mademoiselle carole

kaldirimin kenarina basmak suretiyle gerceklestirilebilecek kolay bir olayin kahramanidir.
*
vardir boyleleri.
ben gordum.

yapimi icin;
(bkz: xerox 160 g m2 250xa4)

cizim icin kullanilabilecek harika bir kagit.
*
ayrica;
kagittan ucak ve kagittan helikopter yapimlarinda da tam verimli.

red, blue ve gold olmak uzere 3 cesit ve 5 ytl fiyatla piyasaya surulen japan tabacco international urunu bir sigaradir.

2 nci dunya savasi yokluk zamaninda,
kahvesi de yapilan bir yiyecek.

profesor orhan kural’ in koc universitesi’ ne mensup 4 ogrencinin sariyer’ de yaptigi ve (alkollu ve uyusturucu kullanmis olduklari belirlenen) kullanan genc haric digerlerinin oldugu nisan ayindaki kaza ile ilgili yorumunda kullandigi cumledir.
*
hakkinda tazminat davasi acilmasina ragmen, gene de sozunun arkasinda durmaktadir.

edit: %100 katiliyorum.

2 nci dunya savasi sirasinda cekilen yokluk sebebiyle; icindeki arpa taneleri ayiklanip insanlarca yenilen (turkler de dahil) bir nesnedir. ayrica leblebi unundan kahve ve kuru uzumle (bolluk! olan yerlerde) de cay icilirmis.
*
elinizdekilerin degerini bilin!

gunduzleri baska, geceleri baska, yagmurlu gunlerde, gunesli gunlerde baska tanrilara inanilan toplumlarin; gayet de normal hadisesidir.
*
inanisin hangi yolla olacagini, bir tek kisi ya da bir tek inanisa bagli toplum belirleyebilir mi? tek tanrili dinlere mensup toplumlarin icinde dahi digerini hakir gorme durumu varken, elbette, elleriyle yaptiklari putlara tapanlara da laf edilmeden durulmayacaktir.
*
bir sey ya vardir, ya yoktur..

inanmak neden peki?
"varolduguna inaniyorum" demek yerine, "varoldugunu biliyorum" daha dogru bir cumle olsa gerek! kaldi ki; dunya olali beri uzerinde yasayan insanlar da hep korktuklari seylere inanmislardir. kimi toplumlar gunesten, yakici sicakligindan; kimi toplumlar aydan, onun kasvetinden; kimileri simsekten, sesinden vs korktuklari icin onunde egilmek ve hasmetlerindeki gizemlilikleri karsisinda inanmak durumunda kalmislardir. cok enteresan ki; onlar vardilar ve hala daha varlar.. elle tutulamazlar ama gorunuyorlardir.

ne var ki tanri; hangi sekle girerse girsin, daima korkulandir. musluman goruse gore inanilan tanriyi sekillendirebilir miyiz? hayir!! sadece "isimleri"nden, kitaplarindan, icimizdeki inanmak istemekten varoldugunu biliyoruz. oyle bir seyin varligindan duydugumuz rahatlik hissini verdiginden; ilahi adaletine olan sonsuz guvenimizden, o’nun varolmasini istedigimizden varoldugunu varsayiyoruz.

bu nedenle; baska toplumlarin inandiklari seylere laf ederken (ne olursa olsun inandiklari seyler!); kendi inandigimiz tanrinin da diger medeniyetlerce elestirildigi ya da yok sayilabilecegini dusunmek ve ona gore yerli yerinde laflar kullanmak kanimca daha saygilica olacaktir. hele ki hakaret (bir tanriyi osuruk addetmek!) hic de uygun degildir. o medeniyetlerin yasadigi ilkellikleri; henuz hayatlarinda birakin ucak gormeyi, bos bir kibrit kutusunu dahi ellemedikleri dusunulurse; hayatlarinda beyaz insan gormemislerin, gorunce garip ve lezzetli etleri olan bir canli niyetine onlari yedikleri dusunulurse (sozlerin acikligi bellidir!!); bir yildirima, yagmura, gunese ya da elleriyle yaptiklari acayip seylere tapmalari kadar dogal bir sey yoktur.

saygi..
her zaman saygi!

yakinda mademoiselle carole’ un hazirlamaya baslayacagi;
istanbul’ da bulunan yerel mahalle delilerinin resimleriyle birlikte konulandirilacagi bir calisma urunu.
*
aciklamakta sakinca gormuyorum..
zira, bu da bir nev’i copyright hadisesidir.

guzeldir, guzel!
*
insani kendine getirir..
yuzler yikanir..
kahveler, caylar derken; entryler girilir.
guzeldir, guzel!
*
kogus kalk!

turkiye cumhuriyeti’ ni serefsiz bir sekilde soyan, milleti icin hic bir sey yapmayan serefsizlerdir.
bu serefsizler, oyle serefsizdirler ki;
serefsizce gecirmedikleri bir gun ve serefsizlik icin de yapmayacaklari sey yoktur.
serefsizlik kanlarina islemistir.
serefsizliklerini de yaptiklari ayak oyunlariyla kapatirlar bu serefsizler.
serefsiz oglu serefsizler.

anneden ya da babadan etkilenerek, dort kisilik bir cekirdek ailenin o! nun gibi olmasi ve cesitli sacmaliklari ayni sekilde yapmalari olayidir.
*
bugun altiyol’ un ortasinda, birbiriyle bagirarak konusan ve kavga eden, sonra da gelen otobuse sessiz sedasiz binen ve hic konusmayan bir aile gordum ben. o otobusteydim, evet!

en iyisi bas etinin harmanlamasiyla yapilan yiyecektir.
butun iyi ustalar da oyle yapar.

iskembecilerde;
yanaklarinin nefis bir yiyecek oldugu yemek secenegi.

bas.

nestle’ nin satin aldigi, fakat fabrikasinin degismedigi icin de tadinin ayni guzellikte kalacagi bir su markasidir. ozellikle bobrek hastaligi cekenlerin tercih ettigi bir sudur ayrica.

bir sigara markasi olarak bahar:

kokusundan bayginlik gecirilebilecek bir sigaradir.
fiyatinin yarisi ederindedir.
cek cek bir numara yoktur.
icenleri anlamamakla birlikte,
neden boyle bir sigara ihtiyaci duyulup da cikarilmistir;
bilinmezliktir.

ulker icim’ in cikarttigi bir secenek daha vardir.
*
ama sadece secenek!

fatih urek’ in iskenceci oldugu soylentileri vardir.
*
su ana dek, operasyondaki dogru olabilecek tek soylenti de budur.

sanildiginin aksine, yesilkoy’ den ulasimin sadece taksi veya ozel araclarla oldugu havalimanidir. arada 5 dakikalik yol vardir.
*
yesilkoy’ de oturdugunuzu soylediginizde,
"havaalaninda mi?" diye de sorarlar.