yalçın küçük

1 /
sinirsahibi
hayatini turkiyedeki gizli yahudileri, sabetayistleri bulmak icin tuketmis, bulduklari ise kimi zaman sasirtan kimi zaman "oeeehh yeter be sen de" dedirten, teorik bilgide rakip tanimayabilecek ancak surekli biseylere entelektuel olarak bakmasiyla itici olan arastirmaci.
devourthedamned
dun gece ceviz kabugu’nun konugu olan ve kafayi masonluk,ibranilik ve sebataycilik gibi konulara adamis insan.dun gece kibris gazisi de ortaya cikti.
lapsus
turkiyedeki en onemli dusunurdur gerek bilgi birikimi gerekse caliskanligi fikirlerine katilmasamda fazlasiyla takdire degerdir.ozellikle aydin uzerine tezler,bilim ve edebiyat onun sabatayizmi inceledigi eserlerinden
onceki en onemli en ciddi eserleridir.ancak son donemde sabetay sevinin yarattigi bir yahudi tarikati demekten cekinmeyecegim seyi incelerken
fazlasiyla kendi dusunduklerinin buyusune kapilip
herkesi sabatayist sanmaya baslamistir.

(bkz: sabatayizm)
(bkz: sabetay sevi)
seyhmerat
her ne kadar bir cok dusuncesine cogu zaman katilmasam da ve de her ne kadar bazen sacmaladigini dusunsem de zamaninda ettigi bir lafla gonlumu kazanmis sahsiyettir.kendisi dpt baskanligi yaptigi yillar icin soyle demistir:"ben turkiye’ye televizyonun girmesini 15 yil engelledim,keske bir 15 yil daha engelleseydim." gercektende az gelismis toplumlarda televizyon cok farkli amaclarla kullanilan bir alet aynen gunumuz turkiye’sinde oldugu gibi.
xerxes
tugla gibi kitaplari olan cok onemli bir dusunurumuzdur. kendisi profesordur. uzmanlik alani ekonomidir. kitaplarindan bazilari soyledir:

- isyan 1
- isyan 2
- sebeke 1
- sebeke 2
quantitatif
baba tarafindan, bugun toroslar"da abacili adiyla bir de koyleri bulunan turkmen bir aileye mensuptur: "biz akkoyunluyuz, yerlesmis, yoruk. akkoyunlular isyanci olur." iskenderunlu bir aile olan yalcin kucuk"un ailesi, yorede kucukefendiler olarak taninmaktadir. kendisi de kucukefendi"nin yalcin"i olarak bilinmektedir. ozellikle baba tarafi, zamanin varlikli ailelerindendir. ticaret ve kereste tuccarligi yapan dedesi huseyin kucukefendi"nin teslime hanim"la evliliginden dogan dort cocugundan biri, yalcin kucuk"un de babasi olan hakki bey, diger erkek kardesi ile birlikte ailenin mal varligini batirmis biri olarak aile tarihine gecmistir: "halep"te para yemisler, luks icinde yasamislar."

"baba tarafim isbirlikci, anne tarafim ihtilâlcidir"

hakki bey, iskenderun"a halep"ten gelip yerlesmis sabuni ailesinden serife hanim"la evlenmistir. serife hanim, iskenderun belediye reisligi de yapmis olan ahmet sabuni"nin torunudur: "annemle babam, iskenderun"un sabuniler ile kucukefendiler adli iki konaginin evliligidir." serife hanim, ahmet sabuni"nin kizi olan behiye hanim"in, yorede ihtilâlci olarak bilinen osman yanucoglu ile evliliginden dunyaya gelmistir. ailesi kafkasyali olan osman yanucoglu"nun, kurtulus savasi yillarinda hatay ve civarinda cete reisligi yaptigi bilinmektedir: "huseyin kivrikoglu zamaninda genelkurmay, hatay/dortyol"un dusmana ilk kursun atilan yer oldugunu kabûl etti. ilk kursunu atanlardan biri deseler ben buna inanmam; ama bizim bildigimiz, dedemiz orada cete reisi idi. iskenderun"da chp"den belediye baskanligi yapmis dayim orhan yanucoglu da, babasinin teskilat-i mahsusa"dan oldugunu soyledi. dolayisiyla benim anne tarafim ihtilâlci, baba tarafim isbirlikci idi."
"fransiz komutanlarinin en guvendigi adam. ailemizdeki butun bilgiler oyle. babam bizi tam bir fransiz terbiyesi ile yetistirmeye calisirdi."

kucukefendi"nin yalcin"i; talay, nilgun, omer faruk ve nilufer"in de aralarinda yer aldigi bes cocuklu boyle bir ailenin ferdi olarak 1938 yilinda dunyaya gelir. o tarihte iskenderun fransiz isgali altinda oldugundan, kucuk yalcin da fransiz yurttasi olarak dogmus olur. fransiz yurttasi olarak dogmanin faydasini yalcin kucuk, hayatinin ilerleyen yillarinda, 1993 senesinde turkiye"den kacip fransa"ya gittiginde gorecektir: "orada kolaylikla pasaport alabilecegimi ogrendim. fransiz kimligi alabilir miyim diye dusundum. "alabilirsin" dendi. iskenderun"dan kayitlari getirdim; ama almadim. zaten, universite profesoru olarak gittigim icin yesil pasaportum vardi."

alevisi, sunnisi, arap"i, yahudisiyle bir kulturel mozaik icinde gecen yalcin"in cocuklugu, ikinci dunya savasi"nin surdugu yillara denk gelir.
aile henuz fakirlesmedigi icin kucuk, cocuklugunun o ilk yillarinda tipik bir konak hayati yasamaktadir. ancak, babasi ve amcasinin ailenin varligi uzerinde sefa surmesi sonucu ekonomik olarak fakirlesen kucukefendi ailesinde yalcin"in okullu olmasi ile birlikte sikintili yillar da basgosterir. kucuk, bu ortamda ilk ve orta egitimini iskenderun"da tamamlar.olge ileri gelenlerinin cocuklarini okuttugu neredeyse tek bir lise vardir o yillarda: kabatas lisesi. yalcin kucuk de, sakip sabanci gibi bolge insanlarinin okudugu kabatas lisesi"nde yatili olarak devam ettirir tahsil hayatini. yil 1952-53"lerdir. kucuk, aile icin yokluk ve yoksullugun arttigi bu donemde annesinin altin, hali ve tarlalarini satmasiyla okur: "benim yetismemde daha cok annemin etkisi vardir. koyumuze gittigimiz iki-uc yaz babam istemezdi ama annem ozendirirdi, koyde din okuluna, medreseye giderdik. babam istemedigi icin biz elham cuzunde kaldik. bayram namazlarini, beceremezdik ama kilardik. onun icin ben dunyada en cok inanan adam yuzunu severim." kabatas lisesi"nde, koc holding"in yonetim kurulunda bulunan prof. yavuz alangoya, yargitay cumhuriyet eski bassavcisi sabih kanadoglu gibi arkadaslari olan yalcin kucuk, universite egitimi icin de mulkiye"ye (ankara universitesi siyasal bilgiler fakultesi) birincilikle girer. tahsil hayati boyunca caliskan bir talebe olan kucuk, burada, sonradan fikir kulupleri federasyonu, ardindan sosyalist fikir kulupleri federasyonu, dev-genc ve nihayetinde de turkiye halk kurtulus partisi olan fikir kulubu baskanligi"ni yapar, bu donemde. genel sekreteri de hikmet cetin"dir: "bizim sinif cok hareketli bir sinifti. vecdi gonul bizim sinifta idi. o zaman da muhafazakârdi. yasar yakis bana daha yakindi. ilk kadin buyukelcimiz filiz dincmen de bizim sinifta idi.turkes ogrenci eylemi yapmasini istiyor

yalcin kucuk okulda cok aktiftir. siyasal bilgiler"i 1960 senesinde bitiren kucuk, 27 mayis"a dogru yol alindigi o gunlerde, "subaylarin bile irtibat icin pesinde oldugu" bir ogrenci lideridir: "27 mayis"in uc sutunundan biri, genclik hareketidir. buyuk ogrenci eylemlerinin basinda idim. o donemde nurettin sozen, kemal alemdaroglu, isadami tugrul erkin bizim takimda idi. ankara"daki genclik eylemlerinde bizimle beraber hareket eden, ama bizim takimdandi diyemeyecegim deniz baykal vardi."
kucuk, "ogrencileri kullandik" diyen 27 mayis"in ihtilâlci kurmay binbasisi sefik soyuyuce"yi teyit eden aciklamalarina devam ediyor: "28-29 nisan"da, ihtilâli hazirlayan iki ogrenci eylemi vardir. 28 nisan"daki istanbul universitesi"nde oldu. biz irtibat halinde idik onlarla. 29 nisan"da da ankara hukuk ve siyasal bilgiler fakultelerinde oldu. 29 nisan"da silah da patlayinca ilk aranan ben oldum. ankara"daki ogrenci eylemlerinden sonra meclis"te kurulan tahkikat komisyonu beni ariyordu. saklanmistim. onu uzun uzun anlatmak istemiyorum. ankara"da hic bir yerde beni saklayamiyorlardi, guney"e kactim. dayim orhan yanucoglu, o sirada chp iskenderun ilce baskani idi. beni suriye sinirinda daglara kacirdilar. sonra ben dayanamadim tekrar dondum. dondugumde hikmet cetin"den bana bir haber geldi, "bazi subaylar seninle gorusmek istiyor" diye. daha sonra hikmet"in bana soyledigi, o subay turkes"ti. turkes"in hikmet vasitasiyla benden istedigi, bir cuma gunu kizilay"da bu sefer cok daha buyuk bir ogrenci eylemi yapilmasi... dolayisiyla kendimi 27 mayis"i yapanlardan biri olarak goruyorum."askerlerle o kadar yakin olur ki yalcin kucuk, evliligini de bir asker kizi ile yapar. kucuk"un 1961 yilinda evlendigi temren hanim, 1960 yilinda siyasal bilgiler fakultesi"ni kusatan alayin komutani albay sabri suer"in kizidir.
kayinvalidesi sadriye hanim ise, genc yasta dersim temsillerine katilmis bir cumhuriyet kadinidir: "sadriye hanim"in bir damadi odtu eski rektoru suha sevuk, diger damadi gubre sanayi, tmo gibi bircok kurumun genel mudurlugunu yapmis onal ulutas, bir digeri de sam eski buyukelcisi ve halen prag buyukelciligi yapan (senkal atasagun"dan once mit mustesarligi icin adi gecen ve zaten disisleri bakanligi"nda da istihbarat genel muduru olan) cenk duatepe"dir. bana gore cenk, kurt sorununda en onemli adamdir. bazilari "ocalan"i sam"dan iki bacanak cenk duatepe ile yalcin kucuk cikartti" derler. ama o oyle degildir." kucuk, sabri suer"in vazifesi nedeniyle bulundugu iskenderun"da temren hanim"la tanismistir, bir nevi ortaokul askidir onlarinkisi. ve ciftin 1962"de dogan, omer, mizrak ve devrim gibi uc adi bulunan, ama en cok devrim"i kullanan bir cocuklari gelmistir dunyaya.
"demirel, ilk zamanlar 27 mayis"i destekledi"

iste 1960"larda boylesine bir hayatin icinde bulunan ve mulkiye"yi birinci olarak bitiren yalcin kucuk, ardindan devlet planlama teskilati"na (dpt) girer. bir sure sonra uzun vadeli planlar dairesi mudurlugu"ne getirilir; hikmet cetin de yardimcisidir: "dpt"de evvela ulastirma, transport, televizyon benim alanimda idi.

ben birinci plan doneminde turkiye"ye televizyonun gelmemesini yazdim. cok buyuk tartismalar oldu. elimden gelse idi hic sokmazdim, bugun bile sokmam. ve cok memnunum. turkiye"ye televizyonun girisini bes yil geciktirdim." suleyman demirel basbakan yardimcisi olunca, kucuk de dpt"de ona bagli olarak calismaya baslar. ardindan demirel"in, turgut ozal"i dpt"ye mustesar olarak atayacagini ogrenince, hemen istifasini verir. demirel"le kucuk"un burada baslayan gecimsizligi cok uzun yillar boyunca surecektir; 2000"ler turkiye"sinde bile... kucuk, bu donemde, 1962 yilinda, yon dergisinde demirel"in ilk defa adalet partisi"nin basina gelecegini yazdirmistir: "demirel, planlama"da yedek subaydi, mustesar olmayi kabul etmisti, gorus degistirdi. ben dusundum, boyle yorumladim. demirel o tarihe kadar 27 mayis"i destekliyordu, saf degistirdi ve ben teshis ettim." yalcin kucuk, buradan ayrilinca amerika"ya gider, yale"de lisans egitimi alir. ardindan, mulakati kazanarak, dort ay boyunca da, dunya bankasi"nda staj yapar. dondugunde sbf"de sadun aren"in acmis oldugu asistanlik sinavina katilir, kazanir da: "ama tayin etmediler. dekan cumhur ferman"di. o zaman ferman"in sabetayist oldugunu bilmiyordum. simdi anliyorum, sabetayist olmadigim icin almamislar. cunku, sbf"ye sabetayist olmayan kedi bile giremez."yalcin kucuk, 1966 yilinda ise odtu"de calismaya baslar. kucuk bu yillarda, sovyetler birligi"ni model olarak gordukleri icin, onu birinci elden incelemek ister. rusca ogrenir. 1968-70 yillari arasinda birmingham universitesi rus ve dogu avrupa arastirmalari merkezi"nde bulunur. sovyetoloji arastirmalarini kitaplastirir. daha sonra bu kitaptan dolayi sekiz yila mahkûm edilir. 1970"lerde, isci partisi"nin ikinci kez kurulusu icin calismalara katilan kucuk, 1971 yilinda ihtilâl hazirligi icinde olan dogan avcioglu ile siki bir diyalog halindedir. tabani olmadigi icin ihtilâlin basarisiz olacagini soylemektedir avcioglu"na: "o tarihlerde odtu"de hocayim. bana geliyorlar, radyoda okunacak bildiriyi yazmami istiyorlar. dolayisiyla ben de bu isin icindeyim. 27 mayis"tan once beraber oldugum insanlar memduh esen, castro nuri (yazici)... hepsini reddettim."-ihtilal istemiyordunuz....

her zaman ihtilâli isterim. sonunda bir gun numan esin universiteye geldi. odtu rektoru de erdal inonu. onun odasi dinlenmez diye, numan esin de eski ihtilâlci oldugu icin, inonu"nun odasinda atilla sonmez"le beraber oturduk, konustuk. sonradan ogrendim ki numan esin gidince komiteye... yani beni de, turkiye"yi yoneteceklerini dusundukleri 40 kisilik listeye koymuslar. diktatorya, 40"lar meclisi. tabiî iclerinden biri, obur tarafa da bilgi veriyormus. sonunda bizim dedigimiz gibi oldu ve 9 mart 71"de bunlar yenildiler, 12 mart oldu."

belcika"dan gelen pasaport

kucuk, sonunda o raporlara dayanarak, orduda birtakim taraftarlari oldugu dusuncesi ile odtu"den atilir. butun arkadaslari yurtdisina giderken, yalcin kucuk turkiye"de kalmayi yegler. hem de belcika"dan pasaportu gelmis olmasina ragmen.

-kim gonderdi size pasaportu?

"bilemezsiniz. dunyada boyle ilerici solcular olur. ama onlari oradaki turkler harekete gecirir. gitmedim, o donemde issiz kaldim."

issiz oldugu icin yalcin kucuk bu donemde askerligini yedek subay olarak yapmak istemektedir. ancak, kendisine gore, evraklarinin eksikligi bahane edilerek onun askere alinmasi geciktirilmek istenmektedir: "onlarin soyle bir dusunceleri vardi. orduda hâlâ ihtilâlciler var, yalcin kucuk de onlarin sevdigi adamlardan..." kucuk, bu donemde, mehmet ali kislali"dan yanki"da calismasi icin bir oneri alir. yanki"yi o zaman mehmet ali ile beraber ahmet taner kislali, hincal uluc cikarmaktadir: "mehmet ali kislali, time"in da temsilcisi oldugu icin daha cok disarida olurdu. onun yerine basyazilari da yazardim. mehmet ali"nin dili anlasilmaz. guzel bir turkce"yle yazar, sonra bozardim. o mehmet alice olurdu. hincal genellikle okuyucu mektuplarini yazardi." kucuk"ten, ayni zamanda cumhuriyet"te de yazmasi istenir. fakat bir sure sonra, 1973 sonlarina dogru, ansizin askere alinir. evvela polatli"da topcu okulu"na gonderilir. yedek subaylik vazifesini yaparken bu arada cumhuriyet"te yazmayi da surduren kucuk, ecevit hukumeti"ndeki erol cevikce, deniz baykal gibi arkadaslarinin talebi ile genelkurmay"da gorevlendirilir. o siralarda orduda kibris"a cikarma yapilmasi konusulmaktadir. harekâta karar verildiginde, aralarinda kucuk"un de bulundugu dort kisiye birtakim yazilar gelir: "turk ordusu, kibris"a cikarken dort yedek subayi casus olabilecekleri ihtimali ile genelkurmay"dan uzaklastirdi. bunlardan bir tanesi de bendim. o sirada beni zirhli birlikler mekanize tumeni"ne goturduler." fakat az bir sure sonra, ikinci harekâta katilanlardan biri olarak 1974 yilinda, kibris"ta savasa gider: "ikinci harekâtta magosa"yi biz aldik." burada askerleri tarafindan cok sevilir. hatta o kadar ki, askerleri ona "kabadayi, profesor, astegmen" diye isim bile yakistirir. kucuk, magosa"da iken, oldugu haberini okur gazetede: "o sirada meclis oturum halinde iken, genelkurmay, ecevit"e bir kâgit ulastirmis, "yalcin kucuk sehit oldu" diye. aglamis adam." kucuk"un olmedigi ancak uc gun sonra anlasilabilir.

"hapis yatmayani adamdan saymazlar"

kucukefendi"nin yalcin"i askerden sonra da cumhuriyet"te calismaya devam ederken, 1977 senesinde, "kacislarindan" birini yapar; cumhuriyet"ten ayrilir. ardindan anka ekonomik bulteni"ni cikartan kucuk, 12 eylul gelip cattiginda, gazi universitesi"nde docent unvani ile ogretim uyesidir. 12 eylul 1980"den sonra ise 1402"liklerden biri olarak universiteden uzaklastirilan kucuk, bir yeni cumhuriyet kitabi dolayisiyla da tutuklanir, 8 yila mahkûm edilir ve 1983"te sultanahmet cezaevi"ne girer: "fevzi oz ve kurt idris"lerin (ozbir) arasinda yattim. ikisi arasinda olumcul bir kavga cikmisti. kurt idris"i bizim kogusa aldik. yeralti dunyasinin kurallari, turkiye aydin morfolojisinde de var. yani yeralti dunyasinda hapis yatmayan hic kimseyi adamdan saymazlar. hapse girmeyen aydin da, hareketimizde boyledir. idris bey"i ben daha sonra gormek istedim; ama olmadi." yargitay, kucuk hakkindaki hukmu bozunca o da bir yilin sonunda cezaevinden cikmis olur. prof. dr. yalcin kucuk, bu tarihten sonra kitap yazmaya daha bir agirlik verir; sol ve sosyalist cevrelerle sert bir mucadele icinde bulunur. bu donemde mahkeme karariyla tekrar universiteye doner. sonra, 1993 senesinde, suleyman demirel"in cumhurbaskani olmasini one surerek paris"e kacisina kadar cesitli sol dergiler cikaran kucuk, terorist lider abdullah ocalan"la yaptigi roportajla da tartisilan bir isim olur.

"ocalan"a baskasi gitseydi ben gitmezdim"

paris"e gidisi de onun, daha onceki muhim kacislarindan biridir. kucuk, 1993 senesinde suleyman demirel"in cumhurbaskani, tansu ciller"in basbakan ve kadin vucudunu sattigi icin de bir kadinin (matild manukyan) en fazla vergi vererek vergi sampiyonu olmasini protesto etmek icin boyle bir harekete giristigini soylemektedir. ikinci nokta ise, turkiye"nin izledigi kurt politikasidir. yalcin kucuk"un toplumda tepki uyandiran bir fiili de, terorist basi abdullah ocalan"la basinda ilk kez roportaj yapmasi olmustur: "bir baskasi ocalan"a gitse idi, ben gitmezdim." kucuk"un abdullah ocalan nezdindeki izlenimi iyi olur ki, daha sonra ocalan, dogu perincek kendisiyle gorusmek istediginde yalcin kucuk"e sorar, "dogu perincek gelmek istiyor. ne dersin?" diye.

"paris"te yardim aldim"

yalcin kucuk, emin colasan basta olmak uzere bazilarinin iddiasina gore burada pkk"dan (kucuk, pekeke diye telaffuz ediyor) para almistir. ancak kucuk, bunu reddettigi gibi, paris"te kaldigi sure icerisinde de cok sikintilar cektigini anlatmaktadir: "bir defa ben kitaplarimin telif hakkiyla yasarim diyordum. emekliligim vardi. fakat cok buyuk devaluasyonlar oldu, cok sikinti cektim. onun icin fransizlarin lme dedikleri, istasyonlardaki sarhoslara da verdikleri bir para var, yardim. onu aldim. alman universitelerinde ayda bir konferans veriyordum." kucuk, burada ogrenci olur, iranoloji ve kurdoloji okur; kirmanci, sorani, farisi ogrenir. burada ismi bircok sansasyona karisan kucuk, onomastik uzerine calismalarina yogunlasir ve bir 29 ekim gunu de turkiye"ye donmeye karar verir. yil 1998"dir: "bir hesap yaptim, 2 yilla 10 yil arasinda beni tutarlar dedim. donmek icin risk aldim. oraya gitmek de bir riskti." yalcin kucuk 10 yili goze alarak geldigi turkiye"de iki yilla cezalandirilir ve haymana mezari dedigi cezaevinde kalir. 2000 yilinda serbest kalan yalcin kucuk, artik kendisini onomastik/isim-bilim konusuna adar; calismalarini, ozellikle, bugun dezenformasyon yapildigi seslerinin yukseldigi sabetaycilik hususunda yogunlastirir: "her gun benim icin bir donum noktasidir. ancak, bana gore butun kacislarim donum noktasidir. cok sukur ki, iyi ki kacmisimdir. kacmayi bir sanat haline getirdim. iyi ki planlama"dan kacmisim... yale"de cok parlaktim, iyi ki amerika"dan kacmisim. cunku ikinci senede amerika beni icine alirdi. iyi ki cumhuriyet"ten kacmisim. cumhuriyet"te kalsa idim, bugunku yalcin olamazdim. burdan paris"e gittim, o da bir kacisti. sonra paris"ten kactim. kacmasini bilirim ben." kucuk"un kacislari bu kadar da degildir. kibris"ta da, komutani kalmasini isterken, o, yine bir yolunu bulup kacar: "hic pismanlik yoktur. bende su vardir. ben ne yapiyorsam turkiye aydini adina yapiyorum. ben o kadar aptal bir adam degilim."


cemal a. kalyoncu ile soylesisinden alintidir.
my son is father
dikte etmek istediği konuyu "burada üçkağıtları çözüyorum, beş taş oynamıyorum" diye vurgulayan..
sabetaya fazla taktı fazlasıyla komik olmaya başladı..
post-modern köken avcılığını sadece çıkar amaçlı kullanmaya başlamış gibi gördüğüm
angelus
kitaplarında binlerce isim kullanan, birini akılda tutmaya başladıkca diğer unutulan, kitabın alakasız bir bölümünde rastlanan bir ismi "ulan başka nerde geçiyodu bu eleman" şeklinde kafanızı kurcalayıp en başa dönmenize sebep olan, git gide daha karışık kitaplar yazan akabinde kendiside karışan bir bireydir.
alchoburn
konuşma tarzıyla bana fethullah gülen’i çağrıştıran kimse

mecbur edit: buyrun kötüleyin;ama ufak bir espriye dahi tahammül edemeyecek düzeyde düşünce yobazı olmayın..küçük’ü dinlemesem herhalde böyle bir espri yapmazdım değil mi sevgili arkadaşım
angelus
güzel bir yazardır lakin kitaplarında kullandığı binlerce isim neticesinde okuyucusunun kafasını leziz bir şekilde karıştırabilmektedir.
delilah
konuşurken fikir uçuşmaları yaşayan iktisatçı.hangi konudan bahsettiğini unutturur size,unutmanız daha hayırlıdır,eskaza konuyu hatırlıyorsanız kafayı yeme ihtimaliniz vardır.kalemler ve kılıçlar programında yalçın küçük yine konuşurken ipin ucunu kaçırır...
gürkan hacır:hocam konuyla ne alakası var bunun?
yalçın küçük:çok alakası var!!
ihtilal döneminde yargılanırken savcı iddianamesinde onun için şöyle demiştir:şeytana pabucunu ters giydirebilecek kadar zeki....
zekidir vesselam...çok da büyük bir kitaplığı vardır.çok iyi bir okuyucudur..aydın kelimesini hakeden yegane insanlardandır.
kafkaesque
sürekli komplo teorileri üreten ve önüne gelen herkesi yahudi ya da sabetaist olarak damgalayan ve sonunda da orhan pamuk’a da aynı ithamda bulunan profesor ünvanlı şahsiyet. sadece romanın adından hareketle (gbkz: benim adım kırmızı) yazarını sabetaylıkla ve/ya yahudi olmakla itham edebilecek biri..(halbuki romanda kara-siyah üzerinde daha sıklıkla duruluyor. kitabı okumamış anlaşılan...
nihat genç’in tek rakibi..
kafa kafaya gidiyorlar komplo teorileri ve insanları küçümseme bakımından
ozgur
önüne gelen herkesi sabetaycı diye damgalamayan kişi.
sabetaycılar sadece adamın araştırma duraklarından biri.bu kadar ses getirmesini de doğru tespitler yapmasına bağlıyorum.
yalçın küçük’ün sabetaycılarla bir düşmanlığı yok,bunlar kakadır,sevmem,gitsinler diye bir şey demiyor.karşı olduğu şey;sabetaycı birinin,yeteneksiz de olsa kolayca bir yerlere gelmesi.bunun sebebi ise yüksek mevkilerdeki sabetaycılar.adamlar birbirlerini kollayarak genişliyorlar.
yeteneksiz olmasına rağmen bir yerlere gelmiş insanlar ise bir ülkede kalburüstü bir kesim yaratırlar.işte yalçın küçük de o kesime karşıdır,sabetaycılara karşı değildir.
sanatis
rte ye habire dava açan saygı duyulası kişilik.oysa herkes adama deli dediginden fazla takdir alamıyor olabilir.isimbilimci dir ayrıca.maalesef yeterince değer verilmiyor gibi geldi bana.cüneyd zapsu gibi nice kişilere dava açmıştır abd de başbakanımızı kullanamıyosunuz kullanın diyebilen birilerine.deli diyenler ne demek istediklerini biliyorlarmı acaba.
1 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol