nuquerna

turku soyleyen operacı.mukemmel bariton-bas.türkiyenin bir donem yetiştirdiği "iyi" müzik adamlarından..bir drahma köprüsü vardır..laf soylenmez. soruyor insan ister istemez, neden boyle adamlar bugun yok diye? memleketinde neden insanlar gerekli müzik alt yapısını alıp "anadoludan dünyaya bakmak" yerine ancak "avrupadan anadoluya" bakabiliyor? hoş,sokaklarımızda alt yapı yokken,müzik alt yapısı beklemek? be kardesim,bilinen en eski kanalizasyon yapısı topraklarında,müzik halkının ibadeti olmus bir donem?

resmini gosterseler bana "ciks mekan,isimiz olmaz.birseyleri gereksiz pahalı sattıkları yerlerden işte.."derim terddutsuz. ama gel,yanından gecerken o kahve kokusunu duy,sonracığıma soğuk sokağa elinde buyuk boy extra shot az seker sıcacık kahvenle cık.. burnuna gotur kahveyi ve "asla intahar etmiycem!" diye bağır.

hergun hergun hergun..kantincinin beni gorunce hazırlamaya basladığı içecek.kokusu.parfumum. ustume dokulse gocunmayacağım şey.beni starbucks gibi ciks otesi bir mekana tereddut etmeden sokabilecek tek nesne.guzel yapio adamlar ya..anamın "baamlı olcen aa!"diye eve almadığı minik kahverengi elmas tanecikleri..off olsa da içsem.

sanırım "herseyin dezavantajı vardır, kasarsak elf olmanınkini de buluruz" mantığıyla acılmaıs bir baslıktır. ama bir zamanlar bu dusunceye inanmıs bir insan olarak diyorum ki:"hayır abi. maalesef. zaif, kadim, bilge ve olumsuz olmanın hiçbir dez avantajı yoktur.ha, simdi yasasalardı,halk linç ederek fln öldürürdü sanırım kıskançlıktan, kacan bir ikisi de manken olurlardı.ama mukemmel fizikli insanlar(elf?) hayata 1-0 onde baslarlar."

reddedildikten sonra daha da zorlaşan bir durum. bilirsiniz, ne kadar kassanız da üzülecek, kırılacak kalbi ve "ne var bende olmayan? neden ? neden? "diye kendi kendini yiyecek uzunca bir süre...

hayatınızı idare ettiğinis masanın arkasına oturur, gelen teklifleri değerlendirirsinis.en iyisini bulmaya calısırsınıs. basen bir kağıt gösunusden kaçar,araya karışır.fark bile etmessinis. basen sırf pek havanısda olmadıınısdan redderdersinis.ama bir gun gelir, kibirinisi kicinisa sokup, basınıs onunde, elinisde teklifinisle bi masanın onune gelirsinis, bakarsınıs,arkasında "dunyayı ben yonetiom ulen!" dercesine bakan zalim gosleri gorursunus. biras daha pısarsınıs. adım adım masaya yaklasarak, her adımda kursunlasmıs ayaklarınısı kaldırmak zorunda olarak,her saniyenin sonsusa doğru usamasına katlanarak...ilistirirsinis nacisane kağıdınısı masanın kenarına,bir bakıs atar sise, kucumseyen,reddedilmissinisdir, o anda, anlarsınıs, ama ister istemes kandırır/teselli edersinis kendinisi.ve aylarca,hatta yıllarca yolunu goslersinis "kabul belgesi"nin,en alttan yavasca masanın altına susulmus ve hic okunmamıs basvurunusun cevabının.

ikinci kişiye acılmanın ön hazırlığı niteliğindedir.çoğunlukla ikinci kişinin etrafındaki insanlardan olur. maksat ikinci kişinin hali tavrı öğrenilsin, ağzi aransındır.(işbu entyden ortaokul aşkları muaftır. onar kankilere acılan,sonuç olarak da kız -veya erkek- hakkında maksimum "pşt lan bak seninki gelio" muabbetine konu olmaktan ileri gidemeyen açılmalardır.).

oncelikle:
i can’t sleep tonight
everybody saying everything’s alright
still i can’t close my eyes
i’m seeing a tunnel at the end of all these lights
sunny days
where have you gone?
i get the strangest feeling you belong
why does it always rain on me?
is it because i lied when i was seventeen?
why does it always rain on me?
even when the sun is shining
i can’t avoid the lightning
i can’t stand myself
i’m being held up by invisible men
still life on a shelf when
i got my mind on something else
sunny days
where have you gone?
i get the strangest feeling you belong
why does it always rain on me?
is it because i lied when i was seventeen?
why does it always rain on me?
even when the sun is shining
i can’t avoid the lightning
oh, where did the blue skies go?
and why is it raining so?
it’s so cold
i can’t sleep tonight
everybody saying everything’s alright
still i can’t close my eyes
i’m seeing a tunnel at the end of all these lights
sunny days
where have you gone?
i get the strangest feeling you belong
why does it always rain on me?
is it because i lied when i was seventeen?
why does it always rain on me?
even when the sun is shining
i can’t avoid the lightning
oh, where did the blue skies go?
and why is it raining so?
it’s so cold
why does it always rain on me?
why does it always rain...
aslinda soylenecek bir sey yok.. adam her seyi soylemis. ben sadece uzerinde biraz gevezelik yapabilirim.
cnbce+yalnizlik.o kadar baglanmisindir ki kanala, reklam girince ses frekansini deistirir radyo eksen dinlersin. baymisindir.disarda yagmur yagiyodur. travis bu sarkinin ilk notalarini icra etmektedir. ortam birden degisir. evet, hissetmektesindir,yagmur disardadir,ama tek bir damlasi bile yere dusmemektedir. icerde olmana ragmen her birinin kafana dususunu hissedersin. travisin buna eslik etmesi ama icini buruk bi neseyle doldurmustur sanki..aksamin yorgunlugunun sabah kalkinca kaslarinda biraktigi tatli agri gibidir hersey.. gozlerin dolar,dudaklarinsa hafiften kivrilir yukariya..

din hocamizin "suda karbon var mi? yok! nerde var? toprakta! tum organik billesiklerde karbon var mi? var! demek ki evrim diye bisi yok, allah bizi topartan yatti." diyerek evrimin olmadiini kanitlamakta kullndii element. baska bir algi yanilmasi icin (bkz: gercek aci baklava tatlidir )akabinde:(bkz: baklava gercek degildir).

(bkz: bilgi sozluk erkek egemen bir komunitedir)anlayisiyla devam edilirse belki birgun (bkz: bilgi sozluk)

girdim odaya,haftalardir oldugu gibi yine odanin sag kosesi yokmuscasina davranarak. bakmiyordum, bakamiyordum yuzune. dersler,arkadaslar… kendimi bile inandirdigim bahanelere onun inanmayacagini biliyordum.bildigim bahane kabul etmeyen tek seyimdi benim. yo, yo benim degildi. ama ben onundum. o bana hukmediyordu daha cok.
bu sefer cesaretimi topladim. en az uc hafta olmustu ve ben onu elime alirken gozlerimi yerden ayiramiyordum.
ve evet. affetmemisti. affetmezdi. ben donup dolasip ona kosardim, ama o bunu bile bile affetmezdi. kuskunlugu kolay kolay gececek gibi degildi bu sefer. hatta uzun suredir yapmadigini yapti,parmaklarimi acitti. onu ikna etmenin tek yolunun daha fazla ilgi gostermek oldugunu biliyordum ama o aptal kafa tuma istegiyle biraktim elimden, dondum salona gittim. ondan iki adim uzaklastigim anda baslamisti aslinda fark etmem inatlasmanin anlamsizligini.
ona istedigi ilgiyi verecektin,biraktigin anda cezasini cekecektin.ama bir sey var ki, o yuzden bunlar hep:
ilgiyi asla karsiliksiz birakmayan;kac kez biraksanda, donunce seni yeniden ve yine yeniden bagrina basan bir sevgili o. canim ya .

fobim. istiklal caddesinde birisi tarafindan az daha kotu yola surukleniodum. son anla kacmasaydik su an musteri beklio olabilirdim.dusundukce tuylerim urperiyo...

ayrimcilik, sadece ayrimcilik oldugundan dolayi yeterince kotudur,zira ben bu onermeyle olasi
(bkz: bilgi sozluk zengin egemen bir komunitedir )
(bkz: bilgi sozluk marksist egemen bir komunitedir) veya
(bkz: bilgi sozluk radikal islam egemen bir komunitedir) onermeleri arasinda bir fark gorememekteyim.

bir arkadasim(?)la aramdaki tum muhabbetin dayandigi kitap/film.he, ole film uzerine felsefik cozumlemeler yapiyor falan degiliz.aktariim efem:
nuq:abi 1984 die bi film varmis, o da orwell’inmis. bi turlu izleyemedim ya...
yeni yeni ark:aa bende var o film,hemde divx.
nuq:aa, abi getirsene ya,mukemmel lur.
ark:olur getiririz yarin.
nuq:abi getirdin mi?
ark:nei?
nuq:’84?
ark:haa. yaa yarin?
nuq:ok.
nuq:abi getirdin?
ark:nei?
..
nuq: abi..
ark:ya ben abime dedim dun, abi bi arkadasim ’84u istiyo diye..
nuq:ee?
ark:dediki onda pis sahneler var, sen ark.ina baska film gotur...!

psikiyatristlarin "yemende sorun var mi? uykunda duzensizlik var mi?" ve "dikkat sorunun var mi?" sorularindan herhangi ikisine verilen yanitin "evet" olmasi sonucu koyduklari teshis. yazarlar anti-depresani, "uyku filan yapmaz,sadece rahatlatir" diye palavra da sikarlar. "bir ay sonra bir daha gel,goriim" derler, biter.

eger sadece "seni dusunen ve onemseyen kisi" manasina geliosa bile hic de sahipmisim gibi hissetmediim, ama yine de etrafta var olduklarini iddaa eden insanciklar..sevmiorum onlari evet,hic kimseyi sevmiom ki ben simdi..
(bkz: depresyon)

sozlukteki bircok baslikla beraber bu basligin da acilmasinin sebebidir sanirsam.

mangayla bircok yonden ayni kaderi paylastiklari dogru olan gruptur.ama yaptiklari burum buram taklit kokmamaktadir. ha manganin da getirdigi bircok sey vardir turk muzigine, ama onlari bir gecis asamasi,cilekesi ise kendi muzigine bir dev olmaya aday bi grup olarak gormeyi tercih ederim. illa birine benzetmek gerekirse nirvana,radiohead falan derim, ama sozler icin belki de sadece, muzik yine alakasiz kaliyor,ki bu da birine benzetilemeyecegini bana gore kanitladi bile..

"abi,evde durumlar berbat, anam babam acayip ustume geliyo,sevgilim birakti birakacak,ne halt etcem ben bea?" dendigine yuzeysel arkadastan alinan cevap.

eger onemli bi halt olursam su hayatta ve hayatimi filme alirlarsa filmin hemen hemen tum sahnelerinin ardinda comfortably numbin sololari calsin isterdim,duyup duyulacak en guzel solo,benim icin.
(bkz: vasiyetini sozluge yazmak)