şişman kızların teselli sebebi.
aşık insanın evlendikten sonra söyleyeceği söz.
aruz vezniyle yazdığı mesneviye bakıp bakıp insan nasıl yazar böyle bir şeyi diye hayrete düştüğüm kişi. bilgeliğine hiç değinmiyorum.
yağsa bir türlü, yağmasa bir türlü denen şey. yağsa barajlar dolacak ama sel de olacak. yağmasa susuz kalacaklar. allah kolaylık versin istanbullulara.
görünce kaçılması gereken kişi. sinirlerini bozuyor insanın.
siyah: karamsarlığı simgeler. asil bir rektir.
türkiyede asla yapılmaması gereken şey.
hasta yada çok yorgun gençlerin otobüste oturabilmeleri için yapmaları gereken şeydir.
ıraktaki amerikalıların hem savaş hem seviş anlayıp bulduklarını becermelerine sebep olan söz olabilir galiba.
eva longorianın magnumu ısırışı harika olan fakat otomobile doğru yürürken çok komik olduğu reklam.
saçı biraz kısalt dendiği halde kafada bir santim saç bırakan ve bu yüzden iyikj sünnetçilik yapmıyorlarmış dediğim adamlar.
eskiden sünneti de onların yaptığını düşününce insanın aklına garip şeyler geliyor tabiki!!!
eskiden sünneti de onların yaptığını düşününce insanın aklına garip şeyler geliyor tabiki!!!
sevişmeyi bitiren durumdur. durup beklersin, sonra da olmaz. bu yüzden yatak odası yakınlarında ezan saatlerini gösteren bir takvim bulundurup ona göre işe koyulmak lazım.
kızların sabah kalkıp yüzlerini yıkayıp makyajlarını da yaptıktan sonra söyledikleri, çirkinlerin bile kendilerini beğendiklerini bana öğreten cümle. yurtta kalmış biri olarak diyebilirim ki neredeyse bütün kızlar bunu söylüyor.
kimi arasam, kimi arasam. ya bu evli, sevişiyordur bu saatte, dur öbürünü arayayım.
eliyle bulup getirdiği gelinden oğlunu kıskanan, her fırsatta geline çemkiren, bu kız da insan evladıdır demeyen kadındır. ayrıca gelinle hızını kesemeyip damada da aynı şekilde çemkirenleri de vardır benim kaynanam gibi.
öğretmenlerin ekmek teknesi
birinden hediye almak bazen işkence gibi olabilir zira karşınızdaki kişi çok kötü bir hediye alıp kullan diye ısrar edebilir. bu durumda hediyeden kurtulmanın en kısa yolu kıyafetse çamaşır suyu, kırılacak eşyaysa yere düşürmektir. ikisi de olmuyorsa verenden kurtulmak gerekir.
fazlasıyla dağlık olan bir il. evler uzaktan bakınca üst üste gibi duruyor. tepelere giden yolları kıvrım kıvrım. her yerinde merdivenli sokakları var ama merdivenler alışık olmayanlara göre değil. ayrıca binalar kömürden kararmış ve kadınlar çamaşırlarını evlerinde kurutuyorlarmış kömürden kararmasın diye. mezarları da üst üste gibi gözüküyor. sanki ölüler arasında kademe farkı varmış gibi. manzarası ise çok güzel.
her mevsim bol bol yağmur yağan, susuzluk tehlikesinden haberi olmayan insanların yaşadığı engebeli bölge.
bundan sonra yaşanmayacak olay. artık piyango biletleri de sayısal gibi devredecek ve alınmayan ikramiyeler en sonunda yine bizim olacak.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?