mare crisium

olgunlaşmak yanmaktır...dolmaktır..ağırlaşmak ve eğilmektir...insan olgunlaşır olgunlaştıkça durgunlaşır..acaba olgunlaşmak yaşama sevincini yitirmek midir yoksa dinmek, durulmak mı?insan büyüdükçe hayalleri küçülür mü?peki küçük hayaller olgunluğun bedeliyse fazla ağır bi bedel değil mi...

siyasetin yasak olduğunu ve buranın eğlenmek ve mutlu olmak için kullanılan bi sözlük olduğunu var sayarsak en çok rağbet gören başlıkların politize başlıklar olması bi tezat galiba..genç bi sözlük olması bu sözlüğü biraz daha popüler kültür yönünde geliştirmiş sanki...ama ümit var, zaman geçtikçe ve yazar sayısı arttıkça daha da güzel olacak aradığımız bi çok başlığı bulabileceğiz..yani...umarım...

düzenin bazen ne kadar acımasız ve müdahaleci olabileceğini çok güzel özetlemiş aslında bazen peşinden militanca gittiğimiz fikirlerin bile bi süre sonra bize yanlış gelebileceği gerçeğiyle bizi yüzleştirmiş ve bu çarklarda eriyip giden kurbanların aslında tek arzularının kendileri olabilmeyi başarmak olduğunu hatırlatmış çok nazik ve çok muhteşem bir film...darbe çığırtkanları keşke bu filmi seyretse ve gereken mesajı alabilse:"baskı kötüdür...nefret yaratır"

hayat felesefemdir bu söz...doğrudur..henüz bi kere bile aksi olduğu tecrübe edilmemiştir...

bi kızın kendi kendine söyleme olasılığı daha yüksekmiş gibi gelen acı ama gerçek bi fiil cümlesidir...ilişkiler tahtaravlli gibidir..biri ne kadar ezilmeye meyilliyse diğer o kadar ezicidir...dengede tutulmazsa işlemez, tıkanır..bazen gitmek en iyi çözümdür zira artık her şey bitmişse bu ilişki egoya çektirilen büyük bi eziyetten öte değildir...

jenerik müziğini pinhani yapar.şarkı süperdir grup süperdir hele gruta bi klarnetçi ceyhun vardır tadından yenmez....

-bush
-süleyman demirel
-eski sevgili
-hülya avşar

muhteşem türk zekasıyla kadınları aşşağılamak için kullanılan bi terime dönüşmüş bi şeker sloganı.."delikli nane olum bu" derken ordaki delik kelimesinden bile tahrik olan caanım sapık türk abazlarını tebrik etmek lazım...

bu filmi izleyip de bikaç gün içinde kendine gelmeyi başarabilen insan daha tanınmamıştır...film insanın insan olduğu için utanmasına ve lanet olsun hayat bu kadar kirli işte gibi bi melankoliye kapılmasına sebep...sarsar...hele o caanım jennifer connelly’nin o tokmak gibi zencinin hain ellerine düştüğü ve o iğrenmeyle alnında çatlayan çaresizlik damarı insanı intihar bile ettirir derecededir neredeyse....

uzaklarda aramayın aşk bazen yanıbaşınızda gözlerini size dikmiş farkedilmeyi bekler tadında güneşli bi fatih akın filmi...en muhteşem sahnesi kamyoncu leonun juliyi sırf danielin onun için savaşıp savaşmayacağını öğrenmek için sıkıştırdığı ve daniel gelip de juliyi elinden çekip aldığında juliye iş tamam der gibi göz kırptığı o sewimli sahnedir.

-sen benden çok daha iyilerini hakediyosun, ben senin kadar muhteşem birine layık değilim....
-bi sikktir git.

sabaha arkadaşlara tanıştırılırken "dost, kanka" gibi terimler kullanılıp aynı günün akşamına aynı kişi kankasını öpmeye kalkarsa arkadaş gerçekten göt olur...ayağını bilmem artık...

filmin başında charlie townsendin çince gösteriden yola çıkarak kittynin hissettiklerini eksiksiz tanımlayışı ve kittynin o anlattıkça gözlerinde beliren derin keder ve çaresizlik... takdire şayan bi sahnedir...

sanki çıtı pıtı sevimli ve bakımlı kızlar küfredemezmiş gibi bi batıl inanış vardır.gerçekle alakası yoktur.

çok beylik ve sıradan bi cümledir..üzücü olan bu deyişin hayatın anlamını ve özünü içeren bi cümle olduğunu düşünen insanların olmasıdır...

iki ay içinde sana aşık olmamı nasıl beklersin?ne kadar saçma....

uyumuyorum ben, gözlerimi dinlendiriyorum.

ağlak bi melankoli...ağlak ve acınası bi hüzün...insanda vıcık vıcık bi his uyandıran bi çaresizlik...peki tamam anladık bu kadar kötü de bi şey katar mı insana...tabi ki hayır....

hayır da neden bu kadar korkulur türbandan ve türbanlı insanlardan...eşarplarının içinde beyin taşıyorlar..en az bizim kadar...korkmayın....yemezler sizi.insan onlar insan...anlamaya çalışılmalı biraz....

hiç ummadığınız kalitede ve hiç ummadığınız zihniyetlerde yer etmiş belki de dünyanın en saçma arzusu...ben kız arkadaşıyla yatan ama karısının el değmemiş olmasını arzu eden erkeklerin ilahi adalet gereği köyden bile evlense çobana vermişle evleneceklerini umut ediyorum...zira eğlenmek kadınların da hakkı..