kalıyormuş.
http://tinyurl.com/az5dxgv
bu videoyu izledikten sonra, şöyle bir diyalog daha mı çok yakışırdı acaba, bilemedim!
s.kılıç - bilgisayar bilmeyen var mı burada?
eğitmen - yok müdürüm.
...kısacık bi sessizlik.
s.kılıç - heyecanını anlıyorum, çok da gençsin üstelik. ben de kabinede öyleyim.
eğitmen - ...
s.kılıç -bu okuldaki en büyük makamla, müdürlükle onurlandırdın beni; teşekkür ederim.
(bkz: hevesini kursağında bırakmak)
bu videoyu izledikten sonra, şöyle bir diyalog daha mı çok yakışırdı acaba, bilemedim!
s.kılıç - bilgisayar bilmeyen var mı burada?
eğitmen - yok müdürüm.
...kısacık bi sessizlik.
s.kılıç - heyecanını anlıyorum, çok da gençsin üstelik. ben de kabinede öyleyim.
eğitmen - ...
s.kılıç -bu okuldaki en büyük makamla, müdürlükle onurlandırdın beni; teşekkür ederim.
(bkz: hevesini kursağında bırakmak)
+ fikri abi,hani sana antika bi pikabım var diyordum ya; işte o pikap, bu pikap.
- aaa o pikak, bu kipap mı.?.
- öhm, bu o pipak mı?
- hep bahsediyodun hani, bu o kikak mı.?.!
- kipak!!!
+ abi sakin ol!..
- al götür şunu skmiyim ebeni...
- aaa o pikak, bu kipap mı.?.
- öhm, bu o pipak mı?
- hep bahsediyodun hani, bu o kikak mı.?.!
- kipak!!!
+ abi sakin ol!..
- al götür şunu skmiyim ebeni...
tekerrür
tarihim,
_______tebessümünden ibarettir.
söylesene,
_________neden ibret alayım?
muharrem doğan
tarihim,
_______tebessümünden ibarettir.
söylesene,
_________neden ibret alayım?
muharrem doğan
bu romandan uyarlanan bir televizyon dizisini izlemek gafletinde bulunmakla; neden kitap okumanın, film izlemekten daha güzel birşey olduğunu da anlamıştım bu sayede. romanda adı geçen “ıhlamur ağacını” öyle bir şekilde düşlemiştim ki ben, kitabı okurken; filmde gördüğüm ağaç -ıhlamur ağacı bile değildi- tam bir fiyaskoydu benim için.
saatli maarif takvimleri vardı, bilir misiniz?
bu takvim yapraklarının arkasında ilimden fenne, sanattan siyasete, şiirden fıkraya kadar onlarca yazı, onlarca resim ve karikatürler var. özlü sözlere, yemek tariflerine, cemrenin o vakitte nerde olduğuna, filizkıran fırtınasından tutun da cerensu, pelinsu, baturhan ve berkecan gibi olmasa da o gün doğacak çocuklara konulsun istenen isimler… pastırma yazından, boğaz’daki palamut akınının hangi gün olacağına kadar… her şey var.
işin asıl ilginç olan yanı bu takvimde her yazılan doğru!
sakın bu maya takvimi de böyle bir şey olmasın la!
neyse önümüzde kocaman iki ay var daha...
kim öle kim kala!
bu takvim yapraklarının arkasında ilimden fenne, sanattan siyasete, şiirden fıkraya kadar onlarca yazı, onlarca resim ve karikatürler var. özlü sözlere, yemek tariflerine, cemrenin o vakitte nerde olduğuna, filizkıran fırtınasından tutun da cerensu, pelinsu, baturhan ve berkecan gibi olmasa da o gün doğacak çocuklara konulsun istenen isimler… pastırma yazından, boğaz’daki palamut akınının hangi gün olacağına kadar… her şey var.
işin asıl ilginç olan yanı bu takvimde her yazılan doğru!
sakın bu maya takvimi de böyle bir şey olmasın la!
neyse önümüzde kocaman iki ay var daha...
kim öle kim kala!
"öyle uzaktan uzaktan
hiç dokundurmadan
nasıl da aldattın bizi"
hiç dokundurmadan
nasıl da aldattın bizi"
sol frameden de belliydi ya neyse!
"online uyeler
mudo (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
$u anda yonetimden
jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),
uyelerden ise
0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,
uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar."
"online uyeler
mudo (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
$u anda yonetimden
jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),
uyelerden ise
0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,
uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar."
ne çok var bunlardan bu aralar...
(bkz: bevval-i çeh-i zemzem )
(bkz: bevval-i çeh-i zemzem )
yağmur...
kurumaya yüz tutmuş fındık yapraklarının nemli kokusu...
yağmur...
yağmur...
...
kurumaya yüz tutmuş fındık yapraklarının nemli kokusu...
yağmur...
yağmur...
...
(bkz: tekin çetindor)
en güncel farz-ı misali için
#1059397
#1059397
iphone 5 gold yakında çıkacakmış!
bundan sonra yapılacak düğünlerin takı merasimlerinde, gelinlerin boynuna: " damadın babasından..." diyerek ’beşibiryerde’ olarak takılsa yeri var valla!
maşallah!
(bkz: kültür emperyalizmi)
bundan sonra yapılacak düğünlerin takı merasimlerinde, gelinlerin boynuna: " damadın babasından..." diyerek ’beşibiryerde’ olarak takılsa yeri var valla!
maşallah!
(bkz: kültür emperyalizmi)
ne kadar tutabildim elinden ve daha ne kadar tutabilirim bilmiyorum... kutlu olsun
shrap
cemaatin azlığının rahmetliye saygısızlık olacağını düşünerek, müslümanlarla cenaze namazında saf tutacak kadar güzel bir insandır o.
ağustos böceklerini kibirden, apartmanlarda yaşamaya çalışan kardeşlerimizi ise deltamethrin’den muhafaza eyle; ellerimizi ve dahi ayaklarımızı kopararak, bizi birbirimize boğazlatan insan veletlerini yurdumuzdan-yuvalarımızdan uzak eyle yarabbiii!
yedikleri simidin susamı ile sofra bezlerine dökülen ekmek kırıntılarını naylon poşetlere sarıp çöpe atanları cehennemineeee;
menzile erişemeyeceğini bile bile kâbe yollarına düşmüş ve bu uğurda telef olmuş nice ecdadımızla beraber, kudretine ve ilahi adaletine inanan, senden hayır ve dualarını esirgemeyen cem-i cümle bizleri de cennetine kabuuul-eyle yarabbiiii!
aaaamin!
yedikleri simidin susamı ile sofra bezlerine dökülen ekmek kırıntılarını naylon poşetlere sarıp çöpe atanları cehennemineeee;
menzile erişemeyeceğini bile bile kâbe yollarına düşmüş ve bu uğurda telef olmuş nice ecdadımızla beraber, kudretine ve ilahi adaletine inanan, senden hayır ve dualarını esirgemeyen cem-i cümle bizleri de cennetine kabuuul-eyle yarabbiiii!
aaaamin!
on bir kişilik sınıf mevcudumuzun iki kızından biriydi o.
dört yıl süren okul hayatımız boyunca aynı sırayı kim bilir kaç kere paylaştık onunla...
sonra mezuniyet...
sonra iş hayatımız...
sonra bir çocuğun sımsıkı tuttuğu avucundan dökülmüş sıcacık bilyeler gibi dağıldık memleketin dört bir yanına... soğuduk.
sonra yıllar geçti üzerinden...
zaman zaman rüyalarıma girer o günler...
onu da görürdüm yıllar öncesindeki haliyle...
kısacık kesilmiş kaküllerini -her seferinde önüne düşeceğini bile bile- kulaklarının arkasına sıkıştırması geliyor gözlerimin önüne...
sisli-puslu...
iki yıl önce facebookta alanını görüp, bir mesaj attım;"tanıdın mı beni?" diye.
"bir elin parmakları kadardık, nasıl tanımam. çok memnun oldum yıllar sonra karşılaştığıma." demiş, birkaç ay sonra.
nasıl olduysa görmemişim o zaman; birkaç hafta önce farkettim.
hemen bir yanıt yazdım aynı heyecanla...
ses yok!
sonra adını, soyadını yazdım gogıla.
birkaç kez arattım... sonra!
"odamız xyz sicil nolu üyemiz ..... ...... vefat etmiştir."
dört yıllık bir okul hayatımızın ardından 28 yıl birbirimizden bihaber olmamıza rağmen...
iki kolum iki omzumdan kesilmiş gibi sanki...
o kadar yalnız hissediyorum ki şimdi kendimi.
"mekânın cennet olsun meltem, rahat uyu"
dört yıl süren okul hayatımız boyunca aynı sırayı kim bilir kaç kere paylaştık onunla...
sonra mezuniyet...
sonra iş hayatımız...
sonra bir çocuğun sımsıkı tuttuğu avucundan dökülmüş sıcacık bilyeler gibi dağıldık memleketin dört bir yanına... soğuduk.
sonra yıllar geçti üzerinden...
zaman zaman rüyalarıma girer o günler...
onu da görürdüm yıllar öncesindeki haliyle...
kısacık kesilmiş kaküllerini -her seferinde önüne düşeceğini bile bile- kulaklarının arkasına sıkıştırması geliyor gözlerimin önüne...
sisli-puslu...
iki yıl önce facebookta alanını görüp, bir mesaj attım;"tanıdın mı beni?" diye.
"bir elin parmakları kadardık, nasıl tanımam. çok memnun oldum yıllar sonra karşılaştığıma." demiş, birkaç ay sonra.
nasıl olduysa görmemişim o zaman; birkaç hafta önce farkettim.
hemen bir yanıt yazdım aynı heyecanla...
ses yok!
sonra adını, soyadını yazdım gogıla.
birkaç kez arattım... sonra!
"odamız xyz sicil nolu üyemiz ..... ...... vefat etmiştir."
dört yıllık bir okul hayatımızın ardından 28 yıl birbirimizden bihaber olmamıza rağmen...
iki kolum iki omzumdan kesilmiş gibi sanki...
o kadar yalnız hissediyorum ki şimdi kendimi.
"mekânın cennet olsun meltem, rahat uyu"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?