confessions

my son is father

- Yazar -

  1. toplam entry 1291
  2. takipçi 1
  3. puan 61722

tüsiad

my son is father
sözde laiklik karşıtlığıyla imam-hatipler kapatılsın diyen kurum..

şimdi izninizle; bu kurum üyelerinin mezun oldukları laik! okullarını inceleyelim:

yönetim kurulu başkanı ömer sabancı:
tarsus amerikan koleji.
- yönetim kurulu üyesi bülent akgerman:
amerikan robert koleji.
- yönetim kurulu üyesi ümit boyner:
amerikan robert koleji.
- yönetim kurulu üyesi ali kibar:
saint michel fransız lisesi.
- yönetim kurulu üyesi agah uğur:
ingiliz erkek lisesi.
- yönetim kurulu üyesi arzuhan yalçındağ:
londra amerikan koleji.
- yüksek istişare konseyi başkanı mustafa koç:
isviçre lyceum alpinusa zuoz koleji.
- yüksek istişare konseyi üyesi erkut yücaoğlu:
tarsus amerikan koleji.
- yüksek istişare konseyi üyesi tuncay özilhan:
saint joseph fransız lisesi.

ne hikmetse de birden sabancı ’ya seslenesim gelmiştir..

mezun olduğunuz tarsus amerikan koleji’nde "laiklik" var mıydı?..
sizin döneminizdeki "papaz"lar da aynısını yapar mıydı bilmem, ama o okulda "öğretmen" kılığında ders veren "papaz"ların, "ilâhi korosu" kurduklarını gayet iyi biliyorum!..
sahi, siz hiç "ilâhi korosu"nda görev aldınız mı bay sabancı?.. o "papaz"lar, size de "kilise ilâhileri" okuttular mı?..
hadi söyleyin;
"şarkı sözü" zannederek, coşkuyla terennüm ettiğiniz sözlerin, aslında "incil’den pasajlar" olduğunu biliyor muydunuz?..
dediğim gibi;
sizin döneminizde "kilise ilâhileri" okutulup-okutulmadığını bilmiyorum... ama şunu biliyorum:
tarsus amerikan koleji’nde "papaz"lar hep vardı ve onlar türk çocuklarını "incil’den hikâyeler"le büyüttüler!..
kısacası bay sabancı;
sizleri "doğuran" elbette analarınızdı, ama eğitip "yoğuran"lar, öğretmen sıfatlı "papaz"lardı!..
ne yani;
"laiklikten taviz" o zaman aklınıza gelmedi de, şimdi mi geldi?.. o zaman da, şimdiki gibi kükreyip; "burası laik bir ülkedir!.. burada kilise ilâhileri okutamazsınız. bayrak açar yürürüz" deseydiniz ya!..
yoksa, sizin "laiklik" anlayışınızda "papazın kilise ilâhileri"ne yer vardır da, "imamın kur’an-ı kerim’i"ne yok mudur?..
merak ediyorum;
"imam hatip öğrencileri"ne yönelik bu tavrınızın altında, "kulağınızda yer eden incil’den pasajlar"ın bir etkisi ve rolü var mıdır?..

bilgiçler kendini bir başlıkta tanıtsın kampanyası

my son is father
şöyle bir entry yazarak destekleyeceğim kampanya..


1.80 boyundayım. kumral, kahverengi gözlüyüm.. küçükken jude law ’a benzemek isterdim, şimdi ondan daha yakışıklıyım.. (bkz: mukadderat)
alkol, sigara vb. kullanımım olsa da sevgilimim isteğiyle hepsini bir kalemde silerim.. my son, kılıbık değildir sadece sevgilisinin isteklerine saygılıdır..
ayrıca zeki ve dürüstümdür.. tek kötü özelliğim çevik olmayışımdır...

entrysi eksi oy alınca ağlamaya başlayan yazar

my son is father
eksi oy alınan entrysine mahalle karısı tadında edit giren ya da eksi oy aldığını ayrı başlıklarda duyurmaya çalışarak ağlayan, kendilerinden hiç hazzetmediğim yazar türüdür..

her ağladığı entry için kendisine binlerce eksi oy vermek istediğim; sinirimi kısa sürede atlatmak için optimum seçeneğim...

ağlayan yazar sadece ağlamakla kalmıyor; öfke rüzgarları, depresyon fırtıları arasında tüm kinini kusmaya çalışıyor.. kusmayı beceremiyor orta okul 2 öğrencisi zihniyetine sahip bireyden geçtim insanlıktan uzaklaşılıp mallığa yaklaşılıyor.. hae, bu kişiye insan dersem; her 44 + xx/ xy’e insan deme hatasına düşerim, düşmüyorum..

peki bunca malca söylem, garez neden? birisi entrylerimi begenmedi diye mi? sanmıyorum, çunku yollaya bastıktan sonra olacakları zaten bildiginiz bir entry için sonradan agıt yakıp kafayı yastıga dayayıp aglamak bu kainat sınırları içindeki en malca hareket.

bilgi sözlük çöpçatan servisi

my son is father
an itibariyle el atarak kurduğum servistir..

servisten yararlanmak isteyen bilgiçlerin; yaşını, cinsiyeti, ikamet ettiği şehri ve bilimum eklemek istediği özellikleri houston aracılığı ile şahsıma iletmeleri yeterlidir...

eşleşmeler en kısa zamanda bu başlık altında tarafımdan açıklanacaktır..

bülent ecevit

my son is father
dürüst biriydi..

80 öncesi demirel ’le cenazede bile karşılaşmamak için 8 ay cumhurbaşkanı seçemediler, demokraside çareleri tüketti, darbe oldu.. insanlar; yag, şeker, ekmek, tüp kuyruklarında donarak öldü.. dürüst olsan ne yazar?
adamların çaldı, tuncay mataracı gibi adamları bakan yaptı, adamlar yüce divanda mahkum edildi..en yakın çevresi en büyük hırsızdı.. sen kartal arabaya binsen ne yazar?
karısının sözüne uyup af çıkardı, afla çıkanlar şimdiye kadar 80 kişiyi öldürdü, nazik olsan ne yazar?
demirel ve çiller ’in de ölmesiyle siyasette umut hırsızlığı dönemi kapanacak. 50 yıl türkiyenin kanını emen/emdiren dönem tarihe gömülecek..
cenazesine 100 bin kişi katılmış. madem o kadar çok seviyordunuz 2002 ’de oy vereydiniz de %1 almasaydı.. medyanın şişirmesiyle kahraman olan ecevit, zaten 1970 ’lerin basında günaydın gazetesinin daha sonra abdi ipekçi ’nin şişirmesiyle iktidara gelmişti. her geldiğinde de yokluk geldi..

yalçın küçük

my son is father
dikte etmek istediği konuyu "burada üçkağıtları çözüyorum, beş taş oynamıyorum" diye vurgulayan..
sabetaya fazla taktı fazlasıyla komik olmaya başladı..
post-modern köken avcılığını sadece çıkar amaçlı kullanmaya başlamış gibi gördüğüm

sizi kari koca ilan ediyorum

my son is father
ingilizcesi, 2001 yılında yüzüme karşı tefhim edilen.. yaşantımı önemli bir şekilde etkileyecek bir söz.. bazen mutluluğa açılan bazen de bazı şeylerin hatırlanamayacak kadar sarhoş olunan bir anda yüze çarpan bir kapı...

benim için bir anı;

2001 yılı yaş 20, bir şekilde amerika, las vegas ’a gitmişim.. televizyonda gösterilenlerin ve gitmeyenlerin hissedebileceğinin çok ötesinde bir yer. para kazanma, ingilizce öğrenme, hatun kaldırma üçlüsüne mahşerin dördüncü atlısı olarak katılma isteğiyle..

yaş 20 dedik. 20 ’nin anlamı mekana girememe, içki alamama.. stardust casino ’sunun önünde, jacla tanışıyoruz bu sahnede. jacla 25 dolardan sahte id hazırlıyor, 10 dakikada express.. vira bismillah, bekle vegas ben geliyorum diyorum..
jacla ile samimiyet hat safhada amerikan id çıkartıyor, resim de süper çıkıyor...

3 ay geçiyor böyle, işten ayrılıyoruz eve dönüşe 2 hafta kalmış.. bu sürecin başladığı günler güneşi göremiyoruz, gece yaşıyoruz.. işte bu süreç içinde bir akşam meredith ile tanışıyorum,
sarhoşluğun hareketsiz kalma noktasında dans ediyoruz.. bana gel diyor, tamam diyorum..
ama önce diyor, ne diyorum..
wedding chapels diyor..
hiç düşünmüyorum, tamam diyorum...
vegas ’ın hızı o gece iyice anlıyorum.. 20 dakika sonra pembe bir cadillac ’ın üstündeyiz... father bize hitaben; sizi karı koca ilan ediyorum diyor... meredith havalarda ben de öyle, biraz ayılır gibi oluyorum - bir an türkiye gözümün önüne geliyor - meredith ’in öpmesiyle her şey yine aynı bulanıklıkta...

sabah yarı çıplak kalkıyorum; mgm grand ’da.. hasiktir diyorum.. ve yeniliyorum, yineliyorum; hasiktir, hasiktir, hasiktir...

aklıma sahte id geliyor, meredith ’i bırakıp odadan kaçıyorum... 5 dakika geçmiyor kendimi tekrar odanın kapısında buluyorum akabinde tekrar koridor.. ne yapacağımı şaşırıyorum, her şeyin bir rüya olması için neleri feda edebileceğimin hesabı içinde kapı açılıyor.. meredith bu.. no, no, no diye bağırıyor; rahatlıyorum... kapalı kapı eşliğinde küçük bir sohpetten sonra sahte id ’den bahsediyorum, evliliğin geçersiz olduğundan..
"fuckin maniac, ur turkish passaport is here" diyor.. hasiktir, hasiktir, hasiktir...

devletler özel hukukunu öğrenmenin sıkıntısını yaşıyorum karın ağrısı eşliğinde, türk konsolosluğuna haber vermem gerekiyor diyorum..
dur diye bağırıyor.. evliliği iptal ettireceğiz diyor.. sarhoş yapılan evliliklere de çözüm getirmiş vegas.. 20 dakikada evlenme, 10 dakikada
evlilik iptali; evlenme 60 $ iptal 110 $...

buda böyle bir anımdı...

sözlüğün maruz kaldığı ikinci sınıf komik yazılar

my son is father
başlığı tanımlayan ilk entryde ne yazıldığı anlamaya çalışılmadan, savunmaya geçilmiş yazılardır. oysa ki ne savunulacak ne de yazılacak hali vardır ama diretilmiştir, direneyazmıştır..

her neyse diyelim ve bir yanlış anlaşılmayı düzeltelim.. komik yazı derken kastedilen; kendisini leman ’da lombak ’ta pengüen ’de yazıyor sanırmışcasına ve bunu iyi becerilebildiği düşünüyormuşcasına yazılanlardı..
nitekim; sözlük diyoruz, tanım diyoruz.. ardından birileri geliyor, diyalog halinde entryler giriyor ve bunu bir defa değil binlerce defa yapıyor bu diyaloglarla kalmıyor bkz ile dolduruyor her başlığı... ee tanım nerede? sözlük nerede?
komik olsun diye yazılmış ve sizi güldürmeyen her entry ikinci sınıftır arkadaş.. ama bir adam buna benzer 1000 (bin) tane entry girince elbetteki bir ikisine güleceksin, kimse de o kadar öküz değildir binlerce entry içinde gülümsetemeyecek kadar..

evet arkadaş; kurum benim, sensin, sözlükteki toplu bilinç- hiç tanım girmeyen sadece komiklik yapayım maksat muhabbet olsun diye entry giren yazarın entrysine gülmüyorsan - o ikinci sınıftır...


4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol