bölündü hayatlar. k.ö ve k.s.
kulaklarımda hala yankılanan gitar soloları, gözlerimi kapıyorum. ithilquessir’in kucağında uyuyakalıyorum..

..yok yok kesin hayal bunlar..

zirve buluşma yeri hakkında detay bilgi şöyledir:

yer: taksim.
mekan: galatasaray lisesi önü.
saat: 13:00
istikamet: cafe’nin biri.
maksat: muhabbet.

geri kalan bütün ayrıntılar doğaçlama olarak belirlenecektir.
gelecek olanların önümüzdeki 5 gün içerisinde mutlaka bana bildirmeleri gerekmektedir, bir problem olmaması için önceden herkesten telefon numarası alınacaktır.

"yok kardeşim vermem ben elaleme telefonumu" derseniz sizi dumanla da çağırabiliriz.

işte sonunda olmuştur. kendimi konsere gitmek üzere evden çıkmak için hazırlanırken bulmuşumdur. şimdiye kadar olan ve şimdiden sonra olacak hayatımın bir kilit noktasıdır bu gece roger waters.

hayatınızdaki insanlara dönüp baktığınızda, bu cümleyi söyleyebileceğiniz insan sayısının yüksekliğini farkettiğiniz an içinize yayılan huzursuzluk hissidir. etrafınızı çevirmiş insanlara aslında ne kadar hayalperest bir tavırla yaklaştığınızı ve sonra ne çok kazık yediğinizi gösterir.

(bkz: bence hepiniz şimdi herkes gibisiniz)
(bkz: bu işte bir yanlışlık var)

(bkz: sallandiracaksin bunlari taksim meydaninda)

2006 ekim ayı civarlarında fakülte komşusu olmayı ümit ettiğim yazar. kendisine beyazıt ve çevresi itina ile gezdirilecek, kilit noktalar öğretilecek, "polis senin olduğun tarafa doğru koşmaya başlarsa ne yapılır" ve "gözyaşartıcı bomba atıldığında alınacak önlemler" tarzı eğitimler verilecektir. komşu komşunun külüne muhtaçtır evet.
ayrıca ivedi şekilde yatması lazımdır artık bu bilgiçin.

(bkz: kim kiminle nerede ne yapıyor)

uyuşukluk. rehavet. sabah televizyonun karşısındaki koltuğa oturup yalnızca acil durumlarda kalkmak, kalkacağı zaman da kalkarken bin dereden su getirmek.