bok bocegi

bir solukta okunan, her alındığında keşke haftalık çıksa lan dedirten, takip edilesi, örneğine az rastlanır yayınlardan..

sözlükte bugüne kadar başlatılmış en süper düper kampanya.. kim butonu bilgilerine ekleme yapılarak da uygulanabilir.. cinsiyet, medeni hal, memleket, yaş, eğitim durumu, vücut ölçüleri, boy, kilo, saç rengi, göz rengi, ten rengi, hobileri, fobileri gibi seçenekler eklensin, gençler kaynaşsın.. hatta herkes bir mayolu boy, bir de portre fotoğrafını eklesin..

açın gençlerin önünü durduramazsınız!

(bkz: bütün orospu çocukları şirindir)

(bkz: anne ile diyaloglar)

bu durumu tanımlayabilecek en güzel kelime "saygısızlık" olur kanımca.. durduk yere, sırf eğlence olsun diye birine sataşmak zaten başlı başına kocaman bir saygısızlıkken, bir de bunu başka insanlarla paylaşılan ortamlarda yapanlar vardır.. bencilce ve çocukça hareket ederek bu eylemi gerçekleştiren şahıs, aynı ortamı paylaştığı başka insanların da tadını kaçırır, böylece onlara da saygısızlık etmiş olur.. ama genellikle ergenlikte yapılır böyle şeyler, ergenlikten çıkabilmeyi başarmış insanlarda pek gözlenmez.. lisede çok olurdu örneğin.. birkaç kişi bir araya gelir, birini hedef seçer, ben şuna kıl oldum hadi sataşalım derler, karşı taraf da cevap verir.. böylece olay sidik yarıştırmaya döner.. bir süre sonra da zaten yeterince düşük olan seviye tamamen kaybolur.. boş işlerdir ama bunlar, vakit kaybıdır.. lise yıllarının saçmasapan anılarının içine yerleştirilmeli ve orda unutulmalıdır..

ve bir rte özlü sözü: elhamdulillah şeriatçıyız

sinavdan hemen sonra tüm çalışılanları unutmakla sonuçlanabilir.. zira o kadar kısa sürede bir şey öğrenilmez ancak ezberlenir..

(bkz: ben bu kardeşi sevmedim siktirsin gitsin)

senelerce gittiği okullarda doğru düzgün bir halt öğrenemeyen, eğitim sisteminin düşündürmeden ezberletmesinden sıkılan, ilköğretimdeyse lgs, lisedeyse öss, üniversiteyse mezuniyet sonrası iş bulma kaygıları yüzünden kafayı yeme noktasına gelen şahsın imdat çağrısı..

sözlükte de rastladığıma çok sevindiğim, ilk kez lisede okuduğum, sonra her "pıt pıt"ta tekrar tekrar okuduğum muhteşem öykü.. insanın yanıbaşındaki masalları ancak bittiğinde farketmesinin acısını taa yüreğine oturtuyor insanın.. "bir varmıştı, şimdi bir yokmuş.."

şu sıralar 4 kişilik bir ekiple pişti formatında bir program yapan ve bu programın önceki haftalardan birinde canlı yayınlanan bir bölümünde, bir tavşanın ölümüne sebep olan şahıs.. programda sanıyorum ki hokkabaz filmine laf atmak amacıyla bu dörtlü sırayla küçük numaralar yapmaya çalıştı.. biri gazeteden para yapıyor, seray sever bir köşede kırıtıyor vs.. neyse sıra savaş ay’a geldi.. kendisi önemli adam ya yapacağı numaranın da şöyle şekilli, afilli bir şey olması gerek tabi.. bir şapka çıkardı, boş olduğunu gösterdikten sonra da şapkanın içini yaktı.. daha sonra da ateşi söndürüp şapkadan bir tavşan çıkardı.. şapkadan çıkan küçücük tavşan önce korkudan masaya işedi, sonra da öldü.. savaş ay masanın üzerine bıraktığında tavşanın ölü olduğu kolayca anlaşılıyordu ve savaş ay gecenin asıl büyük numarasını yaparak ölü tavşanı çabucak şapkanın içine tıkıştırıp, yok etti.. konu da hemen kapatıldı..

#193513

ilk gördüğümde çok gülmüştüm, hala ne zaman rastlasam gülüyorum..

ilkokul yıllarında yedikten sonra kızlar asla paketini çöpe atmazdı bu meretin.. önce üstünde çikolata kalmışsa temizler, sonra kalemle folyoda hiçbir kırışıklık kalmayıncaya kadar düzeltirlerdi.. onlar bu eylemi gerçekleştirene kadar götün biri -ki bunlar genelde haşarı erkek çocukları olurdu- paketi ellerinden alıp, buruşturmak suretiyle çöpe atmazsa, çeşitli renkleri bulunan bu folyolar kızlar tarafından özenle defter arasında saklanırdı..

"ah abazanlık ah, sen insanı ne hallere sokuyorsun" diye buruk bir gülümsemeyle okuduğum haberimsi başlık.. bu örgütlenmeye destek veren tüm erkeklere şemsiyeleriyle mutluluklar dileyerek, hazır şemsiyelerle yakın münasebet içindeyken şu göte giren şemsiye acilmaz iddiasinin dogrulugunu test etmelerini rica ediyorum..

pazar günlerinin tatil günü olması sebebiyle pek çok kişinin geç kalkıyor olması, buna rağmen pazartesi sabahı işi gücü olanların kargalar kahvaltı ederken uyanmasıyla oluşan kıl durum.. pazar günü uyanık geçirilen saatler pazartesiye kıyasla gerçekten de çoğu zaman daha azdır.. ayrıca hemen herkesin tecrübe etmiş olabileceği üzere insan sevdiği bir şeyler yaparken su gibi akıp geçen zaman derslerde ya da iş yerinde geçmek bilmez bir türlü..

sözlükte kimi zaman rastlanan entry girmek yerine bkz’la dert anlatmak hadisesinin sonucu olabilecek eylem.. sözlükteki tüm bkz’lar yalnızca başlıkla alakalı diğer başlıklara yönlendirmek amacıyla veriliyor olsaydı anlamsız olabilirdi belki lakin pek çok kişi başlıkla ilgili yazmak istediklerini formata uygun cümlelere dökemeyince bkz’lara başvurmaktadır, bu durumda da bkz’lar pek ala oylanabilir hale gelmektedir.. aynı şekilde bkz’lara muhteşem oyu da verilemktedir sözlük içerisinde.. her iki durumda da ortada garipsenmesi gereken bir şey yoktur..

yıllardır ülkemizde kadınlara, ufacık yaşta kız çocuklarına tecavüz ediliyor, hemen her gün bunlarla ilgili haberler görüyoruz çevremizde, hiçbirinde bu kadar sinirlenmiyoruz.. nedir bu sefer durumu çok daha kötü yapan, yalnızca çocuğun yaşının çok küçük olması mı? tecavüze uğrayan kişinin yaşınin büyük olmasi tecavüzü daha meşru kılabilir mi? ama o çocuk 7 yaşındaymış bu daha küçük, o yüzden bu çocuğun tecavüzcüleri daha fazla mı onursuz, daha fazla mı suçlu?

aslında bu olayın bu kadar ses getirmesinin nedeni bunların daha suçlu olmasında ya da daha şerefsiz olmasında değil elbette ki.. tecavüze uğrama riskinin ne kadar küçük yaşlara indiğini gösterdiği için bu kadar etkiledi bu haber ama yine de hiçbir şey değişmeyecek.. bir süre daha gider bu haber böyle, herkes söver, sayar, asmaktan kesmekten bahseder, sonra yavaş yavaş unuturuz, yeni ve sarsıcı bir tecavüz haberine kadar.. yavaş yavaş alışır hale geliyoruz zaten.. bugüne kadar bu haber gibi nicelerini okuduk biz, hepsini de unuttuk gitti.. tepki koyulmaya başlanılmadığı sürece, 17 aylıktan daha büyük kadınların ve kız çocuklarının tecavüz haberleri daha az önemsendiği sürece, oturduğumuz yerden sadece küfrettiğimiz sürece hiçbir şey değişmeyecek..

şaşıracağız, kızacağız, söveceğiz, sonra yavaş yavaş unutacağız..

odtü içerisinde abazan yurt olarak nam salmış yurttur.. bu namın gerekçesiyle ilgili pek çok efsane vardır.. birini paylaşalım hemen:

vakt-i zamanında sekizinci yurudn hemen arkasında kalan açık havuzun tanıtım amaçlı fotoğrafları çekilmekteymiş.. çekim tamamlandıktan sonra fotoğraflara bakıldığında fotoğrafların birinde fonda sekizinci yurt da gözüküyormuş.. üstelik fotoğraf karesine giren odaların camlarından birinde elinde dürbünle havuzu ve havuzda güneşlenen hatunları gözetlemekte olan bir röntgenci varmış vs vs.. bu ve bunun gibi pek çok efsaneyle beraber bugün sekizinci yurt, nedeni niçini pek de sorgulanmadan odtünün abazan yurdu olarak kabul görmüştür ve içerisinde kalanların çoğu bu durumu benimsemiş, rahatsızlık duymayacak hale gelmişlerdir..

(bkz: odtü sekizinci yurt)

altında eylemin yanlış olduğunu ve asla yapılmaması gerektiğini anlatan entryler gördüğüme şaşırdığım başlık.. zira geçmişten günümüze en iğrenilen entryler bölümüne bir göz atıldığında fikirlere pekala da eksi oy verilebildiğini görüyoruz.. hayır madem yanlış bir eylemdir bu peki tasar’ın #202804 nolu fikir içeren entrysine 78 tane berbat oyunu kim verdi? ya da cenabet papaz’ın #117633 nolu entrysi niye en iğrenilenlerden biri?

(bkz: bu ne perhiz ne lahana turşusu)