confessions

miss sunshine

- Yazar -

  1. toplam entry 18
  2. takipçi 1
  3. puan 5763

blackrons

miss sunshine
bende herkes gibi o müthiş yazılarına denk geldim önce, sonra açıp diğer entrylerini okudukça hayranı oldum.
mükemmel ve gerçek bi yazar olmasının yanında tanışınca anlıyorsunuzki acayip kafa dengi, alçak gönüllü hemde muhabbeti mükemmel bi insan. konuşurken hiç sıkılmıyorsunuz onunla, özellikle filmler hakkındaysa. böyle bi insanın olduğu bi sözlüğe geldiğim için kendimi çok şanslı sayıyorum..

begötten

miss sunshine


1990 yapımı ve yönetmenliğini e.elias merhige’in yaptığı sinema filmi.
dünyanın oluşumunun sembolik olarak anlatıldığı, içinde hiç konuşma geçmeyen ve siyah beyaz olarak çekilmiş kült bir film. (kısacası, altyazı falan aramayın benim yaptığım gibi) ayrıca ilk izleyişte bir şey anlamamak normal sayılıyor izleyenler arasında. film 13 ülkede yasaklanmış, zira izlenenler öyle pek de hoşa gidecek şeyler değil.
ayrıca silencer bir klibinde bu filmden aldığı can alıcı sahneleri kullanmış. şarkı zaten insanı etkileyen bir şarkı, bununla birleşen sahneler de insanı oldukça etkiliyor. tek başınızaysanız ve bir de üstüne geceyse izlemeyin derim.

the prestige

miss sunshine
kurgu nedir nasıl yapılır filmlerine bir örnek.

------spoiler------

her sihirbazlık numarası üç bölüm ya da perdeden oluşur.
birincisi "vaat" bölümüdür.
sihirbaz size sıradan bir şey gösterir.iskambil destesi, bir kuş ya da bir insan. bu nesneyi size gösterir. son derece gerçek,üzerinde oynanmamış,normal bir şey olduğunu görmeniz için nesneyi incelemenizi ister.fakat gerçek, farklı olabilir.
ikinci perdeye "dönemeç" denir.
sihirbaz olağan bir nesneyi alır ve onu olağanüstü bir şeye dönüştürür. hilenin sırrını arıyorsunuz, ama bulamazsınız. çünkü dikkatli bakmıyorsunuz. siz sırrı bilmek değil, kandırılmak istiyorsunuz. henüz alkışlamazsınız, çünkü bir şeyi yok etmek yeterli değildir. onu geri getirmeniz gerekir. işte bu yüzden her sihirbazlık numarasında üçüncü bir perde bulunur. içlerinde en zorlusu...
bizlerin deyişiyle;

"prestij."

------spoiler------

little miss sunshine

miss sunshine
gerçek bir komedi diyebileceğiniz, finaliyle insanı şaşırtan, izlerken çok eğlendiren güzel film.
izlerken sanki karakterlerden biri de sizmişsiniz gibi üzülüp seviniyorsunuz, kısaca filmin içine giriyorsunuz. ki bence bir film bunu yapabiliyorsa başka yoruma gerek yoktur.

kaybolan çorap tekinin kaybolmayan diğer teki

miss sunshine
üzgündür, boynu büküktür. çekmecedeki diğer çiftler onunla dalga geçer. "lan necati, sevgilin necla seni bırakıp gitmiş boynuzu yemişsin hihohaha" diye ileri geri konuşurlar. ancak gururlu delikanlı çorap necati yıkılmaz, "çamaşır makinesine sıkışmıştır belki sevdiceğim, bir gün geri dönecek biliyorum" diye kendini teselli eder.

alarm

miss sunshine
bahsedilen saatin alarmıysa, hakkında nankör davrandığımızdır.
sabah erken kalkmak zorunda olduğumuzda kendi ellerimizle kurar, uyanınca ona küfrederiz. oysa ki zavallının hiçbir suçu yoktur...yazık yahu.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol