oğuz atay

0 /
mereteme
bir mühendis olmasına karşın, kanımca türk edebiyatını etkileyip, yön veren nadide insandır. Çok erken ayrılmış aramızdan, şahsen onun burukluğunu hissediyorum. Kısa süren yaşamı boyunca baş yapıt diye tabir edebileceğimiz eserler çıkarmıştır ortaya. Tutunamayanlar ve tehlikeli oyunlar isimli romanları oldukça fazla okunmuş ve taktir edilmiştir. ne yazık ki, bir çok sanatçı gibi değeri kıymeti sağlığında bilinmemiş, ben buradayım ey sevgili okurum sen neredesin sözünü söylemiştir.
insl
tutunamayanlar adlı kitabındaki diyaloglar fazlaca kurcalanmış olan yazar.
-oğuz atay’ı tanıyor musun olric?
-o içimizde efendimiz...
-niye her şeyi ben sana soruyorum olric?
-bu soruyu hiç sormayacaksınız sandım efendimiz...
-yeter, allah cezanı versin olric...
nys
“şu anda, sana güzel bir söz söyleyebilmek için,
on bin kitap okumuş olmayı isterdim,” dedi: “gene de az
gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek: seni
tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
goshenit
’’beynim yağ bağlamış olacak. büyük ve güzel şeylerin dışarı çıkmasına izin vermiyorlar. korkuyoruz. düşünmekten ve sevmekten korkuyoruz. insan olmaktan korkuyoruz. insan yerine bir yığın kuklalar yaratıyoruz. insana benzetirsek, onlara acımaktan korkuyoruz. işin içine bir kere acıma girerse, ondan bir daha kurtulamamaktan korkuyoruz’’

(bkz: tutunamayanlar)
(bkz: vay anasını)
mouscronoise
"provası yok hayatın. ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek."
narodnik
2007 aralığında m.sinan oditoryumunda oğuz atay için düzenlenen toplantının birinci günü,oğuz ataydan bir bok anlayamayacakların zevzekliğinde geçtiğinden ikinci güne katılmak,oğuz atay’a siktir çekmek gibi bir şey olacaktı.ikinci günde yoktum bu yüzden.ikinci günden sadece murathan mungan’ın atay’a mektubunu dinleyemediğime üzülmüştüm.sanki ’adam’ gibi anlamak sadece o olacaktı diye düşünmekteyim.akşam olmuştu,kenarda bir masa gözüme soktu kendini:resmen oğuz atay satıyorlardı.bre melunlar bari o toplantı derlemesini insan gibi dağıtsaydınız.hele elif şafağın günün finalindeki konuşmasını izleseydiniz selim ışık’tan önce intihar ederdiniz.sevgili oğuz atay,sana bunu da yaptık.bizi affetme sakın,bizi itin götüne sok.daha fazla söz anısına hakarettir,hadi dağılın...unutmadan,oğuz atay’ın demiryolu hikayecileri:bir düş’ü,franz kafka’nın günlüklerinde yer alan ’kalda hattını anımsayış’la birlikte okuyun.okuyunda size nasıl bir tuzak kurduğumu kavrayın.kah kah kıh kıh:
ncan
kendisine hayran oldugum bir yazar oguz atay hakkinda sunlari soylemektedir.
oguz atay:"bat dunya bat"
"1972 yilinda tutunamayanlar`i cikar cikmaz aldim, okudum ve bir daha okudum. yazari da kendisi de hic taninmayan kitap, sanki bana bir sir verir gibi konusuyordu; bu yuzden de (baska sebepler arasinda) cok sevmistim. yirmi yasindaydim, edebiyatci olmak istiyor, teknik universite`de sikilarak okuyor, hayatta ne yapmak istedigimi tam bilmiyordum. genc edebiyatci arkadaslarim yoktu. kitabi, ciktiginin haftasi kendi kendime bulmus, ele gecirmistim, kimse bana bu kitaptan soz etmemisti. ama bu da buyuk bir sezgi degildi hic. turkiye`de o zamanlar (simdi de) senede dogru durust kirk cilt roman ancak yayimlaniyordu. bunlarin yarisindan cogunun kotu oldugunu kitapcida soyle bir karistirir, biraz okur anlardim. geri kalan yirmi romani da satin alir, hepsini ciddiyetle okumaya girisirdim. daha basindan, ilk sayfadan tutunamayanlar`in ilginc, baska, degisik oldugunu kestirmek zor degildi. oyuncu, zeki ve bizdeki romancilara kiyasla kulturlu bir yazar! o zamanlar (simdi de) bir romanciyi sevmek, onunla ilgilenmek icin bu kadari bile yeterliydi, yeterlidir. bir gorev duygusu, yuksek bir ahlakcilik ve cemaat havasi icerisinde toplumsal meselelere ve siyasete kafalarini takmis elestirmenlerimizin kitabi farkedebilmeleri gene de yillar aldi.

tutunamayanlar ve oguz atay ilk ciktiginda neden bana ozel bir sekilde sesleniyordu?

1. kahramanlar teknik unversite`de okuyan muhendislerdi. ben de teknik universite`de okuyordum. babam da amcam da oradandi. teknik universite koridorlarinda yuruyup felsefe, sanat, hayat ve turkiye hakkinda akil karisikligiyla dusunmek nedir biliyordum.

2.yazarin duyarligi, dikkat ettigi seyler (esyalarin tuhafligi) yazarin guvensizlikleri, korkulari, alayciligi, kendi kendine konusmasi ("yahu bu olric de nereden cikti") bana benziyordu. yirmi yas buyuk olsaydim bu kitabi ben de yazmis olabilirdim.

3.kulturluydu yazarimiz. ama kimi baska yazarlar gibi, bati kulturunu ust sinifa mensup olmanin bir gostergesi, herkesten ayri olmanin bir yolu olarak gormuyordu da kendini ifade etmek icin kullaniyordu kulturu.

4. aydinlardan soz ediyordu oguz atay. kitaplari seven, benim gibi insanlardan. turkiye`de bati kulturunu sevmis, ulkenin hayatiyla bu kultur arasinda bocalayan insanlar onun konusuydu. ama onlari suclamiyor, abartili teorilerle onemsemiyor, sorumluluklardan, gorevlerden fazlaca bahsedip kafa utulemiyordu. batililasmis aydinlardan siradan insanlardan soz eder gibi sevgi ve anlayisla soz edebilen ilk yazarimiz oguz atay`dir. simdi kolay gozuken zor bir adim. buyurgan milliyetci ya da solcu siyasal nutuk geleneginden sonra aydinlarin da insan oldugunu gormek rahatlaticiydi.

5. hayatin anlatilmayan pek cok yonu onun sayesinde romana ilk defa girdi: radyodan futbol maci dinlemek, araba kulanmasini dersle ogrenmek, kitaplar arasinda kaybolmus sevimli aydinlar vs.

yazarlari bildigimiz ama yazmadigimiz seyleri yazdiklari icin severiz. hem baskalarina benzemedigimiz icin edebiyatla ilgleniriz hem de edebiyat bize baskalarina benzedigimizi ogretir.

iki turlu oguz atay okuru vardir. 1. "ah canim selim!" duyarligina ilgi duyan kultur ve melodram duskunu okur. 2. "bat dunya bat" sinizmini seven alayci okur.

ben ikinci takimdanim ve birincilerin oguz atay`dan pek bir sey anladiklarini sanmiyorum."

yukardaki satirlarin yazari buyuk yazarimizin adini vermemenin belki de daha iyi olacagini dusunuyordum. zira bu yazarimizi sevmeyenler, sevenlerden cok oldugundan ve bu yazarimizin ovdugu seylere ilgi yerine ilgisizlik, dusmanlik duymayi ovunc kaynagi haline getirmis kisilerin oguz atay`a da ayni yaklasimi gostereceklerinden korktugumdan boyle olmasinin daha iyi olacagina kanaat getirmistim ki, `bana ne oluyor?` dedim en sonunda.

yukardaki yaziya ekleyecegim kucuk sey, yazinin sonunda yer alan okuyucuyu tasviridir. yazar saniyorum akilli bir okurun kitaplari nasil okudugunun da altini cizmis. kitabin sonuna hizla kosan kullanilan kelimeleri, kurulan cumleleri pek onemsemeyen okurla, yazarin duyarligina ilgi duyan okuru birbirinden akillica ayirmis bana gore...

neyse yukaridaki yazi orhan pamuk`un oteki renkler kitabindan alinmistir.
tokalon
canım insanlar der,tutunamayanlar’da selim’in ağzından.o kadar acımıştır ki ne desindir bize başka.biz ki okuyup yazan sevgili yapan düş kuran insanlar.hani biz var ya o herşeyden haberi olan...onu o kadar acıtan...bize der,canım der.bizi çok sever.biz herkesi sev-miş gibi yaparken.
tehlikeli falan değildir.dişlerini göstermeye bile kıyamaz aslında...
ama derindir ya korkutur...
oğuz atay,bir adamın bu ülkeden geçtiğinin kanıtır.
angelus
eserlerinde sizi size anlatan bir adamdır. yazdıklarını ya bi kerede anlarsınız, ya da hiç anlamazsınız, ortası yoktur. tehlikelidir, herkes için değildir. uzak kalmanızda fayda vardır.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol