oray eğin

0 /
bayanasabi
ağır gay, akşam gazetesinin hop hop oray top oray köşe yazarı, yürürken bir kadından daha fazla davetkar ve kıvırtarak yürür
benduruyorumsebagitti
son zamanlarda gemi iyice azıya almış.aklı, mantığı, herşeyi unutmuş bir halde beyaz turkler sakızını çiğniyor.fikri kankası fazıl say da kendince türkiye’nin bugünkü durumunu bir zamanların guney afrika cumhuriyetine benzetmişti.nasıl bir ateşle oynadıklarını bilmiyorlar, ya da onlara vaat edilen meşrubat için yanmaya değer.

iyi niyetli olmadıklarına inanıyorum.dünyanın hiçbir yerinde demokrasinin uygulandığı, aklı başında hiçbir ülkesinde bir parti seçimi kazandı diye birileri "onlar kazandı biz gidelim" demez! aksi de olmaz bu aklı başında ülkelerde, birilerine ya sev ya terk et demeye kimsenin hakkı yoktur.
benzerlik kurdukları ülkenin o karanlık geçmişini bilmeden konuşmaları imkansız.türkiye’yi ne ile itham ettiklerinin farkındalar... zenci olarak görüp, aşağıladıkları bu insanlar cahil, eğitimsiz, şaraptan-müzikten anlamıyor olabilir.ama onlardan çok daha mert, çok daha demokrat, çok daha laiklik yanlısı, çok daha insanlar.
ister fazıl ol, ister oray... say! seni saymalarını istiyorsan sen de başkalarını say!

benduruyorumsebagitti
babası oto sanayide esnafmış. şu anda durum nedir bilmiyoruz tabii de, şunu öğreniyoruz: tüm o beyaz türk, entellektüel pozların altında bir esnaf çocuğu var. utanılacak, ayıp birşey mi bu? tam tersine gurur duyulacak birşey. ama soy ağacı düklere, baronlara, kontlara dayanır gibi o şekiller de neyin nesi? ne kadar iğreti durduğunun farkında değil mi?

bir zamanlar çete halinde aşağıladıkları durmuş yılmaz’ın merkez bankası’na başkan olmasını önleyemediler, sırf evinin kapısının önünde çıkarılmış ayakkabıların verdiği görüntü yüzünden. bu kadar işte çağdaşlık, insan hakları, medeniyet, görgü, kültür... herşey buraya kadar. yaşam tarzımı savunuyorum deyip, bir başkasının yaşam tarzını aşağılamalar... şimdilerde durmuş yılmaz hakkında yazmıyorlar. hükümetle atıştığından, ekonomik görüşleri aynı olmadığından, merkez bankası’nın istanbul’a taşınmasına karşı çıktığından...
o kadar etkili olmuştu ki "bu adam mı merkez bankası başkanı olacak" geyikleri; lehçesiyle, giyimiyle, kültürü ve yaşantısıyla tüm bu kendini beğenmişlerin geyik konusu olabilecek bir sıradan adam dahi:"şu adamın tipine bak, hiç merkez bankası başkanı olabilecek tipi var mı?" diyordu yanındakine.
bazıları aynaya bakmayı sevmiyor demekki.
benduruyorumsebagitti
engin ardıç’tan giderayak fırça yemiş yazar.

"...üzülme, bak sağda solda “darbecilik kötü bir şey değildir” diye yazılar da yazılıyor, yarın eli sopalı biri gelir, ismet inönü ya da ilhan selçuk kafasıyla “dövizlerimiz çarçur oluyor” diye yurt dışına çıkış sayısını gene kısıtlar, sen de “otuzlu ve kırklı yılların devr-i saadetine” döner, başını devekuşu gibi kuma gömer, dünyaya kapanırsın. uzaylılardan sermaye gelecek, memlekette bir “yatırım ve istihdam patlaması” yapacaklar ya, iş bulur güzel güzel çalışırsın, varoşunda mutlu olursun.

liberalizm delikanlıyı bozuyor galiba."

utanmış, sıkılmış mıdır? hiç sanmıyorum.
yazının tamamı için:
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=108497,10,2

ederleziavela
2007 model ahmet hakan coşkun gti.

bu sektörde "saldırganlık" prim yapar mı?, sualinin canlı kanıtı.

evvela bugünkü yazısısını okuyalım.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=108334,10,6

akp ve recep tayyip erdoğan hakkında iyi kötü tespitler, analizler ve inceden yalakalık var. yalnız benim takıldığım nokta, akp’nin türban meselesi yüzünden milleti gerdiği bir gerçek. evet, empati ve sağduyu yoksunu oldukları da bir gerçek. iktidar hırsları yüzünden millet (laik-dinci) birbirini kırmış geçirmiş, ortalık gerim gerim gerilmiş, pek de umurlarında değil. buraya kadar mütabıkız.

bilhassa benim takıldığım husus;


necmettin erbakan bugün akp’de olsaydı, emin olun, o bile ortalığın bu kadar gerilmesine izin vermezdi. kendilerini refah partisi’nin liberalleri gibi gösterip "dinozor" takımından kurtulan ve bugünkü akp’yi kuranlar ne büyük bir hata etti tecrübeyi dışlayarak... aralarında bir tek bilge isim, bir tek tecrübeli siyasetçi yok. hepsi deneyimsiz ve toy oldukları için hata üstüne hata yapıyorlar...

bir oğuzhan asiltürk, bir şevket kazan olsaydı eminim akp adımlarında çok daha metanetli davranırdı. bu insanlar yıllarca türkiye’nin dinamiklerini görmüş, nerelerde durulması, nerelerde hareket edilmesi gerektiğini bilen insanlar.


yahu sen, tayyip ve kurmaylarını empatiden uzak, sağduyu yoksunu olarak tanımlıyorsun. lakin verdiği şevket kazan örneğine bakıp dumur oluyorum. bu şevket kazan’ın, sivas katliamı’nı gerçekleştiren failleri savunduğunu ne çabuk unuttuk. savunabilir de gayet normal, zira kendisi mesleğini icra ediyor. sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi yapan insanları hedef alıp "mum söndü oynuyorlar" diyen bir adam nasıl empati ve sağduyulu olabilir?. hadi onu da geçtik, bir dönem "ölüm orucu" tutanlar kastederek, "onlar aşağıda çaktırmadan yemek yiyorlar" demek, nasıl bir empati ya da sağduyu örnegidir. sivas katliamı’nı, "normal bir olay" olarak tanımlayan şevkat kazan efendiye sağduyulu demek, her gazetecinin harcı değil.

recep tayyip erdoğan’ı, türkiye’yi ötekileştirmekle suçlayıp, kompetan olarak şevket kazan’ı göstermek nasıl bir zihnin ürünüdür?!.
benduruyorumsebagitti
(bkz: sazan)

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=117979,10,6

"tapdk başkanı çalışkan, açık içki satışlarında restoran ve gece kulüplerinde kadehle içki satışında bir yasaklama olmadığını belirterek, "açık içki satış yasağı yetki belgesi olmayan mahalle bakkalı ve büfeler için geçerli" dedi.. "

daha başka söylenebilecekler de var ya neyse...


benduruyorumsebagitti
hürriyet’in meşhur içki yasağı yalanına balıklama atlayan sazan gazetecimiz; yani sorgulayan, araştıran pek aydın pek aşmış... kişi dünkü yazısında o haberle ilgili ertuğrul özkök’e soruyor: "ne yapılabilir acaba? hürriyet birbiri ardına büyüyen ve sonunda işin yanlış manşete vardığı bu hatalarla nasıl mücadele edilebilir?(evet edilebilir o yazmış)

iyi eleman bulmak da zor, bu da bir sorun belli ki. ( :) benduruyorumsebagitti) türkiye’de insan kaynakları maalesef kısıtlı. ama hürriyet markası da bunu yapamıyorsa, kim yapsın ki?"

mesela orayı, oraya alsan. olur mu acaba? hımmm n’apsak ki yaa...

benduruyorumsebagitti
muhalifim, bağımsızım, en zekiyim, entellektüelim, türkçe’yi bile adam gibi konuşamıyorum, beyaz türk’üm zırvalarıyla zıvanasından iyice çıkmış gazetecidir.

zehir gibi kalemiyle kimsenin bulaşmak istemediği, çoğunun kaale almamayı seçtiği, adeta basının cem uzan’ı bu sonradan fırlama yazar, yakında eski üstadlarından engin ardıç’tan sıkı tokatlar yiyecek, öyle görünüyor. akşam’da iken hafiften dokunmuştu, geçenlerde de bir yokladı. üçüncüsü bu kadar hafif olmaz.

başka bir tarafından anladığı tüm o değerleri bir gün öğrenecek, ipe ipe öğrenecek de...(aslında onları da iyi bilir, türkçe konuşmayı bildiği gibi) bu aşmış pozlar, her ota maydonoz olma, adeta ombudsmanmış gibi çiziktirmeler de neyin nesi. alemi kendisi gibi kör, sersem sanma halleri...

dur bakalım, turgay ciner daha gazeteyi çıkarmadı. fatih altaylı da senin için "adam yerine konulmayı bekleyen" diye birşey demişti de ondan sonra yalaka yalaka yazılar döşenmiştin kendisi için. gazetesine seni alacağı ne malum? gerçi o da turgay ciner’e az saymamıştı.

n’oldu o kadar sedat ergin, ertuğrul özkök yağlamaları da bir işe yaramadı. yazık ki ne yazık.

çoğu zaman yazılarını okurken cesur yürek’teki bir sahne aklıma gelir: "kralın naif oğlu, kendisine bir askeri danışman atamış. o da bir vesile ile krala ’bence şöyle şöyle yapmalıyız’ diyor. kral da ’bu, sanki kendisine fikrine sormuşum gibi konuşan da kim’ diyor ve akabinde süper bir hareketle pencereden aşağı atıyor elemanı" sen buradaki naif çocuk değilsin, merak etme, her ne kadar öyle olsa da...
benduruyorumsebagitti
ecevit kılıç’ın sabah’ta yayınlanan portre’den:
“bu hafta kimi yazıyorsun?” sorusuna “oray eğin” dediğimde verilen cevapları hatırlatarak yanıt vereyim; “dikkat et, küfür eder, iftira atar, uğraşılmaz...”

bu, oray eğin’in yerini gayet iyi özetliyor. köşesinde küfür ettiği, hakaret ettiği isimlerin bir kısmı akıllıca davranıp onu muhatap almak istemiyor, diğer kısmı ise gerçekten korkuyor... yazılarının zemini sadece medya üzerine. emin olun, sokaktaki insanlar böyle bir yazar olduğundan bile haberdar değil. yazılarının etkisi de sadece medyayla sınırlı. o nedenle, yazılarını okuduğunuzda burun direğinizi kıran o pis koku dışında, hepsi sanalmış, bir projeymiş, medya tanrısının sabrımızı denemek için yolladığı bir belaymış gibi geliyor. ve bu yüzden türkiye’deki basının bir dönemini çok ama çok iyi simgeliyor...”
cyranonunburnu
bugünkü yazısında yasar kemal hakkında çirkin ithamlarda bulunan medya böceği. bir önceki gün ufuk güldemir’in kucağından yazdığı yazılarla suleyman’s, haberturk weekend gibi programların yaratıcısına yalakalık yapıp bugün de orhan pamuk’un aldığı nobeli ’türk dili’ açısından mutluluk verici olarak addeden topaç.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=55408,10,6
lapsus
serdar turgutun aksam gazetesine yaptigi katilari son zamanlarda aksam gazetesinde olusan degisimleri gormezden gelmemek elde degil,ustelik gazete kadrosuda buyuk oranda genc insanlardan olusuyor ancak yalnizca genc olduklari belli bu adamlari cogunun birikimi yetersiz,oldugunu iddia ettikleri birikimleride anlamsiz bilgilerden olusuyor -birikimlerinin ne oldugunu acmak gerekirse:en kaliteli ama en ucuz pasta nereden yenir en guzel meksika lokantasi nerdedir gibi bilgiler- bu yetersiz insanlarin basinda oray egin geliyor kendisi yanilmiyorsam aksam gazetesinin pencere ekinden sorumlu -yanlista biliyor olabilirim- ekte zaten bunu belli ediyor baris bardakci disinda okunacak hicbirseyin olmadigi oray eginin kendi gibi hicbirseybilmeyengilleri icine doldurdugu bir
ek kimi zaman kendi hezeyanlarini yaziyor kimi zaman entel takilip basini basindaki curumuslugu elestiriyor ama kendinden ve aksam gazetesindeki diger hicbirseybilmeyengillerden gelen kokunun farkinda degil dilerim bu koku serdar turgut tarafindan kisa surede farkedilir.
benduruyorumsebagitti
ergenekon operasyonu kapsamında dinlenen ilhan selçuk-ibrahim yıldız görüşmesinde hakkında konuşulanları ve murathan mungan’la yaptığı yolculuğu diline dolayanlara kızmış. hıncal abisiyle özdeşim kurmuş falan. bir ara "... alparslan (türkeş) amcasının kucağında oturan..." diye ağır ayar verdiği abisiyle.

"...ama bu basındaki zavallılar herkesi de kendileri gibi bilmiyor mu? sen “işi” tartışıyorsun, o “kişiliğe” vuruyor."
...
"...adama “beceremiyorsun” diyorsun, “yanlış” diyorsun, teşekkür edip eleştiriden ders alacağına küfrediyor, ilkokul çocuğu gibi “ama sen de...” diye başlıyor."
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=128657,10,6
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol