cok sikintili durumlarda ya da sinirlenildiginde soylenen soz.
"allah tan baska kuvvet sahibi yoktur ve her seye kuvvet veren de allah tir" manasina gelir.
*
ben cok kullanirim.
cok sinirlendigimden mi ne!?
sonunun getirisi, "degiskenlik" olan bir durumdur.
**
*arkadaslik ilerledikce; daha bir anlarsiniz onu ornegin.
*kimi yaptigi hatalari gormez de olabilirsiniz tabii arkadaslik ilerledikce!
*arkadaslik ilerledikce; yillarin da ilerledigini anlarsiniz, yaslanirsiniz yavas yavas.. fakat arkadasliginiz durmaktadir hep gencecik.
*oldugunuz her yerde onun da olmasini istersiniz arkadaslik ilerledikce; goremediginiz zaman bir eksiklik olur bedeninizde, icinizde bir yerlerde.
*sapasaglamligi yaninda, sirtinizi korkmadan donebileceginiz biri de olmustur artik o; arkadaslik ilerledikce!
*arkadaslik ilerledikce danisacaginiz, her daim seveceginiz; ayni zamanda size sozleriyle sarilan, gururunuzu oksayandir da artik o.
*o buyur, siz de buyursunuz.. o aglar, siz de aglarsiniz.. o sevinince, siz de. ayrilmak soyle dursun; ayrilmak kelimesine tahammul edemez benlik.. o susunca, siz de susarsiniz. hastalaninca, siz de!
*cocukca oyunlar oynamak gelir icinizden simdi bile; cocuklugunuzun yegane tanigi, onunla. arkadaslik ilerledikce; daha anlamli oyunlar alir yerini lakin, daha ciddi oyunlar, dusunduklerinizin yerini! kalabaligin icinde, yalniz ikinize dair oyunlar.. bir oyundur belki de; sabahlari ayni otobusle okula gitmek, sirt sirta kavga etmek digerleriyle, yaralarinizi sarmak kavgadan sonra, yemek yemek gozgoze, beraber kufretmek duzene.
ve gitgide guzellesir hayat,
artik baska seversiniz onu..
o da sizi.
bir gun gelir;
ki o gun bugundur;
"olunceye degin var misin?" dersiniz,
"varim!" der..
yaşarsınız...
**
*arkadaslik ilerledikce; daha bir anlarsiniz onu ornegin.
*kimi yaptigi hatalari gormez de olabilirsiniz tabii arkadaslik ilerledikce!
*arkadaslik ilerledikce; yillarin da ilerledigini anlarsiniz, yaslanirsiniz yavas yavas.. fakat arkadasliginiz durmaktadir hep gencecik.
*oldugunuz her yerde onun da olmasini istersiniz arkadaslik ilerledikce; goremediginiz zaman bir eksiklik olur bedeninizde, icinizde bir yerlerde.
*sapasaglamligi yaninda, sirtinizi korkmadan donebileceginiz biri de olmustur artik o; arkadaslik ilerledikce!
*arkadaslik ilerledikce danisacaginiz, her daim seveceginiz; ayni zamanda size sozleriyle sarilan, gururunuzu oksayandir da artik o.
*o buyur, siz de buyursunuz.. o aglar, siz de aglarsiniz.. o sevinince, siz de. ayrilmak soyle dursun; ayrilmak kelimesine tahammul edemez benlik.. o susunca, siz de susarsiniz. hastalaninca, siz de!
*cocukca oyunlar oynamak gelir icinizden simdi bile; cocuklugunuzun yegane tanigi, onunla. arkadaslik ilerledikce; daha anlamli oyunlar alir yerini lakin, daha ciddi oyunlar, dusunduklerinizin yerini! kalabaligin icinde, yalniz ikinize dair oyunlar.. bir oyundur belki de; sabahlari ayni otobusle okula gitmek, sirt sirta kavga etmek digerleriyle, yaralarinizi sarmak kavgadan sonra, yemek yemek gozgoze, beraber kufretmek duzene.
ve gitgide guzellesir hayat,
artik baska seversiniz onu..
o da sizi.
bir gun gelir;
ki o gun bugundur;
"olunceye degin var misin?" dersiniz,
"varim!" der..
yaşarsınız...
yeryuzunde vucuduna oranla en buyuk beyne sahip olan hayvan.
insanla kiyaslandiginda, insan beyninin 3 kati kadar!
kaynak: cahillikler kitabi.
insanla kiyaslandiginda, insan beyninin 3 kati kadar!
kaynak: cahillikler kitabi.
kimi erkeklerde gorulebilen bir durum.
*
boyle, ortadan ikiye ayrilmis sekilde durur orada.
her an bi sey cikacak sanirsiniz icinden; cikmaz meret.
*
boyle, ortadan ikiye ayrilmis sekilde durur orada.
her an bi sey cikacak sanirsiniz icinden; cikmaz meret.
hakkinda öldü dedikodulari cikarilan ve
basina kotu bir sey gelmesinden korktugumuz,
biricik oglumuz hakkimizi goren ya da yerini bilenlerin
asagidaki telefona acilen bildirmesi rica olunur.
0212 222 .. 26
annesi rabia hanım
babasi mehmet efendi
basina kotu bir sey gelmesinden korktugumuz,
biricik oglumuz hakkimizi goren ya da yerini bilenlerin
asagidaki telefona acilen bildirmesi rica olunur.
0212 222 .. 26
annesi rabia hanım
babasi mehmet efendi
iri yari bir turk milliyetcisi sahsiyetin, bakkala girip davidoff slim gold istemesiyle aciga vuran bir olaydir.
*
her ne kadar sigara icenleri, ictikleri sigaraya gore degerlendirmek yersiz de olsa; gordugum bu alisveris beni kokten etkilemistir. bu kadarini soyleyebilecegim.
*
her ne kadar sigara icenleri, ictikleri sigaraya gore degerlendirmek yersiz de olsa; gordugum bu alisveris beni kokten etkilemistir. bu kadarini soyleyebilecegim.
*
"bavul var mıydı abla sizin?" diye soruyor muavin. "yok!" diyorum. sırt çantamı şöyle bir savurup sırtıma atıyorum. levent de kahverengi çantasını alıyor koltuğuna, iniyoruz otobüsten. minibüsler var tam kavşakta. içinde üç dört kişi.. dolup kalkmasını bekliyor, biniyoruz.
-levent?
+evet b.!
-o çocuk sana ne dedi de sen ona "haa tamam o zaman" dedin ankara’ da?
+(kahkaha atıyor) sen hiçbir şeyi unutmaz mısın b.? "amca" dedi, "ben birazdan gidecem, bakma sen bağırdığıma.. top da benim, çakmasın şimdi bunlar. annem bekliyo, öldürür beni valla" dedi. anlayacağın, yan çizecekti arkadaşlarına, ben de yol verdim işte.
-(bu sefer ben kahkaha atıyorum) tamam o zaman.
iki kadın var minibüste, iki erkek ve bir de kız çocuk, adamların yanında. çocuk sürekli bir şeyler istiyor babasından. babası da "alırız kızım, onu da alırız" diyor "hele bir varak yerköy’e de". gençten bir çocuk biniyor minibüse. "nörüyon ahmet abi?" diye minibüste, şoförün yanındaki adama soruyor. "nöörek be kahraman’ ım" diye cevaplayıp spor gazetesinin içinden bir sayfayı gösteriyor kahraman’ a.. gülümsüyoruz levent’le göz göze gelip. levent bir omzunu kaldırıp, "böyle işte" gibilerinden bir yüz ifadesiyle bana bakıyor. "bak bizim şerefsizler gene yenilmişler kırşehir’ e!.. yimpaş da yetmiyor bunlara.. bizden giden serhat atmış golü de.. şerefsiz.. insan ekmek yediği takıma gol atar mı lan?" kimse yokmuş gibi konuşuyor adam arabada. hiç umrunda değil, kadın mı var, birileri mi var! çalıştırıyor minibüsü şoför. iki kişi daha biniyor ve kalkıyoruz yerköy’ e. garip bir heyecan kaplıyor vücudumu. ürperiyorum. kollarımdaki tüyler diken diken oluyor. yeni bir yolculuğa çıkıyormuşum hissi doğuyor içimde. hayatımda hiç görmediğim bir yere, hiç tanımadığım biriyle gitmenin korkusu olabilir bu. levent’ e bakıyorum. suratındaki o güven, babacan duruşu; her zaman, gözlerindeki o gülücük rahatlatıyor beni. "babaa.. bi de papaan alalım mı eve?" "alırız kızım.. onu da alırız.. hele bi varak yerköy’ e de!"
*
dümdüz sayılabilecek bir asfalt yol yerköy yolu. sağda bir stadyumu geçiyoruz, bir iki kilometre sonra da solda jandarma karakolunu. tren geçidi var yol üzerinde. ağır aksak geçtikten sonra, gene hemen solda kaymakamlık binası ve polis karakolu. elli metre sonra levent; "burada inelim kaptan" diyor. iniyoruz. inanılmaz bir sıcak hava karşılıyor bizi yerköy’ de. kışın soba yaksan dokunamazsın ya borusuna; öyle bir sıcak vuruyor suratına insanın işte. çarşı gibi bir yer indiğimiz yolun devamı. her taraf kahvehane dolu, içlerinde de insanlar.
+ben çok susadım b. gel bi kahveye girip bir şeyler içelim.
-oluur
diyorum. kahvehane, yozgat, ben üçlüsüne içimden gülümseyerek.
"bavul var mıydı abla sizin?" diye soruyor muavin. "yok!" diyorum. sırt çantamı şöyle bir savurup sırtıma atıyorum. levent de kahverengi çantasını alıyor koltuğuna, iniyoruz otobüsten. minibüsler var tam kavşakta. içinde üç dört kişi.. dolup kalkmasını bekliyor, biniyoruz.
-levent?
+evet b.!
-o çocuk sana ne dedi de sen ona "haa tamam o zaman" dedin ankara’ da?
+(kahkaha atıyor) sen hiçbir şeyi unutmaz mısın b.? "amca" dedi, "ben birazdan gidecem, bakma sen bağırdığıma.. top da benim, çakmasın şimdi bunlar. annem bekliyo, öldürür beni valla" dedi. anlayacağın, yan çizecekti arkadaşlarına, ben de yol verdim işte.
-(bu sefer ben kahkaha atıyorum) tamam o zaman.
iki kadın var minibüste, iki erkek ve bir de kız çocuk, adamların yanında. çocuk sürekli bir şeyler istiyor babasından. babası da "alırız kızım, onu da alırız" diyor "hele bir varak yerköy’e de". gençten bir çocuk biniyor minibüse. "nörüyon ahmet abi?" diye minibüste, şoförün yanındaki adama soruyor. "nöörek be kahraman’ ım" diye cevaplayıp spor gazetesinin içinden bir sayfayı gösteriyor kahraman’ a.. gülümsüyoruz levent’le göz göze gelip. levent bir omzunu kaldırıp, "böyle işte" gibilerinden bir yüz ifadesiyle bana bakıyor. "bak bizim şerefsizler gene yenilmişler kırşehir’ e!.. yimpaş da yetmiyor bunlara.. bizden giden serhat atmış golü de.. şerefsiz.. insan ekmek yediği takıma gol atar mı lan?" kimse yokmuş gibi konuşuyor adam arabada. hiç umrunda değil, kadın mı var, birileri mi var! çalıştırıyor minibüsü şoför. iki kişi daha biniyor ve kalkıyoruz yerköy’ e. garip bir heyecan kaplıyor vücudumu. ürperiyorum. kollarımdaki tüyler diken diken oluyor. yeni bir yolculuğa çıkıyormuşum hissi doğuyor içimde. hayatımda hiç görmediğim bir yere, hiç tanımadığım biriyle gitmenin korkusu olabilir bu. levent’ e bakıyorum. suratındaki o güven, babacan duruşu; her zaman, gözlerindeki o gülücük rahatlatıyor beni. "babaa.. bi de papaan alalım mı eve?" "alırız kızım.. onu da alırız.. hele bi varak yerköy’ e de!"
*
dümdüz sayılabilecek bir asfalt yol yerköy yolu. sağda bir stadyumu geçiyoruz, bir iki kilometre sonra da solda jandarma karakolunu. tren geçidi var yol üzerinde. ağır aksak geçtikten sonra, gene hemen solda kaymakamlık binası ve polis karakolu. elli metre sonra levent; "burada inelim kaptan" diyor. iniyoruz. inanılmaz bir sıcak hava karşılıyor bizi yerköy’ de. kışın soba yaksan dokunamazsın ya borusuna; öyle bir sıcak vuruyor suratına insanın işte. çarşı gibi bir yer indiğimiz yolun devamı. her taraf kahvehane dolu, içlerinde de insanlar.
+ben çok susadım b. gel bi kahveye girip bir şeyler içelim.
-oluur
diyorum. kahvehane, yozgat, ben üçlüsüne içimden gülümseyerek.
sadece iki (rakamla 2) kelimeden olusan bir entryi;
-hangi maksatla oldugu anlasilamayan-
kurcala butonuna basarak duzeltmeye denir.
*
zaten topu topu 2 kelime girmissin..
neyi kurcaliyosun arkadasim?
anlasilacak gibi degil!
-hangi maksatla oldugu anlasilamayan-
kurcala butonuna basarak duzeltmeye denir.
*
zaten topu topu 2 kelime girmissin..
neyi kurcaliyosun arkadasim?
anlasilacak gibi degil!
bir kedinin (ozellikle de kendi evinizde ve kendi kedinizin) yakaladigi ve agzindan inatla birakmadigi bu hayvanin caresizce bagirisidir.
fareden korkmak gibi bir derdim yok da,
o cigligi var ya; butun hislerini diriltir insanin.
bir bebek bagirisi gibidir.
fareden korkmak gibi bir derdim yok da,
o cigligi var ya; butun hislerini diriltir insanin.
bir bebek bagirisi gibidir.
sozluk icinde;
mahalleden arkadaslariyla msn den konusuyormus gibi yapan bilgic adayidir.
(bkz: comez entrylerine ornekler)
mahalleden arkadaslariyla msn den konusuyormus gibi yapan bilgic adayidir.
(bkz: comez entrylerine ornekler)
galatasaray in 4-1 kazandigi ve 3 puanla sezona basladigi mac olmustur.
2008-2009 futbol sezonunun acilis maci.
an itibariyla 2 nci yarisi 1-1 devam etmekte.
denizli 10 kisi oynuyor.
57 nci dakika!
an itibariyla 2 nci yarisi 1-1 devam etmekte.
denizli 10 kisi oynuyor.
57 nci dakika!
acilmazsa(!);
baska biri tarafindan rahatlikla toplanabilen bir aygit.
baska biri tarafindan rahatlikla toplanabilen bir aygit.
hem biyikli hem de sakalli ince(!) birinin;
kendisi hakkinda duydugu laflari,
mahallenin bakkalina yorumlarken kullandigi soz.
kendisi hakkinda duydugu laflari,
mahallenin bakkalina yorumlarken kullandigi soz.
bilgi sozluk e katilmis yeni bilgiclerimizden.
bolca yazmasi, daha fazlaca da eglenmesi dilegiyle..
hosgeldi!
bolca yazmasi, daha fazlaca da eglenmesi dilegiyle..
hosgeldi!
simdi anladim ki yazilanlardan;
bir olum sarkisiymis ne yazik!
gidene agit..
*
sonra kendi dedelerimi hatirladim.
elleriyle gozyaslarimi silen,
biri istanbul da, biri izmit te
birbirlerini hic tanimadan olen.
*
ve gidenlere agit...
bir olum sarkisiymis ne yazik!
gidene agit..
*
sonra kendi dedelerimi hatirladim.
elleriyle gozyaslarimi silen,
biri istanbul da, biri izmit te
birbirlerini hic tanimadan olen.
*
ve gidenlere agit...
yuklu miktarda alkolden sonra, dildeki tat duyu organizmalari islemediğinden;
degil uludag limonata, ne icseniz tat alamazsiniz.
gercekten de uludag yetkililerini kutluyorum buradan.
100 uzerinden 97 puan!
degil uludag limonata, ne icseniz tat alamazsiniz.
gercekten de uludag yetkililerini kutluyorum buradan.
100 uzerinden 97 puan!
10 entrysini de basarili bir sekilde girmis;
ha oldu ha olacak bilgictir kendisi.
hosgeldi!
ha oldu ha olacak bilgictir kendisi.
hosgeldi!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?