hissedebilene bir yudum su bile yaşatabilir bu duyguyu. kan ter içinde eve atarsınız kendinizi, susuzluktan diliniz damağınıza yapışmıştır, bir bardak suyla yeniden doğmuş gibi olursunuz. ayaklarınızı yerden kesebilecek çok küçük ayrıntılar vardır hayatta, görebilir, hissedebilirseniz eğer.
mutluluk
mutlu eden bir şeydir, her zaman bulunmaz. yangından ilk kurtarılacak şeydir sahibiyseniz.
mutlu eden bir şeydir, her zaman bulunmaz. yangından ilk kurtarılacak şeydir sahibiyseniz.
bir yatılı öğrenci için tatillerde eve gitmektir mutluluk.
mutluluk bir sudur iç içi kudur..
güneşli bi sabahla karşılaşıp bütün gününün güzel geçeceğine inanırken, gün her gün gibi sıradan bir gün olarak geçse bile seninle aynı şeyleri hisseden hatta aynı şeyleri yaşayan birisi var ya sanki onun da olduğunu yani hissettiğini hani bilmez ama sen de hissedersin gibi oluya ya öyle bi şeydi işte. unuttum şimdi.
anlattığınız en anlamsız şeyleri bile anlayabilecek biri olduğunu anlamanızdır.
bir gün mutlu olacağını hayal etmektir. hayal ettikçe mutlu olursun. mutlu oldukça hayal edersin. bu ne salak bi döngüymüş ya?
ps: evet şıpsevdi çiğniyorum.
ps: evet şıpsevdi çiğniyorum.
sevgilinin bocek gordugu zaman aniden irkilmesi ve ona neden boyle irkildigini sordugunuz zaman aldiginiz "cunku korktum" cevabinin icinizde olu$turdugu sevimli kipirtidir.
cunku bilirsiniz ki onu bocekten ve diger her turlu zararli $eyden koruyabilirsiniz ve daha otesi bunu isteyerek yaparsiniz.
cunku bilirsiniz ki onu bocekten ve diger her turlu zararli $eyden koruyabilirsiniz ve daha otesi bunu isteyerek yaparsiniz.
sevgilinin böcek gördügü zaman aniden irkilmesi ve ona neden böyle irkildigini sordugunuz zaman "ayh içim fena oldu!" cevabını vermesidir. he pardon kıpırtıdır. cunku bilirsiniz ki onu börtü böcekten koruyamazsınız, sinek böcek danaburnu her zaman olacaktır. ba$larım öyle mutluluga, gereksizdir.
çılgın gibi entry girilen bir başlık bu dakikalarda. sol framede başlığın yanında, parantez içindeki sayının devamlı arttığını gördükçe zülfü livanelinin mutluluk romanından uyarlanan aynı adlı filmin şu sıra televizyonda gösterildiğini düşündüm. börtü böcek entrylerini görünce "herşey televizyon mudur?" diye sordum kendi kendime.
e$inizin bocek gordugu zaman aniden irkilmesi ve ona neden boyle irkildigini sordugunuz zaman aldiginiz "cunku korktum" cevabinin uzerine, "siktirtme $imdi bocegini sinegini, kalk yemek yap lan!" dediginiz zaman, e$inizin usul usul mutfaga dogru yollandigini gordugunuzde icinizde olu$an e$ek siki ebatlarinda kipirtinin ismidir.
güzel bi şey lan. (tanıma bak)
mutlu edici bi şey. (gerçek tanım)
başladığında...
hiç bitmesin dediğin,
ama bir gün biteceğini bildiğin,
buna rağmen kabullenmediğin,
bittiğinde...
bir daha olamayacağım dediğin,
ama bir gün mutlaka olacağını bildiğin,
buna rağmen kabullenmediğin,
garip bir duygu...
hiç bitmesin dediğin,
ama bir gün biteceğini bildiğin,
buna rağmen kabullenmediğin,
bittiğinde...
bir daha olamayacağım dediğin,
ama bir gün mutlaka olacağını bildiğin,
buna rağmen kabullenmediğin,
garip bir duygu...
derinlere dalıp, felsefi çözümlemeler yapmaya hiç gerek yok. mutluluk başka bir durumda olmayı beklememektir. fakat insanin istekleri o kadar sınırsızdır ki bu "beklememe hali" cok cabuk kaybolur. bu yuzden ele geçen mutluluk her zaman çok dayanıksızdır.
herkese mutluluk için girdiği yolda sonsuz başarılar ...
herkese mutluluk için girdiği yolda sonsuz başarılar ...
izledikten sonra mest olup gördüğü her mutluluk yazısında ve duyduğu her mutluluk sözcüğünde filmi anma isteğimin uyanmasına sebep olan yapımdır.
zardanadamın kafam seninle güzel albümünden bir şarkı. sözleri:
doğduğun anda mı kaybettin hep aradığın şeyi,
kim dönmüş ki sen dönesin o altın köşeyi,
yürüdükçe büyüyor mu yolar, kurdukça hayaller?
yine mi özlüyorsun yoksa sihirli şişeyi...
sen miydin sana ol diyen,
yandığın yetti, bırak artık peşini.
sen kovaladıkça,
o kaçacak,
ne kadar kaçarsan kaç,
yine seni bulacak.
ne aşk, ne devrim, ne dostluk, ne de onur,
ne paranın, ne de itibarın bir faydası dokunur,
birini dikerken daha öbürü yıkılır.
doldukça sırtında çuvallar belin bükülür,
sn miydin sana ol diyen,
yandığın yetti, bırak artık peşini.
sen kovaladıkça,
o kaçacak,
ne kadar kaçarsan kaç,
yine seni bulacak.
doğduğun anda mı kaybettin hep aradığın şeyi,
kim dönmüş ki sen dönesin o altın köşeyi,
yürüdükçe büyüyor mu yolar, kurdukça hayaller?
yine mi özlüyorsun yoksa sihirli şişeyi...
sen miydin sana ol diyen,
yandığın yetti, bırak artık peşini.
sen kovaladıkça,
o kaçacak,
ne kadar kaçarsan kaç,
yine seni bulacak.
ne aşk, ne devrim, ne dostluk, ne de onur,
ne paranın, ne de itibarın bir faydası dokunur,
birini dikerken daha öbürü yıkılır.
doldukça sırtında çuvallar belin bükülür,
sn miydin sana ol diyen,
yandığın yetti, bırak artık peşini.
sen kovaladıkça,
o kaçacak,
ne kadar kaçarsan kaç,
yine seni bulacak.
serotoninin hammaddesi.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?