pinhan

(bkz: ikilem)
(bkz: dilemma)

ataerkil toplumlarda gorulmesinin olagan oldugu bir durumdur. erkek her istedigini yapar; ancak kizlarin boyle bir hakki kesinlikle yoktur. isin ilginc kismi ise erkek her istedigini yine kizlarla yapar. o zaman?

(bkz: paradoks)

oykunun elif safak tarafindan yazildigini duydugumda kesin izlenmesi gerek diye dusundugum dizidir. cunku elif safak amerikadaki birkac universitede yillarca kimlik ve etnisite dersleri vermistir. ayrica bu konu uzerine bircok calisma da yapmistir. kitabi araf da bu konuyu irdeleyen bir romandir.

menekse ile halil’de de benzer bir icerik vardir. almanyaya giden turklerin orada multeci gibi gorulmesi, buraya geldiklerinde de kendi ulkelerine aidiyeti yasayamayip alamanci olarak gorulup artık ne turk ne alman olarak hayatlarini devam etmeleri tam da elif safaklık bir konudur. bu yuzden izlenesi bir dizidir.

ekrana cikmadan once bebek yaglari ile yaglandigini dusundugum, kizlari kendine hayran biraktiran(!) kaslarini her daim sergileyen, tarkanın vokalistligini uzun sure yapmis olmasini sarkidaki tum nagmeleri ona benzetmeye calisarak afise eden itici sarkici furyasinda yeni bir isim.

insanin bir seye ihtiyaci olmasa da son dakikalar, daha ucuzunu nereden bulacagim mantigiyla alisveris yaptiran bir yerden sonra butce icin zararli hale gelen alisveris sitesi.

genellikle amacina hizmet etmesi geregiyle koyu renklerde olan, ya insanin icini karartan desenlere sahip ya da desensiz duz renkli hirkalardir. islevleri bununla da bitmez. uzaktan baktiginizda arkadasinizin yine depresyonda oldugunu hemencik anlamanizi saglar. birilerin mesaj vermek icin idealdir.

ilk kuruldugunda turkce ve tarih dersleri haric diger derslerin ingilizce verilmesi amaclı kurulmus olan, belli bir sure bu uygulamayı yerine getirmeyi basarmis olmasina ragmen oss sistemi ogrenciden bunlarin turkcesini istiyor mantigiyla turkcelesen ve hazirligin kalkmasi ile artık ingilizceye dair neredeyse hicbir sey vermeyen lise turu.

dersten kacmak icin gosterilen bahanelerin en keskini.

-hocam gitmem lazım.
-nereye evladım?
-rehber ogretmenle konusmaya. sorunlarim var.

coca cola gibi lezzetli olacagi dusunulen ancak o tadi veremeyen bir kola turu. bazi restoranlara ve bufelere sizmayi basarmis durumdadir.

tam da olmasi gerektigi noktada provokasyon icin can atanlarin dile getirebilecekleri soylem. universitelerde olusmasini engellemek icin ne camur bulsak kardır mantigi.

hayata sadece bir yerden bakilmayacagini cok ustun bir sekilde gosteren film. yasam tek yonlu bir sey degildir.

yeni sezona gumbur gumbur baslamis olan dizi. kesintisiz kahkaha etkisinden bu yilin harika gececegi asikar.

"aslinda neden boylesine bir yasaga gidildi ki zaten" gibi bir soruyu akla getiren ozgurlukcu bir acilimdir. herkesin korktugu sekilde carsafli olan ya da basinda sarigi turbesiyle kimse de universitelere girmeyecektir. "devrim yasaları"na uygunluk baz alinarak gerceklestirilmesi planlanan bir girisimdir. olmasi gereken de budur. cunku devrim yasalari carsaf, sarik ve cubbe icin hukumlere sahiptir. bugun giyilen seyler de onların sozum ona modernize edilmis sekilleridir.

peki, universitelerde turban yasagi surmeye devam etse?

ondan sonra cikip da bu turbanlilar cok cahil, nereye gitsek basimiza sorun cikartiyorlar, egitim seviyeleri dusuk, bunlar nasil cocuk yetistirecekler gibi sorulari da sorunlar bu serbestlige karsi cikanlar olacaktir.

tabii, haklisiniz. basında ortusu olan bir kadinin hicbir seye hakki yoktur. yasamasin zaten. mahallelere giyotinleri kuralim ve basinda ortusu olanlari ve o grubu savunan insanlarin kafasini ucuralim. ileriye, gelecege, avrupaya, muassır medeniyetler seviyesine bizlerin gitmesini engelleyecek tum kusurlar da ortadan kalkar zaten.

ya da onlar okumasin. yasak aynen kalmaya devam etsin. aile icinde yasasin ve kendini gelistirecek, hayatı gorebilecek kimseyle iletisim kurmasin. sonra da on altısı ya da on yedisine geldiginde amcasinin, halasinin oglu ile (zorla) evlendirilsin ve tum hayati bu sekilde tekduze ve bos gecsin.

o zaman neden insan haklari diyoruz? neden ozgurlukten bahsediyoruz? yok efendim amerika ıraktan cekilmeliymis, israil tum dunyaya hukmetmemeliymis. bu kadar ozgurlukcuysek neden uzaklara gidiyoruz ki? yani basimizda gerceklestirdigimiz adaletsizligi, haksizligi, zulmu neden gidermek icin edimde bulunmuyoruz?

kimse esit degildir. herkes dogumuyla beraber esitsizlikler getirir yaninda. yok efedim vatandaslik temelinde, yok efendim insanlık temelinde biz esitledik onlari falan gibi bir zirvaya girmesin kimse. kimse esit degildir; esit kilmak da mumkun degildir. ama insan olmanin getirisi olarak herkes istedigi sekilde yasama hakkina sahiptir. bu da ancak ozgurlukle mumkun olacaktir.

ozgurluk sozcugunu ise yeniden tanimlamak gerekirse: bireylerin toplum icindeki herkes icin gecerli olabilecek soyut (ya da somut) kurallara sahip olmasi ve bunlara uygun bir sekilde yasamasi.

ornek verecek olursak (ki anayasada da bu yonde bir egilim mevcut); kimse kilik kiyafeti mazaret gosterilerek egitim ve ogretim hakkindan mahrum birakilamaz.

empati yapamayan erkekler icin yeniden belirtiyorum (ki bu durum kizlar icin daha kolay olabilir) : iran gibi bir yerde olsaydiniz bu kuralin gecerli olmasi icin elinizden geleni yapacak olurdunuz. o yuzden basindaki ortusu ile yuzyillardir bu topraklarda yasayan insanlari otekilestirmenin, iranda yasayip basi acik gezmek isteyenler gibi ozgurlukleri elinden alinan insanlar haline getirmenin hicbir manasi yoktur.

toplumsak, beraber yasayacaksak bireylerin tatminlerini karsilayacak duzenlere ihtiyacimiz vardir; eger bunu istemiyorsak hep bir kaos hali, karmasa ve celiski bizim icin halihazirda bekliyor olacaktir.

turkcesi bu kadar uzun olmasina ragmen ingilizcede sadece bes harfle "colon" ile ifade edilen soz obegi. metin cevirilerinde ah ah keske benim dilim de ingilizce kadar kolaycı olsaydı demekten alamıyor insan kendini.

bu tarz insanlar zorunlu olmamakla beraber genellikle seri katil olan insanlardir; cunku bu insanlarin vicdan ile uzaktan yakindan alakalari yoktur. herhangi bir meyveyi dograrcasina insani dogradiklari zaman farkli bir duygu halinde olmazlar. onlar icin bu da digeri gibi gayet normaldir. bu hastaliktan muzdarip insanlarin gozlerine baktiginiz zaman keskin bir soguklukla karsilasirsiniz. teninize dokundugunda ise muthis bir urperti hissedersiniz. antisosyal kisilik bozuklugu tedavisi mumkun olmayan bir hastaliktir. ilac kullanimi yardimiyla sadece semptomlar hafifletilebilir. yani antisosyal kisilik bozukluguna sahip hastalar isledikleri suclar kapsamında hapse atilip ciktiklarinda islah olma gibi bir durumlari soz konusu degildir. hayatlarina kaldiklari yerden devam ederler.

asosyal ile antisosyal birbirinden tamamen farklı seylerdir ancak her daim ayni olduklari sanilarak karistirilirlar. asosyallik bir cok kisinin de belirttigi gibi kisilerin sosyal olmama istegi ya da sosyallikten itilmesi baglaminda gerceklesen bir durumdur. antisosyallik ise bir kisilik bozuklugudur.
(bkz: antisosyal kisilik bozuklugu)

bu tarz depresyonda ki diger adi olan bipolar’dan da anlasildigi uzere fail uclarda yasar. ya cok mutludur ve her seyi bu sekilde yasamaya calisir. ya da kendini depresif hisseder ve cevresindekilere de bu ruh halini yansitmaya calisir.

beynin sag ve sol lobu arasinda bilgi gecisini saglayan corpus colossum denen maddenin zarar gormesi durumunda zuhur eden hastalik. cesitleri vardır. bir cesidi ergenlik oncesi donemde ortaya cıkar ve ilac tedavisi sayesinde devamliligi engellenebilir. yirmili yaslara gecince hastaliktan eser kalmaz. diger cesitleri icinse durum bu kadar basit degildir.

(bkz: jeff buckley)
(bkz: tori amos)
(bkz: fiona apple)

zaten bir kez dinledikten sonra vazgecmek pek de mumkun olmayacaktir.

nevizadedeki hos ve ust kesime hitap eden guzel bir mekandir.