oray eğin

3 /
nickullah entryoglu
şarkı söylemek lazım yarışmasının gazından sonra, çöplüğüne geri dönen, iyi tespitleri olsa da, yapmacık hareketleri ve gözümüze gözümüze soktuğu, ’’ben yurtdışında okudum, sizden daha iyisini bilirim’’ vari itici davranışlarıyla, iticiliğine doymamış, gazeteciyim diye geçinen, boş işler uzmanı.
mirhat
gerek şekil gerekse beyin yapısı itibariyle reha muhtar’la benzerlikler gösteren yada kendisini ona benzetmeye çalışan, her moku bildiğini zanneden, fakat hiçbir dışkı analiz edememiş, insan müsvettesi.
hallucinogen
sabah ve milliyet gazetesi köşecilerinden bazılarına yazılması gereken yazıları yazmış ve genç biri olarak güzel bir cesaret örneği göstermiştir.
benduruyorumsebagitti
son zamanlarda gemi iyice azıya almış.aklı, mantığı, herşeyi unutmuş bir halde beyaz turkler sakızını çiğniyor.fikri kankası fazıl say da kendince türkiye’nin bugünkü durumunu bir zamanların guney afrika cumhuriyetine benzetmişti.nasıl bir ateşle oynadıklarını bilmiyorlar, ya da onlara vaat edilen meşrubat için yanmaya değer.

iyi niyetli olmadıklarına inanıyorum.dünyanın hiçbir yerinde demokrasinin uygulandığı, aklı başında hiçbir ülkesinde bir parti seçimi kazandı diye birileri "onlar kazandı biz gidelim" demez! aksi de olmaz bu aklı başında ülkelerde, birilerine ya sev ya terk et demeye kimsenin hakkı yoktur.
benzerlik kurdukları ülkenin o karanlık geçmişini bilmeden konuşmaları imkansız.türkiye’yi ne ile itham ettiklerinin farkındalar... zenci olarak görüp, aşağıladıkları bu insanlar cahil, eğitimsiz, şaraptan-müzikten anlamıyor olabilir.ama onlardan çok daha mert, çok daha demokrat, çok daha laiklik yanlısı, çok daha insanlar.
ister fazıl ol, ister oray... say! seni saymalarını istiyorsan sen de başkalarını say!

benduruyorumsebagitti
engin ardıç’tan giderayak fırça yemiş yazar.

"...üzülme, bak sağda solda “darbecilik kötü bir şey değildir” diye yazılar da yazılıyor, yarın eli sopalı biri gelir, ismet inönü ya da ilhan selçuk kafasıyla “dövizlerimiz çarçur oluyor” diye yurt dışına çıkış sayısını gene kısıtlar, sen de “otuzlu ve kırklı yılların devr-i saadetine” döner, başını devekuşu gibi kuma gömer, dünyaya kapanırsın. uzaylılardan sermaye gelecek, memlekette bir “yatırım ve istihdam patlaması” yapacaklar ya, iş bulur güzel güzel çalışırsın, varoşunda mutlu olursun.

liberalizm delikanlıyı bozuyor galiba."

utanmış, sıkılmış mıdır? hiç sanmıyorum.
yazının tamamı için:
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=108497,10,2

ederleziavela
2007 model ahmet hakan coşkun gti.

bu sektörde "saldırganlık" prim yapar mı?, sualinin canlı kanıtı.

evvela bugünkü yazısısını okuyalım.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=108334,10,6

akp ve recep tayyip erdoğan hakkında iyi kötü tespitler, analizler ve inceden yalakalık var. yalnız benim takıldığım nokta, akp’nin türban meselesi yüzünden milleti gerdiği bir gerçek. evet, empati ve sağduyu yoksunu oldukları da bir gerçek. iktidar hırsları yüzünden millet (laik-dinci) birbirini kırmış geçirmiş, ortalık gerim gerim gerilmiş, pek de umurlarında değil. buraya kadar mütabıkız.

bilhassa benim takıldığım husus;


necmettin erbakan bugün akp’de olsaydı, emin olun, o bile ortalığın bu kadar gerilmesine izin vermezdi. kendilerini refah partisi’nin liberalleri gibi gösterip "dinozor" takımından kurtulan ve bugünkü akp’yi kuranlar ne büyük bir hata etti tecrübeyi dışlayarak... aralarında bir tek bilge isim, bir tek tecrübeli siyasetçi yok. hepsi deneyimsiz ve toy oldukları için hata üstüne hata yapıyorlar...

bir oğuzhan asiltürk, bir şevket kazan olsaydı eminim akp adımlarında çok daha metanetli davranırdı. bu insanlar yıllarca türkiye’nin dinamiklerini görmüş, nerelerde durulması, nerelerde hareket edilmesi gerektiğini bilen insanlar.


yahu sen, tayyip ve kurmaylarını empatiden uzak, sağduyu yoksunu olarak tanımlıyorsun. lakin verdiği şevket kazan örneğine bakıp dumur oluyorum. bu şevket kazan’ın, sivas katliamı’nı gerçekleştiren failleri savunduğunu ne çabuk unuttuk. savunabilir de gayet normal, zira kendisi mesleğini icra ediyor. sürekli aydınlık için bir dakika karanlık eylemi yapan insanları hedef alıp "mum söndü oynuyorlar" diyen bir adam nasıl empati ve sağduyulu olabilir?. hadi onu da geçtik, bir dönem "ölüm orucu" tutanlar kastederek, "onlar aşağıda çaktırmadan yemek yiyorlar" demek, nasıl bir empati ya da sağduyu örnegidir. sivas katliamı’nı, "normal bir olay" olarak tanımlayan şevkat kazan efendiye sağduyulu demek, her gazetecinin harcı değil.

recep tayyip erdoğan’ı, türkiye’yi ötekileştirmekle suçlayıp, kompetan olarak şevket kazan’ı göstermek nasıl bir zihnin ürünüdür?!.
benduruyorumsebagitti
(bkz: sazan)

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=117979,10,6

"tapdk başkanı çalışkan, açık içki satışlarında restoran ve gece kulüplerinde kadehle içki satışında bir yasaklama olmadığını belirterek, "açık içki satış yasağı yetki belgesi olmayan mahalle bakkalı ve büfeler için geçerli" dedi.. "

daha başka söylenebilecekler de var ya neyse...


benduruyorumsebagitti
hürriyet’in meşhur içki yasağı yalanına balıklama atlayan sazan gazetecimiz; yani sorgulayan, araştıran pek aydın pek aşmış... kişi dünkü yazısında o haberle ilgili ertuğrul özkök’e soruyor: "ne yapılabilir acaba? hürriyet birbiri ardına büyüyen ve sonunda işin yanlış manşete vardığı bu hatalarla nasıl mücadele edilebilir?(evet edilebilir o yazmış)

iyi eleman bulmak da zor, bu da bir sorun belli ki. ( :) benduruyorumsebagitti) türkiye’de insan kaynakları maalesef kısıtlı. ama hürriyet markası da bunu yapamıyorsa, kim yapsın ki?"

mesela orayı, oraya alsan. olur mu acaba? hımmm n’apsak ki yaa...

3 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol