oray eğin

4 /
benduruyorumsebagitti
muhalifim, bağımsızım, en zekiyim, entellektüelim, türkçe’yi bile adam gibi konuşamıyorum, beyaz türk’üm zırvalarıyla zıvanasından iyice çıkmış gazetecidir.

zehir gibi kalemiyle kimsenin bulaşmak istemediği, çoğunun kaale almamayı seçtiği, adeta basının cem uzan’ı bu sonradan fırlama yazar, yakında eski üstadlarından engin ardıç’tan sıkı tokatlar yiyecek, öyle görünüyor. akşam’da iken hafiften dokunmuştu, geçenlerde de bir yokladı. üçüncüsü bu kadar hafif olmaz.

başka bir tarafından anladığı tüm o değerleri bir gün öğrenecek, ipe ipe öğrenecek de...(aslında onları da iyi bilir, türkçe konuşmayı bildiği gibi) bu aşmış pozlar, her ota maydonoz olma, adeta ombudsmanmış gibi çiziktirmeler de neyin nesi. alemi kendisi gibi kör, sersem sanma halleri...

dur bakalım, turgay ciner daha gazeteyi çıkarmadı. fatih altaylı da senin için "adam yerine konulmayı bekleyen" diye birşey demişti de ondan sonra yalaka yalaka yazılar döşenmiştin kendisi için. gazetesine seni alacağı ne malum? gerçi o da turgay ciner’e az saymamıştı.

n’oldu o kadar sedat ergin, ertuğrul özkök yağlamaları da bir işe yaramadı. yazık ki ne yazık.

çoğu zaman yazılarını okurken cesur yürek’teki bir sahne aklıma gelir: "kralın naif oğlu, kendisine bir askeri danışman atamış. o da bir vesile ile krala ’bence şöyle şöyle yapmalıyız’ diyor. kral da ’bu, sanki kendisine fikrine sormuşum gibi konuşan da kim’ diyor ve akabinde süper bir hareketle pencereden aşağı atıyor elemanı" sen buradaki naif çocuk değilsin, merak etme, her ne kadar öyle olsa da...
benduruyorumsebagitti
ecevit kılıç’ın sabah’ta yayınlanan portre’den:
“bu hafta kimi yazıyorsun?” sorusuna “oray eğin” dediğimde verilen cevapları hatırlatarak yanıt vereyim; “dikkat et, küfür eder, iftira atar, uğraşılmaz...”

bu, oray eğin’in yerini gayet iyi özetliyor. köşesinde küfür ettiği, hakaret ettiği isimlerin bir kısmı akıllıca davranıp onu muhatap almak istemiyor, diğer kısmı ise gerçekten korkuyor... yazılarının zemini sadece medya üzerine. emin olun, sokaktaki insanlar böyle bir yazar olduğundan bile haberdar değil. yazılarının etkisi de sadece medyayla sınırlı. o nedenle, yazılarını okuduğunuzda burun direğinizi kıran o pis koku dışında, hepsi sanalmış, bir projeymiş, medya tanrısının sabrımızı denemek için yolladığı bir belaymış gibi geliyor. ve bu yüzden türkiye’deki basının bir dönemini çok ama çok iyi simgeliyor...”
benduruyorumsebagitti
babası oto sanayide esnafmış. şu anda durum nedir bilmiyoruz tabii de, şunu öğreniyoruz: tüm o beyaz türk, entellektüel pozların altında bir esnaf çocuğu var. utanılacak, ayıp birşey mi bu? tam tersine gurur duyulacak birşey. ama soy ağacı düklere, baronlara, kontlara dayanır gibi o şekiller de neyin nesi? ne kadar iğreti durduğunun farkında değil mi?

bir zamanlar çete halinde aşağıladıkları durmuş yılmaz’ın merkez bankası’na başkan olmasını önleyemediler, sırf evinin kapısının önünde çıkarılmış ayakkabıların verdiği görüntü yüzünden. bu kadar işte çağdaşlık, insan hakları, medeniyet, görgü, kültür... herşey buraya kadar. yaşam tarzımı savunuyorum deyip, bir başkasının yaşam tarzını aşağılamalar... şimdilerde durmuş yılmaz hakkında yazmıyorlar. hükümetle atıştığından, ekonomik görüşleri aynı olmadığından, merkez bankası’nın istanbul’a taşınmasına karşı çıktığından...
o kadar etkili olmuştu ki "bu adam mı merkez bankası başkanı olacak" geyikleri; lehçesiyle, giyimiyle, kültürü ve yaşantısıyla tüm bu kendini beğenmişlerin geyik konusu olabilecek bir sıradan adam dahi:"şu adamın tipine bak, hiç merkez bankası başkanı olabilecek tipi var mı?" diyordu yanındakine.
bazıları aynaya bakmayı sevmiyor demekki.
benduruyorumsebagitti
ergenekon operasyonu kapsamında dinlenen ilhan selçuk-ibrahim yıldız görüşmesinde hakkında konuşulanları ve murathan mungan’la yaptığı yolculuğu diline dolayanlara kızmış. hıncal abisiyle özdeşim kurmuş falan. bir ara "... alparslan (türkeş) amcasının kucağında oturan..." diye ağır ayar verdiği abisiyle.

"...ama bu basındaki zavallılar herkesi de kendileri gibi bilmiyor mu? sen “işi” tartışıyorsun, o “kişiliğe” vuruyor."
...
"...adama “beceremiyorsun” diyorsun, “yanlış” diyorsun, teşekkür edip eleştiriden ders alacağına küfrediyor, ilkokul çocuğu gibi “ama sen de...” diye başlıyor."
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=128657,10,6
nick nicki nickince
amerikan kültürüyle bezenmekten türkçe konuşmayı unutmuş, cahil türk medyası tarafından da "işte batılılık budur!" diye gözümüze gözümüze sokulan bir şarlatandır.

hakkında çok yerinde bir tespit için:
#825718

steroid
sürekli gündemin kıyısında köşesinde yer bulan kişi.

fazla takip etme fırsatım olmadı bu kişiyi, birkaç defa şarkı yarışmasında filan gördüm sadece ama dün ayşe arman’ın kendisiyle yaptığı uzun bir röportajı okudum.
"annemin öldüğünü öğrendiğimde ilk düşündüğüm köpeğime şimdi kim bakacak oldu, ikinci aklıma gelen de artık hesap vermem gereken kimse kalmadı düşüncesiydi." tarzı bir takım ilgiye aç cümleleri var.
röportajın bazı yerlerinde ayşe arman’ın haklı olarak sinirli bir havayla sorduğu sorular karşısında refleks şeklinde ego krizlerine girmiş. adeta ajdarvari bir özgüvenle "benim neyim eksik..hayret birşey!" tavrına bürünmüş ki bu noktada freni patlamış kamyon gibi kontrol edemediği narsist lafları var.
independence
konu$urken zannedersin ki amerika’da dogmu$ da 12 ya$inda turkiye’ye gelmi$, turkce yi sonradan ogrenmi$. mazisini bilmem, eger boyle bir durum varsa normal kar$ilarim, ama eger dogma buyume turkiyeliyse yazik bu adamin bu denli ozentiyken halen bu topraklarda durmasi.

o nasil bir konu$ma tarzidir, o nasil bir aksandir arkada$ ya. sanki herif beyaz saray’in onune kamp kurmu$ da her an amerikan ba$kaninin kapidan cikmasini beklermi$ gibi, ciksa da kendimi ona gostereyim, "turkum ama bak nasil amerikan aksani ile ingiliz aksani ile konu$uyorum heleloyloy" dermi$ gibi bir intiba yaratiyor insanin uzerinde.

mumkunse konu$masin, mumkunse yazmasin, ya hatta mumkunse uremesin evlenmesin. bu ulke bir oray egin jr. a katlanamaz.

al re$at cali$lar’i vur oray egin’e, yemin ederim ayni kaliptan turemi$ler.
mad
muhabbeti karıştırmaktan başka bi’durumu yok. oradan giriyor buradan çıkıyor. karşıdakinin kafasını karıştırıp, bi’yerden sallayı veriyor karşıdakine lafı. ışık yemiş balık gibi kalıyor karşı tarafta, e n’apıcam ben şimdi diye.
independence
kanimca programa katilmasinin kar$iliginda okan bayulgen’i alabildigine yalamak konusunda bir mukavele falan imzalami$ olacak ki uc keredir $u cumleyi duyuyorum kendisinden, ya da ayni anlamlisini;

+ helal olsun okan.

bir kac canli yayina cikma hakkini daha kazanmi$tir muhtemelen bu gece.
imphotep
medya kralı’nda hakkı devrim’den ayar yiye yiye şişen,gene de yüzü kızarmayan suratsız herif.
sözlük kurallarına göre hakaret etmek yasak olmasa tam bir .rrrrrrospu çocuğu diycem de diyemiyorum.neyse.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol