hadi bi daha nidalariyla ayrilinan, her dakikasi keyif, eglence ve dostluk icinde gecen, deliler gibi eglenilen, headbang yapilip halay cekilen iki ucta saygi ve sevgi icinde gidip gelinen, sadece erkekler katildigindan abaza muhabbetinin dibine vurulan, jenna jameson ve rocconun kulaklari cinlatilan muhtesem bulusma. sunu soylemek gerekirse katilan her arkadas abaza kalamayacak kadar yakisikli oldugundan yalnizca toplumun geneline uyum saglamak amaci ile yapilan bir muhabbet olmustur.
calinti barda afisi olan kivircik insan.
kasaplarin et dolaplarina benzer tuvalet kapilari olan, guzel muzikler calan bir mekan. bir de fiyatlari gayet ucuz. bilgi sozlukten geldiginizi soyleyince neredeyse para almayacaklar. nitekim sevdik.
ilk defa dun deneyip -ulan bu ne su gibi- dedigim ama hosuma giden karisim.
ahmet arif dizeleri.
besikler vermisim nuh’a
salincaklar, hamaklar,
havva ana’n dunku cocuk sayilir,
anadolu’yum ben,
taniyor musun ?
utanirim,
utanirim fikaraliktan,
ele, gune karsi ciplak...
usur fidelerim,
harmanim kesat.
kardesligin, calismanin,
beraberligin,
atom gullerinin katmer actigi,
sairlerin, bilginlerin dunyalarinda,
kalmisim bir basima,
bir basima ve uzak.
biliyor musun ?
binlerce yil sagilmisim,
korkunc atlilariyla parcalamislar
nazli, seher-sabah uykularimi
hukumdarlar, saldirganlar, haydutlar,
harac salmislar ustume.
ne iskender takmisim,
ne sah ne sultan
gocup gitmisler, golgesiz !
selam etmisim dostuma
ve dayatmisim...
goruyor musun ?
nasil severim bir bilsen.
koroglu’yu,
karayilan’i,
mechul asker’i...
sonra pir sultan’i ve bedrettin’i.
sonra kalem yazmaz,
bir nice sevda...
bir bilsen,
onlar beni nasil severdi.
bir bilsen, urfa’da kursun atani
minareden, barikattan,
selvi dalindan,
olume nasil gulerdi.
bilmeni mutlak isterim,
duyuyor musun ?
oyle yikma kendini,
oyle mahzun, oyle garip...
nerede olursan ol,
icerde, disarda, derste, sirada,
yuru ustune ustune,
tukur yuzune celladin,
firsatcinin, fesatcinin, hayinin...
dayan kitap ile
dayan is ile.
tirnak ile, dis ile,
umut ile, sevda ile, dus ile
dayan rusva etme beni.
gor, nasil yaratilirim,
namuslu, genc ellerinle.
kizlarim,
ogullarim var gelecekte,
herbiri vazgecilmez cihan parcasi.
kac bin yillik hasretimin koncasi,
gozlerinden,
gozlerinden operim,
bir umudum sende,
anliyor musun ?
besikler vermisim nuh’a
salincaklar, hamaklar,
havva ana’n dunku cocuk sayilir,
anadolu’yum ben,
taniyor musun ?
utanirim,
utanirim fikaraliktan,
ele, gune karsi ciplak...
usur fidelerim,
harmanim kesat.
kardesligin, calismanin,
beraberligin,
atom gullerinin katmer actigi,
sairlerin, bilginlerin dunyalarinda,
kalmisim bir basima,
bir basima ve uzak.
biliyor musun ?
binlerce yil sagilmisim,
korkunc atlilariyla parcalamislar
nazli, seher-sabah uykularimi
hukumdarlar, saldirganlar, haydutlar,
harac salmislar ustume.
ne iskender takmisim,
ne sah ne sultan
gocup gitmisler, golgesiz !
selam etmisim dostuma
ve dayatmisim...
goruyor musun ?
nasil severim bir bilsen.
koroglu’yu,
karayilan’i,
mechul asker’i...
sonra pir sultan’i ve bedrettin’i.
sonra kalem yazmaz,
bir nice sevda...
bir bilsen,
onlar beni nasil severdi.
bir bilsen, urfa’da kursun atani
minareden, barikattan,
selvi dalindan,
olume nasil gulerdi.
bilmeni mutlak isterim,
duyuyor musun ?
oyle yikma kendini,
oyle mahzun, oyle garip...
nerede olursan ol,
icerde, disarda, derste, sirada,
yuru ustune ustune,
tukur yuzune celladin,
firsatcinin, fesatcinin, hayinin...
dayan kitap ile
dayan is ile.
tirnak ile, dis ile,
umut ile, sevda ile, dus ile
dayan rusva etme beni.
gor, nasil yaratilirim,
namuslu, genc ellerinle.
kizlarim,
ogullarim var gelecekte,
herbiri vazgecilmez cihan parcasi.
kac bin yillik hasretimin koncasi,
gozlerinden,
gozlerinden operim,
bir umudum sende,
anliyor musun ?
maviye
maviye calar gozlerin,
yangin mavisine
ruzgarda asi,
korsem,
senden gayrisina yoksam,
bozuksam,
can benim, dus benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlik...
itten ac,
yilandan ciplak,
vurgun ve bela
gelip durmussam kapina
var mi ki doymazligim?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmus yazicilar
fermanim yazar
nolur gel,
ay karanlik...
dort yanim pust zulasi,
dost yuzlu,
dost gulucuklu
cigaramdan yanar.
alnim operler,
suskun, hayin, ciyansi.
dort yanim pust zulasi,
donerim donerim cikmaz.
en leylim gecede olesim tutmus,
etme gel,
ay karanlik.
maviye calar gozlerin,
yangin mavisine
ruzgarda asi,
korsem,
senden gayrisina yoksam,
bozuksam,
can benim, dus benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlik...
itten ac,
yilandan ciplak,
vurgun ve bela
gelip durmussam kapina
var mi ki doymazligim?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmus yazicilar
fermanim yazar
nolur gel,
ay karanlik...
dort yanim pust zulasi,
dost yuzlu,
dost gulucuklu
cigaramdan yanar.
alnim operler,
suskun, hayin, ciyansi.
dort yanim pust zulasi,
donerim donerim cikmaz.
en leylim gecede olesim tutmus,
etme gel,
ay karanlik.
aksam erken iner mahpushaneye.
ejderha olsan kar etmez.
ne kavgada ustaligin,
ne de catal yurek civan olusun.
kar etmez,inceden icine dolan,
alip goturen hasrete.
aksam erken iner mahpushaneye.
iner,yedi kol demiri,
yedi kapiya.
birden,aglamakli olur bahce.
karsida,duvar dibinde,
uc dal gece sefasi,
uc kok hercai menekse...
ayni korkunc sevdadadir
gokte bulut,dalga kaysi.
baslar koymaga hapislik.
karanlik can sikintisi...
<<kurdun gelini>>ni soyler maltada biri,
bense voltadayim ranza dibinde
ve hep olmayacak seyler kurarim,
gulunc, acemi,cocuksu...
vurulsam kaybolsam derim,
cirilciplak, bir kavgada,
erkekce olsun isterim,
dostluk da ,dusmanlik da.
hicbiri olmaz halbuki,
gecer sunguler namluya.
baslar gece devriyesi jandarmalarin...
hirsla cakarim kibriti,
ilk nefeste yarilanir cigaram,
bir duman alirim, dolu,
bir duman,kendimi olduresiye,
biliyorum, -sen de mi? diyeceksin,
ama aksam erken iniyor mahpushaneye.
ve disarda delikanli bir bahar,
seviyorum seni,
cildirasiya.
ejderha olsan kar etmez.
ne kavgada ustaligin,
ne de catal yurek civan olusun.
kar etmez,inceden icine dolan,
alip goturen hasrete.
aksam erken iner mahpushaneye.
iner,yedi kol demiri,
yedi kapiya.
birden,aglamakli olur bahce.
karsida,duvar dibinde,
uc dal gece sefasi,
uc kok hercai menekse...
ayni korkunc sevdadadir
gokte bulut,dalga kaysi.
baslar koymaga hapislik.
karanlik can sikintisi...
<<kurdun gelini>>ni soyler maltada biri,
bense voltadayim ranza dibinde
ve hep olmayacak seyler kurarim,
gulunc, acemi,cocuksu...
vurulsam kaybolsam derim,
cirilciplak, bir kavgada,
erkekce olsun isterim,
dostluk da ,dusmanlik da.
hicbiri olmaz halbuki,
gecer sunguler namluya.
baslar gece devriyesi jandarmalarin...
hirsla cakarim kibriti,
ilk nefeste yarilanir cigaram,
bir duman alirim, dolu,
bir duman,kendimi olduresiye,
biliyorum, -sen de mi? diyeceksin,
ama aksam erken iniyor mahpushaneye.
ve disarda delikanli bir bahar,
seviyorum seni,
cildirasiya.
kirazin derisinin altinda kiraz
narin icinde nar
benim yuregimde boylu boyunca
memleketim var
canima cigerime dek islemis
canima cigerime
sapina kadar.
elma dalindan uzaga dusmez
ne yana gitsem nafile.
memleketin hali gozumden gitmez
binbir yerimden baglanmisim
bundan otesine aklim ermez.
yerliyim yerli olmasina
ilmik ilmik, damar damar
yerliyim.
bir dilim trabzon peyniri
bir avuc tiftik
bir cimdik cavdar
bir tutam sile bezi gibi
disimden tirnagima kadar
ressamim.
yurdumun tasindan topragindan surup gelir nakislarim
tasima topragima toz konduranin
alnini karislarim.
sairim sair olmasina
canim kurban siirin gercegine hasina
icerisine insan kokusu sinmis misralara vurgunum
bicak gibi kemige dayansin yeter
egri bugru, ko"r topal kabulum
sairim
zifiri karanlikta gelse siirin hasi
ayak seslerinden tanirim
ne zaman bir koy turkusu duysam
sairligimden utanirim
sairim
siirin gercegini koy turkulerimizde bulmusum
turkulerle yunmus yikanmis dilim
onlarla aglamis, onlarla gulmusum.
hey hey, yine de hey hey
salinsin turkuler bir uctan bir uca
evelallah hepsinde varim
onlar kadar sahici
onlar kadar gercek
insancasina, erkekcesine
"bana bir bardak su" dercesine
bir turku soylemeden gidersem yanarim.
ah bu turkuler
turkulerimiz
ana su"du" gibi candan
ana su"du" gibi temiz
turkulerde tuter dag dag, yayla yayla
koyumuz, koylumuz, memleketimiz.
ah bu turkuler,
koy turkuleri
dilimizin tuzu biberi
memleket ahvalini onlardan sor
kitaplarda degil, turkulerde ara yemeni
oleni, kalani, gidip gelmeyeni...
ben turkulerden aldim haberi.
ah bu turkuler, koy turkuleri
mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
hilesiz hurdasiz, cirilciplak
disisi disi, erkegi erkek
kasi kas, gozu goz, yarasi yara
bicagi bicak.
ah bu turkuler, koy turkuleri
karanlik kuyularda acilmis cicekler gibi
kiminin reyhasindan gecilmez
kimi zehir, kimi zemberek gibi.
ah bu turkuler, koy turkuleri
olgun bir karpuz gibi yarilir icim
kan damlar ucundan, murekkep degil
iste soz, iste ses, iste bicim:
"uzun kavak gicim gicim gicilar"
iliklerine kadar islemis sizi
artik iflah olmaz kavak agaci
bu turkunun yureginde sanci var.
ah bu turkuler, koy turkuleri
ne duzeni belli, ne yazani
altlarinda imza yok ama
iclerinde yurek var
cennet misali sevisen
cehennemler gibi dovusen
bir cocuk gibi gulup
magaralar gibi inleyen
nasil unutur nasil
omrunde bir kez olsun
halk turkusu dinleyen.
narin icinde nar
benim yuregimde boylu boyunca
memleketim var
canima cigerime dek islemis
canima cigerime
sapina kadar.
elma dalindan uzaga dusmez
ne yana gitsem nafile.
memleketin hali gozumden gitmez
binbir yerimden baglanmisim
bundan otesine aklim ermez.
yerliyim yerli olmasina
ilmik ilmik, damar damar
yerliyim.
bir dilim trabzon peyniri
bir avuc tiftik
bir cimdik cavdar
bir tutam sile bezi gibi
disimden tirnagima kadar
ressamim.
yurdumun tasindan topragindan surup gelir nakislarim
tasima topragima toz konduranin
alnini karislarim.
sairim sair olmasina
canim kurban siirin gercegine hasina
icerisine insan kokusu sinmis misralara vurgunum
bicak gibi kemige dayansin yeter
egri bugru, ko"r topal kabulum
sairim
zifiri karanlikta gelse siirin hasi
ayak seslerinden tanirim
ne zaman bir koy turkusu duysam
sairligimden utanirim
sairim
siirin gercegini koy turkulerimizde bulmusum
turkulerle yunmus yikanmis dilim
onlarla aglamis, onlarla gulmusum.
hey hey, yine de hey hey
salinsin turkuler bir uctan bir uca
evelallah hepsinde varim
onlar kadar sahici
onlar kadar gercek
insancasina, erkekcesine
"bana bir bardak su" dercesine
bir turku soylemeden gidersem yanarim.
ah bu turkuler
turkulerimiz
ana su"du" gibi candan
ana su"du" gibi temiz
turkulerde tuter dag dag, yayla yayla
koyumuz, koylumuz, memleketimiz.
ah bu turkuler,
koy turkuleri
dilimizin tuzu biberi
memleket ahvalini onlardan sor
kitaplarda degil, turkulerde ara yemeni
oleni, kalani, gidip gelmeyeni...
ben turkulerden aldim haberi.
ah bu turkuler, koy turkuleri
mis gibi insan kokar, mis gibi toprak
hilesiz hurdasiz, cirilciplak
disisi disi, erkegi erkek
kasi kas, gozu goz, yarasi yara
bicagi bicak.
ah bu turkuler, koy turkuleri
karanlik kuyularda acilmis cicekler gibi
kiminin reyhasindan gecilmez
kimi zehir, kimi zemberek gibi.
ah bu turkuler, koy turkuleri
olgun bir karpuz gibi yarilir icim
kan damlar ucundan, murekkep degil
iste soz, iste ses, iste bicim:
"uzun kavak gicim gicim gicilar"
iliklerine kadar islemis sizi
artik iflah olmaz kavak agaci
bu turkunun yureginde sanci var.
ah bu turkuler, koy turkuleri
ne duzeni belli, ne yazani
altlarinda imza yok ama
iclerinde yurek var
cennet misali sevisen
cehennemler gibi dovusen
bir cocuk gibi gulup
magaralar gibi inleyen
nasil unutur nasil
omrunde bir kez olsun
halk turkusu dinleyen.
bir bedri rahmi eyuboglu siiri.
agac butun
isik butun
meyve butun
benim dunyam paramparca.
buyuk bir ayna kirilmis
kirilip yere dokulmus
kainat icine dusmus
dusmus amma paramparca.
yaprak yaprak yapistirdim
diyar diyar dolastirdim
bir alevdir tutusturdum
yandim amma paramparca.
agac butun
isik butun
meyve butun
benim dunyam paramparca.
buyuk bir ayna kirilmis
kirilip yere dokulmus
kainat icine dusmus
dusmus amma paramparca.
yaprak yaprak yapistirdim
diyar diyar dolastirdim
bir alevdir tutusturdum
yandim amma paramparca.
bir bedri rahmi eyuboglu siiri.
karadutum, catal karam, cingenem
nar tanem, nur tanem, bir tanem
agac isem dalimsin salkim sacak
petek isem balimsin agulum
g|nahimsin, vebalimsin.
dili mercan, dizi mercan, disi mercan
yoluna bir can koydugum
gokte ararken yerde buldugum
karadutum, catal karam, cingenem
daha nem olacaktin bir tanem
gulen ayvam, aglayan narimsin
kadinim, kisragim, karimsin.
ii
sigara paketlerine resmini cizdigim
korpe fidanlara adini yazdigim
karam, karam
kasi karam, gozu karam, bahti karam
sila kokar, arzu tuter
ilgit ilgit buram buram.
ben beyzade, kisizade,
her turlu dertten topyek^un^ azade
hani su ekmegi elden suyu golden.
durup dururken yorulan
kibrit copu gibi kirilan
yalniz sanat cikmazlarinda basini kasiyan
artik otlar gostermelik atlar gibi bedava yasayan
sen benim mihnet icinde yanmis kavrulmusum
neymis, neylemis, nolmusum
comert irmaklar gibi gurul gurul
bahtin karismis bahtima cok sukur.
yunmus, yikanmis adam olmusum
karam, karam
kasi karam, gozu karam, bahti karam
sensiz bana canim dunya haram olsun.
karadutum, catal karam, cingenem
nar tanem, nur tanem, bir tanem
agac isem dalimsin salkim sacak
petek isem balimsin agulum
g|nahimsin, vebalimsin.
dili mercan, dizi mercan, disi mercan
yoluna bir can koydugum
gokte ararken yerde buldugum
karadutum, catal karam, cingenem
daha nem olacaktin bir tanem
gulen ayvam, aglayan narimsin
kadinim, kisragim, karimsin.
ii
sigara paketlerine resmini cizdigim
korpe fidanlara adini yazdigim
karam, karam
kasi karam, gozu karam, bahti karam
sila kokar, arzu tuter
ilgit ilgit buram buram.
ben beyzade, kisizade,
her turlu dertten topyek^un^ azade
hani su ekmegi elden suyu golden.
durup dururken yorulan
kibrit copu gibi kirilan
yalniz sanat cikmazlarinda basini kasiyan
artik otlar gostermelik atlar gibi bedava yasayan
sen benim mihnet icinde yanmis kavrulmusum
neymis, neylemis, nolmusum
comert irmaklar gibi gurul gurul
bahtin karismis bahtima cok sukur.
yunmus, yikanmis adam olmusum
karam, karam
kasi karam, gozu karam, bahti karam
sensiz bana canim dunya haram olsun.
bedri rahmi eyuboglu siiri.
... ve nihayet gelip catti
bir dilimi zehir zikkim
bir dilimi candan tatli
masallarla indi yere
sebil ooldu cumle hikayelere
kara kara kazanlarda kaynadi
diyar diyar al kanlara boyandi
turkulerde ates alev yandi tutustu
gordas kiliminde nakis
minyatur bahcelerinde suret kesildi
ve nihayet gelip catti
elveda belirsiz bedava sevinc
ucan kusa ese dosta elveda
butun hasmetiyle gelip catti
bir dilimi zehir zikkim
bir dilimi candan tatli
... ve nihayet gelip catti
bir dilimi zehir zikkim
bir dilimi candan tatli
masallarla indi yere
sebil ooldu cumle hikayelere
kara kara kazanlarda kaynadi
diyar diyar al kanlara boyandi
turkulerde ates alev yandi tutustu
gordas kiliminde nakis
minyatur bahcelerinde suret kesildi
ve nihayet gelip catti
elveda belirsiz bedava sevinc
ucan kusa ese dosta elveda
butun hasmetiyle gelip catti
bir dilimi zehir zikkim
bir dilimi candan tatli
bir baris manco sarkisi.
(1913-1975)
gorelede dogdu. guzel sanatlar akademisini bitirdi. iki yil da pariste
egitim gordu. yurda dondukten sonra, akademinin resim bolumune ogretim
uyesi olarak atandi. bu gorevi, olum tarihi olan 1975e kadar surdu.
siir kitaplari:
yaradana mektuplar (1944), karadut (1948), tuz (1952), ucu birden (1953),
dordu birden (1956), karadut 69 (1969), dol karabakir dol (1974), yasadim
(1977).
``...dizginlenemeyen bir cosku, bir yasama sevinci ve renkler. bir de
halk sanatinin masal, siir, deyis, resim vb. her turune karsi asiri bir
hayranlik. bu dort oge cevresinde kurulmus, ortalama siir okuyucusunu hemen
sariveren, uzun sure akildan cikmayan, her vesileyle animsanan bir siirdir
bir siirdir bedri rahminin siiri... ne var ki, onun siir cizgisi, icinde
yer aldigi orhan veli kusaginin oteki sairlerininkiyle benzememistir...
bicim sorunu uzerinde fazla durmadan, bulduguyla yetinerek yazmistir...
bugun yaradana mektuplari, karadutu, tuzu actigimizda bircok siirin
eskimis, okunmaz olmus oldugunu goruyoruz... ozensiz, calakalem yazilmis
olmalarindan.
(bkz: kara sevda)
(bkz: karadut)
(bkz: paramparca)
(bkz: sitem )
(bkz: turkuler dolusu)
gorelede dogdu. guzel sanatlar akademisini bitirdi. iki yil da pariste
egitim gordu. yurda dondukten sonra, akademinin resim bolumune ogretim
uyesi olarak atandi. bu gorevi, olum tarihi olan 1975e kadar surdu.
siir kitaplari:
yaradana mektuplar (1944), karadut (1948), tuz (1952), ucu birden (1953),
dordu birden (1956), karadut 69 (1969), dol karabakir dol (1974), yasadim
(1977).
``...dizginlenemeyen bir cosku, bir yasama sevinci ve renkler. bir de
halk sanatinin masal, siir, deyis, resim vb. her turune karsi asiri bir
hayranlik. bu dort oge cevresinde kurulmus, ortalama siir okuyucusunu hemen
sariveren, uzun sure akildan cikmayan, her vesileyle animsanan bir siirdir
bir siirdir bedri rahminin siiri... ne var ki, onun siir cizgisi, icinde
yer aldigi orhan veli kusaginin oteki sairlerininkiyle benzememistir...
bicim sorunu uzerinde fazla durmadan, bulduguyla yetinerek yazmistir...
bugun yaradana mektuplari, karadutu, tuzu actigimizda bircok siirin
eskimis, okunmaz olmus oldugunu goruyoruz... ozensiz, calakalem yazilmis
olmalarindan.
(bkz: kara sevda)
(bkz: karadut)
(bkz: paramparca)
(bkz: sitem )
(bkz: turkuler dolusu)
keklik serer palazini tenha kayaliklara
ucurur korkusunu
kara diken savurur tohumunu
kurtulur korkusundan
orda bir dag
orda bir tas
bir pinar
dag ardinda
tas ardinda
pinarli bir kara mavzer
biyiklari kartallida
basi yaglikli
durur dimdik
bakar dimdik
bakar barisli
bir guvercin pir pir eder ucunda namlusunun
"tutam yar elinden tutam
cikam daglara daglara!"
kocero hep
durur orda
daglarda
ben turkce anlatamam
o kurtce anlatamaz
farsca cikmaz doruklara
kocero hep
durur orda
daglarda
ey elleri mis kokulu sabunlarla kurtulan beyler
simdi siz
icebilir misiniz kendi sicak kaninizi altun taslarda
gecirebilir misiniz su yagli ipi
kendi guzel ellerinizle
o guzel boynunuza
ve sakiyormuscasina kafeste kanaryaniz
bakip bakip zindanli aksamlara
yudumlayabilirmisniz sogutulmus ickinizi?
dolasiyor aksam yelinin buyucu parmaklari
cankayanin gencirisi kavaklarinin gumuslu yapraklarinda
once yaprak
sonra dal
sonra dallar ipil ipil
kume kume kavaklari cankaya sirtlarinin
calar gibi bir gizli piyanoda
sonsuzlugun sarkisini
ve saksida soluk alan belkide bir camguzeli
bir feslegen
bir kaktus
tutusurken ormanlar oylum oylum
savrulurken kul ve kerpic
ruzgarda!
ey elleri mis kokulu sabunlarla kurtulan beyler
almis kanli gomlegini nere gider bu turku
sarinmis kil salvara
nerden gelir bu agit?
yigdim kitaplari dag dag
cagirdim nemrutu karanligima
bir kucak yesil yoncayla geldi nemrut
optu islak gozlerini ac okuzumun
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin
silah silah catmayin o guzel kaslarinizi
imdatlara saldirmayin
basmayin dugmelere
yurekleri hoplatmayin
guzel beyler
hanimlar
zor ve cetin bir agittir kocero
bir gelin aglar onu
ben agliyamam
biyiklari cengel cengel
bir kardas aglar
acili bir baci aglar
bagriyanik bir ana
ben agliyamam!
ince bir ay batar gider karadagin ardinda
dolanir kerpic dami ince bir ruzgar
irkiltir bir gece kusu
osmanli karakollarinin duvarlarini
bir elinde kanli mendil
bir elinde kara mavzer
kimse bilmez nerde nasil
taptaze bir
simsicak bir
gencecik bir oludur o
bir selamdir simsicak
varamamis dostuna
varamamis kocero
"leb-i derya" su saltanat
su konaklar su saraylar su koskler
bu bereket bu bolluk
bu cilginca hovardalik
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
kirkbin koyden birer kisi
gocuyor kirkbin kisi
kirkbin koyden onar kisi
gocuyor yarim milyon
ya elliser yuzer kisi?
gocuyor milyon milyon
vatanda vatan
guzel beyler
hanimlar
kusuyor butun koyler insanlarini
kusuyor kasabalar
bastanbasa butun ulke
kusuyor insanini!
bu eziklik
bu hircinlik
guzel beyler
hanimlar
bu sinirsiz tedirginlik
acaba nerede biter?
nasil baslar acaba
senlikli gunleri bu topraklarin?
bulacak bir gun elbet
yatagini bu nehir
durulup dinginlesecek
birgun elbet bu nehir
ve cocuklar oynasacak mutlu cocuklar
anacan sularinda bu mutlu nehrin!
kocero bir dag cekirgesinin gecede irkilmesidir
bir belirsiz karanliktan
bir belirsiz karanliga
irkilip ucmasidir
bir dag cekirgesinin
bir kurdun kacmasidir kendi karaltisindan
yamactan bir tasin yuvarlanmasi
bir pinarin durup durup akmasi
bir cift gozun karanliga bakmasi
simseklerin uzak uzak cakmasidir daglarda
bir mavzerin yanlislikla patlamasidir
bir geyiktir kocero
sekerken tastan tasa kirilmis bilekleri
tirnaklari kekik nane ve menekse kokulu
tinaklari ruzgarli
sucsuz bir geyik
avcilar yakalarsa mezedir eti
kopekler kovalarsa dis kirasidir
bir okul piyesidir kocero
acis konusmalidir ve halayli turkuludur
musamere derler adina oralarda
kaymakamli savcili ve cavusludur
biletlidir ve yoksullar yararinadir
festivaldir sosyetede
modada son buluslar
en taze iliskiler
gurultulu bosanmalar
gurultulu birlesmeler
hele birde balesi ve operasi
"ey vatan" aryasi bir de
saygideger prensesin saygideger oynasinin
ardindan telli sazlar
ardindan yayli sazlar
ardindan vurmalilar
cekmeliler ve ufurmeliler
ardindan "kugu golu" ardindan "findik kiran"
hemencecik candarmalar
ve ardindan "haydutlar"i sillerin
koroglunun narasi:
"yine de hey hey!"
ve ardindan
cocuklari gulmekten kirip geciren
cagdas banka reklamlari!
candarmalar gecirince kelepceyi zinciri
bileklerine karincanin
poz verince bir fukara karinca
en komprador basin aynalarina
aska gelir komputurler
aska gelir telefonlar telsizler
ve doyum noktasina
sosyete nunni!
o zaman iste celenk
o zaman iste toren
alkis
bando
ve rap rap
donanir bayraklarla bankalar sigortalar
ve uygunsuz isyerleri bilcumle
ve kadehler
kadehlerki ses verir yildzlardan!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
kocero bir oyundur
yazilir
yazilir
bitmez
kocero bir oyundur
oynanir
oynanir
bitmez
vurur onu candarma
vurur onu candarma
durmadan vurur
ama o bitmez
o hep durur oyle orda
biyiklari kartallida
gogsu capraz fiseklikli
gozleri bes yasinda
kollari nuh nebiden
bir elinde kanli mendil
bir elinde kara mavzer
pir pir eder bir guvercin
ucunda namlusunun
o hep oyle durur orda
tas ardinda
ruzgarda!
muhtara sorarsaniz
bizim serseri veli
marabaya sorarsaniz
isini bilmemis deli
koyluye sorarsaniz
ekmeksiz garibin teki
cocuklara sorarsaniz
yuce daglar aslani aslan kocero
kimsesize sorarsaniz
hukumet bilir onu
candarmaya sorarsaniz
devletin daglarda silah catmasi
vurguncuya sorarsaniz
yolkesici yagmaci
soyguncuya sorarsaniz
devletin acizligi
sagciya sorarsaniz
siktiret pezevengi
solcuya sorarsaniz
"ferman padisahin daglar bizimdir"
istanbullu inanirki
bogazda kasalottur
ankarali sanirki
temele dinamittir
izmirlinin duslerinde
saskin kopek baligi
antalyali her gece
gergedan goruru dusunde
erzurumda kol basidir
erzincanda deli daylak
pir sultan yoldasidir sivasta
bir "kilici kanli" vanda
mardinde bir
gozukanli kacakci
ah kocero
vah kocero
kocero eyvah!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
patron gazetelerinde yuksek tirajdir kocero
hukumet programlarinda bir "nakl-i yekun"
kapitalist dis basinda nobellik bir roman
politik surtusmelerde bir yilan hikayesi
diplomata sorarsaniz
turistik bir seruven
kaymakama sorarsaniz
"ahval-i adiye"den
sosyeteye sorarsaniz
eglenceli bir bric
sorarsaniz bezirgan filimciye
giselik bir senaryo
sorarsaniz burokrata
ataturkun gardrobuna
tukurmus biri
humaniste sorarsaniz
fransizca bilmeyen
montenyiden anlamiyan
mitologya tragedya
humanizma helenizma
hicbirinden cakmayan
bir yoruktur kocero!
ne anlar ronesanstan
ne anlar restorasyondan?
bir bazlama
bir uckur
uc telli bir zimbirtidir kocero!
sanki sirasimiydi daglara tirmanmanin
demokratik tragedyayi ucuklatmanin
sanki sirasi miydi!
mufrezeler yurumus dag dag
ve dere dere
kesmis gecitleri korkunun silahlari
bir tukenmez sermayedir kocero
haksiz yonetimlere!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin
silah silah catmayin o guzel kaslarinizi
kosturmayin sifreleri
telefonlari
basar gibi tuz yarama
basmayin dugmelere
yurekleri hoplatmayin
guzel beyler
hanimlar
paralar girsin diyedir kalantor kasalara
toprak somurulsun diyedir orta caglarda
isiksiz kalsin diyedir bir koca ulke
karanlikta bogazlassin diyedir guzel yuzlu insanlar
fabrikalar isci yesin para kussun diyedir
kiyilar yagmalansin ormanlar ciftliklessin
bankalar yag baglasin tekeller et baglasin
holdingler palazlansin ortakliklar gobeklensin
bu ruzgar boyle essin
bu degirmen boyle donsun
bu cuvallar boyle dolsun diyedir
koceronun daglarda medetsiz yalnizligi!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin
yeni degil bu hikaye
bu oyun eski oyun!
ah kocero
vah kocero
kocero eyvah!
bir aksam birdenbire bir can cikar daglara
bin kardas bin aci bin ana
bin kerpic bin harman bin aclik
bin yenge bin emmi bin dayi
bin zulum bin aci ve bin karanlik
bir aksam birdenbire cikar daglara
biyiklari terlememis bin cocuk
bin asik bin deli bin meczup
bin ekmeksiz bin issiz bin sucsuz
kil salvar kurtlu carik
naldoken mazikiran derviscatlatan
itburnu koyakgulu ahlatcalisi
bir aksam birdenbire cikar daglara
cokelekler yogurtlar arpa bazlamalari
yalnayaklar gomleksizler dayanaksizlar
munzurlar cilolar palandokenler
dersimler tunceliler bingoller
tuncelide mercanlar agri bereketleri
tahtalilar toroslar ve binbogalar
bir aksam birdenbire cikar daglara
turistik bir gosteridir daglara cikmak
ornegin agrilara
alplere subhanlara antlara
himalaya daglarina derin asyanin
klimancaronun tropik karlarina
turistik bir gosteridir daglara cikmak!
gelgor ki boyle yazmiyor bizim burda kitaplar
turistik diye gostermiyor daglari
turist diye vermiyor daglara cikanlari
bir surekli ciplakliktir kocero
bir surekli acliktir
bir surekli haksizliktir kocero
bir surekli itilmislik
kocero bir vazgecistir
kocero bir ilgisizlik
bin yillik yoldan gelir
ustubasi kan icinde
yorgun bir dilekcedir
bir arzuhal kocero
bir tanri selamidir
alinip verilmemis
gorulmemis bir hacettir kocero
cignenilip gecilmis
ve sorulmamis
upuzun bir eyvahtir
upuzun bir pismanlik
bir unlemdir kocero
sigmaz okul kitaplarina
erzurum yaylasindan
erzincan cukuruna
ve tecer daglarindan
harran cenderesine
bir uzun masaldir ki kocero
daglarin daglara yaslandigi yerde anlatilir
gecitlerin gecitlere kustugu oyaklarda
benek benek anlatilir
nakis nakis anlatilir
bicak bicak
kursun kursun
ve turku turku!
gogsu capraz fiseklikli
biyiklari kan icinde bir kara mavzerdir kocero
yatar turkulerde upuzun
agitlarda fidan fidan
kocero
bildirir hal-u ahvalini dort mevsim tanrisina
bildirir divanina
sasirtilmaz adaletin:
"arkam sensin
kalam sensin
daglar hey!"
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
kocero bir vatandir
yasanilir boydan boya
kocero bir vatansizlik
bir daglasmis yalnizliktir kocero
mavzerlesmis bir haksizlik
yanitsiz bir dilekce!
ben turkce anlatamam
o kurtce anlatamaz
farsca cikmaz doruklara!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
kan bulasir ellerime
ben anlatamam!
ucurur korkusunu
kara diken savurur tohumunu
kurtulur korkusundan
orda bir dag
orda bir tas
bir pinar
dag ardinda
tas ardinda
pinarli bir kara mavzer
biyiklari kartallida
basi yaglikli
durur dimdik
bakar dimdik
bakar barisli
bir guvercin pir pir eder ucunda namlusunun
"tutam yar elinden tutam
cikam daglara daglara!"
kocero hep
durur orda
daglarda
ben turkce anlatamam
o kurtce anlatamaz
farsca cikmaz doruklara
kocero hep
durur orda
daglarda
ey elleri mis kokulu sabunlarla kurtulan beyler
simdi siz
icebilir misiniz kendi sicak kaninizi altun taslarda
gecirebilir misiniz su yagli ipi
kendi guzel ellerinizle
o guzel boynunuza
ve sakiyormuscasina kafeste kanaryaniz
bakip bakip zindanli aksamlara
yudumlayabilirmisniz sogutulmus ickinizi?
dolasiyor aksam yelinin buyucu parmaklari
cankayanin gencirisi kavaklarinin gumuslu yapraklarinda
once yaprak
sonra dal
sonra dallar ipil ipil
kume kume kavaklari cankaya sirtlarinin
calar gibi bir gizli piyanoda
sonsuzlugun sarkisini
ve saksida soluk alan belkide bir camguzeli
bir feslegen
bir kaktus
tutusurken ormanlar oylum oylum
savrulurken kul ve kerpic
ruzgarda!
ey elleri mis kokulu sabunlarla kurtulan beyler
almis kanli gomlegini nere gider bu turku
sarinmis kil salvara
nerden gelir bu agit?
yigdim kitaplari dag dag
cagirdim nemrutu karanligima
bir kucak yesil yoncayla geldi nemrut
optu islak gozlerini ac okuzumun
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin
silah silah catmayin o guzel kaslarinizi
imdatlara saldirmayin
basmayin dugmelere
yurekleri hoplatmayin
guzel beyler
hanimlar
zor ve cetin bir agittir kocero
bir gelin aglar onu
ben agliyamam
biyiklari cengel cengel
bir kardas aglar
acili bir baci aglar
bagriyanik bir ana
ben agliyamam!
ince bir ay batar gider karadagin ardinda
dolanir kerpic dami ince bir ruzgar
irkiltir bir gece kusu
osmanli karakollarinin duvarlarini
bir elinde kanli mendil
bir elinde kara mavzer
kimse bilmez nerde nasil
taptaze bir
simsicak bir
gencecik bir oludur o
bir selamdir simsicak
varamamis dostuna
varamamis kocero
"leb-i derya" su saltanat
su konaklar su saraylar su koskler
bu bereket bu bolluk
bu cilginca hovardalik
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
kirkbin koyden birer kisi
gocuyor kirkbin kisi
kirkbin koyden onar kisi
gocuyor yarim milyon
ya elliser yuzer kisi?
gocuyor milyon milyon
vatanda vatan
guzel beyler
hanimlar
kusuyor butun koyler insanlarini
kusuyor kasabalar
bastanbasa butun ulke
kusuyor insanini!
bu eziklik
bu hircinlik
guzel beyler
hanimlar
bu sinirsiz tedirginlik
acaba nerede biter?
nasil baslar acaba
senlikli gunleri bu topraklarin?
bulacak bir gun elbet
yatagini bu nehir
durulup dinginlesecek
birgun elbet bu nehir
ve cocuklar oynasacak mutlu cocuklar
anacan sularinda bu mutlu nehrin!
kocero bir dag cekirgesinin gecede irkilmesidir
bir belirsiz karanliktan
bir belirsiz karanliga
irkilip ucmasidir
bir dag cekirgesinin
bir kurdun kacmasidir kendi karaltisindan
yamactan bir tasin yuvarlanmasi
bir pinarin durup durup akmasi
bir cift gozun karanliga bakmasi
simseklerin uzak uzak cakmasidir daglarda
bir mavzerin yanlislikla patlamasidir
bir geyiktir kocero
sekerken tastan tasa kirilmis bilekleri
tirnaklari kekik nane ve menekse kokulu
tinaklari ruzgarli
sucsuz bir geyik
avcilar yakalarsa mezedir eti
kopekler kovalarsa dis kirasidir
bir okul piyesidir kocero
acis konusmalidir ve halayli turkuludur
musamere derler adina oralarda
kaymakamli savcili ve cavusludur
biletlidir ve yoksullar yararinadir
festivaldir sosyetede
modada son buluslar
en taze iliskiler
gurultulu bosanmalar
gurultulu birlesmeler
hele birde balesi ve operasi
"ey vatan" aryasi bir de
saygideger prensesin saygideger oynasinin
ardindan telli sazlar
ardindan yayli sazlar
ardindan vurmalilar
cekmeliler ve ufurmeliler
ardindan "kugu golu" ardindan "findik kiran"
hemencecik candarmalar
ve ardindan "haydutlar"i sillerin
koroglunun narasi:
"yine de hey hey!"
ve ardindan
cocuklari gulmekten kirip geciren
cagdas banka reklamlari!
candarmalar gecirince kelepceyi zinciri
bileklerine karincanin
poz verince bir fukara karinca
en komprador basin aynalarina
aska gelir komputurler
aska gelir telefonlar telsizler
ve doyum noktasina
sosyete nunni!
o zaman iste celenk
o zaman iste toren
alkis
bando
ve rap rap
donanir bayraklarla bankalar sigortalar
ve uygunsuz isyerleri bilcumle
ve kadehler
kadehlerki ses verir yildzlardan!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
kocero bir oyundur
yazilir
yazilir
bitmez
kocero bir oyundur
oynanir
oynanir
bitmez
vurur onu candarma
vurur onu candarma
durmadan vurur
ama o bitmez
o hep durur oyle orda
biyiklari kartallida
gogsu capraz fiseklikli
gozleri bes yasinda
kollari nuh nebiden
bir elinde kanli mendil
bir elinde kara mavzer
pir pir eder bir guvercin
ucunda namlusunun
o hep oyle durur orda
tas ardinda
ruzgarda!
muhtara sorarsaniz
bizim serseri veli
marabaya sorarsaniz
isini bilmemis deli
koyluye sorarsaniz
ekmeksiz garibin teki
cocuklara sorarsaniz
yuce daglar aslani aslan kocero
kimsesize sorarsaniz
hukumet bilir onu
candarmaya sorarsaniz
devletin daglarda silah catmasi
vurguncuya sorarsaniz
yolkesici yagmaci
soyguncuya sorarsaniz
devletin acizligi
sagciya sorarsaniz
siktiret pezevengi
solcuya sorarsaniz
"ferman padisahin daglar bizimdir"
istanbullu inanirki
bogazda kasalottur
ankarali sanirki
temele dinamittir
izmirlinin duslerinde
saskin kopek baligi
antalyali her gece
gergedan goruru dusunde
erzurumda kol basidir
erzincanda deli daylak
pir sultan yoldasidir sivasta
bir "kilici kanli" vanda
mardinde bir
gozukanli kacakci
ah kocero
vah kocero
kocero eyvah!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
patron gazetelerinde yuksek tirajdir kocero
hukumet programlarinda bir "nakl-i yekun"
kapitalist dis basinda nobellik bir roman
politik surtusmelerde bir yilan hikayesi
diplomata sorarsaniz
turistik bir seruven
kaymakama sorarsaniz
"ahval-i adiye"den
sosyeteye sorarsaniz
eglenceli bir bric
sorarsaniz bezirgan filimciye
giselik bir senaryo
sorarsaniz burokrata
ataturkun gardrobuna
tukurmus biri
humaniste sorarsaniz
fransizca bilmeyen
montenyiden anlamiyan
mitologya tragedya
humanizma helenizma
hicbirinden cakmayan
bir yoruktur kocero!
ne anlar ronesanstan
ne anlar restorasyondan?
bir bazlama
bir uckur
uc telli bir zimbirtidir kocero!
sanki sirasimiydi daglara tirmanmanin
demokratik tragedyayi ucuklatmanin
sanki sirasi miydi!
mufrezeler yurumus dag dag
ve dere dere
kesmis gecitleri korkunun silahlari
bir tukenmez sermayedir kocero
haksiz yonetimlere!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin
silah silah catmayin o guzel kaslarinizi
kosturmayin sifreleri
telefonlari
basar gibi tuz yarama
basmayin dugmelere
yurekleri hoplatmayin
guzel beyler
hanimlar
paralar girsin diyedir kalantor kasalara
toprak somurulsun diyedir orta caglarda
isiksiz kalsin diyedir bir koca ulke
karanlikta bogazlassin diyedir guzel yuzlu insanlar
fabrikalar isci yesin para kussun diyedir
kiyilar yagmalansin ormanlar ciftliklessin
bankalar yag baglasin tekeller et baglasin
holdingler palazlansin ortakliklar gobeklensin
bu ruzgar boyle essin
bu degirmen boyle donsun
bu cuvallar boyle dolsun diyedir
koceronun daglarda medetsiz yalnizligi!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin
yeni degil bu hikaye
bu oyun eski oyun!
ah kocero
vah kocero
kocero eyvah!
bir aksam birdenbire bir can cikar daglara
bin kardas bin aci bin ana
bin kerpic bin harman bin aclik
bin yenge bin emmi bin dayi
bin zulum bin aci ve bin karanlik
bir aksam birdenbire cikar daglara
biyiklari terlememis bin cocuk
bin asik bin deli bin meczup
bin ekmeksiz bin issiz bin sucsuz
kil salvar kurtlu carik
naldoken mazikiran derviscatlatan
itburnu koyakgulu ahlatcalisi
bir aksam birdenbire cikar daglara
cokelekler yogurtlar arpa bazlamalari
yalnayaklar gomleksizler dayanaksizlar
munzurlar cilolar palandokenler
dersimler tunceliler bingoller
tuncelide mercanlar agri bereketleri
tahtalilar toroslar ve binbogalar
bir aksam birdenbire cikar daglara
turistik bir gosteridir daglara cikmak
ornegin agrilara
alplere subhanlara antlara
himalaya daglarina derin asyanin
klimancaronun tropik karlarina
turistik bir gosteridir daglara cikmak!
gelgor ki boyle yazmiyor bizim burda kitaplar
turistik diye gostermiyor daglari
turist diye vermiyor daglara cikanlari
bir surekli ciplakliktir kocero
bir surekli acliktir
bir surekli haksizliktir kocero
bir surekli itilmislik
kocero bir vazgecistir
kocero bir ilgisizlik
bin yillik yoldan gelir
ustubasi kan icinde
yorgun bir dilekcedir
bir arzuhal kocero
bir tanri selamidir
alinip verilmemis
gorulmemis bir hacettir kocero
cignenilip gecilmis
ve sorulmamis
upuzun bir eyvahtir
upuzun bir pismanlik
bir unlemdir kocero
sigmaz okul kitaplarina
erzurum yaylasindan
erzincan cukuruna
ve tecer daglarindan
harran cenderesine
bir uzun masaldir ki kocero
daglarin daglara yaslandigi yerde anlatilir
gecitlerin gecitlere kustugu oyaklarda
benek benek anlatilir
nakis nakis anlatilir
bicak bicak
kursun kursun
ve turku turku!
gogsu capraz fiseklikli
biyiklari kan icinde bir kara mavzerdir kocero
yatar turkulerde upuzun
agitlarda fidan fidan
kocero
bildirir hal-u ahvalini dort mevsim tanrisina
bildirir divanina
sasirtilmaz adaletin:
"arkam sensin
kalam sensin
daglar hey!"
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
alinip incinmeyin!
kocero bir vatandir
yasanilir boydan boya
kocero bir vatansizlik
bir daglasmis yalnizliktir kocero
mavzerlesmis bir haksizlik
yanitsiz bir dilekce!
ben turkce anlatamam
o kurtce anlatamaz
farsca cikmaz doruklara!
gocunmayin guzel beyler
hanimlar
kan bulasir ellerime
ben anlatamam!
bir hasan huseyin korkmazgil siiri.
kotu
durum kotu
durum cok kotu
durum gercekten kotu
ya sunda ya bunda
ya burdan ya surdan
ya bugun ya yarin
ya aksam ya sabah
durum gercekten kotu
durum cok kotu
durum kotu
kotu
yooo pek de kotu sayilmaz
soyle olursa boyle
boyle olursa soyle
bu yandan gelirse eh biraz
su yandan gelirse cok iyi
obur yandan gelirse keka
dedigim gibi olursa harikulade
iyi iyi
durum iyi
durum cok iyi
durum gercekten iyi
kotu
durum kotu
durum cok kotu
durum gercekten kotu
ya sunda ya bunda
ya burdan ya surdan
ya bugun ya yarin
ya aksam ya sabah
durum gercekten kotu
durum cok kotu
durum kotu
kotu
yooo pek de kotu sayilmaz
soyle olursa boyle
boyle olursa soyle
bu yandan gelirse eh biraz
su yandan gelirse cok iyi
obur yandan gelirse keka
dedigim gibi olursa harikulade
iyi iyi
durum iyi
durum cok iyi
durum gercekten iyi
kargonun soyledigi versiyonu ise :
sarsam, sarsam seni kollarimla
duysam yine nefesini
hatirla okul gunlerimizi
ayrilmaz bir cifttik senle
simdi ayrildik ama hala seviyorum, istiyorum seni
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
"beraber olalim" desem sana yine eskisi gibi
paylassak tum sevgimizi
"beraber olalim" desem
bir tebessumle ciksam yine karsina
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
simdi anladim tum gercekleri
suc belki bende; gizledim sevdigimi..
sarsam, sarsam seni kollarimla
duysam yine nefesini
hatirla okul gunlerimizi
ayrilmaz bir cifttik senle
simdi ayrildik ama hala seviyorum, istiyorum seni
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
"beraber olalim" desem sana yine eskisi gibi
paylassak tum sevgimizi
"beraber olalim" desem
bir tebessumle ciksam yine karsina
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
yillar sonra..yillar sonra..yillar sonra, yine eskisi gibi..
simdi anladim tum gercekleri
suc belki bende; gizledim sevdigimi..
bir hasan huseyin korkmazgil siiri.
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
nere gitti tohma deresinde - o ishakli yalnizligim
saclarinin uzun uzun o gunesli sarisi
yuzunun papatya sabahligi - haziranlarimda
gulusunun baharligi sususunun songuzlugu
nere gitti sende benim olan o sonsuz ozlem
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
sen gittin - kaba kilimlerde kaldi ayak izlerim
piril piril selvilerde gorkemli cevizlerde
asma alti su sesi - alacali gunes sofralarinda
sen gittin - inanilmaz oksuzlukler yasadim
dustum cetin yollara - turkulere agitlara belendim
saclarimda bulut oldun - alnimda demirparmaklik
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
ben cok cektim guzelim - karli daglar oldu basim
sen belki de mutluyudun - guzel gunler gecirdin
cunku kaf daginda prensestin - soylu bir guzelliktin
yaklasilmaz bir varliktin - masallik bir aciydin
gozgoze geldik birgun - bir dagbasi duraginda
bindik ayni trene - kavustuk yillar sonra
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
haziranim sarigulum yazgunesim ozlemim
nice nice sular gecti - bildin mi koprulerden
kac bahar kac sonbahar kac cocuk kac intihar
nerdesin sen nerdeyim ben ne soyluyor bu cizgiler
bu aynalar neden boyle yakindan bakiyorlar
neler anlatiyor bu sarkilar - uzak gecmisimizden
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
aglamak bir daggulu - bir yanik orman belki
bir kurumus cesme belki - bir kimsesiz tutuklu
ucaklar otobusler vapurlar telefonlar
haziranim sarigulum yazgunesim papatyam
kime giydin o aklari - kim kaldirdi duvagini
kim kokladi kim bakti - bagrina kim - yillar once
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
nere gitti tohma deresinde - o ishakli yalnizligim
saclarinin uzun uzun o gunesli sarisi
yuzunun papatya sabahligi - haziranlarimda
gulusunun baharligi sususunun songuzlugu
nere gitti sende benim olan o sonsuz ozlem
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
sen gittin - kaba kilimlerde kaldi ayak izlerim
piril piril selvilerde gorkemli cevizlerde
asma alti su sesi - alacali gunes sofralarinda
sen gittin - inanilmaz oksuzlukler yasadim
dustum cetin yollara - turkulere agitlara belendim
saclarimda bulut oldun - alnimda demirparmaklik
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
ben cok cektim guzelim - karli daglar oldu basim
sen belki de mutluyudun - guzel gunler gecirdin
cunku kaf daginda prensestin - soylu bir guzelliktin
yaklasilmaz bir varliktin - masallik bir aciydin
gozgoze geldik birgun - bir dagbasi duraginda
bindik ayni trene - kavustuk yillar sonra
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
haziranim sarigulum yazgunesim ozlemim
nice nice sular gecti - bildin mi koprulerden
kac bahar kac sonbahar kac cocuk kac intihar
nerdesin sen nerdeyim ben ne soyluyor bu cizgiler
bu aynalar neden boyle yakindan bakiyorlar
neler anlatiyor bu sarkilar - uzak gecmisimizden
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
aglamak bir daggulu - bir yanik orman belki
bir kurumus cesme belki - bir kimsesiz tutuklu
ucaklar otobusler vapurlar telefonlar
haziranim sarigulum yazgunesim papatyam
kime giydin o aklari - kim kaldirdi duvagini
kim kokladi kim bakti - bagrina kim - yillar once
seni kimler kacirdi o guzel yazlarimdan - guzelim
bir hasan huseyin korkmazgil siiri.
goruyorum ki, bir an once varmak istiyorsun oraya. gerginsin
kipir kipirsin, soluk solugasin, yay gibisin ey yolcu
coskunlugun ne guzel, ofken ne guzel
sana selam, sana saygi
ey yolcu
fakat dusundun mu yolunun uzunlugunu ?
neler var yolunun ustunde, dusundun mu?
kosar-adim asabilecekmisin su dagi, gecebilecek misin
bu hizla su beli, tirmanabilecek misin bu solukla su sirti ?
ovada dikenler yollara ucmustur, kuru dereleri seller basmistir,
kar yagmistir belki o tepelere ? boyle, ucar gibi gecip
gidebilecek misin oralardan, hemen varabilecek misin oraya ?
belki sirtlanlar ususmustur leslere, kuzgunlar tutmustur belki
yollari. belki silinmistir ayak izleri yolcularin.
butun bunlari dusundun mu ey yolcu ? cunku sen, ne ilk yolcususun
bu yolun, ne de son.
derim ki sana :
nehirler boyu git
nerelerde ve nicin durgundur nehirler,
nerelerde ve nicin hircindir nehirler,
nerelerde ve nicin mendereslidir,
nerelerde ve nicin caglayanli ve de cavlanlidir nehirler,
gozlerinle gor, duy kulaklarinla
gor ve duy ki, nasil varir nehirler denizlere
derim ki sana :
denize varmaktir amaci nehrin, denize varmak, ey yolcu
buyukse dag, asamiyorsa ustunden nehir, dolanir cevresini dagin.
buyukse kaya, sokup atamiyorsa nehir, birikip birikip taslar
ustunden, dolanir yanini yoresini. yokussa yolu, kosamiyorsa
menderesler cizer nehir. ucurum cikarsa onune, kapip birakir kendini
nehir, acar kanatlarini; varir varacagi yere, oraya denize
derim ki sana :
nehirler boyu git ve gor nehirlerin nasil yol aldiklarini
sen de bir nehirsin ey yolcu
senin de varmak istedigin bir yer var
gercekten varmak istiyorsan oraya, nehirlere iyi bak
engeller
nasil asilir, ogren nehirlerden
yari yolda yokolup gitmek degildir
amac, nehirler gibi akip, nehirler gibi ulasmaktir oraya
varmaktir oraya, ey yolcu
derim ki sana :
iyi oku yolunu, avucunun ici gibi bil
dizlerini, cigerlerini,
yuregini siki tut, iyi dengele
ovada kosar gibi vurma kendini
dik yokuslara
ucuruma atlar gibi bindirme kayalara
<< daha kos, daha kos >> diye alkis tutanlara kanip da, kesilip
kalma yari yolda
dipdiri varmalisin oraya
hiz kosusu degil bu,
ey yolcu, engelli kosudur bu
engelleri asa asa, gucunu koruya
koruya varmalisin oraya
cunku oraya varmaktir amacin, kosmak degil
bosuna sevmedim nehirleri
aktikca buyumesi bosuna degil
nehirlerin
akan buyur, ey yolcu
<< erisir menzil-i maksuduna aheste giden >> demiyorum ben sana,
<< tiz reftar olanin payine damen dolasir >> demiyorum. boyle
demiyor cunku nehirler. duracaksin, dolacaksin, atliyacaksin,
asacaksin, kosacaksin ve varacaksin oraya, diyor nehirler.
#yle diyorum ben de
beni dinle, beni anla ey yolcu
adim adim
kulac kulac
ilerliyor nehir
yoklayip
arastirarak
tartip
dengeliyerek
adim adim
pence pence
ilerliyor nehir
birdenbire kocbasi
birdenbire ipek bir carsaf
ve baliklar kurbagalar yosunlar
kopruler ve yoksul degirmenleri bozkirin
birdenbire bir ugultu
birdenbire bir kiyamet
bindirip
cekilerek
cekilip
toparlanarak
variyor cucelesip
devleserek
variyor
nehirlerce kahkalarla
sarkilar soylemeliyim
nehirler gibi uzun
nehirler gibi kollu
nehirler gibi hircin
ve yumusak
ve nehirler gibi
dur
durak bilmeyen sarkilar soylemeliyim
gitmek
nehirlerle yanyana
gitmek
nehirler gibi zor
nehirler gibi cetin
nehirler gibi umutlu
gitmek
nehirlerden de oteye
oraya
taaa oraya
o buyuk kurtulusa
yuregim
yarali kusum
topla ve ac kanatlarini
goruyorum ki, bir an once varmak istiyorsun oraya. gerginsin
kipir kipirsin, soluk solugasin, yay gibisin ey yolcu
coskunlugun ne guzel, ofken ne guzel
sana selam, sana saygi
ey yolcu
fakat dusundun mu yolunun uzunlugunu ?
neler var yolunun ustunde, dusundun mu?
kosar-adim asabilecekmisin su dagi, gecebilecek misin
bu hizla su beli, tirmanabilecek misin bu solukla su sirti ?
ovada dikenler yollara ucmustur, kuru dereleri seller basmistir,
kar yagmistir belki o tepelere ? boyle, ucar gibi gecip
gidebilecek misin oralardan, hemen varabilecek misin oraya ?
belki sirtlanlar ususmustur leslere, kuzgunlar tutmustur belki
yollari. belki silinmistir ayak izleri yolcularin.
butun bunlari dusundun mu ey yolcu ? cunku sen, ne ilk yolcususun
bu yolun, ne de son.
derim ki sana :
nehirler boyu git
nerelerde ve nicin durgundur nehirler,
nerelerde ve nicin hircindir nehirler,
nerelerde ve nicin mendereslidir,
nerelerde ve nicin caglayanli ve de cavlanlidir nehirler,
gozlerinle gor, duy kulaklarinla
gor ve duy ki, nasil varir nehirler denizlere
derim ki sana :
denize varmaktir amaci nehrin, denize varmak, ey yolcu
buyukse dag, asamiyorsa ustunden nehir, dolanir cevresini dagin.
buyukse kaya, sokup atamiyorsa nehir, birikip birikip taslar
ustunden, dolanir yanini yoresini. yokussa yolu, kosamiyorsa
menderesler cizer nehir. ucurum cikarsa onune, kapip birakir kendini
nehir, acar kanatlarini; varir varacagi yere, oraya denize
derim ki sana :
nehirler boyu git ve gor nehirlerin nasil yol aldiklarini
sen de bir nehirsin ey yolcu
senin de varmak istedigin bir yer var
gercekten varmak istiyorsan oraya, nehirlere iyi bak
engeller
nasil asilir, ogren nehirlerden
yari yolda yokolup gitmek degildir
amac, nehirler gibi akip, nehirler gibi ulasmaktir oraya
varmaktir oraya, ey yolcu
derim ki sana :
iyi oku yolunu, avucunun ici gibi bil
dizlerini, cigerlerini,
yuregini siki tut, iyi dengele
ovada kosar gibi vurma kendini
dik yokuslara
ucuruma atlar gibi bindirme kayalara
<< daha kos, daha kos >> diye alkis tutanlara kanip da, kesilip
kalma yari yolda
dipdiri varmalisin oraya
hiz kosusu degil bu,
ey yolcu, engelli kosudur bu
engelleri asa asa, gucunu koruya
koruya varmalisin oraya
cunku oraya varmaktir amacin, kosmak degil
bosuna sevmedim nehirleri
aktikca buyumesi bosuna degil
nehirlerin
akan buyur, ey yolcu
<< erisir menzil-i maksuduna aheste giden >> demiyorum ben sana,
<< tiz reftar olanin payine damen dolasir >> demiyorum. boyle
demiyor cunku nehirler. duracaksin, dolacaksin, atliyacaksin,
asacaksin, kosacaksin ve varacaksin oraya, diyor nehirler.
#yle diyorum ben de
beni dinle, beni anla ey yolcu
adim adim
kulac kulac
ilerliyor nehir
yoklayip
arastirarak
tartip
dengeliyerek
adim adim
pence pence
ilerliyor nehir
birdenbire kocbasi
birdenbire ipek bir carsaf
ve baliklar kurbagalar yosunlar
kopruler ve yoksul degirmenleri bozkirin
birdenbire bir ugultu
birdenbire bir kiyamet
bindirip
cekilerek
cekilip
toparlanarak
variyor cucelesip
devleserek
variyor
nehirlerce kahkalarla
sarkilar soylemeliyim
nehirler gibi uzun
nehirler gibi kollu
nehirler gibi hircin
ve yumusak
ve nehirler gibi
dur
durak bilmeyen sarkilar soylemeliyim
gitmek
nehirlerle yanyana
gitmek
nehirler gibi zor
nehirler gibi cetin
nehirler gibi umutlu
gitmek
nehirlerden de oteye
oraya
taaa oraya
o buyuk kurtulusa
yuregim
yarali kusum
topla ve ac kanatlarini
hasan huseyin korkmazgil siiri.
eylulun bulanik bir cay gibi ekime aktigi gundu
yine yasli degirmenler yine mazilar ciglik ciglik
yine bir aksamdi sivas carsisinda
yine aksam tasiyorlardi islak sivas carsisina kagnilar
sanki gulerken vurulmustuk sanki aksamdik
sanki bir savasertesiydi durup yaslandigimiz
ay altinda kerpic ve kul ve agit
namlular yilan sirti menevis
tren dudukleri yakin uzak yabanil
ben bu gozleri bir ali galipte gordum
kurtulusun bir sayfasinda
sinsi hain simarik ve daha
icimde sivas sabahlarinin o delikanli gerinisi
sirsiklamdik
ben bu gergin havalari her zaman sevdim
bu bir kurultay havasidir bir abdurrahman halayina
durustur bu
sigamadim gecelere
sigamadim turkulre
sigamadim kadin sesinde anadolu aksamlarina
onlar
o kaslari yikik
cakmaktasi gibi kuvayi milliyeciler
mustafa kemal safaginin kiyisinda oylece duruyorlar
yureklerinde katiksiz guvenleri
yalin yuzlerinde hakli ofkeleriyle
oylece duruyorlar
dimdik
ve apaydinlik
sigamadim topragimda kar akligina
sigamadim delikanli ickilere yaylamda
sigamadim nakislarla bogulan gozyaslarina
ben bu gergin havalari her zaman sevdim
bak yine barut gibiyim sanki kurultaydayim
sanki kulaklarimda somurge sinekleri
oysa sivas carsisindayim gozlerime yagmur yagiyor
namlular yilan sirti menevis.
sen bir huzzam makamindan aksama bakiyorsun
menekse gozlerinde uzak bir acinin ince bugusu
kul rengi bir tango seni uykulara cekiyor
ya bir roman kahramanisin ya da bir paris yolcusu
bu aksamlar hep boyledir karakus gibi iner yukarlardan
fabrikada sokakta perdeler arkasinda vurur insani
bu aksamlar hep boyledir, ben iste hep boyle goturulurum
beni heryerde gorursun adres kullanmiyorum
bayraklari severim, tutsakliga yumruk gibi savrulan
bayraklari
insanlari severim, haksizliga yumruk gibi sikilan insanlari
kotuler ali galipseler ben kuvayi milliyeciyim
yuregimde doludizgin bir kardeslik ozlemi
o safagin kiyisinda yine dimdik beklemekteyim
bir sivas sabahi var ki onu sonra gosterecegim.
eylulun bulanik bir cay gibi ekime aktigi gundu
yine yasli degirmenler yine mazilar ciglik ciglik
yine bir aksamdi sivas carsisinda
yine aksam tasiyorlardi islak sivas carsisina kagnilar
sanki gulerken vurulmustuk sanki aksamdik
sanki bir savasertesiydi durup yaslandigimiz
ay altinda kerpic ve kul ve agit
namlular yilan sirti menevis
tren dudukleri yakin uzak yabanil
ben bu gozleri bir ali galipte gordum
kurtulusun bir sayfasinda
sinsi hain simarik ve daha
icimde sivas sabahlarinin o delikanli gerinisi
sirsiklamdik
ben bu gergin havalari her zaman sevdim
bu bir kurultay havasidir bir abdurrahman halayina
durustur bu
sigamadim gecelere
sigamadim turkulre
sigamadim kadin sesinde anadolu aksamlarina
onlar
o kaslari yikik
cakmaktasi gibi kuvayi milliyeciler
mustafa kemal safaginin kiyisinda oylece duruyorlar
yureklerinde katiksiz guvenleri
yalin yuzlerinde hakli ofkeleriyle
oylece duruyorlar
dimdik
ve apaydinlik
sigamadim topragimda kar akligina
sigamadim delikanli ickilere yaylamda
sigamadim nakislarla bogulan gozyaslarina
ben bu gergin havalari her zaman sevdim
bak yine barut gibiyim sanki kurultaydayim
sanki kulaklarimda somurge sinekleri
oysa sivas carsisindayim gozlerime yagmur yagiyor
namlular yilan sirti menevis.
sen bir huzzam makamindan aksama bakiyorsun
menekse gozlerinde uzak bir acinin ince bugusu
kul rengi bir tango seni uykulara cekiyor
ya bir roman kahramanisin ya da bir paris yolcusu
bu aksamlar hep boyledir karakus gibi iner yukarlardan
fabrikada sokakta perdeler arkasinda vurur insani
bu aksamlar hep boyledir, ben iste hep boyle goturulurum
beni heryerde gorursun adres kullanmiyorum
bayraklari severim, tutsakliga yumruk gibi savrulan
bayraklari
insanlari severim, haksizliga yumruk gibi sikilan insanlari
kotuler ali galipseler ben kuvayi milliyeciyim
yuregimde doludizgin bir kardeslik ozlemi
o safagin kiyisinda yine dimdik beklemekteyim
bir sivas sabahi var ki onu sonra gosterecegim.
hasan huseyin korkmazgil siiri.
istanbul’da bir fabrika
fabrikayi ben koymadim oraya
ben diyorum ki size
istanbul’da bir fabrika
fabirkayi isciler calistirir
iscileri bir milyoner
ben diyorum ki size
fabrikayi isciler calistirir
grev gittikce buyuyor
grevi ben istemiyorum
ben diyorum ki size
grev gittikce buyuyor
bini bosaldikca biri doluyor
binini ben bosaltmiyorum
ben diyorum ki size
bini bosaldikca doluyor
bu duzen beyler duzeni
bu duzeni ben yapmadim
ben diyorum ki size
bu duzen beyler duzeni
ortalik gitgide karisiyor
ortaligi karistiran ben degilim
ben diyorum ki size
ortalik gitgide karisiyor
birgun kiyamet koparsa
kiyamet kopsun istemiyorum
ben diyorum ki size
birgun kiyamet koparsa
gencler kuytularda opusuyorlar
marulun vakti gecti
simdi karpuzlar kizaracak
ardindan findik fistik
ardindan ayva
ayvayi sarartan ben degilim
ben diyorum ki size
gencler kuytularda opusuyorlar
ayvanin vakti
istanbul’da bir fabrika
fabrikayi ben koymadim oraya
ben diyorum ki size
istanbul’da bir fabrika
fabirkayi isciler calistirir
iscileri bir milyoner
ben diyorum ki size
fabrikayi isciler calistirir
grev gittikce buyuyor
grevi ben istemiyorum
ben diyorum ki size
grev gittikce buyuyor
bini bosaldikca biri doluyor
binini ben bosaltmiyorum
ben diyorum ki size
bini bosaldikca doluyor
bu duzen beyler duzeni
bu duzeni ben yapmadim
ben diyorum ki size
bu duzen beyler duzeni
ortalik gitgide karisiyor
ortaligi karistiran ben degilim
ben diyorum ki size
ortalik gitgide karisiyor
birgun kiyamet koparsa
kiyamet kopsun istemiyorum
ben diyorum ki size
birgun kiyamet koparsa
gencler kuytularda opusuyorlar
marulun vakti gecti
simdi karpuzlar kizaracak
ardindan findik fistik
ardindan ayva
ayvayi sarartan ben degilim
ben diyorum ki size
gencler kuytularda opusuyorlar
ayvanin vakti
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?