seker

bu duyguyu hisseden herkes aynı zamanda şunuda hisseder, aslında sana nekadar haksızlık yapmışım bunu şimdi anlıyorum... aslında durum böyle değildir ona haksızlık yaptığınız falanda yoktur. artık nasıl bir boktan duygu seli içersindeyseniz garip bir şekilde bunu düşünürsünüz.

neden yaşıyorumki benlerin ardı arkası kesilmez ve yaşamak için tek geçerli sebebiniz sizi sevenlerin olduğudur, hatta bazen öldüğünüzü düşünür sonrada yok ya en azından bunu aileme nasıl yaparım cık cık cık annem ne kadar üzülür diye yatıştırırsınız kendinizi.

sonra ertesi gün olur ve o gene yanınızda değildir onu o kadar çok özlemişsinizdir ki ama hissediyorsunuzdur geri dönüşü yoktur dönmeyececektir belkide dönse zaten siz artık onunla olamayacaksınızdır, ama içiniz okadar acırki ölsemde kurtulsam aklımdaki tek düşünce bu dersiniz.sonrada içten içe isyan eder ölmek istiyorum ulan dersiniz.

işte herşey aslında bu durumun bitmesini istemenizdendir, artık onu özlemek istememinizdendir, artık onun adı geçen bir cümlede durup o eski anıların canlanmasını istememenizdendir, olup olmadık yerde onu hatırlamak istememenizdendir, eski neşeli günlerin geri gelmesini istemenizdendir.

anlık bir duygu olsa gerek,gelip geçici birşey, yoksa nefret ettiğin biriyle neden beraber olasınki.eğer böyleyse normaldir sevgiliniz o an için sizin hoşlanmadığınız birşey yapar yada söyler sizin böyle hissetmenize sebep olabilir, olur böyle şeyler, hepimiz insanız yeri gelir annemizle kavga eder ona ne kadar anlayışsız olduğunu bile söyleriz hatta o an için öyle bile düşünürüz.

yok eğer anlık bir duygu değilse sizinki, herzaman nefret ediyorsanız başlı başına sevgili kavramında nefret ediyor olabilirsiniz böyle yorumlanabilir.

yok eğer bu da değilse sizde bir sorun vardır nefret ettiğiniz biriyle neden beraber olasınız hemen bir psikiyatriste görünmenizde yarar olacaktır ha dersenki ben intikam almak için, kin tuttuğum için bana şunu bunu yaptı ondan nefret ettiğim halde onunla birlikteyim, gene bir psikiyatristte alın soluğunuzu.zira bu durum yani nefret ettiğiniz biriyle beraber olmak hatta onunla sevgili olmak, sizi yıpratır, sizin ruh sağlığınızı bozar.

kendisini tanımıyorum hiç yazışmadım ve hiç bir konuşmuşluğum yoktur.üye olduğumu farkedip hoşgelmiştir yazısını ilk günümden yazmış olan yazardır.(üstelik saat 5.00 civarı)artık cansıkıntısı mıdır yoksa hakikaten dikkatli olduğu yada cömert olduğu için mi orasını bilmem ama bu nazik davranışından dolayı buradan teşekkürlerimi iletirim.

herşeye rağmen diye başlayan cümlelerin başında çekilen zorluklar anlatılır. sonrada herşeye rağmen aslında şöle böle diye devam edilir. bir örnek verecek olursak

beni bırakıp gittiğin günden beri geceleri gözüme uyku girmiyor, her olan olayda garip bir şekilde seni hatırlıyorum, öğretmen ders anlatırken bile... sonra gidişin gözümün önüne geliyor, icimden bir seyler de kopup gidiyor. denedim başka kimselerle olmayı denedim olmadı. sanirim hersey bitti. ama genede çekilen onca acıma karşı seni unutamıyorum. kalbimin derinliklerinde
bir yerinden hissediyorum. ve herseye ragmen..
gibi.
herşeye rağmen kalıbı işte bu gibi durumlarda işte böyle zorlukların, bir insanın artık yapmaması gereken durumlarda söylenir. biliyorum ama herşeye rağmen yapıyorum işte.
herşeye rağmen unutamıyorum...
gibi, gibi, gibi...

online uyeler
insomnia jim (1. nesil gammaz) *
sepulturk (2. nesil gammaz) *
darklady (3. nesil bilgic) *
kirmizioje (3. nesil bilgic) *
greyfurt (4. nesil bilgic) *
instrument (4. nesil bilgic) *
seker (4. nesil bilgic) *
shevek (comez)

atılmadan önce yapılması gereken bir müslüman için:eşşşhaadüüüenn.....

ve güüüüüüüüüümm.atıldı, yapılacak pek bişey kalmadı.

aşk insana yapmayacağım dediğin herşeyi yaptırır, hayatta bir kez tadarsınız bu duyguyu, tüm çılgınlıkları yapar hayatı toz pembe görürüsünüz. ancak sevgi böyle midir? mantıklıdır sevgi, köpeğinize bile sevgi beslersiniz, annenizi, dedenizi, en beğendiğiniz çantanızı, mavi rengini seversiniz. ancak aşk böyle değidir sadece bir kişiyle yaşanan o yok olmakla var olmak arasında yaşanan, onu görünce karnının ve kalbinin taa derinden ağrıdığını hissetmektir aşk.

başlık açamazsın. açmaya kalktığında ’ne yazik ki henuz comezsiniz ve comez iken ba$lik acmaniz pek mumkun gozukmuyor.’ yazısı karşınıza çıkar ve altında uhu kelimesiyle geriye tıpış tıpış dönersiniz.

