özürdiliyorum.com gibi siteler kuran modelleri de vardı bunların.
bir siteye gir tıkla: "atamseniseviyorum.com" "süheylasanabayılıyorum.com" "ahmet
abiborcununezamanvercenlan.com" şeklinde dileğini isteğini belirt. en çok tıklanan birinci olsun. sen de meseleni çöz.
bir karikatürden:
(kadınlar evde toplanmış çay içmekteler. evin annesi konuşuyor. kız da çay servisi yapmakta)
-ay kızım diye demiyorum ne doktorlar ne mühendisler istedi de biz vermedik!
+(kızın düşünce balonu) merak etme anne ben hepsine verdim?!!
(kadınlar evde toplanmış çay içmekteler. evin annesi konuşuyor. kız da çay servisi yapmakta)
-ay kızım diye demiyorum ne doktorlar ne mühendisler istedi de biz vermedik!
+(kızın düşünce balonu) merak etme anne ben hepsine verdim?!!
iki çıplak bir sözlüğe yakışır dedirten bilgiç.
geceleri belleri ağrıyan yazarlar için açılır kapanır kanepe alması ve yazarların ayak uçlu-baş uçlu olsa da nöbetleşe uyumalarını sağlayarak daha insanca çalışma ortamı sağlaması gereken ortam.
oylama yapalım kaç erkek "uzun boylu, çok güzel, uzun sarı saçlı, masmavi iri gözleri ve mavi elbisesiyle muhteşem bir kadın" olan ilk kadını kaç erkek de yakasında gül olan "kısa boylu, şişman sayılacak kiloda, gri kısa saçlı, tozlu uzun pardösülü ve kalın bilekli" kadını seçerdi dedirten başlık.
1. bir gece öncesinden nasıl olsa dişlerimi fırçalarım diye sarımsak/soğan/pastırma yemeyin.
2. sonraki buluşmalarda sevgilinizle tanıştırma olasılığınız yüksek olan en yakın erkek arkadaşınızla aynı parfümü kullanmayın.
3. gidilecek yer seçimini yapmak ve mekanlardan tereddütsüz içeri dalın.
4. üstüste iki gün üç gün vs buluşabiliyorsanız sakın aynı şeyleri iki gün arka arkaya giymeyin. sandığınızın aksine biz huyunuza suyunuza da bakarız tamam ama kişinin kendine özenine ve bunun aslında karşındakine bir özen olduğuna daha çok inanırız. sizinle buluşmadan önce tüm gardobunu dökmüş ve 546 çift ayakkabıya 85 adet çantayı eşleştirmeye çalışmış hatunun karşısına bir gün önce giydiğiniz tişörtle çıktığınızdaki hayal kırıklığını tahmin bile edemezsiniz.
5. eğer siz beğenmediyseniz karşınızdakinin üstündekileri ki bu da çok sık rastlanır bir durumdur; hemen anında tepki vermeyin. ufak ufak belirtin renginden, kısa/uzunluğundan, dar/bolluğundan dem vurarak yormadan yapın. ani verilen tepkiler hatunlarda kaplumbağa gibi kabuğuna çekilme sendromuna yol açar.
6. ayakkabılar! kotun altına nolur sivri burunlu taba rengi kösele ayakkabı giymeyin! kemerinizle aynı renk olsa da! spor ayakkabı giyin, sandalet giyin hatta terlik giyin-parmak arası değil- ama ötekinden asla! bir de önden ütü izi olan kot pantolon! dehşete düşürmeyin kızcağızları!
7. ellerinize de bakın arada. bir nivea krem 3-5 ytl dir ve her yerde bulunur. öyle prezervatif alır gibi de utanmaya gerek yok gayet ‘anneme alıyorum’ diyebilirsiniz. hem karşınızdakine ilk dokunduğunuz yeriniz eliniz ve onun elidir unutmayın! siz de törpü gibi bir ten, içi kirli kırık tırnaklar ve çıkası gelmiş ojelerle karşılaşsanız eminim ‘bırak üstü kalsın’ dersiniz!
8. roll-on kullanın. çeşit çeşit modellerinden biri size uymalı. tavsiyem sıvı görünümlüler siyahlarda fazla leke bırakmıyor. bir de gömlek/bluzu giydikten sonra sürerseniz leke yapma ihtimali kalkar. duş aldıktan sonra aynı tazelikle devam edersiniz. sadece boynunuza sıkılmış bir parfüm genelde günü kurtarmaz. ha bir de roll-on kullanmak için bölgeyi sıklıkla traş etmeniz gerekir. sizin için parfüm reklamlarına baktım değil koltukaltında vücutlarında tek bir tüy göremedim modellerin!
9. cüzdan kullanın. koyacak para mı var ki demeyin! öğrenci de olsanız iş adamı da para ve kartlar derli toplu nizamlı durmalı. garson hesabı getirdiğinde öyle bir ayağınızı oturduğunuz yerden ileri uzatarak para çıkarmaya çalışıp kendinizi saçma şekillere sokmayın. portakallı ördek bile yemiş olsanız mavi pazarcı önlüğünden para üstü çıkarır gibi ödenmiş bir hesap olayı berbat edebilir. oturma kalkma adabı olsun iki lahmacun bir ayran olsun, bizim olsun!
10. son olarak hemcinslerime sesleniyorum! yayın akışındaki bu düzeltmelerden sonra karşınızdakinin rating alamaması için sizin tam bi patates olmanız lazım. ‘let s give peace a chance’ yani artık daha ne diyim!
2. sonraki buluşmalarda sevgilinizle tanıştırma olasılığınız yüksek olan en yakın erkek arkadaşınızla aynı parfümü kullanmayın.
3. gidilecek yer seçimini yapmak ve mekanlardan tereddütsüz içeri dalın.
4. üstüste iki gün üç gün vs buluşabiliyorsanız sakın aynı şeyleri iki gün arka arkaya giymeyin. sandığınızın aksine biz huyunuza suyunuza da bakarız tamam ama kişinin kendine özenine ve bunun aslında karşındakine bir özen olduğuna daha çok inanırız. sizinle buluşmadan önce tüm gardobunu dökmüş ve 546 çift ayakkabıya 85 adet çantayı eşleştirmeye çalışmış hatunun karşısına bir gün önce giydiğiniz tişörtle çıktığınızdaki hayal kırıklığını tahmin bile edemezsiniz.
5. eğer siz beğenmediyseniz karşınızdakinin üstündekileri ki bu da çok sık rastlanır bir durumdur; hemen anında tepki vermeyin. ufak ufak belirtin renginden, kısa/uzunluğundan, dar/bolluğundan dem vurarak yormadan yapın. ani verilen tepkiler hatunlarda kaplumbağa gibi kabuğuna çekilme sendromuna yol açar.
6. ayakkabılar! kotun altına nolur sivri burunlu taba rengi kösele ayakkabı giymeyin! kemerinizle aynı renk olsa da! spor ayakkabı giyin, sandalet giyin hatta terlik giyin-parmak arası değil- ama ötekinden asla! bir de önden ütü izi olan kot pantolon! dehşete düşürmeyin kızcağızları!
7. ellerinize de bakın arada. bir nivea krem 3-5 ytl dir ve her yerde bulunur. öyle prezervatif alır gibi de utanmaya gerek yok gayet ‘anneme alıyorum’ diyebilirsiniz. hem karşınızdakine ilk dokunduğunuz yeriniz eliniz ve onun elidir unutmayın! siz de törpü gibi bir ten, içi kirli kırık tırnaklar ve çıkası gelmiş ojelerle karşılaşsanız eminim ‘bırak üstü kalsın’ dersiniz!
8. roll-on kullanın. çeşit çeşit modellerinden biri size uymalı. tavsiyem sıvı görünümlüler siyahlarda fazla leke bırakmıyor. bir de gömlek/bluzu giydikten sonra sürerseniz leke yapma ihtimali kalkar. duş aldıktan sonra aynı tazelikle devam edersiniz. sadece boynunuza sıkılmış bir parfüm genelde günü kurtarmaz. ha bir de roll-on kullanmak için bölgeyi sıklıkla traş etmeniz gerekir. sizin için parfüm reklamlarına baktım değil koltukaltında vücutlarında tek bir tüy göremedim modellerin!
9. cüzdan kullanın. koyacak para mı var ki demeyin! öğrenci de olsanız iş adamı da para ve kartlar derli toplu nizamlı durmalı. garson hesabı getirdiğinde öyle bir ayağınızı oturduğunuz yerden ileri uzatarak para çıkarmaya çalışıp kendinizi saçma şekillere sokmayın. portakallı ördek bile yemiş olsanız mavi pazarcı önlüğünden para üstü çıkarır gibi ödenmiş bir hesap olayı berbat edebilir. oturma kalkma adabı olsun iki lahmacun bir ayran olsun, bizim olsun!
10. son olarak hemcinslerime sesleniyorum! yayın akışındaki bu düzeltmelerden sonra karşınızdakinin rating alamaması için sizin tam bi patates olmanız lazım. ‘let s give peace a chance’ yani artık daha ne diyim!
magazin sayfası gündemden daha baskındı diye bir bakayım dediğimde sol frame i porno içerikli başlıklarla doldurmamı sağlayan kelebek ekinin sahibi gazetedir. acilen kınanası ve soğunası gazetedir.
avrupa cinsel özgüven anketi’nin sonuçlarına göre, türkiye’de yetişkinlerin yüzde 97’si iyi bir cinsel yaşam için erkeğin “cinsel açıdan özgüvenli olması” , yüzde 93 ise sert bir ereksiyon gerçekleştirip sürdürmesi gerektiğine inandığı için mutluluğun sırrını erkek cinsine yükleyen olgu.
(bkz: her beş kadından biri daha sert ereksiyon istiyor)
(bkz: her beş kadından biri daha sert ereksiyon istiyor)
lindsay lohan ın 90lı yıllarda büyük aşk yaşamış johnny depp in kate moss la verdiği bir pozdan esinlenerek bir erkek ve bir kadın mankenle verdiği pozlara dair verilen haberin başlığı.
fotoğrafları çeken yu tsai new york posta verdiği demeçte "üçü de son derece şehvetli ve kışkırtıcı pozlar verdi. ama lindsay çekim yapılırken bu pozların herhangi bir sansasyon yaratmak amacıyla çekilmediğini sanatsal bir çalışma olduğunu biliyordu" diye konuştu.
http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=29592&p=1&rid=2369
fotoğrafları çeken yu tsai new york posta verdiği demeçte "üçü de son derece şehvetli ve kışkırtıcı pozlar verdi. ama lindsay çekim yapılırken bu pozların herhangi bir sansasyon yaratmak amacıyla çekilmediğini sanatsal bir çalışma olduğunu biliyordu" diye konuştu.
http://kelebekgaleri.hurriyet.com.tr/galeridetay.aspx?cid=29592&p=1&rid=2369
+kamil olm yine mi masa başında uyuyon lan?
-abi naapıyım bi karı gördüm nette. her gece sevişmeden uyumayalım diye şarkı söylüyo.
-söylüyo da sana mı söylüyo lan hıyar? allam yaaa!
+abi ne biliyim ben de asılıom anasını satayım çok güzel diyo ama ya.
-kamil ebeni zikeyim senin emi.
-abi naapıyım bi karı gördüm nette. her gece sevişmeden uyumayalım diye şarkı söylüyo.
-söylüyo da sana mı söylüyo lan hıyar? allam yaaa!
+abi ne biliyim ben de asılıom anasını satayım çok güzel diyo ama ya.
-kamil ebeni zikeyim senin emi.
bu anı bekledim sözlük dedirten başlıktır.
sabaha kadar seksek oynamakyazmak isteyen bilgicin klavye başında son dokuz harfi yazamadan uyuyakalması sonucu oluşmuş başlık.
sayın rhianna nın yaklaşan yılbaşı akşamında yemek yedikten sonra ne yapmak istediğini belirten cümle.
ağzından damlayacak salyalar için maske, klavyesinden sıçrayacak kötü sözler için de klavye poşeti takması zorunluluğu getirilmesi gereken kişidir.
karanlık ara sokaklarında her an öldürülme ve oranızın buranızın parçalanarak çöp konteynırlarında bulunma tehdidi/ihtimali ile gezdiğiniz şehir.
şöyle ki:
cinayetin işlendiği tüm mahallerde parmak ve ayak izlerimiz mevcut. kaçışımız yok. çok parçalı bir cinayet bu. katil maktulü parçalara ayırarak şehrin bazı noktalarına yerleştirmiş. tıpkı bir açık hava müzesi gibi.
bacaklarından biri bir kıtaya diğeri bir kıtaya bırakılmıştı. iki kıtayı birbirine bağlayan bacakların arasından her gün gelip geçen insan sayısını hesap etmek mümkün değildi.
gözleri altınokta körler derneğinin bahçesinden çıktı. son bir bakış bağışlamıştı gözleri. gördüklerini göremeyenlerin gözünde canlandırarak .
elleri şehrin en ünlü parkında bulundu. ulu bir ağacın dalında asılıydı. saydılar. tam yüzbiniki eli olmuştu ağacın artık.
kulakları bir tepede bulundu. madem şehri dinlemek için gözlere ihtiyaç yoktu. kulaklar şehri son kez duydu. onca ses içinde kulağını dolduran sevişen bir çiftin senkronize soluğuydu.
saçları şehrin en uzun caddesi boyunca uzanırken bulundu. upuzun kıvrımların sonundaki yılanbaşları kendisine bakanları değil bakamayanları taşa çevirmişti. bilinen tüm dillerde dualar yazılıydı saçucunda. ama hiçbiri kabul olmamıştı.
ağzı yuttuğu tüm günahları kusmuş olarak bir nehir kenarında bulundu. nehir ondan oluşmuştu. o nehirden kurtulmuştu.
burnu bir köpek barınağından çıktı. aldığı tüm kokuları köpeklere dağıttı. dört bir yana dağılan köpeklerin ulumaları insanlık suçları için birer ağıttı.
göğüsleri iki ayrı tepede birbirini görmeden yıllarca durdukları gibi duruyorlardı. acemice başkaldıran. gökyüzüne uzanan. ne olursa olsun başını daima dik tutan. iki ayrı tepede.
gövdesi evimde bulundu. yatağımın üzerinde. yerde kırmızı stilettolar. kandan daha kırmızılar. cinayet masası dedektifine içki ikram edemeyiz. görev başında yasaktır. zaten evdeki tüm içkiler bitmiş. vodka kalmış. onu da ben içemem (hala).
maktulün parçalarının üzerinde mor çiçekli elbise mi vardı diyorum. şaşırmadan bakıyor bana dedektif. tamam diyorum. son durak. tutuklayıp gidin beynimden. size ayrılmış sürenin sonuna geldiniz. metrobüs gibi yol falan ayıramadık. trafiğe kalacaksınız. karşıdan karşıya geçerken önce bana sonra yine bana bakınız. çünkü bacaklarımdan biri bir kıyıda. diğeri öbür.
fail "failed". meçhul meşhur oldu. bir insanlık suçu daha tek bir insanın başına yıkıldı. hitlerle aynı kefene koyun beni.
bir şey daha var. tutuklamadan önce parçalarımı birleştirmeyi ve televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız.
diiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiit.
şöyle ki:
cinayetin işlendiği tüm mahallerde parmak ve ayak izlerimiz mevcut. kaçışımız yok. çok parçalı bir cinayet bu. katil maktulü parçalara ayırarak şehrin bazı noktalarına yerleştirmiş. tıpkı bir açık hava müzesi gibi.
bacaklarından biri bir kıtaya diğeri bir kıtaya bırakılmıştı. iki kıtayı birbirine bağlayan bacakların arasından her gün gelip geçen insan sayısını hesap etmek mümkün değildi.
gözleri altınokta körler derneğinin bahçesinden çıktı. son bir bakış bağışlamıştı gözleri. gördüklerini göremeyenlerin gözünde canlandırarak .
elleri şehrin en ünlü parkında bulundu. ulu bir ağacın dalında asılıydı. saydılar. tam yüzbiniki eli olmuştu ağacın artık.
kulakları bir tepede bulundu. madem şehri dinlemek için gözlere ihtiyaç yoktu. kulaklar şehri son kez duydu. onca ses içinde kulağını dolduran sevişen bir çiftin senkronize soluğuydu.
saçları şehrin en uzun caddesi boyunca uzanırken bulundu. upuzun kıvrımların sonundaki yılanbaşları kendisine bakanları değil bakamayanları taşa çevirmişti. bilinen tüm dillerde dualar yazılıydı saçucunda. ama hiçbiri kabul olmamıştı.
ağzı yuttuğu tüm günahları kusmuş olarak bir nehir kenarında bulundu. nehir ondan oluşmuştu. o nehirden kurtulmuştu.
burnu bir köpek barınağından çıktı. aldığı tüm kokuları köpeklere dağıttı. dört bir yana dağılan köpeklerin ulumaları insanlık suçları için birer ağıttı.
göğüsleri iki ayrı tepede birbirini görmeden yıllarca durdukları gibi duruyorlardı. acemice başkaldıran. gökyüzüne uzanan. ne olursa olsun başını daima dik tutan. iki ayrı tepede.
gövdesi evimde bulundu. yatağımın üzerinde. yerde kırmızı stilettolar. kandan daha kırmızılar. cinayet masası dedektifine içki ikram edemeyiz. görev başında yasaktır. zaten evdeki tüm içkiler bitmiş. vodka kalmış. onu da ben içemem (hala).
maktulün parçalarının üzerinde mor çiçekli elbise mi vardı diyorum. şaşırmadan bakıyor bana dedektif. tamam diyorum. son durak. tutuklayıp gidin beynimden. size ayrılmış sürenin sonuna geldiniz. metrobüs gibi yol falan ayıramadık. trafiğe kalacaksınız. karşıdan karşıya geçerken önce bana sonra yine bana bakınız. çünkü bacaklarımdan biri bir kıyıda. diğeri öbür.
fail "failed". meçhul meşhur oldu. bir insanlık suçu daha tek bir insanın başına yıkıldı. hitlerle aynı kefene koyun beni.
bir şey daha var. tutuklamadan önce parçalarımı birleştirmeyi ve televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız.
diiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiit.
hareketli melodisi nedeniyle 2009 yazında epeyce bir dinlenmiş özgün şarkısının nakaratının üçüncü satırı.
sözlükten soğuduktan sonra stp haline gelinmesi ve du bakıyım porno aleminde ne oluyor acaba diyip bu sitelerde bilgi sözlük ün reklamına rastlanınca akıl atılmasına sebep olan işlem.
enrty lerinin sonunda nokta olmamasından mütevellit yeni bir klavye hediye etmem gerektiğini düşündüğüm bilgiç.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?