pinhan

unzileye yeniden hayat vermis hatun.

(bkz: onno tunc sarkilari)

her seye ragmen oruc tutmak.

ramazan ayi geldiginde bircok tartisma yol alir gider. yok efendim oruclunun karsisinda oruc tutmayan yeyip icmeli midir? bu tarz sorularin yine bu tarz yanitlari mevcut ki; yerse kendi ayibidir; yemezse kendi yuceligi.

tamamen zirvadir. burada ne ayip ne de yucelik vardir. oruc tutmayan insan inanclari baglaminda oruc tutmaz ve bu onun en dogal hakkidir -ozgurluk. oruc tutan insan ise zaten bunu goze almis olarak yola cikar. tum gun uyuyup, elini kolunu hareket ettirmeden gecirilen bir gunun sonunda iftar yapmanin hicbir mantigi yoktur. onemli olan oruc tutarken, ki buna nefs hakimiyeti deniyorsa, kisinin hayatina aynen devam etmesidir. yemek yiyenler de yemeyenler de cevresindeyken yemek yemeden durmayi basariyorsa ibadet adi altinda yaptigi amacina ulasacaktir.

yine ataerkil toplum yapisindan kaynanklanan bir durumdur. ozgurlesmeye izin vermeyen zihniyetler varligini surdurdukce bu gibi durumlar daha da agirlasacaktir. bir benzeri icin;

#673056

sanki tersi olmuyormus gibi insanin gozune sokmaya calistiklari, ama fayda vermeyecek soz kalibi. her ne kadar cuntaya tapsaniz da biz ozgurlesmeye, ozgurlestirmeye devam edecegiz.

bu savunma mekanizmasini kullanan insanlar toplumun onay vermeyecegi davranislari baskalari uzerinden gerceklestirmeye calisirlar. bu yonuyle yansitmaya benzese de ozunda toplumsal kabul gorme yatmaktadir.

ornek olarak; porno cd’leri merak edip satin almak isteyen bir kisinin porno cd satan dukkana "acaba bu tarz yerlere kimler gelir, merak ettigim icin gidiyorum" demesi gibi.

ornek verecek olursak;

yedi yasina gelmis ve daha once tuvalet egitimini tamamlamis bir cocugun yeniden alt islatma sorunu ile karsi karsiya kalmasidir.

savunma mekanizmalarindan biri olan bastirma, istenmeyen duygu, dusuncelerin bilincten uzaklastirilma ve hatirlanmak istenmeyen gecmisteki anilarin unutulma cabasidir.

ornek olarak; gecmiste tecavuze ugramis bir kadin bu durumla yuzlesmekten cekineceginden bu olayı bastirir ve hatirlamaz.

ancak bu mekanizmanin en kotu yani, suyun icine topu batirmak misali bir gun bir yerden yeniden ortaya cikacagi gercegidir.

(bkz: inkar)

freudyen ekolde savunma mekanizmalarindan biri olan inkar(denial); kisinin kendisine aci veren ve rahatsız eden istek, gereksinim, duygu ve dusunce gibi yonlerinden uzaklasmak icin, olayin varlığını kabul etmedigi, onemsemedigi, bunlarla ilgili bilgi edinmekten kacindigi ve gormezden geldigi durumlardir.

ornek olarak; yaslanan bir kadinin kendisini hala genc gostermek adina genc kıyafetleri giyinmesi ve onlar gibi davranmaya calismasidir. cunku yaslilikla yuzlesme korkusuna sahiptir.

klasik orneklerden biri olmakla beraber;

isyerinde sinirlenen baba, eve gelince ev halkıyla tartısır.

(bkz: karsi tepki gelistirme)

literaturde reaction formation olarak da gecen bu savunma mekanizmasi kisinin yapip etmeleri uzerinde su tarz bir etkiye sahiptir. kisi, karsisindaki insana karsi, onun hoslanmayacagi sekillerde gelistirdigi duygulari anlasilmasin diye bir tepki gelistirir; ancak bunu bilincaltı nedeniyle oylesine asiri ve belirgin bir sekilde yapar ki bu tepkinin sahici olmadigi gozler onune serilmis olur.

ornegin; uvey annesinden nefret eden fakat babasinin korkusu yuzunden bunu dile getiremeyen cocul uvey anneye sevgi gosterisinde bulunur; ancak bunu yaparkenki uc davransilari durumun aslinda oyle olmadigini ortaya koyar.

freud’a gore kisinin, kücük yaslardan itibaren kendi benliğini korumak, sorunlar,ic ve dıs catısmalardan en az etkilenmek icin cesitli sekillerde kendini rahatlatmaya yonelik gelistirdigi ve basvurdugu mekanizmalardir.

(bkz: yansitma)
(bkz: karsi tepki gelistirme)
(bkz: yon degistirme)
(bkz: inkar)
(bkz: bastirma)
(bkz: gerileme)
(bkz: yuceltme)

insan bu mekanizmaları karanlik yani olan ve haz durtulerinden olusan id ile kisinin toplumsal kurallar ve yasak-ayıp-gunah bilinci yani olan superegonun ego tarafindan uzlastirimlasi sayesinde gelistirir. boylece hem haz durtulerini dizginlemis olur, hem de toplumsallasma doneminde ego sayesinde bir denge yakalamis olur.

kisilerin kendi davranislarini ki ozellikle negatif olanlarini baskalari uzerinden ortaya koymasi durumudur. bu durum ozellikle paranoya hastaligina sahip olan insanlarda ya da saglikli bireylerin paranoid evreler gecirdikleri donemlerde zuhur eder. ornek verecek olursak; arkadasinizi sevmediginizi dusundugunuz zamanlarda bunu "arkadasim beni sevmiyor" seklinde ifade etmektir.

psikolojik karsiligi projection yani yansıtma olan savunma mekanizmasi olarak da gorulebilir.

william blake’den etkilenip etkilenmediklerini merak ettigim grup.

(bkz: william blake)
(bkz: the lamb)

(bkz: otekilestirdikce otekilesme)

insanlar etnisiteleri birbirlerini yok etmek ya da birbirlerine zarar vermekten çok kültürel zenginligi artirmak icin kullanmalidirlar; ancak bunun tersi durumlarinda her turlu yabancilasma, baskalasma, otekilesmenin ortaya cikisi zorunlu hale gelecektir.

kaybedilen macta hakeme yoneltilen bir cumle;

-caldigin dudugun leblebisini sikeyim.

insanoğlu düz bir çubuk gibidir. iki kişi birbirinden hoşlandığı zaman bu iki çubuk birbirlerine doğru eğilerek üçgen misali bir şekil oluştururlar. bu üçgende kendilerine ait, sadece ikisinin mahremi olan bir dünya yaratırlar. ancak taraflardan biri çekilip de giderse hem eğilmiş olan diğer çubuğun yere düşme ihtimali artar hem de yaratılan mahrem bölge herkese görünür olur. bundan sonra geriye ne eskisi gibi güzel günler kalır ne de gizli saklı yaşanan şeyler...

el degmemis kiz ariyorsam ben de oyle olmalıyım demesi muhtemel olan erkek modeli.