öğretmen öğrenci diyalogları

+ floydian dün seni rüyamda gördüm.
- hayırdır hocam.
+ sana kamyon çarpmış allah korusun ölmüşsün, sonra mezarını gördüm nur gibi bi ışık yayılıyor etrafa.
- allah allah.
+ meğer kamyonun farı götüne kaçmış.
- eueueh
+ ehuehu

(cidden yaşanmıştır.)

-hacam dudunuz mu 50000 ölü varmış
-aa nerde
-karacaahmet mezarlığında hocam
-allah belanı vermesin

+dun gece elektrikler kesildi calisamadim ogretmenim
-evladim sozluye kaldirmadim ki tahtayi sileceksin
+haa oyle desene elektrikler de cayir cayir yaniyordu
-bak sen
+arada bir voltaj gidip geliyordu ama ders calissan calisilirdi yani
-pek de acik sozluymussun
+oo da bi sey mi sunu dinle ogretmenim aksam annem geldi oglum ders calissana dedi bende calismam dedim bu nasil
-otur sifir
+oturdum sifir.

-lan öküz niye konuşuyorsun?
+hocam ne konuşması ya,ben konuşmuyorum ki.
-sen değil lan arkanda ki öküz!
+haaa!

bir ingilizce dersi:
mert artık konuşmanın bokunu çıkarır...
-mert don’t speak..!!
-ee yeter be hoca hep ben speaking zaten...
geberme gelde gülmekten..

-saçlarını ne zaman kestiriyosun sen.
-hiç bir zaman hocam
-gel lan buraya

bizzat yaşanmıştır tarafımdan.tabi kaçan bendim.

bi gün kampüste yürüyoz iki arkadaş.önümüzde bize doğru gelen beş arkadaş,bizim bölümden.ellerinde biralar içe içe geliyorlar.arkamızdan da bizim bölümden üç hoca yürüyor.
bu ellerinde bira olan arkadaşlar hocalar yanlarından geçerken bağırarak,
-vayyy hoca naber ya diye bağırmaz mı?
hocalar dumur tabii.cevap vermeden geçtiler yanlarından.
hocalar biraz uzaklaşınca hocanın arkasından biri
-hoca mına koyim,niye cevap vermiyon lan demez mi!

bir gün akşam etütünde müdür yardımcısı sınıfa girer. müzik dinlemektedir,arka sıralarda erkek arkadaşları basketbol oynamakta,kız arkadaşları dedikodu yapmaktadır.sessiz,sakin,yalnız hayatına devam eden ölü bedenin hayatı bir anda yarılanır.
-çıkar o kulaklıkları
-efendim?
-çıkar dedim o kulaklıkları
ölü beden birden kendini kötü bir sinir havlinin tam ortasında bulur.müzik dinlediği aleti sıraya bırakır.adam kulaklıkları alır,müziği dinler,sonra kulaklıklardan birini ölü bedenin yüzüne fırlatır.
-müzik dinlemek yasak demedim mi ben.
-ben kimseye zarar vermiyorum,sadece müzik dinliyordum.
-bana cevap verme
-hocam kimseye hiçbirşey yapmadım ben sadece müzik dinliyordum!
-sen kim olduğunu sanıyorsun ya,biz sizin için bu kadar elektrik yakıyoruz,bu kadar su harcıyoruz,yurtlarımızı açıyoruz,senin ders çalışman gerekirken yaptığına bak.(yalnız böyle cümleler değildir kurulan,en kabasını hayalinize sığdırın) ders çalışacaksan çalış, çalışmayacaksan defolup git bu yurttan.
ertesi gün dilekçesini vermiştir.
sadece müzik dinlediği için yurttan kovulan salak biriymişim ben evet.kendini devlet olarak gören insanlar da varmış evet. insanların artniyetleri en sinirli anlarında anlaşılıyormuş evet.
hiçbir zaman insanları anlayamayacağım.

-bir kelime soyle evladım
-sik
-füleyman otur yerine ,anlamlı bir şey soylemeliydin.

onur kurulu başkanının ne işe yaradığından haberdar olmayan müdür yardımcısı beni ve onur kurulu başkanını sigara içerken yakalıyıp disiplin cezası vermeye çalıştığında gelişen olaylar:

müdür(disiplin kuruluna ve müd.yrd sına):-son sorgulamayıda onur kurulu başkanının yapması gerek nerde onur kurulu başkanı?

(sorgulanan öğrenci):-benim hocam.

sonuç:müdür yardımcısı okuldan atılır.

matematik yazılısı okunur sınıf duman olmuştur,sınıfın tamamı 30 un altında not almıştır lakin bir kağıt sadece 65 almıştır.

-aranızda bir gerizekalı, adi, dürzü beyinsiz, aptal 65 almış.ama bu 65 alan asalak adını yazmamış.ceza olarak 10 puan daha kırdım.kim ise çabuk çıksın.

herkes birbirne bakar kimseden ses çıkmaz.herkes notunu öğrenmiştir.

aradan 10 dakika geçer hoca kağıtlara bakarken,öğrencilere dönerek pardon arkadaşlar bu cevap kağıdıymış der.tabi sınıf yerlerde.o günden sonra minimum faruk lakaplı hocanın lakabı daşak oğlanı faruk olarak değişmiştir.

+ahmet oğlum,bi de sen çözmeyi dene şu problemi!
-hangisini hocam?
+patt,kütt,takk!...

ders sona erdikten sonra tahtadaki problemi aradım,bulamadım.neden sonra kendime geldim,beni koluyla kaldırıp tahtaya yapıştıran sevgili hocam beni düşünmüş,tahtadaki problemin fotokopisini ceketimin üzerine nakşetmişti.

-overdose. bu kadar cok konustuguna gore sin27-cos45 in toplaminin arctan inin bulabilirisn sanirim?
-seyircilere sormak istiyorum.
-otur
gotune koyim hoja bakislari dahilinde not defterine atilan tek bir hareket

öğretmen:oğlum burası sinema mı ne konuşuyorsun?
öğrenci:hedehödöhedehödö?

gerçektir:
hüseyin: hocam ben geçen hafta hollanda’daydım, gelemedim...
hoca: hollanda’daydın demek!
hüseyin: evet hocam.
hoca: ne ister dam’a da gittin mi bari?
hüseyin: (dumur)
(sınıf kopar)

-hocam ben sınavdan düşük aldım kağıdıma bakabilirmiyim?
--ben herkese fazla puan verdim bakarsak fazladan verdiğim puanları geri alırım
-bakmayalım o zaman

geçen gün iletişim sosyolojisi dersinde yaran bir diyalog gerçekleşti.iq testlerinden konu açıldığında bunların çeşitli ve gerçeği tam olarak yansıtamayacağını söyleyerek amcasının yıllar önce kendisine hangisini yaptığını hatırlamadığı bir iq testinden 170li bir sonuç çıktığını söyleyen araştırma görevlisi hocamıza
-hocam bi yanlışlık olmasın.benim bildiğim kadarıyla 170li bir sonuç olmaması gerekiyor.70 olmasın
diyerek bütün sınıfın yarılmasına neden oldu bu zeki arkadaş.

istanbul da okumus genc,saf ve guzel ingilizce stajer ogretmeni: bir cok milletten bir cok dunusur vardir.
adanali firlama ogrenci: tabi ki ogretmenim..mesela onakoma banako
genc stajer: ben onu daha once hic duymamistim. adini tahtaya yazar misin?
ogrenci: tabi hocam(kalkar yazar,sinif inanmaz bu kadar olabilicegine, saskinliktan kopamaz)

--hocam dışarı çıkabilirmiyim?
+defol.

öğrenci- hocam izin kağıdı alabilir miyim?
md.yrd.-hangi bölümsün sen?
öğrenci-kimya
md.yrd.-kravatın nerede senin?
(kız sivil haldedir)