donmek istiyorum ama donemem veya gitmek istemiyorum ama kalamam gibi arafta kalmakta denilen sıkısmıslık ne yapacagini bilememenin soylemidir.
duraksıyorum..
çerçevelenmiş hayatların önünde..
güzel bir manzarası vardı kitabımı kaleme alırken..
karşı karşıya dururken..
bir dağ rüzgarının havasını koynuna almıştı..
sessizce geçiyordu film kareleri hatıra olur gibi..
yine perdeler açılacak gök gürültüsünün görkeminde..
sesler kulakları çınlatacak..
çekilin kırmızı halılar serin..
ölüm geliyor..
başım üstüne..
çerçevelenmiş hayatların önünde..
güzel bir manzarası vardı kitabımı kaleme alırken..
karşı karşıya dururken..
bir dağ rüzgarının havasını koynuna almıştı..
sessizce geçiyordu film kareleri hatıra olur gibi..
yine perdeler açılacak gök gürültüsünün görkeminde..
sesler kulakları çınlatacak..
çekilin kırmızı halılar serin..
ölüm geliyor..
başım üstüne..
hirosimadan 3 gun sonrasi... 9 agustos 1945 sabahi, amerikan “bockscar” isimli b-29 superfortess ucagi “sisman adam” isimli ikinci nukleer bombasi ile, ilk hedefleri olan kokuraya ulasir. ancak, sehir bir bulut kumesi ile ortuludur ve gorus yeterli degildir. kotu hava kosullari ve meydana gelen diger problemler nedeni ile ucus ekibi, ikinci hedefleri olan nagasaki’ye yonelir. saat 11:02’de "sisman adam"s sehrin uzerine birakir, ne olacagini hic dusunmeden...
http://urban5.com/?q=node/23850
(bkz: radyoya gelin lan)
islam tarihinin kara bir sayfasi ... yuzyillardan bu yana islam dunyasini aglatan acikli olay ... bir kasik suya hasret giden hazreti huseyin’in sehit edildigi ugursuz kerbela colu ...
hazreti ali’nin buyuk oglu hasan, babasinin yerine gecerek imam oldu. siyasal guc de imamlarin elindeydi. sam valisi muaviye iktidar tutkusuyla hasan’a baskilari artirdi. hasan, bu baski ve korkutmalar karsisinda cekildi. yerini muaviye’ye birakti. muaviye yine rahat edemedi. hasan’i zehirleterek sehit etti. imamlik kucuk kardesi huseyn’e kaldi. muaviye’nin yerine gecen yezit, karsisinda rakip olarak huseyin’i gordu.
kufeliler, muaviye’nin yonetiminden memnun olmadiklari icin imamliga yine ali soyunun getirilmesini istiyorlardi. bu istek daha cok imamlik hakkinin, yani devlet baskanliginin muaviye ve soyunun hakki olmayisindan ileri geliyordu. bunun icin huseyin’i kufe’ye cagirdilar. ona uyacaklarini, imam olarak kendisini taniyacaklarini bildirdiler, bircok cagri mektubu yazdilar.
hazreti huseyin, bu cagriya uymak zorunlulugunu duydu. yuz kisiyle yola cikti. bunlar arasinda cocuklari ve torunlari da vardi. kufe, o cagda guney irak’ta unlu bir kentti. babil harabelerinin guneyinde ve firat’in bati kolu uzerindeydi.
yezit, hz. huseyin’in kufe’ye dogru gelmekte oldugunu ogrenmekte gecikmedi. babasi muaviye’nin zorla ele gecirdigi imamligin elden gideceginden korkarak telasa dustu. huseyin’i bu isten vazgecirmek, gerekirse ortadan kaldirmak istedi. komutanlarindan semre’yi uzerine gonderdi. hz. huseyin kerbela sahrasina geldigi sirada semre onunu kesti ve cember icine aldi. kerbela colunun o sicakliginda, hz. huseyin ve yandaslarina su verilmedi. coluk cocugun su istegi ile inleyen kerbela colu, yezit in askerleri tarafindan duyulmadi. firat irmaginin da yanindan gecmesi, yezit in ne lanet oldugunu daha iyi acikliyordu.bu insan disi baski ile, hz huseyin ve yandaslarini cogertip ve sonra ustlerine yuruyeceklerdi. semre’nin birkac kat fazla gucu oldugu halde, karsisindakinin kimin oglu oldugunu da iyi biliyordu. huseyin ve yanindakiler yezid’in ordusuyla yigitce carpistilar. sonunda yanindakilerin hepsi sehit oldu. hz. huseyin yaralandi, carpisacak gucu kalmadi. sinan ve simr adli kisiler basini keserek onu sehit ettiler. bu arada << on dort masum i pak >> (cocuklar) da sehit edildi. geri kalanlar tutsak oldular. bunlar arasinda hz. huseyin’in kiz kardesi zeynep, ummugulsum, kizlari sakine, fatma, ogullari ali ve zeynel abidin ile karisi vardi.
aci haber duyulunca, islam dunyasi bir yasa boguldu. ozanlar costu. binlerce agit yazildi, soylendi. aleviler bu aciyi hic unutamadiklari icin, yeni yeni agitlarla kusaktan kusaga aktardilar. boylece yuzyillar boyu surup gelen bir edebiyat turu olustu.
hz. huseyin’in sehit oldugu gun, arap aylarindan muharrem’in onuncu gunu, hicret’in altmis birinci (m. 680) yiliydi. bu gun, yas gunu olarak bilinir. oruc tutulur, su icilmez. dergahlarda yas torenleri duzenlenir, agitlar, dualar okunur.
ah imam huseyin
turbesi ustunu nake eylediler
asik olan cani saz eylediler
seni dort koseye bas eylediler
gel dinim imanim imam huseyin
caglar sular gibi akisim gelmez
sehrine giresim cikasim gelmez
yezid’in yuzune bakasim gelmez
gel dinim, imanim imam huseyin
senin abdallarin yanar yakilir
katarimiz on iki imam’a katilir
burada yezit’lere lanet okunur
gel dinim, imanim imam huseyin
imam huseyin’in kollari bagli
asik olanlarin cigeri dagli
hazreti ali’nin sevgili oglu
gel dinim, imanim imam huseyin
senin asiklarin semain tutar
kadir geceleri sem’alar yanar
mezhebim imam-i cafer’e uyar
gel dinim, imanim imam huseyin
pir sultan’im eydur, erenler nerde
calisiz, kayasiz bir sahra yerde
kerbela colunde, kandilde nurda
gel dinim imanim imam huseyin
gokte melek, yerde insan agladi
imam huseyin’e olan zulumat
gokte melek, yerde insan agladi
gidi kesti ellerini, dogradi
gokte melek, yerde insan agladi
elin kesti bir allah’in zalimi
o bilmedi ne olacak halini
ay tutuldu, gun dusurdu nurunu
gokte melek, yerde insan agladi
bir su vermediler ol adil hana
ictiler yezitler hem kana kana
cok figan eyledi hem fatma ana
gokte melek, yerde insan agladi
dedem oglu, bak yezid’in kasdina
askerini cekti gelir ustune
boyle zulum mu olur ali dostuna
gokte melek, yerde insan agladi
hazreti ali’nin buyuk oglu hasan, babasinin yerine gecerek imam oldu. siyasal guc de imamlarin elindeydi. sam valisi muaviye iktidar tutkusuyla hasan’a baskilari artirdi. hasan, bu baski ve korkutmalar karsisinda cekildi. yerini muaviye’ye birakti. muaviye yine rahat edemedi. hasan’i zehirleterek sehit etti. imamlik kucuk kardesi huseyn’e kaldi. muaviye’nin yerine gecen yezit, karsisinda rakip olarak huseyin’i gordu.
kufeliler, muaviye’nin yonetiminden memnun olmadiklari icin imamliga yine ali soyunun getirilmesini istiyorlardi. bu istek daha cok imamlik hakkinin, yani devlet baskanliginin muaviye ve soyunun hakki olmayisindan ileri geliyordu. bunun icin huseyin’i kufe’ye cagirdilar. ona uyacaklarini, imam olarak kendisini taniyacaklarini bildirdiler, bircok cagri mektubu yazdilar.
hazreti huseyin, bu cagriya uymak zorunlulugunu duydu. yuz kisiyle yola cikti. bunlar arasinda cocuklari ve torunlari da vardi. kufe, o cagda guney irak’ta unlu bir kentti. babil harabelerinin guneyinde ve firat’in bati kolu uzerindeydi.
yezit, hz. huseyin’in kufe’ye dogru gelmekte oldugunu ogrenmekte gecikmedi. babasi muaviye’nin zorla ele gecirdigi imamligin elden gideceginden korkarak telasa dustu. huseyin’i bu isten vazgecirmek, gerekirse ortadan kaldirmak istedi. komutanlarindan semre’yi uzerine gonderdi. hz. huseyin kerbela sahrasina geldigi sirada semre onunu kesti ve cember icine aldi. kerbela colunun o sicakliginda, hz. huseyin ve yandaslarina su verilmedi. coluk cocugun su istegi ile inleyen kerbela colu, yezit in askerleri tarafindan duyulmadi. firat irmaginin da yanindan gecmesi, yezit in ne lanet oldugunu daha iyi acikliyordu.bu insan disi baski ile, hz huseyin ve yandaslarini cogertip ve sonra ustlerine yuruyeceklerdi. semre’nin birkac kat fazla gucu oldugu halde, karsisindakinin kimin oglu oldugunu da iyi biliyordu. huseyin ve yanindakiler yezid’in ordusuyla yigitce carpistilar. sonunda yanindakilerin hepsi sehit oldu. hz. huseyin yaralandi, carpisacak gucu kalmadi. sinan ve simr adli kisiler basini keserek onu sehit ettiler. bu arada << on dort masum i pak >> (cocuklar) da sehit edildi. geri kalanlar tutsak oldular. bunlar arasinda hz. huseyin’in kiz kardesi zeynep, ummugulsum, kizlari sakine, fatma, ogullari ali ve zeynel abidin ile karisi vardi.
aci haber duyulunca, islam dunyasi bir yasa boguldu. ozanlar costu. binlerce agit yazildi, soylendi. aleviler bu aciyi hic unutamadiklari icin, yeni yeni agitlarla kusaktan kusaga aktardilar. boylece yuzyillar boyu surup gelen bir edebiyat turu olustu.
hz. huseyin’in sehit oldugu gun, arap aylarindan muharrem’in onuncu gunu, hicret’in altmis birinci (m. 680) yiliydi. bu gun, yas gunu olarak bilinir. oruc tutulur, su icilmez. dergahlarda yas torenleri duzenlenir, agitlar, dualar okunur.
ah imam huseyin
turbesi ustunu nake eylediler
asik olan cani saz eylediler
seni dort koseye bas eylediler
gel dinim imanim imam huseyin
caglar sular gibi akisim gelmez
sehrine giresim cikasim gelmez
yezid’in yuzune bakasim gelmez
gel dinim, imanim imam huseyin
senin abdallarin yanar yakilir
katarimiz on iki imam’a katilir
burada yezit’lere lanet okunur
gel dinim, imanim imam huseyin
imam huseyin’in kollari bagli
asik olanlarin cigeri dagli
hazreti ali’nin sevgili oglu
gel dinim, imanim imam huseyin
senin asiklarin semain tutar
kadir geceleri sem’alar yanar
mezhebim imam-i cafer’e uyar
gel dinim, imanim imam huseyin
pir sultan’im eydur, erenler nerde
calisiz, kayasiz bir sahra yerde
kerbela colunde, kandilde nurda
gel dinim imanim imam huseyin
gokte melek, yerde insan agladi
imam huseyin’e olan zulumat
gokte melek, yerde insan agladi
gidi kesti ellerini, dogradi
gokte melek, yerde insan agladi
elin kesti bir allah’in zalimi
o bilmedi ne olacak halini
ay tutuldu, gun dusurdu nurunu
gokte melek, yerde insan agladi
bir su vermediler ol adil hana
ictiler yezitler hem kana kana
cok figan eyledi hem fatma ana
gokte melek, yerde insan agladi
dedem oglu, bak yezid’in kasdina
askerini cekti gelir ustune
boyle zulum mu olur ali dostuna
gokte melek, yerde insan agladi
(bkz: kerbela colu)
(bkz: kerbela colu)
sonra fark ettim ki; su akıyor, rüzgâr esiyor, yağmur yağıyor
her şey yine ve aynı şekilde oluyor
öyle bir yere geldim ki
sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış
üşümek ve sonra ısınmak gibi
gitsem ayrılık olur kalsam çöl
gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenlerde özler
derken anladım ki
özlemden kimse ölmüyor
ama ben ölüyorum
nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum
anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor..
sevdiklerim ve beni sevenler
bağışlayın
su akıyor ve ben gidiyorum
her şey yine ve aynı şekilde oluyor
öyle bir yere geldim ki
sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış
üşümek ve sonra ısınmak gibi
gitsem ayrılık olur kalsam çöl
gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenlerde özler
derken anladım ki
özlemden kimse ölmüyor
ama ben ölüyorum
nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum
anladım ki hasret yeni bir aşka kadar sürüyor..
sevdiklerim ve beni sevenler
bağışlayın
su akıyor ve ben gidiyorum
felluce’yim ben...
yikik, harap, magrur ve asi...
medeniyet denilen arsiz yalanin tekzibi...
isgale ugradim, yagmalandim, kana bulandim.
evlatlarim ceset ceset yatar caddelerimde...
...dunyanin gozleri onunde...
sofrasinda yer aradiginiz bir ziyafetin zor lokmasiyim.
barbarlarin istilasi karsisinda sark’in nefs-i mudafaasiyim.
bayramdi.
catisma vardi.
cuma sabahi camide vuruldum.
yerde can cekisirken bulundum.
yaradan’in evinde, yok-eden vardi o gun...
aradiklarini soyledikleri kitle-sel imha silahlariyla geldiler.
kafama nisan alip, beynimi deldiler.
dagildi kafam, parcalandi yuzum.
kizila kesti dayandigim duvar;
kendi kanima gomuldum.
tanirsiniz beni...
vietnam’da beynine kursun sikilan da bendim;
filistin’de taslarla kolu bacagi kirilan da...
izmir’de ilk kursunu atan da...
hepsinde sucum ayniydi:
isgalciye karsi ulkemi savunuyordum.
ve kanlar icinde yattigim yerden dunyaya, unuttugu bir yemini, "isyan"i
hatirlatiyordum.
fakat ne mumkun!
katilim, benden cok once dagitmis dunyanin beynini...
kara bir perde inmis ademogullarinin gozune...
gormuyor, duymuyor, ses vermiyor.
susuyor riyakarca...
aslan tarafindan parcalanan avin artigina goz dikmis sirtlanlarin istahiyla...
...susuyor, katliama ortak olma pahasina...
simdi yalanlar soyleyecekler sana...
"ozgurluk goturduk, onun icin oldurduk" diyecekler.
bir tek yuzum var, bunun karsisina koyabilecek.
bu darmadagin, bu delik desik, bu kanli yuz, feneri olsun kor gozlerinizin...
felluce adini, zulmun defterine yazin.
ve asla unutmayin.
donerim bir gun; mazlumun ahi gibi cikar gelirim.
isyanlarla, sandiklarla... olmazsa, belime sarilmis bombalar, cephane yuklu
kamyonlarla...
"terorist" diye isitirsiniz mansetlerde adimi yine; buyugune tapar, kucugunu lanetlersiniz.
suclunun savci, mazlumun sanik oldugu bu sefil mahkemede, adim adim fasizme gidersiniz.
odersiniz bedelini sukutunuzun...
bir gun pisman olursunuz.
iste o gun hatirlayin beni:
ben, felluce’yim.
21. asrin kabristani, insanligin son kalesiyim.
can dundar
yikik, harap, magrur ve asi...
medeniyet denilen arsiz yalanin tekzibi...
isgale ugradim, yagmalandim, kana bulandim.
evlatlarim ceset ceset yatar caddelerimde...
...dunyanin gozleri onunde...
sofrasinda yer aradiginiz bir ziyafetin zor lokmasiyim.
barbarlarin istilasi karsisinda sark’in nefs-i mudafaasiyim.
bayramdi.
catisma vardi.
cuma sabahi camide vuruldum.
yerde can cekisirken bulundum.
yaradan’in evinde, yok-eden vardi o gun...
aradiklarini soyledikleri kitle-sel imha silahlariyla geldiler.
kafama nisan alip, beynimi deldiler.
dagildi kafam, parcalandi yuzum.
kizila kesti dayandigim duvar;
kendi kanima gomuldum.
tanirsiniz beni...
vietnam’da beynine kursun sikilan da bendim;
filistin’de taslarla kolu bacagi kirilan da...
izmir’de ilk kursunu atan da...
hepsinde sucum ayniydi:
isgalciye karsi ulkemi savunuyordum.
ve kanlar icinde yattigim yerden dunyaya, unuttugu bir yemini, "isyan"i
hatirlatiyordum.
fakat ne mumkun!
katilim, benden cok once dagitmis dunyanin beynini...
kara bir perde inmis ademogullarinin gozune...
gormuyor, duymuyor, ses vermiyor.
susuyor riyakarca...
aslan tarafindan parcalanan avin artigina goz dikmis sirtlanlarin istahiyla...
...susuyor, katliama ortak olma pahasina...
simdi yalanlar soyleyecekler sana...
"ozgurluk goturduk, onun icin oldurduk" diyecekler.
bir tek yuzum var, bunun karsisina koyabilecek.
bu darmadagin, bu delik desik, bu kanli yuz, feneri olsun kor gozlerinizin...
felluce adini, zulmun defterine yazin.
ve asla unutmayin.
donerim bir gun; mazlumun ahi gibi cikar gelirim.
isyanlarla, sandiklarla... olmazsa, belime sarilmis bombalar, cephane yuklu
kamyonlarla...
"terorist" diye isitirsiniz mansetlerde adimi yine; buyugune tapar, kucugunu lanetlersiniz.
suclunun savci, mazlumun sanik oldugu bu sefil mahkemede, adim adim fasizme gidersiniz.
odersiniz bedelini sukutunuzun...
bir gun pisman olursunuz.
iste o gun hatirlayin beni:
ben, felluce’yim.
21. asrin kabristani, insanligin son kalesiyim.
can dundar
ozlenen bir ses ve kaliteli bir yayin varken hep dillendirmek istedigim cagridir.
(bkz: addicted to pain)
(bkz: addicted to pain)
daha iki saatlik listem mevcut vallahi birakmam saat 10 a kadar buradayim...saygılar.
hos gelmistir radyoda beni jedi sanip hedaye sarkidan sonra independence e entry yazip tesekkurlerini belirtmis samimi bilgicdir.
(bkz: ozledim)
(bkz: schenardi) yayindadir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?