time

0 /
suphe
justin timberlake’ in başrolünde oynadığı sağlam bir amerikan filmidir. konusu ise, insanlarin yaşam sürelerinin sağlıklarına değil de para ile satın alınan ve zamanın doldurulmuş olduğu tüplere bağlı olmasıdır. damardan enjekte edilen zamanı biten insan yeni tüp satın alamaz veya bulamazsa ölecektir. tabi ki zaman mafyası da vardır bu ülkede. ve olaylar gelişir. tavsiye edilir şahsımca.
elma sekeriiii
abd’nin ünlü dergisi.
bu ay, recep tayyip erdoğan’ı kapak yapmıştır. hala oylamaları devam eden yılın kişisi listesine aday gösterilen başbakan hakkında derginin verdiği bilgiler ilgi çekici:

"erdoğan’ın zaman zaman otokratik huylar sergilediği, politik rakiplerine saygısızlık edip düşmanlarını hapse attığı ve medyanın gözünü korkuttuğu doğru. ancak destekçilerine göre bu kusurları başarılarının yanında önemsiz. türkiye artık demokratik, ekonomik olarak yükselen, uluslararası alanda gıpta edilen bir ülke."
falconslx
roger waters imzası taşıyan ve richard wright’ın rahmetli oldugu bu günlerde dinlenesi ve ders alınası bi parça. şarkının temposu da sözleriyle aynı şeyi anlatmakta.sert ve güçlü bi müzik havasında bir genci tasvir eden şarkı sona dogru yaklaştıkça hızını kaybeder ve pink floydun o depresif havasına girer ve dinleyeni de bu havaya sokar.biz zamanın içerisinde birilerini beklerken zaman kimseyi beklemez. sona geldigimizde de ölümün bize gülerek mi gelecegini yoksa çıplak mı gelecegini düşünürüz ama o geldiginde biz coktan gitmiş oluruz.işte böyle...
ilseyim
ufak mavi ışıklı karanlık odalarda dinlenesi pink floyd şarkısı. bir şeyler yapmak isterken, onları yapmak yerine boş oturularak geçirilen zamanlara yana yakıla üzerinde düşünülen sözleri var. bir nevi oblomovluk. harekete geçmek için hep bir şeyi bekleme hali ve tabii o bir şeyin köşesine çekilmiş birine hiç gelmemesi. harcanan hayat. insanı bir yandan gaza getiren öte yandan melankolik bir hale sokup iyice miskinleştiren şarkı.
seeyouindisneyland
mercyful fate’in tim kimsey prodüktörlüğünde ekim 1994 tarihinde piyasaya dürdüğü mükemmel albümü.

king diamond - vocals, harpsichord, keyboards
hank shermann - guitars
michael denner - guitars
sharlee d’angelo - bass
snowy shaw - drums

kadrosuyla çıkardığı albümde 11 şarkı bulunuyor.albümde öne çıkan şarkılar nightmare be thy name , witches dance ve abdul alhazred’in hikayesinin anlatıldığı the mad arab.

nightmare be thy name
angel of light
witches’ dance
the mad arab
my demon
time
the preacher
lady in black
mirror
the afterlife
castillo del mortes
quantitatif
iki elinin parmaklarının arasından çıkan basamakların denize doğru hatta kameranın açısıyla göğe yükselmesiyle akıp gidendir,zaman.kim ki duk,kendi coğrafyasında geçen modern hayata entegre olmuş iki kişinin birbirine olan delice duygularını anlatmanın yanında kapitalist sistemin zorunlu kıldığı estetik anlayışını da anlatmaktadır.bu öyle bir aşamaya varacaktır ki kişi zamanın içinde kaybolup kendi yüzünü bile unutacaktır.değişiklik uğruna kaybedilen şeylerin nelere yol açabileceğini yansıtmaktadır,filminde.
redcrow
yılın adamı olarak kişisel bilgisayar ve internet kullanıcılarını seçmiş popüler amerikan dergisi.seçtikleri sloganla millete gaz üstüne gaz vermektedirler.
bu sene seçtikleri slogan şöyle;
(bkz: you)
floydian
şarkının başındaki çalar saat seslerini ses mühendisi alan parsons bi antika dükkanındaki tüm eski saatlerin seslerini ayrı ayrı kaydedip sonra üstüste koyarak elde etmiştir.
floydian
sıradan bir günü oluşturan anları sayarak
zamanı parçalarsın, kolaycacık harcarsın
doğduğun topraklarda bir parça toprağın üstünde dolanarak
sana yol gösterecek birini, birşeyi bekleyerek.

yoruldun eve kapanıp yağmuru seyretmekten ve güneşte mayışmaktan
daha gençsin ve yaşam uzun, harcayacak vaktin var bugün
ve bir gün bakmışsın ki on yılı bırakmışsın ardında
kimse söylemez sana koşacağın yeri, başlama işaretini kaçırmışsın.

ve koşarsın koşarsın güneşi yakalamak için ama güneş batmakta
ve dolanmakta tekrar sana görünmek için
güneş aynı güneş aslında ama sen yaşlısın artık
bir nefeslik ömrün var ve bir gün daha yakınsın ölüme

gittikçe kısalmakta yıllar, vakit bulamayacağız galiba
tasarılar ya sıfır ya da yarım sayfa karalama
umutsuzluğa sarılarak avarelik etmek ingilizlere özgüdür
vakit geçti bitti şarkı, söyleyeceklerim bitmedi ama.

evdeyim, evdeyim yine
seviyorum burda olmayı fırsat buldukça
eve döndüğümde üşümüş ve yorgun
iyi geliyor kemiklerimi ısıtmak ateşin başında
uzakta çayırların ötesinde
ağır ağır çalan demir çan
çağırıyor insanları dizleri üzerine çökmeye
duymak için kısık sesli o sihirli sözleri.


floydian
pink floyd grubuna ait sarkilarin en iyilerinden. aynen oz buyucusundeki dorothy´i anlatir. dark side of the moon ile birlikte oz buyucusu senkron seyredilirken dorothy´nin artik eve dondugu sırada ucuncuye donen albumden de "home home again" kisimlari duyulur ki duygu selidir.

sarkinin yukaridaki sozlere ek bir de su son sozleri vardir:

home, home again
i like to be here when i can
and when i come home cold and tired
it’s good to warm my bones beside the fire
far away across the field
the tolling of the iron bell
calls the faithful to their knees
to hear the softly spoken magic spells.

edit: bu sözler breath reprise´a aittir.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol