confessions

alacakarga

- Yazar -

  1. toplam entry 210
  2. takipçi 1
  3. puan 47957

barışarock 2007

alacakarga
ayaginda converselerle "bush teroristtir, biz de anti kapitalistiz" diye sloganlar atan, "zipla zipla ziplamayan bushtur" diye bagiran, "hepimiz escinsel, hepimiz travestiyiz" diye kendinden gecen bunyelerin etrafta kol gezdigi, sadece son gun gittigim , boikot cikana kadar sikintidan delirdigim, darallardan daral begendigim, isigin yansimasi anadolu rock yaparken, sahnede elektrik gidince programin sarktigi, biokot’un 23:00 yerine 01:00de sahne aldigi, arada sahnede yapilan anonslar arasinda mehmet esatoglunun prim yaptigi, festival alaninda davulla bangir bangir gezildigi, toz toprak kaldirarak yanasan kamyonetlerin, butun tozlarin yiyeceklere yapismasina sebep oldugu, patatesli gozlemesinin icinde en fazla 13 gram patates bulabildigim , ayilar, nitro ve boikot disinda hicbir guzelligi bulunmayan, tekrar gitmem icin boikot gibi harika bir grubu getirmeleri gerekir dedigim festivalimsi.

ozel notlar:
kuresel isinma karsiti bunyeler, ormanlar tukeniyor diye protesto yapan organizmalar; o tomar tomar el ilanlari da neydi oyle?

"araba yerine bisiklet" diye bagiran bunyeler; siz neyle geldiniz oraya? bisikletle mi?

"bush soyle bush boyle" diye bi taraflarini yirtan bunyeler’e: evet haklisiniz bush hem oyle hem de boyle; ama sizin bagirmaniz bir sey degistirmiyor, bushun gotunde pireler ucusuyordu o sirada, cok da duydu sizi, cok da umrunda di mi? bagirmak yerine kaldir kicini bir sey yap madem o kadar devrimcisin. bagirmakla bir sey olmaz, konser izlemek icin bekleyen insanlarin kulaklarina tecavuz etmekten baska..
mesela ayagindaki converseleri cikartmakla baslayabilirsin ise.



son not: evet turk gencligi pogo yapmayi bilmiyor.

evlenmeden olmaz

alacakarga
bir turlu anlayamadigim, tamamen insani bir ihtiyaci kisitlamaya iten, sadece bir imza atip yuzuk takinca izin verilecegini anlatan cumle. kiz da erkek de soyleyebilir ;ama ne gerek vardir, yaziktir. 40 yasina kadar bekar kalinsa da yapilmayacak midir, yok artiktir, neler kacirdiginin farkinda olmamaktir. iki taraf da ayni dusunuyorsa sorun yoktur; ama sadece tek taraf bu sekilde dusunuyorsa iliskide sorun yasanabilecegine isarettir.

starbucks

alacakarga
yamulmuyorsam penguen’de "ee, efendim biz yan odaniza starbucks acmak istiyoruz" seklinde bir karikaturle, son zamanlardaki asiri cogalmalarina gonderme yapilan kahveci. evet, kahveleri cok guzeldir, ama icine istediginiz ekstra 2 damla surup icin bile yuh artik dedirten fiyatlar alan ve gunden gune sinir eden dukkanlar zinciri olmuslardir son aylarda benim icin. parama aciyip gitmemekteyimdir.

doksanlarda çocuk olmak

alacakarga
leblebi tozu icin teneffusu bekleyip, demir parmakliklar arasindan, okul onunde bekleyen yasli amcaya para uzatmak. kizlarin kokulu kagit, erkeklerin taso biriktirmesi. annelerin yalan ruzgari izlemesi, her hafta baska bir komsuya altin gunune gitmesi, gelirken bir suru ev yemegi, borek-corek getirmesini beklemek. gun kendi evinde olunca gelen teyzelerden kose bucak kacmak, arada yemeklerden asirmak icin gizli gizli salona gelmek ama mumkunse o saatlerde pek de evde olmamaya calismak. onun yerine sokakta yakan top, ortada sican, birdirbir oynamak. spice girls, michael jackson, metallica, bryan adamsin hepsini birden dinlemek, gitara merak sarinca pop muzigi kucuk gormek, begenmemek, artik dinlememek. metallicanin ali sami yen konserine sahit olmak, titanic’i sinemada izlemis olmak, komsuya gidip "bu aksam musaitseniz annemler misafirlige gelecek" demek, bonibon, tombi, panco, cokomel yiyip, minti, tipitip cignemek. micheal jackson’lu pepsi reklamlarini, gazoz reklamindaki kizin "on yuz bin milyon baloncuk yuttum" deyip gulmesini izlemek, "burnuma alnima yanagima arko" diye sarki soylemek, "nuhun ankara makarnasi"nin sarkisini ezberlemek, dok dok yeee tat ketcap ye diyebilmek..

cnbc e altyazıları

alacakarga
cnbc-e’deki dizilerin ve filmlerin hepsinin ve cizgi filmlerin cogunun ingilizce olmasi sebebiyle, dizi yayinlanirken, repliklerle es zamanli bir sekilde gorup okuyup "haa bunu bunu diyo simdi" diyebilecegimiz, arada rtuk kaygisiyla eksik, yanlis ceviren, bazen hic cevirmeyen, izleyeni cildirtabilen, ingilizce bilenleri de gulmekten olduren yazilardir. izlenen programi orjinal sesiyle dinlemeyi sevenler icin gerekli bir hadisedir.

gulduren orneklerinden biri icin entrynin devaminin okunmasi onerilir.


six feet under’dan
oglunu henuz kaybetmis olan ruth, peder’e isyan etmektedir; "tanri beni cezalandirdi mi" falan diye.. peder de "bunu karanlik icindeki bir isik gibi gormek gerektigi gibi laflar edince ruth:
- god is a asshole!
altyazi: bana tanri’dan bahsteme!

tikky

alacakarga
tikky olmayan sinif arkadaslarindan birinin uzerindeki mavi ekran tshirtünü gorup, "ayyy ne kadar guseeealll, bunun pembesi de var mıaaaa???" diye sorabilen tarzdaki organizmalari da bunyesinde barindiran insanlara verilen genel ad.

hande yener

alacakarga
romeo kelimesini "romio" diye telafuz ederek beni benden alan, her seferinde gulduren, sarkinin nakarak kismina yaptigimiz uyarlamalarla da ofiscek eglenmemize vesile olan, muzik hayatina basladigi yillardan beri inanilmaz gelisme gostermis, saglam bir kitle olusturduktan sonra da, eller havaya modundan cikip asil yapmak istegidi muzige gecis yaparak kitleleri pesinden kosturmaya devam etmis bayan sarkici.

sevgilim bitmiş bir okeye donuyoruz

alacakarga
uzatmalarin oynanmakta oldugu bir iliskide, neyin ne oldugunu idrak edebilmis kisinin, sevgilisine soyleyebilecegi, odunca ve medeniyetsizce gelebilecek; ancak soyleyenin samimiyet derecesine gore "farkindalik" saglayabilecek ve "anlasarak ayrilma" yolunda ilk adimin atilmasi icin ilk kapiyi acabilecek cumle.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol