confessions

greyfurt

- Yazar -

  1. toplam entry 2267
  2. takipçi 3
  3. puan 45491

başbağlar katliamı

greyfurt
erzincan `ın kemaliye ilçesine bağlı başbağlar köyü `nde 1993 yılında gerçekleştirilen ve 33 kişinin şehit edildiği katliamı gerçekleştirdiği belirtilen pkk `nın, katliamın faili olduğu yıllar sonra bir örgüt üyesi tarafından da itiraf edildi.
kamil munzur isimli eski bir pkk `lı, örgütün bölge sorumlusu baran isimli kişi ve adamlarının, alevilere sıcak görünmek için sivas olaylarına misilleme olarak başbağlar katliamını gerçekleştirdiğini, ancak olaya bölgedeki halkın tepki göstermesi üzerine örgütün eylemi üstlenmediğini anlattı. söz konusu örgüt üyesi, "x" adlı internet sitesinde yer alan `anladığını anlatmayan alçaktır` başlıklı yazılarında örgütün o dönemdeki bölge sorumlusu olduğu bildirilen baran kod adlı kişiyle yaptığı konuşmaları aktardı. sivas `a misilleme gibi gösterildi.

konuşmalar arasında bölge sorumlusu olduğu bildirilen kişinin yaptığı eylemlerden bahseden örgüt üyesi, örgütün hatalarına yönelik eleştirilerini sıralarken başbağlar `da gerçekleştirilen katliama da değindi.

kamil munzur ismini kullanan kişi şu itiraflarda bulundu: `bir buçuk ay önce başbağlar köyü katliamı olmuştu. kırka yakın yoksul, fakir ve günahsız dağlı türkler topluca katledilmiş, köyleri ateşe verilmiş ve tüm mal varlığı savaş ganimeti adı altında el konulmuştu. başbağlıların topluca kurşuna dizilmeleri (kadın, kız, ihtiyar, genç ve çocuk) bir yana, evlerinin ve köylerinin yakılmasını da bir anlık bir yana bırakalım.

pekiyi adına savaş ganimeti denilen talana, hangi ahlaki ve hukuki kuralla açıklanılabilinir? insanlığın terk ettiği bu kirli ve ahlaksız tutumu neyle açıklanacak?.sözümona sivas katliamı `nın intikamını almak amacıyla gerçekleştirilen katliam, bilinçli ve planlı olarak yapıldı. alevilerin olumlu tepkisini ardına almayı hedefleyen bu girişim, sonuç almayıp tam tersine dersimli aleviler başta olmak üzeri yöredeki halktan tepki alınca da, önce bildiriyle üstlenilen katiam, daha sonra kont -gerilla eylemi olarak lanse edilmeye çalışıldı ve en son halkada da yine apo `nun başta olduğu merkez, suçu bölgesel çeteciliğe bağlayarak işin içinde sıyrıldı.

caniler hayvanları bile katletti katliam günü yaklaşık 100 kişilik terörist grubu, kadın, erkek ve çocuk demeden vatandaşları köy meydanında topladı. köylünün çoğu yatsı namazındaydı. bunun üzerine camiye giren bir grup, insanların namazlarını bozarak köyün yüz metre dışında bulunan alana götürdü. köyün bütün erkeklerini bir araya toplayan örgüt üyeleri, yaklaşık 1,5 saat propaganda yaptıktan sonra onları kurşuna dizdi. ardından da bütün evleri ateşe verdiler.

katliamda 29 kişi şehit edilirken, biri çocuk biri bayan 4 kişi de yakılan evlerde diri diri yanarak can verdi. 191 hane, cami, okul ve 4 araç yakıldı; hayvanlar telef edildi. failler ortalıkta dolaşıyor itiraflar, 5 temmuz 1993`te başbağlar `da gerçekleştirilen ve 33 kişinin şehit edildiği canice katliamın failinin pkk olduğunu tescil etti. o dönemde saldırının, 3 gün önce, 2 temmuz 1993`te sivas `ta 33 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylara misilleme olarak yapıldığı iddia edilmişti.

katliamın ardından failler ve onlara yardım eden 16 kişi yakalanmış, sanıklar, ifadelerinde köyü yaktıklarını itiraf etmişlerdi. erzincan dgm `de hakim karşısına çıkarılan, ancak yeterli üye olmaması sebebiyle tutuklama talebiyle erzincan sulh ceza mahkemesi `ne gönderilen 16 kişi, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. daha sonra ise erzincan dgm salonunun dar olması ve sanıkların can güvenliği gerekçesiyle dava izmir dgm `ye nakledildi. dava sürecinde sanıklardan 9`u ortadan kayboldu. olayla ilgili 4 kişi ise hiçbir zaman yakalanamadı. 1993`te erzincan dgm `de başlayan başbağlar davası, 22 eylül 1997`de izmir dgm `de iki mahkumiyetle son buldu. istihbarat servisi / istanbul

2004-07-16 21:00:00 yeni şafak

http://www.tumgazeteler.com/?a=623426

başbağlar katliamı

greyfurt
katliam sonrasi pkk tarafindan köye birakilan bildiri

kamuoyuna duyurulur;

partimizin top yekun savaş ilan ettiği ve ulusal kurtuluş müca­delemizin çok önemli aşamalar kaydettiği bu dönemde sömürgeci, faşist türk devleti’nin yurtsever halkımız üzerindeki katliamları en vahşi biçimde sürdürülmektedir.her alanda bir çıkmazla karşı karşı­ya olan sömürgeci t.c., kürt halkını çağdışı baskı, işkence ve zulüm uygulamalarıyla yıldırmaya, durdurmaya, pasifleştirmeye çalışırken, katliam uygulamalarına sivas’ta bir yenisini daha ekledi.

2 temmuz günü 40’a yakın insanımızın ölümü 60’a yakınının da yaralanmasıyla sonuçlanan olay, devletin bilinçli bir provokasyo­nunun ürünüdür.ve bunun sorumlusu devlettir.geçmişte maraşta, çorum’da, sivas’ta sahte bir alevilik-sünnilik çelişkisi yaratarak halkı­mızı birbirine düşüren ve katleden devlet, bugün de benzer çelişkileri hortlatarak mücadelemizi bastırmak istiyor. bu olay geleneksel osmanlı politikasının bir devamıdır.mücadelemizin kürdistan toprakları olan sivas’a kadar yayılmasını önleyemeyen faşist tc. devleti, bu durumu hazmedememiş, çeşitli tahrik ve provokasyonlarla burada yaşayan alevi kürt halkımıza gözdağı vererek pasivize etmeyi ve sindirmeyi amaçlıyor.

ancak şu çok iyi bilinmeli ki halkımız artık sahipsiz değil-dir.halkımız artık kendisine yapılan bu katliamlara karşı sessiz kalmıyor.sivas’taki halkımıza karşı girişilen bu katliama da gereken ce­vabı verecektir.en ağır biçimde bunun hesabını soracaktır.bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.sivas’ta şehit düşen onlarca masum insanımızın kanı yerde kalmayacaktır.eğer bu yönelimlerini t.c. sür­dürürse en ağır şekilde bunun karşılığı verilecektir.atacağı yanlış bir adımın bedeli çok ağır ödetilecektir.bu hiçbir zaman unutulmasın.bu eylem türk devleti t.c. eğer savaşı kurallarına göre oynamaz, sivil halkımız üzerine katliam provasını sürdürürse çok daha kötü sonuç­lar doğabilir. ve bunun tek sorumlusu da faşist t.c. devleti olacaktır.

yaşasın başkan apo-yaşasın pkk.yaşasın kürdistan ulusal bağımsızlık mücadelesi.kahrolsun sömürgecilik emperyalizm ve ha­in işbirlikçiler.katliamlar halkımızı yıldıramaz.

vladimir putin

greyfurt
rusya’nın atatürk’ü dersek abartmış olmayız. (her kim lenin ve stalin kadar katliam yapsa zaten büyük lider olurdu)

bir araba tamircisinin "abd’li politikacılar doğal kaynaklarımızı onlarla paylaşmamızın adaletsiz olduğuna dair görüşleri var" şeklindeki sözlerine "ülkemizle ilgili zevk veren ancak asla gerçekleşmeyecek erotik fantezileri var. ancak biz irak değiliz" diyebilecek cesarete sahip insandır.

onu bush ile kıyaslamak, clinton ile monica’yı kıyaslamak gibidir. odada yalnızken ikisininde yeri bellidir.

sabotajci grevciler

greyfurt
her işçinin demokratik hakkı olan grev yapma özgürlüğü’nü, orospu çocukluğu ile karıştıran insanların genel adıdır. grev’i yasal terör olarak algılarlar.

malesef ekim 2007 haber iş sendikası grevinde de bulunan bu tip anneleri bir, babaları bin bazı insanlar, kablo keserek iletişimi aksatmaya çalışmış, grevle sabotaj arasındaki farkı idrak edemeyerek, grev hakkını kullanan şerefli çalışanları da zan altında bırakmışlardır.

bir sene boyunca her telefon edeceğinde, kış ortası, dağ başında 1 km yürümek zorunda kalmış,
deprem zamanı o sabahın serinliğinde buz gibi betona ailecek oturarak, dış dünya ile tek bağlantımız olan araba radyolarından "yalova’da da deprem olduğu, yardımın yola çıktığı" haberini beklemiş biri olarak; telekominikasyonun bir ülke için ne kadar önemli olduğunun -kendi çapında- farkında olan kişilerdenim.

asayiş problemi yaşadığımız zaman polise telefon ederiz. sağlık problemi yaşadığımız zaman acil servise telefon ederiz. olası doğal gaz kaçağı tespit edince doğal gaz acile telefon ederiz. ha beceremezsek, geç kalırsak, itfaiyeyi ararız.

e ama kansız köpek, hangi vicdana, hangi dine,düşünceye, felsefeye sığınarak böyle bir şeye cesaret edersin ?
iş arkadaşlarını nasıl bir zan altında bıraktığının farkındamısın ?

tansiyon haplarını aksatmış bir yaşlının beyin kanaması geçirdiği o ilk yarım saatte maruz kalacağı geri dönüşümü olmayan beyin hasarını düşünmemeye çalışarak daha ne kadar hayatına devam edeceksin ?

plakası alınamayan bir otomobilin çarpıp kaçtığı 3 yaşında ki çocuklarının başında ağlaşan anne babaya ne diyebileceksin ?

40 yıl boyunca hiç bir lükse el uzatmadan, çocuklarının geleceği için gün doğumundan, gün batımına çalışarak açtığı iş yeri yanmış esnafı nasıl teselli edeceksin ?

yıllar evvel doktorlar 1 günlük grev yaptığında pratisyen arkadaşımla salyalar saçarak tartıştığımızı hatırlıyorum. 1 gün. o bir günde bile acil servisler kapanmadı. o 1 günde bile insanlar cüppelerinin hakkını verdiler ama senin gibi bazılarına sendika yalakalığı daha cazip geldi. senden solcu değil, olsa olsa yolcu olur.

o nüfus kağıdını yırt at. ben askere gittiğimde senin için şehit olmayacağım. gazi olursam senin için çalışmayacağım. çocuklarım olursa sana ata demeyecekler. sen yolcusun. gideceğin yerde belli.

saw

greyfurt
korku/gerilim severlerin büyük taktirini kazanmış, son yılların en çarpıcı ve benzersiz filmidir.(daha çok gerilimdir)
insana gece yattığı zaman "allahım iyi ki bunları ben yaşamadım" dedirtir.

özdeşim mekanızması en zayıf izleyiciyi bile hikayeye dahil eder. acı çektirir. endişelendirir. sıçırtır.

her saniye daha da artan kasvet ortamı ve boğuculuğu açısından "seven" ile benzeşir. gittikçe artan stresin etkilerini film bittikten sonrada yaşamaya devam edersiniz.

izlenmesi gereken filmdir. (sinema tarihinde mihenk taşı diyeceğim ama abarttığımı düşünmeyin)

ilk filmi gölgede bırakacak devam filmlerini bekliyoruz.

not: 2.,3. bölümleri sikkoydu. umarım 4. bölüm çıkış filminin başarısını yakalar.

asprin yazan doktor

greyfurt
"agu", "mugu", "anne", "baba" demeyi öğrenmiş yurdum insanının ilk öğrendiği ilaç olan "asprin"i reçeteye yazmasıyla şaşkınlık yaratan doktordur.

olaya "ulan asprini biz yemeğe bile katıyoruz. madem böyle sana neden o kadar para verdik pezemenk" şeklinde yaklaşan bünyelerce yadırganır.

bu bana çok benziyor

greyfurt
kafa güzelken aynaya doğru yürüyen insanların içlerinden geçirdikleri kuşku cümlesidir.

bu tip durumlarda; barut kafalı birey yürürken, bir sağa bir sola giderek yol verir ama her defasında karşısındaki salakta sağ sol yapmakta ve ısrarla yaklaşmaktadır. sonunda sert şekilde kafa kafaya çarpışılır. "önüne baksana a.k." denecekken aynanın farkına varılır ve çaktırmamak için envayi çeşit dans figürleri yapılarak tilki gibi uzaklaşılır.

kastrato

greyfurt
kastrato , küçük yaşta müzikal anlamda en iyi şekilde eğitilen erkek çocukların, ergenlik çağlarına geldiğinde bir oktav kalınlaşacağı düşünülen seslerini çocukluğundaki haliyle korumak ve soprano ses kalitesinde şarkıcılar yaratmak amacıyla yapılan tıbbi bir operasyondur. bu operasyonda erkekler, cinsel haz alma organları (testisleri) zarara uğratılarak veya yok edilerek hadım edilir böylece çocuk gırtlağına ve erişkin ciğerine sahip kastrato şarkıcılar olurlar. bu şarkıcıların sıradan şarkıcılardan farklı olarak, bir nefeste 250 nota söyleyebilme, başka bir deyişle bir notayı bir dakikadan daha uzun tutabilme özellikleri vardır. improvizasyon yeteneklerinin üstünlüğü, olağan üstü süsleme kabiliyetine sahip oluşları onları diğer şarkıcılardan ayıran önemli özelliklerdir.

15. ve 16. yy.’lerde roman katolik kilisesi tarafından, kadınların müzikal performans sergilemelerinin yasaklanması sonucu başlatılan kastrato işlemi, 17. ve 18. yy. lerde avrupa’da özellikle italya’da da devam etmiş, 19. yy. ortalarına kadar sürmüş ve daha sonra yasaklanmıştır. kastratolar çocuk yaşta, kendi inisiyatifleri dışında geçirdikleri bu operasyon sonucu yaşadıkları ızdırap ve bunalım yüzünden, sanatlarının zirvesine ulaşmış oldukları halde psikolojik ve sosyolojik dengesizlikler yaşamışlardır. bu sanatçıların kastrasyon işlemi sonucunda aile kurma, çocuk sahibi olma gibi yaşamın diğer güzelliklerinden mahrum bırakılmış olmaları, daha açık bir ifadeyle cinsiyet haklarının ellerinden alınmış olmaları müziksel temsil adına yapılan kadın erkek ayrımının ne kadar gerekli olup olmadığını açıkça ortaya koymakta, sosyolojik anlamda incelenmeye değer verileri göz önüne sermektedir.

kaynak: ayşegül aral - istanbul teknik üniversitesi
http://www.muscon.itu.edu.tr/index05.htm
76 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol