discordia

yavaş yavaş ama uzun süre hasar vererek devam eden ilişkidir.iki taraf da bilir bi adım atılsa iyi kötü başlanacaktır,bitecektir.ama bu konu ikisinin arasında tabu olarak kalır.uzaktan izlenir,hayal kurulur,onunla arkadaşlığa devam edilip başka ilişkilerde şans denenir.olmaz hep aynı uzaklıkta,aynı çekimle birbirlerinin yörüngesinde yaşayıp giderler.

anathema’nın eskimeyen,anlamını yitirmeyen şarkısı one last goodbye’ın girdiği kategoridir.en etkilendiğim dizeleri:
somehow i knew you would leave me this way
somehow i knew you could never stay
bilerek beklemek...en acı verici ayrılıktır...

-ühüüü motorgülü özledimm
+abi değmez o kıza
-öyle deme lan seviyodum ben
+haklısın abi ama o sana layık değildi.
-sen nerden bilicen hıyar
+bişeyler anlatmıştı da geçmişte yaptıklarına dair
-yalan söyleme lan ağzı var dili yok meleğimin.kolay kolay konuşmaz ki öyle şeyler anlatsın
+abi alkol alınca bülbül gibi valla
-de get bi de içki mi içti.yalan söyleme lan o bara pavyona gitmez
+haklısın abi bizim evdeydik zaten
-........

ütüye su koymak için çocuğunun müzik aletini kullanan anne

birlikte oturulan yerlerin önünden tek başına geçmek,eski sevgilinin en sevdiği elbiseyi giymek,birlikte söylenen şarkıyı duymak,ortak bir arkadaşın yaklaşıp hal hatır sorması,birlikte kurulan hayallerin imkansızlığının yumruk gibi göğüs kafesine inmesi,bir daha öpülemeyecek dudakların bazen gerçekmiş gibi hala sıcacık hissedilmesi,bazen sadece bir rüzgar esmesi ve o an sarılacak tek şeyin palto olduğunu anlamaktır.

discordia:bık bık bık bık bıdı bıdı bıdı....yaa anne sonra da gelmiş böle söylüyo...
anne:nasılsın deseydin
d:efendim
a:hıı?
d:nasıl yani?
a:neyi?
d:anne ne diyosun sen?
a:pardon kaçırmışım konuyu
d:dinleme zaten ben bundan sonra...bık bık bık bık....

mesajı görünce biraz ezilmişlik,gizli bir öfke,minnet duyguları karışır kişide.sistemin ciddi bir hatadan kurtarılması iyidir de niyedir bunun yüzümüze vurulması.elektrik benden,donanım,yazılım da benden bi zahmet kurtarıver tabii denilmesi doğaldır.ben olmasam var ya tavrında kibirli fakat her boktan anladığını her fırsatta vurgulayan bilgisayara teşekkür edilir.fişten çekildikten sonra hurdacıya verilir.

sınıfta yazılı notları okunur
öğretmen:
-emre 45
-sezen 70
-burak 15
-rengin 60
burak:hayır iyiyim öğretmenim
sınıf kopar...

converse’i ısırmayınız,ipleriyle kendinizi boğmayınız gibi devamı gelebilesi uyarılardır,önerilerdir.

birdenbire oluveren şeydir.dünyanın bi an için durduğunu akan tek şeyin siz olduğunuzu zannedersiniz.ilk kez bu kadar ait ve sahip hissedersiniz. diğerlerinden farklı olarak yalnızca ilk öpücükle yüzünüze şehvetin değil mahcubiyetin,masumiyetin kırmızısı yayılır.unutulmaz en azından unutulmamalıdır.

babayla kavga edilmiş ve suç anlaşılmışsa ama özür dilemek saçma gurura yedirilemiyorsa...baba uzaklardaysa...çocukluk geçip gitmişse...artık kimse masal anlatmıyorsa size...kimse tutmuyorsa o şefkatle uyuyana kadar elinizi fonda çalan şarkıdır.farkında olmadan ya dinlenir ya söylenir:"anlatırken tut elimi uykuya dalıp gitsem bile,bırakıp gitme sakın beni"

yaz kış bir çantanın olmazsa olmazıdır.böğürtlenlisi,çileklisi envai çeşit rengi ve kokusu bulunup vişnelisi en belirgin renge sahip olandır.vazgeçilmemelidir.

zamanla pişman olunması muhtemel eylem veya tek harfi sildirip yazdırarak hayatına devam etmek isteyenler için fulya,hulya,yulya gibi isimlerdeki sevgililer bulmak caziptir.

misafirliğe gidilen evde aile büyüklerine en uzak odadır.bir kaç genç kültablasını doldurmuşsa oda bu durumdadır.pencere açıldığında içerden telaşla kaçışan gri hava kütlesini dışarıdan görmek gerekir.öyle ki duruma göre yanılıp itfaiye bile aranabilir.

annemin ikazlarıma rağmen scotch brite die hitap ettiği süper şahsiyet.(komiktir ki scotch brite da süngerdir,bulaşık süngeri)hedef kitlesinin çocuklar olmadığını düşünürüm çoğu zaman.

gıcık bir reklam dizisidir.reklam yıldızı şahıs"ben komiğim"dayatmasıyla gözümüze sokulur.oysa sanıldığı kadar komik,ilgi çekici falan değildir.ali kırca’nın en komik adam yakıştırması artık iç bayar kim olmaktadır da bunca üstadı hiçe saymaktadır.

küçükken sevdiğimiz,büyüyünce iç dünyasını anladığımız,arkasından konuştuğumuz şahıstır.onca erkek nüfus içinde tek olmanın verdiği özgüvenle ne kıyafetini ne saç modelini değiştirir.ona alternatif olacak kimse yoktur çünkü.

arama motorundan buldum.

diş fırçasıyla ayrılmaz bir bütün,mükemmel ikili olan nesnedir.temizliğe önem veriyorsanız pek uzak kalınamaz.kullandıktan hemen sonra verdiği ferahlık hissi,oda sıcaklığında su içseniz bile buz gibi hissettirir.özellikle colgate iyidir.

babamın her istediğimde şu espriyle geçiştirdiği ince,şirin,renkli,kullanışlı bir mp3 player oluyor kendisi.
-ipod istiyosun peki onun yerine hepod,shepod veya itpod alsam...