günde ortalama beş kilo yaprak yiyen siyah dilli şirin hayvan.
tanriyi aramak
adamin biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasini görür. bir bakar ki 3 milyar küsur lira fatura. beyninden vurulmusa döner.hemen ayrintili fatura ister. fatura gelir. aranan bütün numaralar adamin arkadaslarina ve dostlarina aittir. adam "bu nasil olur? ödeyecegiz mecburen" der.. o sirada gözü papaganina takilir. bir an tereddüt eder. gece papagani gözlemeye karar verir. papagan kafesinden çikar ve telefonun basina gidip rehberi açar, adamin arkadaslarini tek tek arayip saatlerce konusmaya baslar. adam sinirden çildirmis bir sekilde papagani yakalar ve kanatlarindan duvara çiviler. papagan çarmiha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmistir. adam sinirle papagani azarlar; "bir hafta burada asili kal da aklin basina gelsin. çek bakalim cezani." adam gider. papagan bir bakar karsi duvarda çarmiha gerilmis isa durmakta. hemen muhabbet koyulur; "birader sen ne kadardir buradasin?" "2000 yildir buradayim" der isa. papagan hayretler içinde kalir; "ohaaaa! nereyi aradin lan öyle?"
adamin biri evine gelir ve posta kutusunda telefon faturasini görür. bir bakar ki 3 milyar küsur lira fatura. beyninden vurulmusa döner.hemen ayrintili fatura ister. fatura gelir. aranan bütün numaralar adamin arkadaslarina ve dostlarina aittir. adam "bu nasil olur? ödeyecegiz mecburen" der.. o sirada gözü papaganina takilir. bir an tereddüt eder. gece papagani gözlemeye karar verir. papagan kafesinden çikar ve telefonun basina gidip rehberi açar, adamin arkadaslarini tek tek arayip saatlerce konusmaya baslar. adam sinirden çildirmis bir sekilde papagani yakalar ve kanatlarindan duvara çiviler. papagan çarmiha gerilmis bir vaziyette duvarda asili kalmistir. adam sinirle papagani azarlar; "bir hafta burada asili kal da aklin basina gelsin. çek bakalim cezani." adam gider. papagan bir bakar karsi duvarda çarmiha gerilmis isa durmakta. hemen muhabbet koyulur; "birader sen ne kadardir buradasin?" "2000 yildir buradayim" der isa. papagan hayretler içinde kalir; "ohaaaa! nereyi aradin lan öyle?"
aşmış bir gruptur.. tangoyla harmanlanmış müzikleri hayatın her anı için mükemmel bir fon müziği oluşturabilir...
yorgun daha da kötüsü yıpratıcı bir günün sonunda şarap eşliğinde atlı karınca gibi birşey...
isimleri tango kelimesinin hecelerinin ters çavrilmesiyle oluşmuştur. tan-go go-tan
bunun nedeni ise; arjantinde bir kelimeyi argo haline getirmek için hecelerin yeri değiştirilmesiymiş...
yorgun daha da kötüsü yıpratıcı bir günün sonunda şarap eşliğinde atlı karınca gibi birşey...
isimleri tango kelimesinin hecelerinin ters çavrilmesiyle oluşmuştur. tan-go go-tan
bunun nedeni ise; arjantinde bir kelimeyi argo haline getirmek için hecelerin yeri değiştirilmesiymiş...
kosheenin süper bir şarkısı.
lyrics;
if you where, in my heart, i surrely, not break you
if you where beside me, and my love, would take you
i keep you, in savety, forever, protect you
i hide you, away from, the world you rejected, i hide you ...
i hide you...
if you where, in my heart, i surrely, not break you
if you where beside me, and my love, would take you
i keep you, in savety, forever, protect you
i hide you, away from, the world you rejected, i hide you
lyrics;
if you where, in my heart, i surrely, not break you
if you where beside me, and my love, would take you
i keep you, in savety, forever, protect you
i hide you, away from, the world you rejected, i hide you ...
i hide you...
if you where, in my heart, i surrely, not break you
if you where beside me, and my love, would take you
i keep you, in savety, forever, protect you
i hide you, away from, the world you rejected, i hide you
hide u adlı şarkılarıyla tanınıp sevilen bu şahane grubun solistinin adı sian evans’dır.
haklarında daha çok bilgi edinebilmek için;
http://www.kosheen.com
haklarında daha çok bilgi edinebilmek için;
http://www.kosheen.com
sozluk sana soyluyorum sevgilim sen anla
cinderella
sonuç ;
sozluk sana soyluyorum sevgilim sen anla cinderella
cinderella
sonuç ;
sozluk sana soyluyorum sevgilim sen anla cinderella
adamin küçük oglu sorar:babacigim "potansiyel" ile "fiili" arasindaki fark nedir?
babasi: anlatayim...
çocugun babasi karisina döner ve sorar: 1 milyon dolar verseler robert redford’la yatarmisin? karisi:tabii, sorulur mu! hayatta kaçirmam!
bunun üzerine adam kizina 1 milyon dolar karsiliginda brad pitt ile yatip yatmayacagini sorar.
kizi: -vay be! tabii ki! hep hayalini kurdugum sey! der.
daha sonra adam büyük ogluna dönerek:1 milyon dolar için tom cruise ile yatar misin, diye sorar.
büyük oglan:’evet! neden yatmayayim? düsünsene 1 milyon dolarla neler yapilmaz!bir saniye beklemem!’ der.
bunun üzerine babasi küçük ogluna döner ve:anladin mi oglum "potansiyel olarak" 3 milyon dolarin üzerinde oturuyoruz ama "fiili olarak" 2 orospu ve 1 ibne ile birlikte yasiyoruz...
babasi: anlatayim...
çocugun babasi karisina döner ve sorar: 1 milyon dolar verseler robert redford’la yatarmisin? karisi:tabii, sorulur mu! hayatta kaçirmam!
bunun üzerine adam kizina 1 milyon dolar karsiliginda brad pitt ile yatip yatmayacagini sorar.
kizi: -vay be! tabii ki! hep hayalini kurdugum sey! der.
daha sonra adam büyük ogluna dönerek:1 milyon dolar için tom cruise ile yatar misin, diye sorar.
büyük oglan:’evet! neden yatmayayim? düsünsene 1 milyon dolarla neler yapilmaz!bir saniye beklemem!’ der.
bunun üzerine babasi küçük ogluna döner ve:anladin mi oglum "potansiyel olarak" 3 milyon dolarin üzerinde oturuyoruz ama "fiili olarak" 2 orospu ve 1 ibne ile birlikte yasiyoruz...
zayıflığını korumak ya da daha da güzelleşmek uğruna anoreksia ya da bulimia nervosa gibi tedavisi zor yeme bozukluğu hastalıklarına kapılması muhtemel insan grubu.
#294558 okunduktan sonra denenmiş ve görülmüştür ki seni seviyorum yazmaktadır bu sayılar bütünü.
panik atak,depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk ve anksiyete tedavisinde kullanılan, etkinligini kullanimindan 3 hafta sonra gostermeye başlayan antidepresan türü. diğer bütün antideprasanlar gibi mutlaka doktor kontrolünde kullanılmalıdır.
istanbul üniversitesi felsefe bölümü’nde yaptığı dil, kültür ve ahlâk felsefesi çalışmalarıyla tanınan felsefecimiz bedia akarsu, 27 ocak 1921’de istanbul’da dünyaya geldi. çapa ilkokulu ve çapa ortaokulu’ndan sonra istiklâl lisesi’ni bitirdi. yükseköğrenimini 1943 yılında mezun olduğu istanbul üniversitesi felsefe bölümü’nde yaptı. aynı bölümde ernst von aster’in yönetiminde başladığı doktora çalışmalarını joachim ritter’in yanında “wilhelm von humboldt’da dil-kültür bağlantısı” konulu tezle tamamladı (1954). arnold gehlen ve hans freyer’in istanbul üniversitesi’nde verdiği bir dizi konferansı ve ritter’in derslerini türkçe’ye çevirdi.
1956-1958 yıllarında almanya’ya giderek heidelberg üniversitesi’nde gadamer’in fenomenoloji seminerlerine katıldı ve scheler üzerine araştırmalar yaptı. 1960 yılında "max scheler’de kişilik problemi" adlı çalışmasıyla doçent oldu. 1968’de felsefe tarihi kürsüsü’nde profesörlüğe yükseltildi. bölümde ahlâk felsefesi, çağdaş felsefe akımları, felsefe tarihi semineri gibi dersler verdi. felsefe bölümü başkanlığı yaptı. 1963-1983 yıllarında türk dil kurumu yönetim kurulu üyeliğinde bulundu ve felsefe terimlerinin türkçeleştirilmesi çalışmalarında macit gökberk’le birlikte etkin rol aldı. ardından 1984 yılında emekliye ayrıldı.
1988-1989’da çukurova üniversitesi eğitim fakültesi’nde felsefe grubu öğretmenliği bölümü’nün kurucusu olarak görev aldı. 1990-1996 yılları arasında ise istanbul üniversitesi atatürk enstitüsü’nde doktora dersleri verdi.
istanbul üniversitesi’nde takiyettin mengüşoğlu’nun başlattığı fenomenoloji ve felsefi antropoloji geleneği nermi uygur’la gelişirken, bedia akarsu ernst von aster’in de etkisiyle daha çok dil, kültür ve ahlâk felsefelerine eğildi. doktora çalışmasında gerek yöntem gerekse yaklaşım açısından hocası alman felsefe tarihçisi ritter’in oldukça etkisinde kaldı. öğrenciliği sırasında izlediği mengüşoğlu’nun felsefi antropoloji seminerleri ve daha sonra heidelberg üniversitesi’nde katıldığı gadamer’in fenomenoloji seminerleri ise onun scheler üzerine çalışmasını olumlu yönde etkilemiştir.
bedia akarsu’nun kant ahlâkına yönelmesiyle, 1933 üniversite reformu’ndan sonra türkiye’de egemen konuma gelen alman felsefe eğiliminin temelinde yer alan kant, mengüşoğlu’ndan sonra bir kez daha öne çıkmıştır. akarsu, “çağdaş felsefe akımları” adlı eserinde de daha çok alman felsefe akımlarını ve filozoflarını tanıtır.
eserleri: wilhelm von humboldt’da dil-kültür bağlantısı (1955), max scheler’de kişilik problemi (1962), modern toplumda kadın (1963), ahlâk öğretileri i: mutluluk ahlâkı (1963), ahlâk öğretileri ii: immanuel kant’ın ahlâk felsefesi (1968), çağdaş felsefe akımları (1979), atatürk devrimi ve yorumları (1969), felsefe terimleri sözlüğü (1979), çağdaş felsefe: kant’tan günümüze felsefe akımları (1987), alatürk devrimi ve temelleri (1995), max scheler felsefesi’nde kip kavramı ve insan-olma sorunu (1998), metafizik ve din üzerine görüşmeler (malebranche’tan çeviri, 1946). ayrıca makaleleri felsefe arşivi, felsefe tercümeleri dergisi, türk dili, arayış, gösteri, çağdaş eleştiri ve cogito gibi dergilerde yayımlanan akarsu’nun cumhuriyet gazetesinde de yazıları çıkmıştır.
yazarın kişisel görüşü; inanılmaz tatlı ve bilgili olan bu felsefeciyi keşke herkes tanıyabilse. çok kibar ve çok şirin olan bu kadın, eski öğrencileri tarafından da hep sevgiyle anılmaktadır. onların deyimiyle "hep öğrencisinin yanında yer alan, onları sonuna kadar savunan, dinleyen bir hocaydı."
1956-1958 yıllarında almanya’ya giderek heidelberg üniversitesi’nde gadamer’in fenomenoloji seminerlerine katıldı ve scheler üzerine araştırmalar yaptı. 1960 yılında "max scheler’de kişilik problemi" adlı çalışmasıyla doçent oldu. 1968’de felsefe tarihi kürsüsü’nde profesörlüğe yükseltildi. bölümde ahlâk felsefesi, çağdaş felsefe akımları, felsefe tarihi semineri gibi dersler verdi. felsefe bölümü başkanlığı yaptı. 1963-1983 yıllarında türk dil kurumu yönetim kurulu üyeliğinde bulundu ve felsefe terimlerinin türkçeleştirilmesi çalışmalarında macit gökberk’le birlikte etkin rol aldı. ardından 1984 yılında emekliye ayrıldı.
1988-1989’da çukurova üniversitesi eğitim fakültesi’nde felsefe grubu öğretmenliği bölümü’nün kurucusu olarak görev aldı. 1990-1996 yılları arasında ise istanbul üniversitesi atatürk enstitüsü’nde doktora dersleri verdi.
istanbul üniversitesi’nde takiyettin mengüşoğlu’nun başlattığı fenomenoloji ve felsefi antropoloji geleneği nermi uygur’la gelişirken, bedia akarsu ernst von aster’in de etkisiyle daha çok dil, kültür ve ahlâk felsefelerine eğildi. doktora çalışmasında gerek yöntem gerekse yaklaşım açısından hocası alman felsefe tarihçisi ritter’in oldukça etkisinde kaldı. öğrenciliği sırasında izlediği mengüşoğlu’nun felsefi antropoloji seminerleri ve daha sonra heidelberg üniversitesi’nde katıldığı gadamer’in fenomenoloji seminerleri ise onun scheler üzerine çalışmasını olumlu yönde etkilemiştir.
bedia akarsu’nun kant ahlâkına yönelmesiyle, 1933 üniversite reformu’ndan sonra türkiye’de egemen konuma gelen alman felsefe eğiliminin temelinde yer alan kant, mengüşoğlu’ndan sonra bir kez daha öne çıkmıştır. akarsu, “çağdaş felsefe akımları” adlı eserinde de daha çok alman felsefe akımlarını ve filozoflarını tanıtır.
eserleri: wilhelm von humboldt’da dil-kültür bağlantısı (1955), max scheler’de kişilik problemi (1962), modern toplumda kadın (1963), ahlâk öğretileri i: mutluluk ahlâkı (1963), ahlâk öğretileri ii: immanuel kant’ın ahlâk felsefesi (1968), çağdaş felsefe akımları (1979), atatürk devrimi ve yorumları (1969), felsefe terimleri sözlüğü (1979), çağdaş felsefe: kant’tan günümüze felsefe akımları (1987), alatürk devrimi ve temelleri (1995), max scheler felsefesi’nde kip kavramı ve insan-olma sorunu (1998), metafizik ve din üzerine görüşmeler (malebranche’tan çeviri, 1946). ayrıca makaleleri felsefe arşivi, felsefe tercümeleri dergisi, türk dili, arayış, gösteri, çağdaş eleştiri ve cogito gibi dergilerde yayımlanan akarsu’nun cumhuriyet gazetesinde de yazıları çıkmıştır.
yazarın kişisel görüşü; inanılmaz tatlı ve bilgili olan bu felsefeciyi keşke herkes tanıyabilse. çok kibar ve çok şirin olan bu kadın, eski öğrencileri tarafından da hep sevgiyle anılmaktadır. onların deyimiyle "hep öğrencisinin yanında yer alan, onları sonuna kadar savunan, dinleyen bir hocaydı."
#292066
çok merak ettim nedenini...
siteyi kapama nedenlerini copy paste etmenin neresi berbat bir anlasam...
çok merak ettim nedenini...
siteyi kapama nedenlerini copy paste etmenin neresi berbat bir anlasam...
tıklandığında
"kurdish security isimli pkklı orospu cocuklari sebebiyle site bir sure kapali kalacaktir. site en kısa sürede acılacaktır. elma sözlük pkk sempatizanı değildir, atatürk ün yolundan ilerler, ne olursa olsun bundan geri adım atmayacaktır! orospu çocuklarına pabuç bırakılmayacaktır! iletisim; [email protected]"
yazısı ile karşılaşılan sözlük...
"kurdish security isimli pkklı orospu cocuklari sebebiyle site bir sure kapali kalacaktir. site en kısa sürede acılacaktır. elma sözlük pkk sempatizanı değildir, atatürk ün yolundan ilerler, ne olursa olsun bundan geri adım atmayacaktır! orospu çocuklarına pabuç bırakılmayacaktır! iletisim; [email protected]"
yazısı ile karşılaşılan sözlük...
doğaüstü görüşleri savunduğu için ve toplumsal adaletsizliği arttırdığı için hristiyanlığa karşı olan ve dinsel-siyasal baskıların uygarlığa zarar verdiğini savunan adam. aydınlanma çağını özetleyen adam olarak tanınmaktadır.
iklimleri bilimsel olarak değilde; sıcak, soğuk, ılıman diye ayıran ve iklimlerin insanların davranış biçimlerini etkilediğini söyleyen sosyolog, yazar, siyaset felsefecisi ve hukukçu.
ona göre; sıcak iklim insanları zevk düşkünüdür ve ılıman iklimlerde bu düşkünlük daha alt seviyelere düşmektedir.
ona göre; sıcak iklim insanları zevk düşkünüdür ve ılıman iklimlerde bu düşkünlük daha alt seviyelere düşmektedir.
kusursuz hatta büyüleyici bulup defalarca dinleyip bıkamadığım şarkı, elimde değil!
hele sözleri...
bir senin gozler beni anlar, elimde degil...
ne simdi ne sonra ne bosluklar umrumda degil
hele sözleri...
bir senin gozler beni anlar, elimde degil...
ne simdi ne sonra ne bosluklar umrumda degil
son derece zeki bir manken. mesela en son bugün gazetelere çıktı, saçlarını topuz yapınca kepçe kulakları pek bir ortaya çıktığı için kulaklarını kafasına japon yapıştırıcı ile yapıştırıp hastanelik olmuş.
olaylarla ilgili yorumu "kepçe kulaklarımdan rahatsız olduğum için bunu hep yaparım. bu sefer yapıştırıcının üstüne saç spreyi de sıktım. yapmamam gerikirdi" şeklinde olan manken insana söyleyecek başka söz bırakmıyor sanki...
haberin detayları için:
http://www.gecce.com/pages/haber_detay.asp?haber=60632
olaylarla ilgili yorumu "kepçe kulaklarımdan rahatsız olduğum için bunu hep yaparım. bu sefer yapıştırıcının üstüne saç spreyi de sıktım. yapmamam gerikirdi" şeklinde olan manken insana söyleyecek başka söz bırakmıyor sanki...
haberin detayları için:
http://www.gecce.com/pages/haber_detay.asp?haber=60632
hayatınızla hiçbir paralellik taşımasa da içinizi acıtabilen şarkı.
bu büyülü sözleri yazanın ercan saatçi olduğuna inanası gelmiyor insanın...
bu büyülü sözleri yazanın ercan saatçi olduğuna inanası gelmiyor insanın...
adalet ağaoğlu’nun bir romanı.
arka kapak yazısından alıntı:
iç sesleri çoğalta çoğalta yaşanır (mı?) aşk; ten ürpermesi, göz kararması, iç dinginliği; iki kişiyi sarıp sarmalarken ruh üşümesi...
"ne acı ne tatlı; ne sıcak ne soğuk; ne ıssızlık ne de başka bir şey. sol eldeki çatalın küçük bir tık sesiyle tabağın kıyısına bırakılışını izleyen büyük sessizlik. içe çekiliş. içte çırpınan küçük kız yüreği: onu tanımıyorum, hayır, tanıyorum onu. şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum, ama tanıyorum! bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, yanılmış olmak istemiyorum. tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o; bilmelisiniz!
arka kapak yazısından alıntı:
iç sesleri çoğalta çoğalta yaşanır (mı?) aşk; ten ürpermesi, göz kararması, iç dinginliği; iki kişiyi sarıp sarmalarken ruh üşümesi...
"ne acı ne tatlı; ne sıcak ne soğuk; ne ıssızlık ne de başka bir şey. sol eldeki çatalın küçük bir tık sesiyle tabağın kıyısına bırakılışını izleyen büyük sessizlik. içe çekiliş. içte çırpınan küçük kız yüreği: onu tanımıyorum, hayır, tanıyorum onu. şimdi kaç yaşında, nerede bilemiyorum, ama tanıyorum! bana yanıldığımı söylemeyin öğretmenim, yanılmış olmak istemiyorum. tenimden içeri, hiçbir yanımı dağıtıp yırtmadan sızabilecek kimse o; bilmelisiniz!
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?