uyuşturucu insanın yazını nasıl kışa çeviririn göstergesi. başarılı film, başarılı çekimler vs. ama filmin akışı sırasında insanın dikkatini yitirdiği anlar çok. özellikle annenin sahneleri insanın canını çok sıkıyor, evet.
---spoiler---
evet, kadın hap alırken ve çocuklar uyuşturucu kullanırken gösterilen görüntüler aşmış, evet.
---spoiler---
requiem for a dream
(bkz: requiem theme)
izlerken insanı hayretler denizinde yüzdüren derin anlamlar kapısını açan film.
bir kimsenin tanımına göre "uyuşturucunun sadece kötü yönlerini gösteren film".
bırakacam ulannn bu illeti...uyuşturucu kullansanızda kullanmasanızda sonunda bu nidayla kalkıyosunuz filmin başından.sonra darren aronofsky sen naptın diye düşünüyo insan ben seni pide de gördüm bu kadar değildin dedirtiyo.artık haber bültenlerinde emlak fiyatları artıyo seklindeki haberlerin bile arkasında çalsada soundtrackı bünyedeki etkisini yitirmiyo.son olarakta ass to ass diyerek gönülleri dağlamak istiyorum.
izledikten sonra keyfe keder devam edemeyecek bir güne sahipsindir artık,film bitse de flash backler gözünün önünde çakmaya devam eder.soundtrackleri başcumda olan nadide.bir diğeri için "trainspotting"..
şayet şu ana kadar izlemediyseniz izlemeden bir ay kadar önce atv ana haber izlemeyi bırakın.
evet filmi yeni izledim ve aklımda kalan şeyler kapkaççılar ve güneydoğu dağlarında terörist kovalayan mehmetçikler.
evet filmi yeni izledim ve aklımda kalan şeyler kapkaççılar ve güneydoğu dağlarında terörist kovalayan mehmetçikler.
bağımlılığın nelere neden olabileceğini en güzel anlatan filmdir.belki konusu çok sıradan ama insanda derin etkiler bırakıyor..
soundtrackinin ana haber bültenlerince hep bir elden piç edildiği güzide filmdir.
izleyen insanın beğenmeme yada etkilenmeme lüksünün olmadığı hakkında olumsuz eleştiri yapılamayacak sayılı filmlerden biri. sarsıcı. özelliklede izlenmemesi gereken yaklaşık olarak her türlü öğeyi içeriyor 18 yaş üstü falan gibi..
uyusturucunun ne oldugunu bı okdr guzel anlatan ve butun bır zaman etkısnı uzerınde bırakan gelmıs gecmıs en iyi iyidende ote super bı fılm
eger izlemeyen varsa bu filmi pazar aksami kolasini cipsini mısırını alip annesi babasiyla izlemeye kalkmasin yoksa evde uzun zaman kırmızı dolasmasina neden oluyor.
fılmı ızledıkten sonra karnınıza sert bı yumruk yemıs gıbı etkı yaratan, yonetmenlıgını darren aronofskynin yaptıgı muhtesem otesı hayat dersı verıcı bı fılm.
bir haftasonuydu. milliyet sanat aldım hemen paketi karıştırmaya başladım. bakalım bu kez ek olarak ne vermişler diye. vcd formatında bir film vardı. "bir rüya için ağıt" yazıyordu filmin üzerinde. yine telaşlanmıştım. zira milliyet sanatın verdiği diğer filmlerden hiçbir şey anlamamıştım. hepsi sanatsal filmlerdi ve ben sanattan hiçbir şey anlamadığımı görmüştüm. bu filmde sanatsal bir şeyse "oynamıyorum lan" diyerekten filmi izlemeye başladım.
filmi seyretmeye başladım. bu kez anlayabiliyordum bir şeyler. hatta filmle parelel gidiyordu filmi algılayışım. sevindim. bir sanat dergisinin verdiği filmi anlayabiliyordum. oley!
film içine çekiyordu beni. bir ara gözlerimden yaş geldiğini farkettiğimde ilk cd bitmişti.
ikinci cdyi izlemek için sabırsızlanıyordum. sonu nasıl acaba? kız ne yapacak? adam ne yapacak? nasıl da enterese etmişti beni karakterler.
filmde kullanılan tekniğin ne olduğunu oldukça merak ediyordum. gerçekten de çok çarpıcı bir teknikti. tam bana göre... heyecanla sonuna kadar seyredip, bir tuvalete gidip geldikten sonra. başımın felaket ağzıdığını, stres bastığını, ellerimin titrediğini, acayip bir şekilde sinirlendiğimi farketmemle filmi tekrar seyretmeye başlamam bir oldu. tekrar... sevdiğim şarkıları da tekrar tekrar dinlemeye bayılırım lakin bir filmi tekrar izlemek...
...filmi rafa kaldırdım. tamam dedim, bu kadar seyretmek yeter. takmaya gerek yok, hem ben uyuşturucu falan da kullanmıyorum, o hayatlar bana da ait değil. kendi halinde bir insanım. takacak bir şey yok!
nasıl yok ya?
...film sonra moda oldu. klişe bir laf ama gerçekten de öyle oldu. birkaç kişiye verdim filmi alın da seyredin "adamlar ne yapmış" görün diye. seyredenler "iyiymiş" deyip geçiştidiler.
sadece iyi mi? hiç mi bir şey hissetmedin?
-ne abi... film işte. güzel yani.
filmi seyretmeye başladım. bu kez anlayabiliyordum bir şeyler. hatta filmle parelel gidiyordu filmi algılayışım. sevindim. bir sanat dergisinin verdiği filmi anlayabiliyordum. oley!
film içine çekiyordu beni. bir ara gözlerimden yaş geldiğini farkettiğimde ilk cd bitmişti.
ikinci cdyi izlemek için sabırsızlanıyordum. sonu nasıl acaba? kız ne yapacak? adam ne yapacak? nasıl da enterese etmişti beni karakterler.
filmde kullanılan tekniğin ne olduğunu oldukça merak ediyordum. gerçekten de çok çarpıcı bir teknikti. tam bana göre... heyecanla sonuna kadar seyredip, bir tuvalete gidip geldikten sonra. başımın felaket ağzıdığını, stres bastığını, ellerimin titrediğini, acayip bir şekilde sinirlendiğimi farketmemle filmi tekrar seyretmeye başlamam bir oldu. tekrar... sevdiğim şarkıları da tekrar tekrar dinlemeye bayılırım lakin bir filmi tekrar izlemek...
...filmi rafa kaldırdım. tamam dedim, bu kadar seyretmek yeter. takmaya gerek yok, hem ben uyuşturucu falan da kullanmıyorum, o hayatlar bana da ait değil. kendi halinde bir insanım. takacak bir şey yok!
nasıl yok ya?
...film sonra moda oldu. klişe bir laf ama gerçekten de öyle oldu. birkaç kişiye verdim filmi alın da seyredin "adamlar ne yapmış" görün diye. seyredenler "iyiymiş" deyip geçiştidiler.
sadece iyi mi? hiç mi bir şey hissetmedin?
-ne abi... film işte. güzel yani.
harry nin annesi kırmızı elbiseli orta yaşlı kadın ms goldfarb ın we got a winner nidaları eşliğinde günden güne delirişi sahneleri zannımca filmin en sağlam %50 lik dilimidir.
sonlarına doğru hıçkıra hıçkıra ağlamama sebep olan eğitici ve etkileyici güzel film.
spoiler kullanmanin ne kadar yararli oldugunu anlamamizi saglayan filmdir.
(bkz: ass to ass)
sadece jenerik muziği lux aeterna bile başlı başına bir etmendir hayatımızın içine sıçan filmler kategorisine girmesini sağlayacak olan filmdir.
kesinlikle "exuberant" tezahuratlara maruz kalmis "siradisi bir genclik filmi".sadece bu kadar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?