nys

’’ve kadınlar,
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri,
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşamamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen
ve dağlara kaçırıp uğrunda hapis yattığımız
ve ekinde, tütünde, odunda ve pazardaki
ve karasabana koşulan
ve ağıllarda
ışıltısında yere saplı bıçakların
oynak, ağır kalçaları ve zilleriyle bizim olan
kadınlar,
bizim kadınlarımız’’ der şairimiz.

ayrımcılık gözetmeden bütün kadınların kadınlar günü kutlu olsun !

dün akşam ’’hadi lan özledim gelde göreyim’’ dedikten sonra geleceğim tamam cevabı almıştır kendileri. tabi bu geliyorumun üstüne uyuya kalan bana hala kızgındır. haklıdır, söylenecek birşey yoktur.

affeeett beni sevgili indim!

ilk izlediğiniz dakikalarda ’’ulan film bozuk takıldı sanırım’’ diyeceğiniz filmlerden biridir. ilerleyen dakikalarda uykusuz bir halde geldiyseniz evinize izlemek için direnmeye başlar, filmi anlama, sıkılmama ve uyumama mücadeleri verirsiniz. film biter ve sonunda ’’ ulan sonunda ne oldu anlamadım’’ da diyebilirsiniz. yani kısacası çoğu insana göre iyi, bana göre iyi olmayan filmdir.

ticari kaygısı olmayan, düzensiz ucuz kopyalama yöntemleri ile çoğaltılan yayınlardır.

sopor aeternus’un melankolik şarkısı. eğer depresyona girmek istiyorsanız buyrun.


http://tinyurl.com/cdoxwt

hoş geldiniz dünyama.

hoş gelmiş yeni bilgiç

bütün erkeklerin hayali.

keşke biraz benim asilliğim ve güzelliğimden bahsedilmiş olsaydı. röportajın tek eksik yanı bu. herneyse çok beğendik ellerinize sağlık!

yazdıklarını teker teker okutmayı sağlayan bilgiç. görmesekte, duymasakta, dokunmasakta sevmeye başladık seni!

hoş geldin aramıza..

pınarından özgürlüğün al bir yudum,
çek bir soluk rüzgârından sevdamızın.
seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak,
seni bu kara kara gelen ölüm.

al bir yudum pınarından özgürlüğün.
rüzgarından sevdamızın çek bir soluk.

seni benden ne bu kapı, ne bu duvar ayıracak,
seni ne bu kara kara gelen ölüm.

asıl benim gelen, ölüm değil,
yıkmaya gelen bu kanlı duvarları.
çırpa çırpa ak kanatlar.

yürür dupduru kanım benim
aydınlıktan aydınlığa bir düş gibi.
dağı taşı kıra eze kıra eze gelen benim,
geceleri, korkuları, cellâtları biçe eze biçe eze gelen benim.
gelen benim, gelen benim,
zincirinden kopmuş gibi.

asıl benim gelen, ölüm değil.
benim gelen, benim gelen.

ben geldim mi kalkacak sabahları bütün çocuklar karınları aç;
uyuyacak geceleri bütün çocuklar karınları tok,
ben geldim mi.

a. kadirin yazdığı ezginin günlüğünün söylediği enfes şarkı.

http://tinyurl.com/6lnxq35

rezaleti ayrıca bizlerin anlatmasına gerek yok.

#1039212

başlığın hakkını vermiş.

çömezlik dönemini geride bırakıp aramıza katılmış varlık.

hoş geldin.

’’eğer mutluluğunuz, bir başkasının yaptıklarına bağlıysa, çok ciddi bir sorununuz var demektir.’’

aptallaştığın anlar !

1-2 saatlik yağış sebebiyle köprüden hasanpaşaya kadar yürümek zorunda kaldım. metrobüs ilerleyemedi, özel araçları durdurduk onlar ilerleyemedi. trafik hepten felç oldu. bu yaşıma kadar böyle bir rezaletin canlı tanığı olmamıştım. yağışın önceden bilinmesine rağmen hiçbir hazırlığın olmaması, yaşlı ve çocukların metrobüslerde esir kalmalarından kim sorumlu acaba?

güzel şey tabi. yalnız günümüzdeki sevgi anlayışıyla sevmek ve sevilmek değil. çıkarsız, bencillikten arınmış bir sevgi en güzeli. ’’sevmek sevdiğinin sevindiğine sevinmektir’’ diyelim ve böyle sevip sevilelim.

en sevdiğim durum. hele hele dişlerinin arasına alıp o soyulmaya yüz tutmuş yerleri koparmak insanı rahatlatıyor.

çocukluktan çıkıp sorumluluk sahibi olur. dünya artık eski dünya değildir. hayaller ise zamanla bedenlerimiz gibi değişime uğrar.

başbuğ’un tutuklanması gırgır kapağına konu olmuş. nasıl mı?

http://tinyurl.com/788o45c