özel üniversitede okuyupta iş bulamayacağını düşünen insanların bir an önce bir olup açmaları gereken kampanya. zira aileleri iş bulur biz sıkalımda mantığıyla gönderirler yavrucakları, ancak yavrucaklar ilk senenin sonunda anlarlarki tamam bölüm ismi cismi güzel ammaaa ya sonra diye düşünmeleri babalarını arayıp beni okuldan al heybeye gidiyor paracıklar mantığıyla hareket etmeleri gerekirken, ya ben nasıl söylücem bir yılda bukadar para harcadılar hemde mantığıyla gerçekleştirmedikleri olay. ama bir kampanya olsa , adı baba beni okuldan alsana olsa, hayat bayram olsa...

h.hüsrev hetemi, 1939 doğumlu, doğma büyüme istanbul’lu olan, istanbul tıp fakültesini bitirmiş dünya tatlısı iç hastalıkları prof.dur. yavaş yavaş konuşur sizi sizden alır götürür sizin dertlerinizle kendi dertleriymiş gibi ilgilenir bir anda babanız gibi olur, hayatınızın vazgeçilmezi olur. bir insan herşeyi bu kadar mı ince düşünür kimseyi mi kırmaz ne kadar mütevazidir diye kendinize örnek alırsınız bir süre sonra. 2 ocak 2006 senesinde yaş haddinden cerrahpaşa tıp fakültesi’nden emekli olmuştur, şu an alman hastanesinde hala doktorluk yapmaktadır. ikizdir, ikizi de kendisi kadar ünlü hüseyin hatemi hocadır.

edebiyata ilgisi büyüktür şiir yazar, tarih bilgisi mükemmeldir. sizinle ilk tanıştığında sorduğu ilk soru isminin anlamını biliyormusun cümlesidir.
şiirlerinden biri:

ağıt
bir yas anıtı olmadan yat
uğultunun kol gezdiğini,
duyduğum ve bildiğim tepede;
hâl nice? güller de...
görünüyorlar mı zaman zaman?
mevsim hep kış ve vakit gece
olduğu sürece...
uyu, kötü rüyalar yıldırmasın seni,
bir yas anıtı olmadan yat...
hüznün anıtı ol sadece...
sen bir su damlası gibi arı,
sen bir saç teli kadar ince.
bir yas anıtı olmadan yat.

aydın ilinin ilçesi aydın insanların bulunduğu yerdir nazilli.neredeyse tüm gençleri okuyordur, okur yazar oranı gayet yüksektir. en kötü denilen liseler bile istanbuldaki lise eğitimine bin basar.

üniversite de okuyup memleketine tatile giden gençler için yapılabilcek pekte birşey yoktur, yapılacak şeyler bellidir. özsüte gidilmez oraya lise de gidiliyordur ve hala liseli gençler takılmaktadır. büyük park, genelde üniversiteli gençler takılır yazın buraya gitmek güzeldir çünkü bahçede oturursun ama kışları gidersen parkcafe de oturduğun için(kapalı mekanında) sıkış tepiş olduğundan pek tercih edilmez.atatürk parkı, artık modası geçmiştir ama son çare, altarnetif yerlerden biridir. karadeniz pastahanesi, tamamen yorumsuzdur...
gezebilmek içinde yerler oldukça kısıtlıdır,uzun çarşı, ordu caddesi...

lisedeyken hergün yaptığınız uzunçarşı turları sizi sıkar ve bir an önce kazanıpta gitsem özlemem bile denilir ama oradan taa uzaklara okumaya gidildiğinde yana yakıla ahh memleketim şimdi bi uzun çarşısında turlamayı beyoğlunda turlamaya tercih ederdim diye garip bir şekilde özlenir, nazilli.

travestisi, sapığı, kapkaçı yoktur kendi halindedir nazilli insanı kimse kimseye dönüp bakmaz, laf atmaz(güzel kızlara atılır tabide öyle çok sık yaşanmaz bu olay)elbette dedikodusu vardır küçük yerdir ama sanki koskoca istanbulda olmaz mı bu olay zira dünya küçüktür, gene de nazillim başkadır.ucuzdur aradığınız herşeyi bulabilirsiniz hele pazarları okadar bolluktur, okadar ucuzdur ki orda alışverişe verdiğiniz parayı istanbulda iki kilo domates parasına verirsiniz( doğru söylüyorum yaşanmıştır)yani tabiki herkesin memleketi kendisine güzel gelir ama nazillim başkadır güzeldir, huzur doludur.

kendimi bildim bileli aynı olan belediye başkanı esat ergüler(di galiba) ile her seçim öncesi daha bir yeşillenir parkı bahçesi artar, otagarı düzenlenir( sonunda geçen seçimlerde bitmiş fıstık gibide olmuştur orası ayrı)yollar asfaltlanır, çeşitli taşlar döşenir olmadı yeniden asfalt dökülür ama işte herşey nazilliyi güzelleştirmek içindir.

adnan menderes üniversitesine bağlı bir bölüm eski sümerbankın olduğu yere kurulmuştur.nazillide olan birkaç önemli sanayi fabrikalarından biri kapatılmıştır orada çalışanlarda baya madur olmuştur ama devlet politikası denilip geçilmiş günlük hayata devam edilmiş gıkı bile çıkmamıştır nazilli insanın işte memleketim nazilli insanı bu kadar uysal kendi halindedir, gürültü patırdı eylemi sevmez başkaldırmaz.

işte böyle bir yerdir nazilli. bolluk kenti, aydının ilçesi(!),mütevazi ve misafirperver insanların bulunduğu memlekettir nazilli.

annemin ve babamın çocuğum diye cevap verilip soran insanı şaşkına uğratmak sonrada o kişinin dumura uğraması şaşkın bakışlarla annenin ve babanın adı ne bakayım senin şeklinde düzeltmesini gibi bir olay yaşatabilecek soru cümlesidir, sen kimin çocuğusun bakayım.

muhtemelen paketinde tek bir sigara kalmış olan insandır.kalan tek sigarayıda sabah uyandığında içmek için almıştır o kararı.

vize haftasının babasıdır kendisi daha acımasızdır yani.sigara, çay, nescafe ile bütünleşirsiniz. bazı üniversiteler için haftalar da olabilir.gecenin bir saatinde arkadaşınızla hala ders çalışıyorsanız arkadaşınıza dönüp uyumamaktan bitap bir halde gözleriniz kapalı bir şekilde bak bakayım uyuyor muyum gibi saçma dialoglar yaşatabilir. hele bir de not alamamak gibi bir özrünüz varsa milletin olası yerlerini öpüp not bulmaya çalıştığınız, fotokopicilerle kanka olduğunuz haftalardır. sonuçta yaşanır geçer gider...

kampüsten bi haber olan ilim irfan yuvası.

"dna helikaz" öyle mükemmel bir enzimdir ki her zaman tam vaktinde görev başındadır, görevini şaşırmadan, en ufak bir hataya düşmeden, dna’ya hiçbir zarar vermeden yerine getirir. hani hocalar kalıtımı anlatırken dna bir fermuar gibi açılır(hiç değişmez bu anlatım) derler ya işte bu dna nın heliks şeklinin fermuar gibi açılması işlemi bu enzim tarafından yapılır.

iki uzun zincir, bir merkez etrafında kıvrılarak sağ el ikili sarmal yapısını oluşturur. watson-crick modeli adını alır zira 1953’te bunlar yayınlamışlardır. sonracığıma efendim bu dna denilen şey moleküler biyoloji ve genetik yada biyoloji yada tıpta okuyanların başına bela olur şayet genetikte okuyorsanız sadece bir dönem boyunca bununla uğraşırsanız.insanlık için gereklidir öğrencilik için çekilmezdir.

önceleri sadece yazılan yazıların okuduğum üye olmak gibi bir niyetim olmadığı halde ya benimde düşüncelerim var dile getirmek istediklerim diye düşünüp üye olduğum, üye olmamın anı itibariyle de bir mesaj aldığım ve vaayy ne kadar hoşmuş diğer yazarlarla da daha üyeliğin kabul edilmeden mesajlaşabiliyormuşun gibi bir düşünceyle beni benden alan sözlük sitesi.bu kadar hızlı olması hoştur, güzeldir, tercih edilendir.

sevgilimden duydum. kendisi de üye olmayı çok istiyor ancak ne yazıkki okullarından bu siteye giremiyorlar ve 7/24 okulda olduklarından üye olamıyor.

en oynak şarkılarda bile ağlanabilecek kadar saçma şeyler yaptıran dünyayı toz pembe gördüğün herşey aaahh nekadar güzel kuşlar böcekler ayy ayy dedirten aşık olduğun kişiyi her gördüğünde karnına saplanan o acıyı en derinden hissettiğin akşam uyurken sabah olsada konuşsak görüşsek deyip uyuduğun kalkışının bile bir anlam ifade ettiğini sandığın en başlarda aşkın ne olduğunu anlamazken sonraları yüreğine cort diye oturan daha sonraları da tüm şarkıların şiirlerin senin için yazıldığına inanmaya başladığın duygu karmaşası.