bunca zamandir nerede oldugumu soracak olursan
oldu birseyler demeliyim
oturmaliyim bir tasa
kararan dunyada,
kendini yemis bitirmis bir nehirde.
korumasini bilmiyorum yitirdiklerini kuslarin
geride biraktigim denizi
ya da cigligini kizkardesimin.
nedir bu topragin zenginligi?
gun neden gunle kapaniyor?
neden karanlik gece calkalaniyor agzimda?
ve olum neden?
nereden geldigimi sormayacak misin?
anlatayim sana
kirik seyleri
acili kaplari
sik sik tozlanan koca sigirlari
ve tutulu kalbimi.
bunlar ne bellegimizde uyanan sari guvercinler,
ne de anilardir kusaktan kusaga akan.
aglayan yuzlerdir bunlar,
parmaklardir girtlagimizdaki,
ve topraga dusen yapraklardir.
yiten gunun karanligidir.
yesertir kaleleri huzunlu kanimizdaki.
iste menekseler ve iste kirlangiclar,
sevdigim her sey
tatli mesajlar veren gunbegun
acikta zaman
tatliligi artan.
kacamayiz biz dislerimizin arasindan:
neden kemiriyor bosa giden zaman
sessizlik kabugunu?
ne yanit verecegimi bilmiyorum.
o kadar cok ki olumuz
ve o kadar cok ki kizil gunes onunde setler
ve o kadar cok ki carpik kabuklu baslar
ve o kadar cok ki opucuklerimizi engelleyenler
ve o kadar cok ki unutmak istediklerim.
pablo neruda
belki birgun maviler giyer
deniz olurum
belki birgun yesiller giyer
agac olurum
hic belli olmaz sevgilim
belki birgun beyazlar giyer
senin olurum...
nazim hikmet
deniz olurum
belki birgun yesiller giyer
agac olurum
hic belli olmaz sevgilim
belki birgun beyazlar giyer
senin olurum...
nazim hikmet
gecmiste okuldan kacip cocuklugumuzu tukettigimiz arcade atari salonlarinda oynadigimiz oyunlari gunumuz bilgisayarlarinda gerekli programlar vasitasiyla oynamamizi saglayan yazilimlardir.
ukdecinin garip buldugu bu durum aslinda gayet normaldir gayesini plajda bikinili hatunlarin cinsel durtuleri ortaya cikarmamasinda da gorebilir oysa kulot ve sutyenli bir hatun sadece uzaktan kendini gostererekte erkegi bastan cikarmaktadir bu su demek oluyor ki durtulmeninde bir raconu vardir cinsel etkilesimlerin olabilmesinde kisinin bulundugu mekanda veya yanindaki insanlarla girdigi diyaloglarin amaci cok onemlidir.
argo anlatimlarda sık rastlanilan konuyu atlamak icin kullnilan soylemdir.
(bkz: daral)
es anlamlisi sıkıntı olan kelimedir.
(bkz: ubi fumus ibi ignis)
nerede duman varsa orada ates vardir manasina gelen latince deyis gunumuzde ates olmayan yerden duman cikmaz seklinde kullanilmaktadir.
ukdecinin notu : .ikeyim latinceyi size bişey olmasın’ dir.
ukdecinin notu : .ikeyim latinceyi size bişey olmasın’ dir.
sana seviyorum bir yerde senin icin manasini tasiyor, yari yolda kalinmisligin uzgun hisleriyle yitirilmis insana itaf edilmis sozlerdir.
birlesmis milletlerin 15 mart 1991 gunu "birlesmis milletler tuketicinin korunmasi kurallari" olarak belirtildigi, 9 nisan 1985de benimsedigi ve turkiyenin de imzaci devlet oldugu, 39/248 sayili karari ile ilan edilen "tuketici haklari anayasasi" dir.
dusunsel manada karisikliklara dusmus insanin on yargilarindan / yargilanmaktan kurtulmaya calisacagi eylemi secmeden evvel kendisine sordugu sorudur.
patavatsiz insanoglu soyledikleri bir yana icsel dusuncesizliginden kaynaklanarak ve hic incitmeyecegini veya hic olumsuz etki yapmayacagini sandigi diyaloglarindan sonra kendisine hakkinin verilmesini dikte ederek kullandigi anlamsiz soylemdir.
keske insanlarinda boyle eklentileri olsaydi dedirten belki zamanla gelisen teknolojide donup kalinan zamanlarda had safhada ihtiyac duyulacak mekanik olmayan software resettir.
istanbulda dogdu. ilk ve orta okulu afyon bolvadinde bitirdi. lise son sinifta burs kazanarak amerikaya gitti. dondukten sonra genc yasta mutercimlik ve profesyonel turist rehberligine basladi. istanbul universitesi iktisat fakultesine girdi. ogrenim yillarinda degisik avrupa ulkelerine yasayarak cesitli yabanci diller ogrendi. iktisat fakultesinden mezun olduktan sonra 1986-89 yillari arasinda bogazici universitesinde "japonca ve turkce nin karsilastirmali ses yapisi" uzerinde master tezi yazdi.
japon dili ve edebiyati konusunda uzmanlasmak icin 1992 yilinda japonyaya gitti ve keio universitesinde hazirlik okudu. sophia universitesinde japonca fonetik ve sentaks konularinda arastirma yapti. 1996 da kyorin universitesinde ikinci master programina basladi ve "temel japonca-turkce sozluk"u hazirladi. bu sozlukten verdigi cesitli orneklerle japonca ve turkce’yi karsilastirarak "ceviri sozlukler ve sozlukbilim sorunsali" adli ikinci master tezini yazdi.
ayni okulda doktoraya basladi. doktora konusu olarak, japon yazi dilinin, bicim ve soz dagarcigi acisindan cince’nin yogun etkisinden kurtularak hizla ulusallasmaya basladigi donem olan "imparator taisho devri edebiyati"ni secti (1911-1927). bu donemin en onemli uc yazari, shiga naoya, tanizaki jun ichiro, akutagawa ryunosuke uzerinde yogunlasti. calismasinin ilk asamasinda sadece ceviri ile ugrasti ve bu yazarlardan irili ufakli 40 yapiti dilimize kazandirdi.
japonca olarak kaleme aldigi tezini 2004 yilinda bitirerek japon edebiyati konusunda doktor unvanini alan ilk turk oldu. basilan yapitlarinin arasinda "temel japonca-turkce sozluk", "japoncadan turkceye yolculuk" ve japonca’dan cevirdigi "kappa" adli oyku kitabi bulunuyor. yakinda basilacak kitaplari arasinda ise shakespeare’den yaptigi sone cevirileri ve japonca’dan yaptigi uc oyku ceviri kitabi bulunmakta.
toplam 12 yilini japonya’da japon dili ve edebiyatina hasreden oguz baykara simdi bogazici universitesi ceviribilim bolumunde ogretim uyesidir. ingilizce, fransizca, almanca, italyanca, ispanyolca, japonca bilir. oguz baykara, yabanci dil ogrenmenin dunya barisini koruma konusunda en etkin yontem oldugu kanisinda. bu nedenle butun okurlara en azindan bir yabanci dil ogrenmelerini ogutler.
ona gore, bir ulkenin dilini ogrenmek mekanik bir olay degildir. bir dili ogrenmek o dilin kulturunu ve insanlarini sevmeyi de birlikte getirir ve her sey zaten insani sevmekle baslar demistir.
japon dili ve edebiyati konusunda uzmanlasmak icin 1992 yilinda japonyaya gitti ve keio universitesinde hazirlik okudu. sophia universitesinde japonca fonetik ve sentaks konularinda arastirma yapti. 1996 da kyorin universitesinde ikinci master programina basladi ve "temel japonca-turkce sozluk"u hazirladi. bu sozlukten verdigi cesitli orneklerle japonca ve turkce’yi karsilastirarak "ceviri sozlukler ve sozlukbilim sorunsali" adli ikinci master tezini yazdi.
ayni okulda doktoraya basladi. doktora konusu olarak, japon yazi dilinin, bicim ve soz dagarcigi acisindan cince’nin yogun etkisinden kurtularak hizla ulusallasmaya basladigi donem olan "imparator taisho devri edebiyati"ni secti (1911-1927). bu donemin en onemli uc yazari, shiga naoya, tanizaki jun ichiro, akutagawa ryunosuke uzerinde yogunlasti. calismasinin ilk asamasinda sadece ceviri ile ugrasti ve bu yazarlardan irili ufakli 40 yapiti dilimize kazandirdi.
japonca olarak kaleme aldigi tezini 2004 yilinda bitirerek japon edebiyati konusunda doktor unvanini alan ilk turk oldu. basilan yapitlarinin arasinda "temel japonca-turkce sozluk", "japoncadan turkceye yolculuk" ve japonca’dan cevirdigi "kappa" adli oyku kitabi bulunuyor. yakinda basilacak kitaplari arasinda ise shakespeare’den yaptigi sone cevirileri ve japonca’dan yaptigi uc oyku ceviri kitabi bulunmakta.
toplam 12 yilini japonya’da japon dili ve edebiyatina hasreden oguz baykara simdi bogazici universitesi ceviribilim bolumunde ogretim uyesidir. ingilizce, fransizca, almanca, italyanca, ispanyolca, japonca bilir. oguz baykara, yabanci dil ogrenmenin dunya barisini koruma konusunda en etkin yontem oldugu kanisinda. bu nedenle butun okurlara en azindan bir yabanci dil ogrenmelerini ogutler.
ona gore, bir ulkenin dilini ogrenmek mekanik bir olay degildir. bir dili ogrenmek o dilin kulturunu ve insanlarini sevmeyi de birlikte getirir ve her sey zaten insani sevmekle baslar demistir.
sone 12 william shakespeare
zamanin ve saatin tik tagini sayarken
giriyor gun gecenin igrenc kara koynuna
meneksede kuruyup solup vakti gecerken
ak gumusler yagiyor o samur saclarina
ulu agaca bir bak, yapraksiz cirilciplak,
bir zaman golgesinde koyun kuzu melerdi.
yazin yesil ekini demet demet olarak,
sararinca puskul puskul kagniya yuklenirdi.
bir an guzelliginin yarinini sorunca,
bilirim eller gibi senide harcar zaman.
tatli yakisiklilar zamani takmayinca,
genc ve cabuk olurler, baskasidir cogalan.
kimse karsi duramaz zamanin tirpanina
tohum at, taze basak dikilsin karsisina.
zamanin ve saatin tik tagini sayarken
giriyor gun gecenin igrenc kara koynuna
meneksede kuruyup solup vakti gecerken
ak gumusler yagiyor o samur saclarina
ulu agaca bir bak, yapraksiz cirilciplak,
bir zaman golgesinde koyun kuzu melerdi.
yazin yesil ekini demet demet olarak,
sararinca puskul puskul kagniya yuklenirdi.
bir an guzelliginin yarinini sorunca,
bilirim eller gibi senide harcar zaman.
tatli yakisiklilar zamani takmayinca,
genc ve cabuk olurler, baskasidir cogalan.
kimse karsi duramaz zamanin tirpanina
tohum at, taze basak dikilsin karsisina.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?