şu bir kalem, bir pergel, bir de çikolata alacağım reklam filminin sürekli döndüğü dönemlerdi.acayip özenmekteydim o filmdeki erol adlı çocuğa. bir gün gözü iyice karartıp bakkala koştum cebimde bozukluklarla. bakkal kısaca bir süzüp ne alcan diye sordu. bir anda panik oldum. kalem, pergel,çikolata zihnimde arapsaçı oldu. bir süre bakıştıktan sonra elim sakız kutusuna gitti ve bir tane sakız aldım. cebimdeki bozuklukla ödeyip beklemeye başladım. yaklaşık 1 dakika sonra bakkal amca daha ne bekliyon oğlum diyerek fena tersledi. yutkundum,ter bastı. o kadar hazırlandım söyleyemezsem ölürüm.ama gel gör ki, bakkal amca alışverişimi yaptım,satış fişimi istiyorum cümlesi bir türlü çıkmıyor. kırık dökük ve titreyen bir sesle fiş veriyonuz mu diyebildim yere bakarak.bir an duraklayan bakkal kahkahayı bırakıverdi orta yere ve hadi yavrum git artık, annen bekliyordur deyip kovaladı beni.eve gidinceye kadar utancımdan ağladım.çok kızdım kendime sen nasıl erol un yaptığını yapamazsın diye. o güne kadar çok güvenirdim kendime lakin bu olay sonrası biraz duruldum,adeta kendime geldim.
jetix play kanalında çizgi dizisi yayınlanmaktadır.tom sawyer kankası ile çitlerin üzerinde oturup, ağızlarındaki saman çöplerini çiğneyerek muhabbet ederler.arka planda nehir üzerinde seyir halindeki yandan çarklı vapur vardır.
deneme ki yanılmayasın şeklinde bir temenniden hareketle sarf edilmiş bir emir cümlesidir sanki.
gerim gerim gerer aile bireylerini. eee baba kombiyi kaç taksitte ödeyeceksin şimdi? türünden ani ve saçma diyalog girişimlerine vesiledir.anneler de direkt mutfağa kaçarlar içim rahat etmedi, şu bulaşıkları yıkayayım öyle otururum nidalarıyla.
uşak ve ilçelerinde düğün yemeklerinin değişmez tatlısıdır.
dizi buydu işte. bu gerçekten de yapılmıştı.yanından geçmek şöyle dursun, samimiyetini hayal etmekten bile uzak şu an dizi diye yapılan şeyler.
uğursuz fırtınalar esmekteyken zihnimin karanlık dehlizlerinde, o puslu derinliklerinde yalpalamaktayım içerlediklerimin sayıca büyüklüğünün konsültasyonları içersinde. zarif aydınlığıyla kaşımaktayken ürkek ruhumu tüyleriyle, yedi cücelerin yedisiyle de sevişmiş gibiyim ne yaparsın, hem de aynı günde.
serbest kopuşlarıyla koparma yeteneği köpük köpüktür kendisinin.
yokluğu ancak yenisi alınarak giderilebilir.zira komşunuza gidip, benim şu puzzle ın şu parçası kaybolmuş, varsa sende alabilir miyim, müsaitse tabi denmez.illa tamamlamak isteniyorsa yenisini almak zaruridir.yenisini alınca da kayıp parçayı bulmak bir hayli zaman alabilir.hazır yenisini almışken puzzle ı yeniden yapayım sevdasına da düşülebilir.fakat bu sefer herhangi bir parça kaybolursa ben ne yaparım, nereye giderim gibi bir derdiniz olmaz.çünkü kapı gibi yedeği durmaktadır yan tarafta.lakin aynı parçaysa söz konusu kayıp olan, sıçtığınızın resmidir.komşu formülü yine işe yaramaz.üçüncüye de gidip aynı puzzle ı almak bu entry i okumak kadar yorar adamı en az.
satın aldıktan sonra eve girer girmez fişi prize takılan, 7/24 daima şarjda kalan, ele avuca sığan pratik bir ev aletidir.kırıntılar ve çerez kabukları için idealdir.faydalıdır sonuçta.
en gıcık aborjin tipidir.garip huylarından vazgeçmedikleri sürece bu ünvanı taşımaya daha uzun süre devam edecekler gibi görünmektedir.
tool konserini sahne önü bölümünde seyretmiş kişilik.
polisin dediğine göre bir miktar kokainle yakalanıp götürülmüştür asayişe.
(bkz: ocean spray)
20 günlük bir senelik izinden sonra sendromu çok daha ağır yaşanan gündür.
entry sahibinin çocukken kediler ile ilgili yaşamış olduğu travmayı tırmandırma eğilimi açık seçik belli olan yazardır.
digitürk jetix play kanalındaki bir çizgi filmin baş rol oyuncusu sevimli mi sevimli, şirin mi şirin kedicik.
mavi kadar popüler olamamış olsa da basan modelleri bulunmaktadır.(bkz: basan modelleri bulunmak)
termodinamik yazılı kağıdındaki sorularla ilk göz teması sonrası ortaya çıkan iç feveranı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?