greyfurt

(bkz: kızların boşlandığı şeyler)

ülkemiz takımını yürekten destekleyeceğimiz maçtır.
fenerbahçe bana göre en iyi kurayı çekmiş olmasına rağmen (evet chelsia-evet en en iyi kura) ilk maçı kendi evinde oynayacak olması büyük dezavantajdır.
ne diyelim; hayırlısı olsun.

sayın cumhurbaşkanımızın katılımıyla, türkiye cumhuriyeti’nin en üst düzeyde temsil edildiği seçim olmuştur. (bilmeyenler için söylüyorum; cumhurbaşkanlığı makamı, başbakanlıktan daha büyük)

buna rağmen sayın akrep nalan, sayın helin avşar ve sayın bizim karşı komşu’nun katılmaması elbetteki bende de soru işaretleri yaratmıştır.

ha yok eğer ikiside katılsaydı eminim birileri gene çıkıp "one öyle cümbür cemaat organizasyondan organizasyona koşulurmu? kim ödüyor o vergileri?" diye ahkam keserlerdi ya... neyse işte.

izmir hakettiği halde kazanamadı, kısmet bir daha ki seçime.

her 31 şubat bilgicler gününde gerçekleşen hadise.

(bkz: sözlügün asker kaciklari)
az kaldı az. bende anket açmak istiyorum.

küfür yer.
(bkz: yapma cocugum yapma evladim)

sayın deniz baykal "3 yıldır hükümetle birlikte çalışıyoruz" demiş.(kaynak:http://tinyurl.com/2orvte)

haberle ilgili 2 okuyucu yorumunuda paylaşmak isterim:
1-) belli oldu neden alamadığımız. (31.03.2008 21:55)
2-) burası kalmıştı elinin değmediği. (31.03.2008 23:37)

bu zat aynı habere göre;
expo 2015’i düzenleyecek kentin belirleneceği uluslararası sergiler bürosunun (bie) paris kongre sarayındaki oturumunda yaptığı aynı konuşmada şu şekilde ifadeler kullanmıştır:

"yirminci yüzyılın başlarında mustafa kemal atatürk önderliğindeki kurtuluş savaşı sonrasında kurulan türkiye cumhuriyeti ise 1923’ten beri hem türkiye topraklarında hem de dünyada barışın önde gelen savunucusu"

e ne olmuş diyebilirsiniz? biz oylamaya katılan ülkelerin en az 3 tanesiyle direk savaşmışız. dünyanın en aptal ingilizi, en embesil yunanı yada en beyinsiz italyanı bile türkiye’ye lobi yapmak için geldiğinde, trablusgarb’dan, musul kerkük’den, çanakkale’den, kütahya eskişehir muharebelerinden bahis açıp, sonrada lafı "evrensel barış bi şeylerine" bağlamaz.

deniz bey, paranı ben vereyim, git evinde otur.

not: yanlış anlaşılmasın. expo’yu alamamamızın deniz baykal’la direk olarak ilgisi var demek istemiyorum.

haber7.com’un 19:21’de servis ettiği 31 mart 2008 tarihli iha haberi şu şekildedir:

--tankların yerini artık savcılar aldı--

hasan celal güzel, yargının iflas ettiğini ve anayasa mahkemesi üyelerinin büyük kısmının tarafsızlığını yitirdiğini belirterek "darbeciler bunu bilsin, halk direnecek" dedi.

eski devlet bakanı hasan celal güzel, türkiye’de yargının iflas ettiğini ve anayasa mahkemesi üyelerinin büyük kısmının tarafsızlığını yitirdiğini savunarak, "bu defa henüz ortada yürüyen bir tank yok. ama tankların yerini savcılar, hakimler aldı" dedi.

anayasa mahkemesi’nin, ak parti hakkında açılan kapatma davasını kabul etmesine ilişkin iha’ya değerlendirmelerde bulunan eski bakan hasan celal güzel, mahkemenin kararına hiç şaşırmadığını belirterek, "ne yazık ki türkiye’de hukuk iflas etmiştir. insanlar allah’tan sonra adalet mekanizmasına sığınırlar. ama ne yazık ki türkiye’de tuz kokmuştur. maalesef anayasa mahkemesi üyeleri, kendisini tayin eden kişilerin doğrultusunda oy kullanıyorlar. anayasa mahkemesi üyelerinin büyük kısmı tarafsızlığını yitirmiştir. siyasi, ideolojik, peşin hükümlü hareket ediyorlar" diye konuştu. cumhurbaşkanının iddianamede bulunmasının hukukun yüz karası olduğunu iddia eden güzel, "ne yazık ki anayasa mahkemesi bunu görmezden gelerek, 7’ye 4’le bunu da iddianame içinde tutmuştur. bundan sonrası için hiçbir şekilde netice hakkında şüphem yok. 9’a 2 veya 8’e 3 gibi bir oranla ak parti kapatılacaktır. buna mani olabilmek için mutlaka siyasi partiler yasasında ve anayasada değişiklik yapmak lazımdır" dedi.

bu konuda eğer ak parti tek başına kalırsa o zaman beşte üç çoğunluğu ile referanduma gidebileceğini ifade eden güzel, ak parti’nin bunu yapmaktan kaçınmaması gerektiğini söyledi.

--ab uyarilarinda hakli--

ab’nin, dava ile birlikte ilişkilerin askıya alacağına ilişkin açıklamaları da değerlendiren güzel, türkiye’de geçmişte yaşanan darbe ve dayatmaların ab sürecini sürekli geciktirdiğini belirterek, "bu defa henüz ortada yürüyen bir tank yok. ama tankların yerini savcılar, hakimler aldı. ne yazık ki, bu durumda olli rehn’in söyledikleri doğrudur. ben ab’nin yerinde olsam elbette müzakereleri derhal keserim" diye konuştu.

dava ile ak parti’nin oylarının artacağı yorumlarına da değinen güzel, "ak parti kapatılırsa yerine pak parti kurulacaktır ve oylar da yüzde 57’ye, yüzde 67’ye çıkar. bu millet yerinde durdukça jakoben, oligarşik despotlar hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaklar. netice itibariyle, türkiye’nin önünü kesiyorlar, kalkınması gelişmesi önleniyor, halk zarar görüyor, ekonomik krizler meydana geliyor. olan her şeyin sorumlusu, bu dayatmayı yapanlardır" dedi.

halkın kendi iradesine karşı ve milli egemenliğe karşı yapılanları çok iyi gördüğünü belirten güzel, "bütün bunların organizatörü de chp ve gözünü hırs bürümüş deniz baykal’dır" dedi.

türkiye’nin bölünme ve parçalanma tehlikesi içine girdiğini belirten güzel, "halk bu defa direnmeye hazırlanıyor. bunu darbeciler bilsinler. çeteler kurup ortaya salmakla türk milletinin iradesini kıramayacaklardır" şeklinde konuştu.

kaynak:http://tinyurl.com/23vn6u

baba - sen kimin kızısın?
begüş - annemin.
(kısa bir bekleme anını takiben)
baba - biz kimiz eşşoleşşek? kimin kızısın sen?
begüş - annemin.

kalmayan ülkenin, bölünmüş milletinden bireydir.
ırak yoğun bakımda, ıraklılar ise debeleniyor.

dicey bögrümüzü delecek parcalari bulup calmakta.
kaliteli müzikten haz almıyorsanız sakın gelmeyin.

konuyla ilgilenenler için doyurucu bir kaynak:http://tinyurl.com/2vteb8

not: sayın metin ozderin’e teşekkürlerimizi sunarız.

futbolcuların el sıkışarak, sarmaş dolaş sahadan ayrıldıklarını duyduğum derbidir.
inşallah böyle olmuştur. umarım gerçekten maç içindeki tatsızlıklara rağmen maç sonunda centilmence ve arkadaşça sahadan ayrılmışlardır.

biz kazanamadık bari dostluk kazansın.

katildir. (kısa ve öz)

insanlari kategorize etmenin dayanilmaz hafifligi başlığında insanları katagorize edenleri eleştirmek isterken, insanları katagorize ederek beni dumurdan dumura uğratmıştır.

dünyadaki en ahlaklı ve mümin insanı kendisi zannediyor galiba.

copy paste entry’lerini "zaten bunları ben yazmıştım" diye savunmuş bu zat.
amerikayıda ben keşfetmiştim ama bi şişme bahçe havuzu sipariş ettim, hala yollamadılar. (aksini ispat edene şişme bahçe havuzu hediye edicem)

ek olarak; uçurulmaması halinde zevkle tartışacağım insan evladıdır.

edit: nasıl becerdim bilemiyorum ama gene boş entry girmeyi başardım. copy paste yapmak zorunda kaldım. herkese büyük özür.

sadece komünistleri aşağılamak için kullanılmaz. komünistleri ifade etmek için kullanılır.
bir zamanların meşhur argosudur işte.

kom kom denilince alınan dallamalar komünist olmasınlar zaten. feminist felan olsunlar. böylesi daha bir hoş olur; kozmik uzay açısından.

not: ben o zamanlar ateist ve komünisttim. hiçte garipsemiyorduk bu hitap şeklini. faşistler, aşağılamak için daha etkili, başka yöntem ve metodlar bulsunlar.

edit: başlık üstüme kalmış. korkuyorum anne, al beni içine.

türkiye’nin şiddetle ihtiyaç duyduğu ama şu an için yeterli kaynağı sağlayamadığı ordu modelidir. (allah orduya devlete millete zeval vermesin)

"sanal tatbik sistemi" olarak tanımlayabiliriz. (tdk gibi hissettim bi an)

gerçekte o an yaşanmayan bir fiili, en az risk ve en az masrafla tekrar edebilmeyi sağlar. eğitim yada deneysel amaçlı olabilir.

178 nolu telefondan erişilebilen hizmettir.

hayret yahu, böyle insanlar yaşıyormu hala ?
cehaletine mi üzüleyim yoksa zehirlediği beyinlere mi?

e birazda etki tepki meselesi tabi. cahil etkiye cahil tepki gibi olmuş.
milleti kutuplaştıranlara da bu vesileyle selam ederim.