amacı geçmişte yaşananı geleceğe kin olarak taşımak olmayan bilimdir.
tarih
alm: geschichte.
bugünkü hallerimizin de bir gün bünyesinde bizim neslimizin yaptıkları ettikleri diye yer alacağı zaman günlüğü. önceki nesillerin asırlarca dünyayı hiç köhne düşüncelerin hükmünden kurtaramadığını görmek bizden sonrakilerin de bizim için aynı şeyi düşüneceklerini bilmek acı verici. koca insanlık tarihi boyunca bir gıdım bile ilerleyemeden hala ırkçılık, küresel doğa sorunları gibi şeylerle uğraşıyor olmamız tarihten hiçbir ders çıkarmadığımıza işaret ettiği gibi tüm nesle çökmüş olan umutsuzluk ve umursamazlığı kamçılıyor ne yazık ki.
herkesin öğrencilik hayatında derin yaralar açan, genellikle sınavları inat yaparmış gibi pazartesi gününe koyulan ve dolayısı ile soğuk ve karanlık bir sonbahar pazarında herkes evde ayaklarını uzatmış tv karşısında pineklerken sizin çalışmak zorunda olduğunuz sıkıcı bir ders.
gorulebeilecek en guzel ders.
ilköğretim ve lise boyunca asla hiçbir yönden propaganda içermeyecek derecede tarafsız ve objektif olarak göremeyeceğiniz derstir. ha, bir de tarih derslerinde yakın tarih verilmez, 1945’e kadar tarih görür sonra da ülkenizin otuz kırk yıl öncesini bilmeyen bir kuşak olarak mezun olur gider kapitalist kapitalist, emperyalizmin kuklası veletler olarak işlere girer, iş sahibi olur çalışırsınız. sömürür, sömürülürsünüz aptal sistemde. fakat asla ne oldu da yurdumuz bu duruma geldi, ne oldu da akplere kaldık, bunları bu arih dersiyle öğrenemezsiniz. 12 yıl boyunca bir osmanlı tarihidir okur durursunuz.
e ne olur? sistem kendini korumuş olur. başka ne olur? sistem, gerileme, karşı devrim çabaları içerisinde var olan ve zaten yeterince dandik olan sistemin daha da gerilemesini isteyen gerici, emperyalist, şu -ist, bu -ist bir sürü dış ve iç düşmanı destekleyerek kendi sonunu getirir. aferin sisteme.. aferin sistemi bugüne getirenlere.
tarihi, gerek medeniyetler tarihini, gerek osmanlı tarihini ve gerekse yakın tarihi öğrenmek için yurdum öğrencisinin yapabileceği tek şey okumaktır. okumak, olabildiğine çok ve dur durak bilmeden okumak.
yoksa ne olur? kenan evren i allah sanan beyni yikanmis genclik alır başını gider, türer ve ürer. başka? almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık ya şimdi de ’x’ yenilince yine yenilmiş sayılmamız normal olur.
stalin’e demişler "stalin! stalin! yaptıklarını, bütün bunları tarih yazmayacak mı sanıyorsun?" diye. stalin’in cevabı sorunun hemen ardından emin bir şekilde gelmiş, "o, tarihi kimin yazdığına bağlı."
tarihi biz yazsaydık, belki kabul edebilirdik propagandayı, tarih dersine sıkıştırdığımız yalanları ve aman çocuklar bunu görmesin korkusunu. fakat, ne kadar acı ki tarihi biz yazmadık, başkalarını kandırmıyoruz, yalnızca kendimiz, kendi meyvelerimizi ve geleceği kandırıyoruz. başkasına ait olan bir gelecek değil o gelecek de, o da bizim geleceğimiz. stalin tarihi kendisi yazmıştı, bizse başkaları tarafından yazılmış olan hakkında kıvırtıyor, kendi kendimizi kandırıyoruz. suçlu kendini kandırır mı? suçlu, suçunu örtbas etmek adına o sırada suçlu için düşman sayılan diğerlerini, belki de en az onun kadar diğer masumları kandırır. biz, bizi; kendimizi kandırıyoruz. nereye varabiliriz? bir hiçe, hatta belki hiçliğe. hiç olmak yakın, yolun sonunda bir hiç olmak varmış gibi gözüküyor. tabii ki izlenilen yol değiştirilebilir, başkaya yönelinebilir. önce tarihi yazmak...
tarihi ne zaman bizler yazarız, ancak onu gerçekten gerçel şekilde okuduğumuz ve anladığımız zaman. okuyup anladığımız, doğru düzgün yorumladığımız ve dersler çıkardığımız bir tarih, ardından tarihi yazacak güce erişeceğiz. ve tarihi doğru düzgün okuduğumuz sürece güç kesintisiz ve sonsuz olacaktır. kitaplar yasaklanmadığı, yakılmadığı sürece de. bu da bir kandırma yöntemi sonuçta. eğer devam edersem, yazdıklarım yazacaklarım yoluyla uzayacaktır ve tarih başlığına yazılmaması gerekenler yazılır. o da olmaz. o nedenle, sustum.
gerçi ’tarih’ başlığı, adı üstünde ’tarih’... her şey buraya, her şekilde, herkes tarafından yazılmalı. tarihi yazmalı...
e ne olur? sistem kendini korumuş olur. başka ne olur? sistem, gerileme, karşı devrim çabaları içerisinde var olan ve zaten yeterince dandik olan sistemin daha da gerilemesini isteyen gerici, emperyalist, şu -ist, bu -ist bir sürü dış ve iç düşmanı destekleyerek kendi sonunu getirir. aferin sisteme.. aferin sistemi bugüne getirenlere.
tarihi, gerek medeniyetler tarihini, gerek osmanlı tarihini ve gerekse yakın tarihi öğrenmek için yurdum öğrencisinin yapabileceği tek şey okumaktır. okumak, olabildiğine çok ve dur durak bilmeden okumak.
yoksa ne olur? kenan evren i allah sanan beyni yikanmis genclik alır başını gider, türer ve ürer. başka? almanya yenilince biz de yenilmiş sayıldık ya şimdi de ’x’ yenilince yine yenilmiş sayılmamız normal olur.
stalin’e demişler "stalin! stalin! yaptıklarını, bütün bunları tarih yazmayacak mı sanıyorsun?" diye. stalin’in cevabı sorunun hemen ardından emin bir şekilde gelmiş, "o, tarihi kimin yazdığına bağlı."
tarihi biz yazsaydık, belki kabul edebilirdik propagandayı, tarih dersine sıkıştırdığımız yalanları ve aman çocuklar bunu görmesin korkusunu. fakat, ne kadar acı ki tarihi biz yazmadık, başkalarını kandırmıyoruz, yalnızca kendimiz, kendi meyvelerimizi ve geleceği kandırıyoruz. başkasına ait olan bir gelecek değil o gelecek de, o da bizim geleceğimiz. stalin tarihi kendisi yazmıştı, bizse başkaları tarafından yazılmış olan hakkında kıvırtıyor, kendi kendimizi kandırıyoruz. suçlu kendini kandırır mı? suçlu, suçunu örtbas etmek adına o sırada suçlu için düşman sayılan diğerlerini, belki de en az onun kadar diğer masumları kandırır. biz, bizi; kendimizi kandırıyoruz. nereye varabiliriz? bir hiçe, hatta belki hiçliğe. hiç olmak yakın, yolun sonunda bir hiç olmak varmış gibi gözüküyor. tabii ki izlenilen yol değiştirilebilir, başkaya yönelinebilir. önce tarihi yazmak...
tarihi ne zaman bizler yazarız, ancak onu gerçekten gerçel şekilde okuduğumuz ve anladığımız zaman. okuyup anladığımız, doğru düzgün yorumladığımız ve dersler çıkardığımız bir tarih, ardından tarihi yazacak güce erişeceğiz. ve tarihi doğru düzgün okuduğumuz sürece güç kesintisiz ve sonsuz olacaktır. kitaplar yasaklanmadığı, yakılmadığı sürece de. bu da bir kandırma yöntemi sonuçta. eğer devam edersem, yazdıklarım yazacaklarım yoluyla uzayacaktır ve tarih başlığına yazılmaması gerekenler yazılır. o da olmaz. o nedenle, sustum.
gerçi ’tarih’ başlığı, adı üstünde ’tarih’... her şey buraya, her şekilde, herkes tarafından yazılmalı. tarihi yazmalı...
yazının bulunmasıyla başlayan bilim.
tekerrür mekerrür... hikaye, yalan.
okuyunuz tarihi, tekrar etmemesi için yazacağınız yenisinin.
okuyunuz tarihi, tekrar etmemesi için yazacağınız yenisinin.
öğrenilmesi en kolay derslerdendir.fekat tarihi kolay öğrenme avantajı yanında kolay unutma dezavantajı da vardır.
(bkz: inkılap tarihi)
iyiyi,güzeli,doğruyu bulup büyültelim;kötüyü,çirkini,yanlışı bulup gömelim denilen iki ucu boklu değnektir.
asimilasyona uğramamak için dikkatle izlenilmesi gereken yol.
tarih, ölülerin dirileri cezalandırmasıdır (boşnak bir kızın yorumu).
benim şu anda okuduğum bölümün adı. osmanlıca gibi gerici bir ders olmasa süper olacak ama olsun zaten aşklar hep böyle.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?