marcussen

doğrusu...

bunlar da kadın mı be?kadın dediğin, topuğunu adamın yüreğine basar gibi yere vuracak...

zigot, biri anneden biri babadan gelen iki eşey hücresinin birleşmesi sonucu oluşan diploit hücre.

çılgın bakire tuncayın taraftarı ile karşılıklı söylediği ve galatasarayın şampiyonluğundan sonra bir daha duyulamayan tezahürat

henüz şahit olmadığım garip bir durum.
hayretlerim şaştı

arsenal denince akla gelen ilk şey.. henry

kıraç abi bir dakika ...

acımasız hamam görevlisi. aldığı paranın hakkını zerresine kadar vermeyi bilen kişi

eski zamanlarda zenginlik sembolü olarak bilinir

yolculuğun çekilmez bir hal almasına sebep olur. kimi zaman ise şöförün mimikleri ile yolculuk eğlenceli bir hal alır.ama yinede çalmasa daha iyi gibi bence..

tüm medyanın sadece ramazan aylarında bu konu ile yatıp kalktığı kutsal emanet

birazcık uzadımı şık duran ve uzamaya devam ettikçe dayanılmaz bir hal alan.. kesilmeye herzaman üşenilen garip bişi..

zaten "çirkin kız/kadın yoktur az vodka vvardır" diye boşuna dememişler

selimiye’deki ondokuzuncu ilkokulu bitirdi, paşakapısı ortaokulu ve haydarpaşa lisesi’nde okudu. askerlik sonrası polis enstitüsü’ne girdi. 1955 yılında polislikten ayrıldı ve gazeteciliğe başladı. üç yıl akşam gazetesinin sanat sayfasını yönetti. 1955-1967 yılları arsında istanbul radyosu’nun haber servisinde çalıştı. 1967 yılında “anıl yayın ajansı”nı kurdu, dünya gazetesinin sanat sayfasını yönetti. “musıkî ve nota” dergisini çıkardı. “musıkî sözlüğü” adı altında dört ciltlik eserinde musıkî tarihi için önemli hatıralar yayımladı.

1998 yılında kültür bakanlığı’nca verilen devlet sanatçısı unvanını almıştır.

bestelerinden bazıları:

“rüya gibi uçan yıllar, biraz durun durun biraz”
“dilşâd olacak diye kaç yıl avuttu felek”
“sevmiyorum seni artık gözlerimi geri ver”
“biraz kül biraz duman, o benim işte”
“kader kime şikâyet edeyim seni bilemem”
“unutamıyorum, unutamıyorum gecem yok artık gündüzüm yok”
“gözlerin bir aşk bilmecesi sorar gibi”
“unutulmuş ne varsa sevgiden geri kalan”
“aşk bu değil yapma güzel”
“ne yeşili ne siyahı gözümde hep gözleri var”
“mihrâbım diyerek sana yüz vurdum”
“içimde nice uzun yılların özlemi var”
“kaderimde hep güzeli aradım”
“öyle dudak büküp hor gözle bakma”
“bir peri masalı kulaklarına”
“bir göz aşinâlığı var aramızda”
“gün be gün yaşanan o hatırayı unutup bir yana atmak olmaz ki”

ankaranın iklim tipi ile benzerlik gösterir..
yazları sıcak ve kurak kışları soğuk ve yağışlı

yapılmaması gereken büyük bir saygısızlık

koştura koştura okula gidilir ve sadece ve sadece 5 dakika geç kalınmıştır. ancak fazla zeki bir arkaadaşımız beş dakika daha duramayıp bembeyaz kağıdı verip çıktığı andan itibaren herşey bitmiştir. "ulan geç kalmayı geçtim de sen......." dedirten, geç kalmaktan türü

2 haziran 1948’de trabzon’un sürmene ilçesinde doğan recep yazıcıoğlu, yüksek öğrenimini ankara hukuk fakültesi’nde tamamladı. 1975 yılında askerliğini kara kuvvetleri komutanlığı’nda asteğmen olarak yaptıktan sonra, 1968 yılında, aydın maiyet memuru olarak göreve başladı. 1971 - 1984 yılları arasında sırasıyla kalkandere, bahçe, hamur, ayvacık, kırıkhan, alaca, akçakoca kaymakamlıkları görevinde bulundu. 1971 - 1984 yılları arasında, sırasıyla kalkandere, bahçe, hamur, ayvacık, kırıkhan, alaca, akçakoca ilçelerinde kaymakamlık görevinde bulundu.

bir kilo kadar çikolata yenmesi ile eş anlamlı

küçük bir dialog

+ olum bu ne hal?yine sıfır almışsın
- ya hocam ben mi alıyorum sanki siz veriyorsunuz
+ olum bak fatih senin yaşındayken istanbulu fethetmiş. bide kendine bak..
- fatihin hocası molla güraniydi de ondan...

- atesin var mi?
+ hayır yok
- şey bende az önce sigarayı bıraktım zaten