confessions

floydiandm

- Yazar -

  1. toplam entry 877
  2. takipçi 1
  3. puan 19524

meshuggah

floydiandm
tomas haake adlı insan üstü yeteneklere sahip bir bateristi barındıran, kendilerine özgü, yaratıcı, müthiş bir müzik yapan isveçli metal grubu. müzik türleri için tam olarak bir şey söyleyemiyorum, çünkü çok ilginç bir tarzları var, tool’un felsefesine, yaratıcılığına ve uçukluğuna benzer yapıda, daha agresif, thrash metal-death metal etkileşimli bir müzik topluluğu olarak tanımlayabiliriz. kadrosu;

jens kidman - vokal
fredrik thordendal - gitar, vokal
marten hagström - gitar
dick lövgren - bass
tomas haake - davul

şeklindedir. mutlaka dinlenmesi benden tavsiyedir.

ocean

floydiandm
süper, uçuran bir eloy albümüdür. pscyhedelic rock adına dinlediğim en güzel çalışmalardan biridir.

01. poseidon’s creation
02. incarnation of logos
03. decay of logos
04. atlantis’ agony at june 5th - 8498, 13 p.m. gregorian earthtime

moonchild

floydiandm
king crimson’un ilk albümü olan in the court of the crimson king’de yer alan bir şarkıdır. sözleri;

call her moonchild
dancing in the shallows of a river
lovely moonchild
dreaming in the shadow
of the willow.

talking to the trees of the
cobweb strange
sleeping on the steps of a fountain
waving silver wands to the
night-birds song
waiting for the sun on the mountain.

she’s a moonchild
gathering the flowers in a garden.
lovely moonchild
drifting on the echoes of the hours.

sailing on the wind
in a milk white gown
dropping circle stones on a sun dial
playing hide and seek
with the ghosts of dawn
waiting for a smile from a sun child.

şeklindedir.

i talk to the wind

floydiandm
king crimson’un ilk albümü olan in the court of the crimson king’de yer alan bir şarkıdır. sözleri;

said the straight man to the late man
where have you been
i’ve been here and i’ve been there
and i’ve been in between.

i talk to the wind
my words are all carried away
i talk to the wind
the wind does not hear
the wind cannot hear.

i’m on the outside looking inside
what do i see
much confusion, disillusion
all around me.

you don’t possess me
don’t impress me
just upset my mind
can’t instruct me or conduct me
just use up my time

i talk to the wind
my words are all carried away
i talk to the wind
the wind does not hear
the wind cannot hear.

şeklindedir.

imagine

floydiandm
barış içinde yaşamanın, sınırları kaldırmanın, mükemmel, barışçıl, paylaşımcı bir dünyayı oluşturmanın hiç de zor olmadığını anlatan inanılmaz güzel bir klasiktir imagine...

uykusuz

floydiandm
erken çıktığını öğrenince bugün koşa koşa gidip aldığım süper dergidir. ilk sayısı beni çok mutlu etmiştir, zaten bu kadrodan kötü bir şey çıkması mümkün değildir.

3 eylül 2007 türkiye litvanya basketbol maçı

floydiandm
uzun süredir dile getirdiğim gibi guard eksikliğinin ve kadro seçimindeki yanlışlıkların, etkisini son derece kuvvetli bir biçimde gösterdiği maçtır. türkiye bütün maç boyunca, saha içi pas alışverişini yönlendirebilecek ve takıma set oynatabilecek bir oyun kurucunun, yani saha içi kumandanının eksikliği yüzünden, ne pota altına doğru düzgün top indirebildi, ne pick n roll oynayabildi, ne de çabuk ve dinamik bir oyun sergileyip top dolaştırabildi.

ender arslan oyunu kurma yönünden zayıf bir guard, engin atsür’ün gerçek pozisyonu 1 numara değil, hakan demirel ise çok yetenekli bir oyun kurucu olmasına rağmen sezonun yarısını sakatlığı yüzünden kaçırmış ve sürekli oynama şansı bulamamış bir basketbolcu. bu şartlar altında, bu kadroya kerem tunçeri gibi üst düzey bir playmaker nasıl dahil edilmez anlayabilmek imkansız. gelelim 2 numaralara. bildiğiniz gibi serkan erdoğan turnuva başlamadan önce sakatlandı ve şampiyona boyunca oynayamayacak. milli takımda bu pozisyonun alternatiflerinden biri olarak cenk akyol’u kadroya almak büyük hata. çünkü cenk akyol geride bıraktığımız sezonda hiç bir varlık gösteremedi, efes pilsen’de kadro dışı bırakıldı. bu şartlar altında, müthiş bir sezon geçiren ve çok iyi bir görev adamı olan ömer onan nasıl kadroya alınmaz, şaşmamak elde değil. bu nasıl bir anlayıştır, merak ediyorum. uzunlara baktığımızda ise, beşte kullanılan ikililerin yanlış seçildiğini düşünmekteyim. oyuncu özelliklerine dayanarak, normal şartlarda, pivot olarak, ermal kurtoğlu veya kaya peker’den birisinin mutlaka sahada bulunması gerekir. kerem gönlüm, mehmet okur ve semih erden’in ise, uzun forvet olarak rotasyona sokulması uygun olur. öbür taraftan bogdan tanjeviç’in bunu uygulamadığını ve birbirlerini tamamlamayan uzun ikililerinin sahada yer aldığını açıkça görüyoruz.

savunma anlayışına geldiğimizde ise, açık alanı ve hızlı oyunu seven litvanya’ya karşı, geri koşmakta ve baskı uygulamakta yetersiz kalındığını düşünmekteyim. eğer böyle berbat bir savunma yaparsanız, rakibin kısalarının rahat rahat içeriye penetre etmesine izin verirseniz, böylesine güçlü bir basketbol ekolüne sahip bir ekibe karşı sahadan boynunuz bükük ayrılırsınız.

emin olun, türkiye, avrupa’nın en iyi iki-üç kadrosundan birine sahiptir. önemli olan bu potansiyeli iyi kullanmaktır. bitirirken şunu söylemek gerekir ki, a milli takım basketbolcu yetiştirme yeri değildir, hazır ve formda olan oyuncu oynar.
10 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol